×

Bilgilendirme

Lack of access rights - File '/images/2-METE_IMER_14_04_2020.png'

e-Bülten Haberleri

1616321501 NW Michel BeneventiNestlé Waters Türkiye Genel Müdürü Michel Beneventi, 22 Mart Dünya Su Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada suyun ve temiz bir dünyanın gelecek nesiller için en önemli miras olduğunun altını çizdi.

Beneventi, kolektif bir bilinç oluşturmak, yaşam kalitesini artırmak ve sağlıklı nesillere katkıda bulunmak misyonuyla Nestlé Waters bünyesinde 2018 yılında hayat geçirdikleri “Caring For Water – Suya Değer Vermek” inisiyatifi hakkında da bilgi verdi.

Birleşmiş Milletler, 2030 yılında küresel su arzının %40 üzerinde olacağını öngörüyor. Dünya genelinde 630 milyondan fazla kişinin temiz suya erişimi bulunmuyor. Ambalaj atıkları, bilinçsiz kullanım gibi türlü sebeplerden bugün 2,4 milyar kişi sağlıklarını riske atacak derecede kirli su kullanmak zorunda kalıyor. Hal böyleyken, Birleşmiş Milletler, her yıl 22 Mart Dünya Su Günü’nde, bu sorunlar konusunda farkındalık yaratacak, tedbirler almak için harekete geçirecek çalışmalar yürütüyor. Her yıl farklı bir tema çerçevesinde yürütülen çalışmaların bu yılki teması “Value for Water – Su Değeri” olarak belirlendi.

Birleşmiş Milletlerin bugüne özel, suyun korunmasının ve yönetiminin yanı sıra iklim değişikliğine sebep olan tüm nedenlerin de bertaraf edilmesi için dünya genelinde yürüttüğü çalışmalara destek veren Nestlé Waters’ın Türkiye Genel Müdürü Michel Beneventi, şirketin bu konudaki vizyonu ile yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.

“Gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmak hepimizin sorumluluğu”

Suyun ve temiz bir dünyanın gelecek nesiller için en önemli miras olduğunun bilinciyle hareket ettiklerinin altını çizen Beneventi, Nestlé Waters olarak bu mirasın korunmasında bütünsel bir bakış açısıyla önemli sorumluluklar üstlendiklerini belirtti. Beneventi sözlerine şöyle devam etti: ”Gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmak hepimizin sorumluluğu. Nestlé Waters olarak Dünya Su Günü’nü, bu sorumluluk farkındalığını oluşturmak için bir vesile olarak görüyoruz. Şirketimizin ‘kaliteli ve sağlıklı nesiller’ vizyonundan aldığımız güçle, sadece suyu değil geleceği koruma anlayışıyla tüm faaliyetlerimizde çevresel etkilerimizi en aza indirmeye çalışıyoruz.”

“Su kaynaklarının sürdürülebilirliği için ortak hareket etmek önemli”

Lider ambalajlı su markalarını en sağlıklı, doğal ve güvenilir şekilde tüketicilere ulaştırmanın büyük bir sorumluluk olduğunu ifade eden Beneventi, bu sorumluluğun en önemli kısmının ise su kaynaklarının yönetimi olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye su kaynakları açısından, dünya geneline kıyasla çok şanslı bir ülke. Ancak mevcut zenginliği korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak çok önemli. Nestlé Waters olarak işimizi yürütürken en büyük hedefimiz sürdürülebilir bir iş modelini uygulamak ve uzun yıllar bunu koruyabilmek. 2025 yılına kadar bütün dolum tesislerimizin Su Koruyuculuğu Sertifikası (Alliance for Water Stewardship-AWS) ile sertifikalandırılarak, tüm dünyada su kaynaklarının korunmasında lider bir rol üstlenmek ve iyi bir su yönetiminin mümkün olabileceğini göstermek için çalışıyoruz. Su ve çevreyle ilgili konuların çözüme ulaşmasında, çok paydaşlı yaklaşımla sonuca gitmeyi kendimize hedef olarak seçtik. Son 10 yılda paydaşlarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz farklı projelerle yaklaşık 500 milyon litre suyun doğada kalmasına katkıda bulunduk.”

 

1616396958 hasan suel 5703 5059Herkes için daha iyi bir gelecek hedefiyle faaliyet gösteren Vodafone, Yeşil Ofis Programı ile ofislerinde geçtiğimiz yıl 1.652 metreküp su tasarrufu sağladı. Şirket, çiftçiler için sunduğu Dijital Tarım İstasyonu çözümüyle de tarımsal sulamada %40’a varan oranda azalma sağlıyor. Dünya Su günü vesilesiyle açıklama yapan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, “Su kıtlığını hafifletmek ve suyla bağlantılı ekosistemleri korumak için hepimize önemli görevler düşüyor. Dijitalleşmenin gücünü kullanarak su tasarrufu konusunda değer katan çalışmalar yapmaya devam edeceğiz” dedi.

22 Mart 2021 “Amaç odaklı şirket” yaklaşımı doğrultusunda 2025 yılına kadar operasyonlarından kaynaklı çevresel etkisini yarıya indirmeyi hedefleyen Vodafone, tüm dünyada tatlısu kaynaklarının korunması için verilen mücadeleye destek olmaya devam ediyor. Vodafone Yeşil Ofis Programı ile ofislerinde su tüketimini azaltarak geçtiğimiz yıl 1.652 metreküp su tasarrufu sağlayan şirket, çiftçiler için sunduğu Dijital Tarım İstasyonu çözümüyle de tarımsal sulamada %40’a varan oranda azalma sağlıyor. Vodafone, tatlısu kaynaklarının sürdürülebilirliğini ve su tasarrufunu hedefleyen çalışmalarıyla Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan temiz su ve sanitasyona odaklanan SKA 6’yı ve sorumlu üretim ve tüketime odaklanan SKA 12’yi destekliyor.

Bu yıl “Suyun Değeri” temasıyla düzenlenen Dünya Su Günü vesilesiyle açıklamada bulunan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, şunları söyledi: 

“Vodafone olarak, operasyonlarımızdan kaynaklı çevresel etkimizi yarıya indirme hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, tatlısu kaynaklarının korunmasına da büyük önem veriyoruz. İklim değişikliği, su kaynakları üzerindeki baskıyı her geçen gün artırıyor. 2050 yılına kadar, her 4 insandan en az birinin sık sık yaşanan su sıkıntısından etkileneceği tahmin ediliyor. Su kıtlığını hafifletmek, suyla bağlantılı ekosistemleri korumak ve eski haline getirmek için hepimize önemli görevler düşüyor. Vodafone olarak, Yeşil Ofis Programımız ile su tüketimimizi azaltmak için düşük kapasiteli rezervuar, susuz pisuvar, sensörlü musluk ve süre azaltımı ile geçtiğimiz yıl 1.652 metreküp su tasarrufu sağladık. Binalarımızın çevresinde sadece yağmur suyu ile büyüyebilen bitkiler, ofislerimizde ise suya hiç ihtiyaç duymayan bitkiler tercih ediyoruz. Diğer yandan, yaklaşık %70’lik oranla dünya genelinde en büyük su tüketicisi olan tarım alanında Dijital Tarım İstasyonu çözümümüzle %40’a varan oranda tasarruf sağlıyoruz. Vodafone olarak, herkes için daha iyi bir gelecek hedefiyle dijitalleşmenin gücünü kullanaraksürdürülebilirlik alanında ve su tasarrufu konusunda değer katan çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.”

