wecycleWe-Cycle fuarı kapsamında Prof. Dr. Erdem Görgün moderatörlüğünde düzenlenen Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu ve Evsel Kaynaklı Atıkların Yönetimi oturumuna katılan Genel Sekreterimiz Mete İmer Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS)’ü anlattı.

ÇEVKO Vakfı, 31 yıl önce Türkiye’de Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS)’ü benimseyen şirketlerce kuruldu. Bu süre içerisinde, toplumda geri dönüşüm kültürünün oluşması için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, kamu otoritesiyle yasal alt yapı için iş birliği, belediyeler ve lisanslı toplama ayrıma tesisleriyle birlikte ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanarak geri dönüşümü için çalışmalar gerçekleştirdi.

ÇEVKO Vakfı, 2005-2015 yılları arasında ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda yetkilendirilmiş kuruluş olarak 30 milyon nüfusa sahip 29 ilde, 162 belediye ve 70 lisanslı toplama-ayırma firması işbirliğinde 5.000’in üzerinde ekonomik işletmenin desteği ile 7 milyon 500 bin ton ambalaj atığının toplanarak geri dönüşüme sevk edilmesini organize etti. Vakıf olarak, son 5 yılda, atık yönetimi çalışmalarının yanında, iklim krizi ile savaşım ve Türkiye’de döngüsel ekonomiye geçişe odaklandık.

ÇEVKO Vakfı’nın GÜS’ün simgesi olan Yeşil Nokta’yı benimsemesi, bu simgeyi kullanan örgütlerin oluşturduğu PRO Europe’a, ardından EXPRA ve Global Compact’e üye olması, dünyadaki gelişmeleri yakından izleyip paydaşlarımızla paylaşma misyonumuzdan kaynaklanmaktadır. 2017 yılında düzenlediğimiz, Türkiye’nin belki de ilk uluslararası döngüsel ekonomi kongresinde, ülkemizin döngüsel ekonomiye geçişi için bir plan hazırlanması çağrısında bulunduk. 31 yıllık yolculuğumuza çıkarken ortaya koyduğumuz, ülkemizde geri dönüşüm kültürü ve tüketim sonrası atıkları kaynağında ayrı toplama alışkanlığı oluşturma vizyonu ve bu vizyonu GÜS modeliyle geliştirme yöntemi, döngüsel ekonomiye geçişle birlikte bütün dünyada önem kazanmıştır.

Yeşil Nokta, “Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu”nu ifade eden, uluslararası tescilli bir markadır. 1990’lı yıllarda Almanya’da geliştirilen Yeşil Nokta, tüketim sonrası ambalaj atıklarını ayrı toplayan veya toplanmasına mali katkı sağlayan sanayi kuruluşlarının, bunu tüketicilere ve kamu otoritelerine duyurmak üzere, ürünlerinin ambalajları üzerinde kullandıkları ortak bir işaret olarak ortaya çıktı. Avrupa’ya ve dünyaya yayılan bu işaret 2003 yılında ÇEVKO Vakfı tarafından Türkiye’ye getirildi. Türkiye’de günümüzde 1.100’ün üzerinde ekonomik işletme ÇEVKO Vakfı ile sözleşmeli olarak Yeşil Nokta’yı kullanmaktadır.

1 Kasım 2022’de ÇEVKO Vakfı’nın kuruluş yıldönümünde düzenlenen uluslararası konferansta “Döngüsel Ekonomide Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” konusu, kamu, STK ve iş dünyasından ulusal ve uluslararası konuşmacıların katılımıyla ayrıntılı olarak ele alındı. Etkinlik kapsamında, 2022 Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri ve Yeşil Nokta Basın Ödülleri de sahiplerini buldu.

GÜS üreticinin bir ürünle ilgili sorumluluğunu bir ürünün yaşam döngüsünde tüketiciler sonrası evreye genişlettiği bir çevre politikasıdır. Yani piyasaya ambalajlı ürün süren şirketler ürünlerinin tüketim sonrası ortaya çıkan atıklarının toplanması ve geri dönüştürülmesi konusunda fiziksel ya da mali sorumluluk üstlenirler.

GÜS (EPR) politikası:

(1) Sorumluluğu (fiziksel ve/veya ekonomik; tümüyle veya kısmen) üreticiye yönlendirir.

(2) Üreticilere ürünlerini tasarlarken çevresel etkileri dikkate almaları konusunda teşvik sağlanmasını içerir.

Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) sistemleri, belirli ürünlerle ilgili atıkların önlenmesi ve yönetimi için oluşturulmuş kurumsal mekanizmalardır ve «kirleten öder» ilkesine dayanırlar.