Tarımsal sulamada %40 tasarruf

Vodafone’un sunduğu Dijital Tarım İstasyonu çözümü, doğru anda sulama önerisi sayesinde suyun gereğinden fazla kullanılmasının önüne geçerek su kaynaklarının korunmasını sağlıyor. Havanın ve toprağın nemini ölçen, ne zaman yağmur yağacağını veya kuvvetli rüzgâr çıkacağını önceden haber veren çözüm sayesinde, çiftçiler daha dengeli sulama yaparak kaynakları daha verimli kullanma imkânı buluyor. Bölge, coğrafi koşullar, yetiştirilen ürün ve kaynaklar göz önüne alındığında sulamada %20-40, gübrelemede %15-20, ilaçlamada %20-30, elektrikte ise %25-40 arasında tasarruf sağlayan Dijital Tarım İstasyonu, tarımsal ürünün çeşidine göre de verimlilikte %10-15 arası artış ve ürün kalitesinde ciddi iyileşmeler sağlıyor.

ypaSürdürülebilirlik Akademisi tarafından düzenlenen ‘Uluslararası 1. Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’ndan iş dünyasına çağrı:

Döngüsel ekonomiyi birlikte kuralım, geleceğimizi tehdit altında olmaktan kurtaralım!

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından düzenlenen ‘Uluslararası 1. Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’na katılan özel sektör, kamu, akademi ve sivil toplum temsilcileri, iş dünyasına ‘döngüsel ekonomiyi zaman geçirmeden oluşturma’ çağrısında bulundu.

Sürdürülebilirlik Akademisi, döngüsel ekonomiyi derinlemesine ele alarak, ‘plastik kirliliğinin yaşanmadığı bir dünyanın mümkün olup olmadığına değil, bunu gerçekleştirmek için birlikte neler yapılabileceğine’ odaklanan uluslararası bir konferans düzenledi. Özel sektörden kamuya, akademiden sivil toplum kuruluşlarına kadar değişimde kilit rol oynayan tüm paydaşlar, bu konudaki görüşlerini açıklamak için ‘çevrimiçi’ düzenlenen Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’nda buluştu. 

30.yılında ÇEVKO Vakfı’nın da konuşmacı olarak katıldığı konferansta vakfın üyeleri de yer aldı.

Unilever ezberleri bozuyor

Unilever NAMETRUB Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Şenel Erim de ‘Döngüsel ekonomide markaların rolü’ başlıklı oturumda, her yıl yaklaşık 11 milyon ton plastiğin okyanusa karıştığını ve eğer bugün harekete geçilmezse bu oranın 2040 yılında neredeyse 3 katına çıkacağını vurguladı. “Geleceğimiz için harekete geçmek zorundayız” diyen Erim, sözlerine şöyle devam etti: “Plastiği döngüsel ekonomide tutabilirsek önümüzdeki 20 yıl içinde okyanuslara karışan plastik oranını yüzde 80 azaltabiliriz. Unilever’de 2019 yılında açıkladığımız taahhütler ile 2025 yılına kadar plastik ambalajlarımızın yüzde 100'ünün tamamen yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir veya kompostlanabilir olmasını sağlamayı taahhüt ettik. Bu hedefe ulaşmak için ‘Daha az plastik, daha iyi plastik, plastiksiz çözümler’den oluşan üçlü bir düşünme şekli geliştirdik. Küresel CEO’muz Alan Jope’tan başlayarak plastiğin bizim sorumluluğumuz olduğunu söylüyor ve bu heyecan verici görevin geri dönüştürülmüş plastiğe olan talebin küresel çapta artmasını sağlayacağına inanıyoruz. Bu konuda liderlik etmeye, ezberleri bozmaya hazırız. Bu konuda tüketici bilinci, altyapının oluşturulması ve kamu-özel sektör diyaloğunun çok önemli olduğuna inanıyor ve iş dünyasını bu çerçevede harekete geçmeye çağırıyoruz.” 

 

ids gorsel1991 yılında sanayinin öncülüğünde kurulan ve ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda 30 yıldır faaliyetlerini sürdüren ÇEVKO Vakfı ,İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirlik konularında çalışmak üzere 2016 yılında vakıf üyeleri arasından ÇEVKO Vakfı iklim değişikliği ve Sürdürülebilirlik (İDS) Çalışma grubunu kurmuştur.

ÇEVKO Vakfı ile birlikte Akçanca ,Bp Petrolleri, Coca Cola içecek, Erikli Su, Loreal Türkiye, Mey Alkollü İçkiler, Migros, Pepsi Cola ,Pınar Su, Procter&Gamble, Unilever ‘in de aralarında olduğu çalışma grubuna 2021 yılı başında CarrefourSa’da katıldı. Böylece grubun üye sayısı 13’e yükseldi.

Grup üyeleri sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmak,özel sektör sanayi ve sivil toplumun temsilcisi olarak yurt içinde ve yurt dışında etkinliklere katılmak ,etkinlik düzenlemek.

İlgili devlet kurumlarıyla ilişkileri ve işbirliğini geliştirmek ,

İklim değişikliği ile ilgili ulusal ve uluslararası sözleşme ve yasal düzenlemeleri izlemek,görüş ve katkı sağlamak,

Geri dönüşüm ve atık yönetiminin iklim değişikliği ile mücadeledeki olumlu etkisini öne çıkarmak,

Tüketicilere ve bireylere yönelik farkındalık kazandırmak için çalışmalarına tüm hızıyla devam etmektedir.

MBB

MBB üye belediyelerinin çevre koruma ve kontrol, temizlik işleri ve sıfır atık yönetimi ile ilişkili birimlerden ilgili personelin katılımı ile gerçekleşen toplantıda belediyeler açısından sıfır atık yönetim sistemine geçiş süreci ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından görüşe açılan yeni Ambalaj Atıkları Yönetmelik Taslağı değerlendirildi. Belediyelerin yoğun ilgi göstertiği toplantıya İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Çevre Yönetimi Şube Müdürü Mustafa Lütfi İlkbahar konuşmacı olarak katıldı.

MBB Çevre Yönetimi Koordinatörü Ahmet Cihat Kahraman, toplantının açılışında pandemi sürecinde Çevre Platformu toplantılarını çevrimiçi olarak sürdürdüklerini ve bu toplantıyı alt bölgesel ölçekte yapılan diğerlerinden farklı olarak Marmara Bölgesi düzeyinde yaptıklarını ifade etti.  Kahraman: “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine ilişkin olarak hem geri kazanım katılım payı (GEKAP), hem Aralık ayının sonunda kanun ile ilan edilen Türkiye Çevre Ajansı’nın hayata geçirilmesi hem de depozito yönetim sistemine ilişkin değişiklikler, Ambalaj Atıkları Yönetmeliğinde birtakım değişiklikleri gerekli kıldı. Tüm bunlar Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinde de oldukça radikal bir takım değişikliklere sahne oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geçtiğimiz günlerde hazırladığı Ambalaj Atıkları Taslak Yönetmeliğini belediyelerin ve diğer ilgili paydaşların görüşüne açtı. Biz MBB olarak taslak üzerinde çalıştık ve bununla ilgili bir sunum hazırladık. Bugün yeni taslağı beraber değerlendiriyor olacağız” dedi.  

 

turkiye dongusel ekonomi3 Mart tarihinde ÇEVKO Vakfı’nın da katılacağı ,İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye)’nin, düzenlediği Döngüsel Ekonomi Haftası 1-5 Mart tarihleri arasında çevrimiçi olarak gerçekleşecek. Etkinlikle, çağımızın kaynak sürdürülebilirliği ihtiyacına küresel, bölgesel ve ulusal düzeyde alınan önlemler ve gerçekleştirilen müdahalelere katkı sağlanması amaçlanıyor. 

Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası Avrupa’da da gerçekleştirilen benzer haftalar ölçeğindeki ilk ulusal etkinlik niteliğinde olacak. Hafta boyunca, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, Yeşil Mutabakat, Sınırda Karbon Düzenlemesi, Döngüsel Ekonomi Çözümleri, Sektörel Yaklaşımlar, Döngüsel Ekonomi İnovasyonu, Döngüsel Ekonomi Finansmanı gibi ana başlıklar çeşitli ülkelerdeki uzman ve iş dünyası temsilcilerinin bakış açıları ile değerlendirilecek.

Döngüsel Ekonomi Haftası’nın ilk günkü oturumunun açılış konuşmasını Hedefler İçin İş Dünyası Platformu Başkanı Ümit Boyner yapacak. İlk günün ana konuşmacıları ise Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur ve UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Claudio Tomasi. 

3 Mart tarihinde ÇEVKO Vakfı Genel sekreteri Mete İmer!in konuşmacı olarak katıldığı “Avrupa Birliği Döngüsel Ekonomi Eylem Planı Öncelikli Sektörleri ve Türkiye İş Dünyası’nda Döngüsel Ekonomi “ konulu oturumun moderatörü Oğuzhan AKINÇ.

Ayrıca  “Türkiye'de Düşük Karbonlu ve Döngüsel Bir Ekonomik Toparlanma İçin İş Birliği Çağrısı” relansmanı da SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin ve EBRD Türkiye Başkan Vekili Hande Islak’ın sunumuyla paylaşılacak. Çağrı, Hollanda İstanbul Başkonsolosu Bart Van Bolhuis, Taipei Ekonomi ve Kültür Misyonu Ankara Temsilcisi Yaser Thai-hsiang  Cheng ve T.C. Hazine ve  Maliye Bakanlığı Çok Taraflı Kalkınma Bankaları Daire Başkanı Bengü Aytek’in katılacağı panelde derinlemesine değerlendirilecek.

1-5 Mart tarihleri arasında hafta boyunca her gün saat 10.00’da başlayacak “Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası” kapsamında düzenlenen etkinliklerine ve detaylı programa aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Etkinlik ve kayıt linki: 

https://www.business4goals.org/turkiye-dongusel-ekonomi-haftasi/

Yeni Plastik Ekonomisi BB GorselSürdürülebilirlik Akademisi, plastik için döngüsel bir ekonomi vizyonuyla her alanda değişimi hızlandırmak üzere,  ‘’Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’’ düzenliyor. Özel sektörden kamuya, akademiden sivil toplum kuruluşlarına kadar değişimde kilit rol oynayan tüm paydaşlar, 10 Şubat’ta ‘online’ düzenlenecek Konferans’ da buluşuyor.

Çok değil, bundan sadece 30 yıl sonra, okyanuslarda balıktan daha fazla plastik olabileceği düşüncesi herkesi tedirgin ediyor. Oysa bu sorun, plastik, okyanuslarımıza, denizlerimize, nehirlerimize ve plajlarımıza ulaşmadan çok önce başlıyor. Bu plastik kirliliğine dur demek gerekiyor! Dünya çapında toplumlar, hükümetler ve markalar, ortak bir vizyon çerçevesinde plastik için döngüsel bir ekonomi hedefleri arkasında birleşti. İnovasyonun, endüstrinin, finansmanın, politikanın ve insanların birleştirici gücü kullanıldığında, plastik kirliliğinin gidişatını değiştirmek mümkün olabilir.

Sürdürülebilirlik Akademisi, bu konuyu derinlemesine ele alarak, ‘plastik kirliliğinin yaşanmadığı bir dünyanın mümkün olup olmadığına değil, bunu gerçekleştirmek için birlikte neler yapılabileceğine’ odaklanan bir konferans düzenliyor. Özel sektörden kamuya, akademiden sivil toplum kuruluşlarına kadar değişimde kilit rol oynayan tüm paydaşlar, yeni bir plastik ekonomisi için 10 Şubat 2021 tarihinde ‘online’ düzenlenecek Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’’nda buluşuyor.

Yeni Plastik Ekonomisi Global Liderleri Konferans ‘ta !

Yeni Plastik ekonomisine yön ve ilham veren birçok global liderin   katıldığı konferansta, döngüsel ekonomi vizyonu ile tasarımdan üretime ,AB uygulamalarından ,tüketici davranışlarına , sektörlerin ve markaların rolüne kadar tüm konular gerçek değişimi yaratmak için   ele alınıyor.

Etkinlik hakkında daha detaylı bilgi için: https://network.surdurulebilirlik.com.tr/Etkinlik/yeni-plastik-ekonomisi-konferansi-2021 adresini ziyaret edebilirsiniz

Paris deklarasyonuAvrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi (CEMR) girişimi olarak Paris ve Los Angeles Belediye Başkanlarının imzaladıkları 11 Aralık 2020 tarihli Paris Deklarasyonu ile 5 yıl önce dünyanın dört bir yanındaki şehirlerden belediye başkanlarının Paris’te imzaladıkları Paris İklim Anlaşmasındaki hedefleri daha iddialı bir şekilde tekrar ortaya koymaları amaçlanıyor. Bu kapsamda deklarasyon belediye başkanlarının imzasına sunuluyor.

Deklarasyon ile şehirler, küresel ısınmadaki artışı Paris Anlaşması’nın 1,5°C hedefi dahilinde tutma taahhütlerini yeniden vurguluyor. Ortaklık ilkesine bağlı kalarak iklim eylemini şehirlerin kentsel yaşam döngüsünün ve sürdürülebilir, kapsayıcı ve katılımcı kalkınma ile bağlantılı tüm süreçlerin merkezine yerleştirmek için bir dizi karara uyma taahhütlerini ortaya koyuyor.