GÜS sistemi bir vergi değildir. Üreticilerin mali katkıları Üretici Sorumluluğu Organizasyonu tarafından doğrudan kullanılır ve Devletin genel bütçesi içinde «absorbe» edilmez.

haber1EXPRA’nın GÜS’le ilgili 10 altın kuralı:

1- Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) bir ürünün tüm yaşam döngüsünü kapsar.

2- GÜS yükümlülük sistemleri yükümlü sanayi tarafından yönetilmeli ve işletilmelidir.

3- GÜS yükümlülük sistemleri kar amacı gütmeyen veya karı üyelerine dağıtmayan sistemler olmalıdır.

4- Çıkar çatışmasını engellemek için atık toplayan, ayıran veya geri dönüştürenler GÜS örgütleri içinde aktif olarak yer almamalıdır çünkü sistemin bu oyuncuları GÜS örgütlerinin hizmet aldıkları paydaşlardır.

5- Kamu otoriteleri tarafından uygulatılması sağlanan, GÜS’le ilgili güçlü bir yasal çerçeve olmalıdır.

6- Başarılı bir GÜS, kamu otoriteleri ile GÜS’ü yerine getirenlerin işbirliğine dayanır.

7- Bir bölgede sağlanan GÜS hizmetleri için eşit koşullar olmalı, haksız rekabet olmamalıdır.

8- Yükümlülük altındaki şirketler eşit muamele görmeli ve GÜS’ün maliyetlerini paylaşmalıdır.

9- Sanayinin sahibi olduğu GÜS örgütü, aynı zamanda, bir kamu hizmeti misyonu gütmelidir.

10- GÜS örgütleri, yükümlü şirketleri, ürün ve ambalajlarının çevresel performanslarını geliştirmeleri için desteklemelidir.

Döngüsel Ekonomiye Geçişte GÜS’ün Rolü

İlk Üretici Sorumluluğu Örgütleri, GÜS’ün uygulanması, uygulamanın görünürlüğü ve etkileri bakımından 30 yıllık bir deneyime sahiptir. Başından beri GÜS sistemleri artan atık miktarının, vergi mükelleflerine yansıyan yükselen maliyetlerin ve işlenmemiş atığın neden olduğu kaynak israfının yarattığı sorunlara çözüm üretmek için ortaya çıkmıştır.

GÜS modelleri, günümüzde, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin, (özellikle 9., 12., 14. ve 15. hedefler) elde edilmesine katkı sağlamaktadır.

Döngüsel ekonominin hammaddelere olan bağımlılığı azaltmakta olduğu ve atıkların toplanarak değerlendirilmesi bakımından ulus devletlerin stratejik olarak önemini arttırdığı günümüzde Üretici Sorumluluğu Örgütleri:

-Piyasaya sürenler ve kamu otoriteleriyle birlikte tekrar kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım için minimum hedefleri tanımlarlar.

-Ambalajın yaşam sonu yönetiminin maliyetlerini karşılamak üzere piyasaya sürülme aşamasında alınmak üzere çevre katkı bedeli belirlerler.

-Şirketlerin ödediği çevre katkı bedellerini, ürünlerin eko-tasarımı, geri dönüştürülebilirliği ve geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı gibi çevresel kriterleri dikkate almak suretiyle, azaltıp, çoğaltarak ayarlama (eko-modülasyon) yaparlar.

-Şirketlerin ambalajlanmış ürünler ile ilgili döngüsel ekonomi içinde yer almasını sağlarlarlar.

-Kamunun atık yönetim hizmeti için bir yandan sürdürülebilir fon yaratırken, diğer yandan bu hizmetin verimini arttırırlar.

-Ölçek ekonomisinden ve verimlilikten yararlanarak yurttaşlara yansıyan maliyetleri kontrol altında tutarlar.

-Uygun ayrı toplama fırsatları sağlayarak, ayrı biriktirmeyi, iyi tüketim uygulamalarını ve yeni kullanım şekillerini teşvik ederek yurttaşları döngüsel ekonomiye geçişe dahil ederler.

-Belirli durumlarda tüketicileri, çevreyi kirletmenin sonuçları hakkında eğitir, kirliliğe neden olan ambalajların toplanmasıyla ilgili maliyetlere katılırlar.