Paris Anlaşması’ndan beş yıl sonra, belediye başkanları ve diğer yerel liderler 2020 Paris Deklarasyonu’nu imzalayarak 2050’ye kadar karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltma taahhütlerini yeniden teyit ediyor. Deklarasyonu imzalayan liderler, özellikle acil eylemlerde bulunmayı, 2050’ye kadar iklim tarafsızlığını sağlamayı ve sürece gençleri dahil etmeyi taahhüt ediyor.

Paris Deklarasyonu, 11 Aralık 2020’de Paris Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı “Forum Zéro Carbone” etkinliğinde Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, Los Angeles Belediye Başkanı Eric Garcetti, CEMR ve diğer yerel ve bölgesel yönetim ağları tarafından başlatıldı. Deklarasyonu çevrimiçi form aracılığıyla imzalayan yerel liderler, bu yıl Kasım ayında Glasgow’da düzenlenecek olan COP26’ya giden yolda küresel “Sıfıra Ulaşan Şehirler” kampanyasının merkezinde konumlanacak.

Paris Deklararasyonu’nu imzalamak isteyen yerel liderler http://quq.la/29M30 linkinde yer alan çevrimiçi formu 31 Ocak 2021 tarihine kadar doldurabilir.

Paris Deklarasyonu orijinal belge (İngilizce ve Fransızca): 

https://cdn.paris.fr/paris/2020/12/16/f9db8ca681fcdbc5fc7530e6bae65f72.pdf

Paris Deklarasyonun Türkçe çevirisi:İndir

1610616509 Tu rul A rba Anadolu Efes T rkiye Genel M d r 2

Çevreye Artı Değer Hareketi ile daha sürdürülebilir bir dünya için çözümler üreten Anadolu Efes’in Türkiye’de bulunan malt ve bira tesislerinin tümü “Sıfır Atık Belgesi” almaya hak kazandı. Tesislerinde yılda yaklaşık 10 bin tonu aşkın atığı geri dönüşüme göndererek döngüsel ekonomiye katkı sağlayan Anadolu Efes, ürün ambalajlarında, servis sunum malzemelerinde de çevreci ve yenilikçi çözümler üzerine çalışıyor. Türkiye’de ilk defa plastik festival bardaklarını biyobozunur bardaklara dönüştüren Anadolu Efes, desteklediği Biolive girişimi ile zeytin çekirdeğinden de buz kovası üretti. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın başlattığı Sıfır Atık Projesi kapsamında Anadolu Efes’in Adana, Ankara ve İzmir’de bulunan bira üretim tesisleri ile Konya ve Afyon’da bulunan malt üretim tesisleri, Sıfır Atık Belgesi almaya hak kazandı. Sıfır Atık Belgesi ile verimli ve sorumlu kaynak kullanımı, atıkların kaynağında yönetimi, azaltılması ve ayrıştırılarak geri kazanılması faaliyetleri belgelendirilmiş oldu. 

Kağıt, plastik, metal ve camlar geri dönüşüme kazandırıldı

Son iki yılın verileri incelendiğinde tesislerde oluşan yıllık yaklaşık 10.500 ton miktarındaki değerlendirilebilir atık, 500’ü aşkın atık kumbaraları ile türlerine ayrılarak çevre lisanslı geri kazanım tesislerine gönderildi. 

Biyobozunur bardaklar doğada kolayca çözünecek

İş Dünyası Plastik Girişimi üyesi olan Anadolu Efes üniversiteler, tedarikçiler ve girişimcilik ekosistemiyle birlikte çalışarak ambalajlarında, servis sunum malzemelerinden festival bardaklarında ve buz kovalarında çevreci çözümler geliştiriyor. Anadolu Efes’in ekosisteminde zaten %1,1 gibi düşük bir seviyede olan plastik kullanımını 3 yıl içerisinde %0,5 seviyesine düşürme hedefi bulunuyor. 

Anadolu Efes’in plastik tüketimini önleme çalışmaları kapsamında geliştirdiği ürünlerden biri biyobozunur bardaklar. Doğada 450 yılda çözünen plastik bardakların aksine biyobozunur bardaklar tamamen doğal yollarla 2 yıldan daha az bir süre içinde çözünüyor ve geride atık bırakmıyor. Tüm etkinliklerde yer alan plastik bardakların biyobozunur malzemeden üretilmesi  yılda 45 ton plastiğin doğaya karışmasını engelleyecek.

Biolive ile zeytin çekirdeğinden buz kovası

Servis sunum malzemeleri için girişimcilik ekosistemiyle birlikte çalışan Anadolu Efes, zeytin atıklarından yapılan tamamen doğal biyoplastik granüller üreten Biolive girişimi ile iş birliği yapıyor. Bu çalışmaları kapsamında %20’si zeytin çekirdeğinden oluşan buz kovasını kullanmaya başladı. Anadolu Efes ve Biolive, materyalin içindeki zeytin çekirdeği oranının artırılması için de çalışmalarını sürdürüyor.  

 

ASD Ambalay Ay Yildizlari OdullerAmbalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından dokuzuncusu düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları 2020 Yarışması’nda kazananlar ödüllendirildi. Yarışmanın sonucunu değerlendiren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, “Salgın dönemine rağmen yarışmamıza ilgi büyüktü. ASD olarak düzenlediğimiz bu yarışma ve diğer çalışmalarımızla katma değerli ihracatımızı daha da artırıp ülke ekonomimize katkı sağlamaya devam edeceğiz.” dedi.

Ambalaj Ay Yıldızları 2020 Yarışması’nda 278 ambalajdan finale kalan 134 ambalaj arasından Altın, Gümüş, Bronz ve Yetkinlik ödülü alanlar ilan edildi. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, 13 farklı  kategoride başvuru alan yarışmada ürünlerin, üretim kalitesinden çevre duyarlılığına, tasarımdan özgünlüğüne kadar 11 kriter doğrultusunda değerlendirildiğini vurguladı.

SALGINA RAĞMEN İLGİ BÜYÜK

Ambalaj Ay Yıldızları 2020 Yarışması’nın sonuçlarını değerlendiren Zeki Sarıbekir, “Salgın dönemine rağmen yarışmamıza ilgi büyüktü. ASD olarak düzenlediğimiz bu yarışma ve diğer çalışmalarımızla katma değerli ihracatımızı daha da artırıp ülke ekonomimize katkı sağlamaya devam edeceğiz. Yarışmamıza katılım gösteren herkese tek tek teşekkür ediyorum. Türkiye Ambalaj Sektörünün daha da ilerilere gitmesi için çalışmalarımıza son sürat devam edeceğiz. Ambalaj Ay Yıldızları 2020 Yarışmamız hem sektörümüz hem de ülke ekonomimiz için büyük önem taşıyor. ASD olarak ülke ekonomimize çok büyük katkı sağlayan Ambalaj Sektörü için önemli çalışmalara imza atmaya devam edeceğiz.” dedi. 

 

1610629184 frito lays modesto green machines 2494Daha güçlü ve sürdürülebilir bir yiyecek sistemi kurma çabalarını hızlandıran PepsiCo, tüm değer zinciri genelinde mutlak sera gazı emisyonunu 2030 yılına kadar yüzde 40’tan fazla düşürecek.

 PepsiCo, Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa bölgesinde şu başlıklara odaklanacak:

  • Ölçeklenebilir düşük emisyon gübre ve hassas tarım teknolojisi kullanılarak daha yüksek verim oluşturmak da dahil olmak üzere sürdürülebilir tarımı ilerletmek
  • Yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmak ve tüm lojistik zincirimizde düşük veya sıfır emisyonu benimsemek
  • Paketlemede kullanılan plastikte geri dönüştürülmüş oranını artırmak
  • Markalarının çevresel etkisini azaltmaya yönelik ürün tasarımının sürdürülmesi

[14 Ocak 2021] PepsiCo (NASDAQ:PEP) bugün, 2030 yılına kadar değer zinciri genelinde mutlak sera gazı (GHG) emisyonlarının %40'ın üzerinde azaltılmasını hedefleyerek, bilime dayalı iklim hedefini iki katından fazla artırma planlarını duyurdu. Ayrıca firma, Paris Anlaşması'nda öngörülenden on yıl önce, 2040 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşılacağının sözünü verdi. 

PepsiCo, 2030'a kadar doğrudan operasyonlarında (kapsam 1 ve 2) mutlak sera gazı emisyonlarını %75 ve dolaylı operasyonlarını (kapsam 3) %40 azaltmayı planlıyor (2015 bazlı). Bu eylemin, 26 milyon metrik tondan fazla sera gazı emisyonunun azaltılmasıyla veya beş milyondan fazla otomobilin bir yıl boyunca trafikten kaldırılmasına eşdeğer olması bekleniyor.

 

Ibrahim OztopTürkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, sürdürülebilir kalkınmaya sağladığı destek ve sorumlu bankacılık anlayışıyla ortaya koyduğu çalışmalar sayesinde dünyanın en büyük çevre raporlama platformu olan CDP’nin İklim Değişikliği Programı’nda, A-skoru elde etti.

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, küresel çapta toplam 9000’den fazla şirketin raporlama yaptığı, dünyanın en büyük kurumsal iklim değişikliği, su ve orman-risk datasını elinde bulunduran CDP’nin İklim Değişikliği Programı’nda A- skoru elde etti. CDP’nin İklim Değişikliği Programı kapsamında sunduğu raporla, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası sürdürülebilirlik konusundaki yaklaşımının en temel ögesi olan iklim değişikliği ile mücadeleye ilişkin faaliyetleri ile bu alandaki risk ve fırsatları nasıl değerlendirdiğini ve yönettiğini açıkladı.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, “Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası olarak 46 yıldır tüm faaliyetlerimizi sürdürülebilirlik odağında bugünü ve yarını düşünerek sürdürüyor, uluslararası standartlara göre hareket ediyoruz. Şirketlerin gönüllük esası ile sera gazı emisyonları ve iklim değişikliği stratejilerini kamuoyu ile paylaştıkları İklim Değişikliği Programı'nda 2016 yılından beri biz de yer alıyoruz. İklim değişikliği ile mücadele konusunda en etkili raporlama platformlarından biri olan CDP tarafından A- skoru ile derecelendirilerek CDP Türkiye 2020 İklim Liderleri arasında yer aldığımız için gururluyuz. Çalışmalarımızın sürdürülebilirlik alanında uluslararası arenada değer görmesi ve takdir edilmesi bizim için oldukça önemli” dedi.

 

HGMigros, 2021 yılında 10 ton plastiğin denizlere ve toprağa karışmasını engelleyecek.Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak, faaliyetlerinde sosyal ve ekonomik fayda yaratarak verimlilik sağlamak amacıyla sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerinde rehber edinen Migros, özgün markalı ürünlerinin ambalajlarında geri dönüştürülmüş plastik kullanmaya başladı.

Böylece Türkiye’de bir ilki daha gerçekleştiren Migros, kendi markası olan bulaşık deterjanı ambalajlarının üretiminde, yüzde 25 oranında geri dönüştürülmüş pet şişelerden yararlanacak.

Migros bu proje ile 2021 yılında yaklaşık 10 ton plastiği atık olmaktan kurtararak yüzde 66’ya varan enerji tasarrufu sağlayacak.

Sürdürülebilirliği iş yapış biçimi olarak tanımlayan ve tüm faaliyetlerinde önceliklendiren Migros, bugünün kaynaklarını en doğru ve en verimli şekilde kullanmak üzere yaptığı çalışmalara bir yenisini daha ekledi. Plastikler için döngüsel ekonomiyi gerçekleştirme vizyonuyla Global Compact Türkiye, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Türkiye ve TÜSİAD tarafından kurulan İş Dünyası Plastik Girişimi’nin imzacıları arasında yer alan Migros, plastik atıkların önüne geçilmesi amacıyla önemli bir projeye imza attı. Proje kapsamında Migros markalı bulaşık deterjanlarının ambalajında kullanılan plastikler için yüzde 25 oranında geri dönüştürülmüş pet şişelerden yararlanılacak. 

“Binlerce pet şişenin toprağa ve denizlere karışmasını engelliyoruz”

Plastik atıkların geri dönüşüm altyapılarındaki eksiklikler nedeniyle giderek artan bir küresel sorun haline geldiğini ve tüm ekosisteme karışarak çevre sağlığını tehdit ettiğini belirten Migros Kalite ve Çevre Yönetimi Direktörü Dr. Hülya Günay, “Plastik atıkların önlenmesi amacıyla geliştirilen bu proje kapsamında, pet şişeler toplanarak ekonomiye kazandırılıyor. Migros olarak özgün markalı ürün ambalajlarında geri dönüştürülmüş plastik kullanan Türkiye’deki ilk perakendeci olduk. Proje ortağımız Kaptan Geri Dönüşüm’ün tesislerine ulaşan pet şişeler, 260 derece sıcaklıkta eritilerek, yüksek filtrasyon cihazlarından geçiriliyor ve tamamen hijyenik hale getirildikten sonra r-pet granüller elde ediliyor. Elde edilen bu granüller ambalaj üreticilerine hammadde olarak gönderiliyor ve böylece binlerce pet şişenin toprağa ve denizlere karışması engelleniyor. Ayrıca proje kapsamındaki faaliyetlerin kontrolünü ölçülebilir, izlenebilir sertifikasyon sistemi POPM (Prevented Ocean Plastic) programı ile sağlıyoruz. Ambalajlarında geri dönüştürülmüş pet şişe kullanılan tüm ürünlerimizi Prevented Ocean Plastic logosu ile işaretliyoruz” dedi.  