-Geri dönüştürülmüş malzemelerin ilk piyasaya sürenlerine dönmesini sağlamak üzere geri dönüşümcülerle işbirliği yaparlar.

haber2Döngüsel ekonomiye geçişle birlikte atıkların azaltılmasının, onların tekrar kullanılmasının ve geri dönüştürülmesinin önemi daha iyi anlaşıldı. Geri dönüştürüldüğü takdirde atık, ekonomiye girdi olan bir hammaddedir. Atıkların sürdürülebilir bir sistem içinde kaynağında ayrı toplanması ve geri dönüştürülmesi hem çevre kirliliğinin önlenmesi, hem ekonomiye katkı, hem de toplumsal gelişim bakımından önemlidir.

Geri dönüşüm üretim aşamasında, başta su, ağaç, petrol olmak üzere daha az doğal hammadde ve fosil yakıt, elektrik gibi daha az enerji harcanmasını sağladığı için kaynak israfını önler. Bu durumda hem daha az doğal hammadde ve enerji kullanıldığı, hem de atıkların çöp olması önlenerek hammaddeye dönüştükleri için çifte tasarruf söz konusudur. Biz ÇEVKO Vakfı olarak 2005-2020 yılları arasında paydaşlarımızla birlikte yaptığımız çalışmaların ülke ekonomisine 56 milyar TL katkı sağladığını hesapladık.

Toplumumuzun geri dönüşüm hakkındaki bilgi düzeyi ve duyarlılığı her geçen gün artmaktadır. Bunda dünyadaki gelişmelerin, ülkemizde bu konuda yapılan yasal düzenlemelerin, ÇEVKO Vakfı ve benzeri kurumların uzun yıllardır yaptığı farkındalık, bilgilendirme ve eğitim çalışmalarının, medyanın bu konuya verdiği önemin rolü büyüktür.

Türkiye’de GÜS modelinin 15 yıl uygulanmasının ardından GEKAP alınmaya başlanmasıyla terk edildiğini izlemekteyiz. Oysa, günümüzde bütün dünyada sanayinin hammaddesi haline gelmiş olan özellikle tüketim sonrası atıkların yönetimine ülkemizde de sanayinin sahip çıkarak sürecin içinde yer alması ve sürece öncülük etmesi gerektiğine yürekten inanıyoruz.

ÇEVKO Vakfı olarak son yıllarda şirketlerle kurumsal sorumluluk kapsamında çevre temizliği, atıkların iş yerlerinde ayrı biriktirilmesine ve toplanmasına ilişkin dijital çözümler, atık biriktirme ekipmanı temini, genişletilmiş üretici sorumluluğu kapsamında bir işletme ile tüketim sonrası ortaya çıkan plastik ambalaj atıklarının belediye ve lisanslı firmalar işbirliğinde toplanması ve raporlanması için gönüllü çalışmalar yürütmekteyiz. Toplumda özellikle iklim krizi ve sürdürülebilirlik konularında farkındalık yaratmak amacıyla düzenli olarak yayımladığımız e-bülten ve e-dergimizin yanında kurduğumuz ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun organizasyonunda sanayi, üniversite, medya mensupları ve gönüllülerimizle çevrim içi söyleşiler gerçekleştiriyoruz.

ÇEVKO Vakfı, bir sanayi inisiyatifi olmasının ötesinde, topluma mal olmuş bir sivil toplum kuruluşudur. Toplumun geri dönüşüm kültürünü içselleştirmesi, iklim krizine karşı mücadele etmesi, döngüsel ekonominin önemini anlaması ve eyleme geçmesi için çalışmaktadır. Bu çalışmalara katılmak isteyen yurttaşlarımız www.cevko.org.tr internet sitemizden başvurarak “ÇEVKO gönüllüsü” olabilirler.

Cumhuriyetimizin 100. yılına girmeye hazırlanırken çok büyük bir dizi deprem felaketi yaşadık, yaşıyoruz. Acımız sonsuz! Yaşamlarını yitirenlere baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifalar ve tüm yurttaşlarımıza sabır diliyorum. Ulusça birlik içinde bu büyük felaketin de üstesinden geleceğimize, yaralarımızı saracağımıza inanıyorum. Bundan sonra, bilimin yol göstericiliğinde, eş güdüm içinde, sorumluluk bilinci ve etik değerlere bağlı olarak hareket ettiğimiz takdirde benzer felaketler yaşamayacağımızı umuyorum. ÇEVKO Vakfı olarak bölgede ortaya çıkan atıkların bertaraf edilmesinde, barınma başta olmak üzere temel gereksinimlerin karşılanması için hazırlanacak projelerde, geçmişte benzer projelerde olduğu gibi, uzmanlık alanımızla ilgili görev almaya hazırız.