 

akcansaAkçansa, Global Cement and Concrete Association (Global Çimento ve Beton Birliği) tarafından yürütülen çevresel ürün beyan sürecine katılarak, Türkiye’de bu belgeyi alan ilk hazır beton üreticisi oldu. Şirket böylece, hazır beton ürünlerinin çevresel ayak izini, şeffaf ve sorumlu bir yaklaşımla müşterileriyle paylaşmaya başladı.

Çevresel ürün beyanları (EPD), hammadde üretiminden başlayarak ürünün son aşamada bertaraf edilmesine kadar geçen süreçteki çevresel performansını, şeffaf ve bilimsel bir yaklaşımla ortaya koyuyor. EPD sürecini tamamlayarak ürün performansını beyan eden firmalar, piyasaya sürdükleri ürünün çevresel ayak izini müşterilerine şeffaf biçimde sunuyorlar. Böylece LEED, BREEAM ve GreenStar gibi yeşil bina sertifikalandırma süreçlerinde müşterilerine kolaylık sağlıyorlar.

Türkiye’de yapı malzemesi üreticilerinin ürünleri için çevresel ürün beyanında bulunmaları henüz zorunlu olmamakla birlikte, karbon ayak izi veya sorumlu kaynak tüketiminin izlenebilmesi bakımından konu her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.

Mega projelerin çözüm ortağı Akçansa, düşük karbonlu ürünlerle geleceğe hazırlanıyor

Sürdürülebilir ve sorumlu iş modellerinin benimsenmesi konusunda sektöre öncülük eden Türkiye’nin lider yapı malzemeleri şirketi Akçansa, hazır beton ürünleri için, Global Cement and Concrete Association (Global Çimento ve Hazır Beton Birliği) tarafından yürütülen çevresel ürün beyan sürecini tamamlayarak, Türkiye’deki bu belgeyi alan ilk hazır beton üreticisi oldu.

 

banvitBanvit, doğal kaynakların etkin yönetimi ve sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında gerçekleştirdiği uygulamalarla Bandırma Kampüsü’nde faaliyet gösteren piliç kesimhane tesisi ve İzmir Kampüsü’nde faaliyet gösteren piliç kesimhane tesisi ile yem fabrikası için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen “Sıfır Atık” belgelerini aldı. 

‘Sıfır Atık Yönetmeliği’’, hammadde ve doğal kaynakların etkin yönetimi ile sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda atık yönetimi süreçlerinde çevre ve insan sağlığının ve tüm kaynakların korunmasını hedefliyor. Atıkları kaynağında ayırım yaparak yönetmelikte renklere uygun toplama kaplarında toplayan ve geri dönüşüm firmalarına gönderen Banvit, gerekli kriterleri yerine getirdikten sonra denetlenerek belgelendirildi. 

Banvit Genel Müdürü Tolga Gündüz, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Şirketimizin faaliyetlerinin çevre üzerindeki etkisini en aza indirmek ve sürdürülebilirlik en önem verdiğimiz konuların başında geliyor. Bu çerçevede gerçekleştirdiğimiz çalışmaların sonunda Sıfır Atık belgesi almış olmaktan gurur duyuyoruz” dedi. 

cedbik gorselÇevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Sürdürülebilirlik Fikir Yarışması-2020 Başlıyor...

Yeni yerleşim alanlarının sürdürülebilirlik ilkeleri ışığında kurulması ve gelişmesi, çevre dostu yeşil binaların yaygınlaşması ve bu konuda toplumsal farkındalığın arttırılması amacı ile ÇEDBİK olarak bir fikir yarışması düzenlemekteyiz.

Lisans ve yüksek lisans öğrencilerine yönelik olan bu yarışmamızda dereceye giren katılımcılarımızı birbirinden değerli ödüller ve imkânlar beklemektedir.

Detaylı bilgi ve başvuru için www.cedbik.org adresimizi ziyaret edebilirsiniz.

Şimdiden ilgi, destek ve hassasiyetiniz için teşekkür ederiz. 

Saygılarımızla

odultoreniSürdürülebilir İş Ödüllerinin 7. yılında finale kalan projeler arasında kazananların Türkiye’de yine bir ilk gerçekleştirilerek canlı yayında açıklandığı ‘’Sürdürülebilir İş Ödülleri Ödül Töreni ‘’ 25 Kasım 2020 Çarşamba günü 19:00 – 20:30 saatleri arasında Online olarak gerçekleştirildi.

Daha iyi gelecek için sürdürülebilir iş modeli ile değişime liderlik yapan projeleri ÇEVKO Vakfı olarak kutluyoruz.

undpAvrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve UNDP Türkiye'nin güçlerini birleştirerek İklim Diplomasisi Haftası'nda başlattıkları "İklim Biziz, Değişeceğiz" kampanyasına Türkiye'nin ünlü isimleri sahip çıktı. Millî sporculardan sanatçılara onlarca ünlü isim, "Ve 1,5 Derece!" diyerek küresel sıcaklık artışının 1,5 derecede tutulması için herkesi söz vermeye çağırdı.

"2015 Paris Anlaşması’nın beşinci yılında, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlı tutabilme şansımız azalırken, yaptığımız her şey iklim krizini etkiliyor ve iklim krizinden etkilenecek. Pek çok şeyin tehlikede olduğu ve yapılacak çok şeyin olduğu Covid-19 salgını sonrasındaki bu tarihî dönüm noktasında, hem bireysel hem bir arada yapılabilecek eylemler var," diyen AB Türkiye Delegasyonu ve UNDP Türkiye tüm paydaşları iklim için harekete geçmeye çağırmıştı.

Bu çağrıya yanıt veren sporcu ve sanatçılar başta olmak üzere toplumsal hayatın önde gelen isimleri, "İklim Biziz, Değişeceğiz!" diyerek küresel sıcaklık artışının 1,5 derecede tutulmasının önemini vurgulamak için sosyal medyada seslerini yükseltti.

İklim için seslerini yükselten Beyza Şekerci, Bünyamin Sürmeli, Ceyda Gedikoğlu, Ceylan Atınç, Çiler Geçici, Doğa Rutkay, Dilara Koçak, Ezgi Mola, Farah Zeynep Abdullah, Kenan Doğulu, Nil Karaibrahimgil, Pelin Kaya, Pınar Altuğ Atacan, Pınar Sabancı, Sedef Avcı, Sertab Erener, Sinem Güven, Şah Yaycı, Tuvana Büyükçınar, Yağız İzgül, Yağmur Tanrısevsin ve Yasemin Özilhan’ın yanı sıra UNDP Türkiye’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Savunucusu Millî Voleybolcu Bahar Toksoy Guidetti, Millî Basketbolcu Cansu Köksal, dünya jimnastik literatürüne 2 yeni hareket kazandıran sporcumuz Ferhat Arıcan ve dünya rekoru sahibi Millî Okçu Mete Gazoz da “İklim Biziz, Değişeceğiz” dedi.

Kampanyayı Türkiye ve dünyada milyonlarca kişiye yayan isimler, iklim değişikliğinden etkilenecek herkesi, aynı gezegeni paylaşan iklimdaşları olarak #İklimBiziz #Değişeceğiz etiketlerini kullanarak iklim sözü vermeye davet ediyor.

 

imagesBakanlığımıza sunulan Depozito Uygulama Planlarından Bakanlıkça uygun bulunanlar, usul ve esaslar kapsamında plân ve uygulamaya yönelik değerlendirmenin yapılması için piyasaya süren işletmelerin kayıtlı bulunduğu İl Müdürlüğüne gönderilmektedir. Söz konusu planlar piyasaya süren işletmelerin uygulamaları kapsamında gösterdiği şubelerinin yer aldığı İl Müdürlüklerine de inceleme amaçlı iletilecektir.

Piyasaya süren işletmelerin kayıtlı bulunduğu İl Müdürlüklerimizce plan üzerinde piyasaya sürenin şubelerinin bulunduğu İl Müdürlükleri ile gerekli koordinasyonu gerçekleştirerek nihai değerlendirmede bulunulacaktır. Planların içerik/bilgi/belge eksikliği durumunda il müdürlüklerince planların revizesi talep edilebilecek olup uygulamaların planlara ve/veya Usul ve Esaslara aykırı olması durumunda ise plan iptal süreci başlatılabilecektir.

Bakanlık tarafından mevcut depozito uygulamalarının devamı niteliğinde kabul edilerek uygun bulunan planlar üzerinde il müdürlüklerince yapılacak inceleme ve değerlendirmelerde; depozito uygulamaları ile ilgili tespit edilen olumsuzluklar sebebiyle Bakanlık uygunluk değerlendirmesini iptal etmeye yetkilidir.

2019 yılında piyasaya sürdüğü yeniden/tekrar kullanılabilir ambalajlar için Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği uyarınca depozito sistemini uygulayan ve uygulamalarını aynı kapsam ve içerik ile 2020 yılında da devam ettirmekte olan işletmeler, Usul ve Esaslara uygun olarak hazırlayacakları planları Bilgi Sistemi üzerinden Bakanlığa sunarlar. Bu plânlar arasında uygun bulunanlar, mevcut depozito uygulamalarının devamı niteliğinde kabul edilerek uygulama başlangıç tarihleri 1/1/2020 olarak belirlenir.

 

1604647664 BB gorselBreakthrough Enerji tarafından desteklenen “Avrupa Yeşil Hidrojen Hızlandırma Merkezi (EGHAC)”, Avrupa'nın sıfır karbon salınımlı kıta hedefini 2050 yılına kadar gerçekleştirmede kilit rol oynayacak.

BRÜKSEL - Avrupa'da sürdürülebilir enerjide inovasyon ve girişimciliğin önde gelen destekleyicisi olan EIT InnoEnergy, 2025 yılına kadar yıllık 100 milyar Euro'luk yeşil hidrojen ekonomisinin gelişimini desteklemek amacıyla eşi görülmemiş bir girişim olan “Avrupa Yeşil Hidrojen Hızlandırma Merkezi'ni (EGHAC)” başlattı. Merkez, yeşil hidrojen değer zincirinde yarım milyon kişiye doğrudan ve dolaylı istihdam yaratabilecek. Merkez, temiz enerji geleceğine geçişi hızlandırmak için Bill Gates ve dünyanın en iyi teknoloji ve iş liderlerinin kurduğu Breakthrough Energy tarafından destekleniyor.

Yeşil hidrojen, Avrupa’nın enerji sektörünü dönüştürmede kilit bir itici güç ve büyük ölçekli endüstrinin karbondan arındırılması için bir katalizördür. Kanıtlanmış düşük emisyonlu güç kaynağı olarak yeşil hidrojen, AB’nin iklim açısından nötr ekonomisinin merkezi bir parçası olmak için idealdir. Kıtanın her yıl 320 milyar Euro'nun üzerinde fosil yakıt ithalatına olan bağımlılığını azaltarak stratejik özerklik sağlamasına yardımcı olur. Bu potansiyeli karşılamak, yenilik ve üretim kapasitesini hızlandırmak için, Avrupa'nın bir yatırım ortamı yaratması gerekiyor. “Avrupa Yeşil Hidrojen Hızlandırma Merkezi'ni (EGHAC)”, Avrupa çapında büyük ölçekli endüstriyel projeler sunmak için gigawatt ölçeğinde yeşil hidrojen üretimini hızlandırmayı vaat ediyor. EGHAC, Avrupa'nın yeşil hidrojen ekosisteminde kilit bir aktör olmaya çalışacak ve Avrupa'nın 2050 vizyonuna ulaşmak için bu alandaki mevcut projelerle iş birliği içinde çalışacaktır.

 

Mehmet Aslan Degirmenci Yuksel YalcinBelediye tarafından yapılan açıkılamaya göre geçtiğimiz Eylül ayında hayatını Koronavirüs nedeni ile kaybeden Mustafa Canlı’dan boşalan Genel Müdürlük görevi yerine halihazırda İstanbul Enerji A.Ş. Genel Müdürlüğü görevini yürüten Mehmet Aslan Değirmenci atandı.

Değirmenci’den boşalan İstanbul Enerji A.Ş. Genel Müdürlüğü görevine ise Yüksel Yalçın atandı.

Her iki isim de görevine 13 Kasım 2020 itibarıyla başladı.

İki ismin özgeçmişleri şu şekilde;

Yüksel Yalçın

1970 doğumlu Yüksel Yalçın, 1991 yılında YTÜ Endüstri Mühendisliği’nden mezun oldu. 2003 yılında İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamladı. Halen aynı alanda doktora çalışmalarını sürdürmektedir.

Profesyonel iş yaşamına Elopar AŞ’de Kalite Müdürü olarak başladı. Son 28 yıl boyunca Öztiryakiler AŞ.’de çeşitli görevlerde bulundu. Stratejik Yönetim Sistemleri, Ar-Ge Merkezi Uygulamaları, Elektrikli ve Gazlı Sisteler Laboratuar Kurulumları, Turquality Uygulamaları, Finans Yönetimi ve Mali İşler konularında uzmanlık kazandı.

Yalçın, Çeşitli üniversitelerde “Üniversite-Sanayi İş Birliği/İş Modeli”, Uluslararası Çalışma Örgütü’nde (ILO) “İş Mükemmelliği Uygulamaları”, “Belçika’da Küresel Firmalarda Sosyal Sorumluluk Uygulamaları” konularında sunuşlar yaptı. 1998 yılından bu yana üye olduğu Türk Mühendisler Birliği’nde Genel Sekreterlik ve Yönetim Kurulu üyelikleri yapan Yalçın, halen birçok STK’da aktif görevler yürütmektedir.

Mehmet Aslan Değirmenci

Mehmet Aslan Değirmenci, 1966 yılında Almanya’nın Braunschweig şehrinde dünyaya geldi. Yükseköğrenimini İTÜ İnşaat Fakültesi, İnşaat Mühendisliği bölümünde tamamladı. Profesyonel çalışma hayatına 1989 – 1992 yılları arasında FSM Köprüsü Çevre Yolları ve Edirne – Kınalı Otoyolu inşaatları gibi döneminin önde gelen projelerinde mühendis olarak başladı.

Akaryakıt sektöründe ilk olarak, Turcas Petrolcülük AŞ’de, “Türkpetrol Yeni Yüzyıl” projesi kapsamında, yeni kurumsal kimliğin Türkiye genelinde istasyonlara uygulanmasında rol aldı. Sonrasında “Ambarlı Bölge Müdürlüğü” görevini yürüttü. 2000 yılında, Petrol Ofisi’nin özelleştirilmesi sonrasında “Gümüş Projesi” kapsamında yeni kurumsal kimliğin Türkiye genelinde istasyonlara uygulanması ve istasyonların modern teknik standartlara ulaşması için yapılan projeleri yönetti. 2003 yılında Petrol Ofisi’nin 2. markası olarak kurulan ERK’in başına getirildi. Şirketin kuruluşu, yapılanması ve markanın Türkiye genelinde bayi ağının oluşturulması süreçlerini yönetti. Kariyerine, 2005 yılından itibaren Altınbaş Petrol (Alpet), Bölünmez Petrolcülük (Moil), Kadooğlu Petrolcülük (Kadoil), Pasifik Petrolcülük (Pacific) şirketlerinde Genel Müdür olarak devam etti. Pacific Holding’te Genel Koordinatörlük görevinde bulundu.

ambalajli gidaAmbalaj Sanayicileri Derneği (ASD), 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle ambalaj kullanımının önemine ve hijyenin insan sağlığındaki kritik rolüne dikkat çekti. ASD Başkanı Zeki Sarıbekir “Küresel salgın bizlere ambalajlı gıdanın önemini bir kez daha hatırlattı. İsrafın önüne geçmek için de ciddi önlemler alınması gerekiyor. Ambalajlı gıdaların tercih edilmesi bu noktada kritik etkenlerden biri.” dedi.    

Geçtiğimiz yılı 4,7 milyar dolar ihracatla kapatan Ambalaj Sektörü, Türkiye’nin toplam ihracatına aralıksız katkı sunmanın yanında ambalajın insan sağlığı, hijyen ve israfı önleme konularında farkındalık yaratmaya devam ediyor. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD), 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle ambalaj kullanımının önemine vurgu yaptı. Dernek, gıda tüketimi alışkanlıkları hakkında halkı bilinçlendirmek amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Gıda Günü’nde ambalajın insan sağlığı ve hijyen konularındaki rolünü ve ekonomiye sağladığı katma değeri bir kez daha vurguladı.

Ambalajlı gıda insan sağlığı için ‘olmazsa olmaz’ niteliğinde

ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, hijyenin bu dönemde en etkili korunma yöntemi olduğuna vurgu yaptı: “Ambalaj, içine konulan gıdaların üretildikleri koşullarda bozulmadan en ekonomik ve güvenilir biçimde tüketiciye ulaştırılmasını ve tanıtılmasını sağlayan bir ürün. Gıda ambalajının temel amacı; gıdaların raf ömrünü uzatmak, uygun koşullarda depolanmasını sağlamak ve gıdaları tüketiciye ulaşıncaya dek diğer bulaşanlardan korumak, gıda bozulmaları ve kalite kayıplarını en aza indirmek. Ambalajlar ekmek, süt, peynir, bakliyat ve sebze-meyve gibi günlük ihtiyacımız olan gıdaları korurken aynı zamanda sağlığımızı da koruyor. Çünkü açıkta, ambalajsız şekilde satılan gıdalar bakteri ve çürümeye karşı savunmasız, hızla bozuluyor ve sağlığı tehdit ediyor. Üstelik bu tür gıdaların menşei takip edilemiyor, raf ömrü de güvenilir olmuyor. Koronavirüsle sarsılan dünyada insan sağlığı için ambalajlı gıda olmazsa olmaz niteliğinde."

İsrafın önüne geçmeliyiz

Gelişmiş ülkelerde ambalajsız ürün bulmanın neredeyse mümkün olmadığını belirten Zeki Sarıbekir, “Hijyen dışında israfın önlenmesi açısından da bütün gıda maddelerinin mutlaka ambalajlı satılması gerekiyor. Ambalaj bu kadar önemliyken ülkemizde hala pek çok gıda maddesi ambalajsız satılıyor. Türkiye’de israf edilen gıda miktarının yılda 26 milyon ton, 214 milyar lira ve her gün 4.9 milyon, yılda ise toplam 1.7 milyar adet ekmeğin çöpe gittiği biliniyor. Bu, hem bireysel ekonomiye hem de ülke ekonomisine zarar veren büyük bir kayıp. Türkiye’nin en büyük sorunlarından olan israfın önüne geçmek için ciddi önlemler alınması gerekiyor. Ambalajlı gıdaları kullanıp, gıdanın ömrünü uzatmak bu önlemlerden sadece biri. Daha yaşanılabilir bir dünya için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Ambalajlı ürünleri tercih ederek sağlığımızı koruyabilir, israfı önleyebilir ve geleceğimizi kurtarabiliriz.” dedi.

solar energyKüresel güneş enerjisi kapasitesi 2030`a kadar yılda ortalama yüzde 12 artışla en fazla büyüme gösteren enerji kaynağı olacak.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) enerji piyasalarının gelecek 10 yılına dikkat çeken "Dünya Enerji Görünümü 2020" raporuna göre, koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle dünya enerji talebi bu yıl yüzde 5 düşecek.

Buna bağlı olarak , petrol talebi yüzde 8 azalışla günlük 100 milyon varilin altında kalacak. Kömür talebi, bu yıl yüzde 7, doğal gaz talebi yüzde 3 ve küresel elektrik talebi yüzde 2 gerileyecek.

Dünyada enerji yatırımları yüzde 18 azalırken, yavaşlayan ekonomik aktiviteyle küresel karbon emisyonları yüzde 7 düşecek.

Kovid-19'un gelecek yıl kontrol altına alınması durumunda, küresel enerji talebinin 2023'ün başında Kovid-19 öncesi seviyesine geri dönmesi beklenirken, salgının devam etmesi halinde enerji talebindeki toparlanma 2025'i bulacak.

Salgın öncesinde 2019-2030 dönemi için yüzde 12 artacağı öngörülen enerji talebinde yüzde 9 büyüme gerçekleşecek.

Güneş enerjisi, büyümenin temel kaynağı olacak

Küresel elektrik talebi 2030'a kadar yüzde 20 artarken, bu talep artışının yüzde 80'ini yenilenebilir enerji kaynakları tek başına karşılayabilecek.

Birçok ülkede, yeni kömür ve doğal gaz santrali yatırımlarından daha ucuz olan ve şimdiye kadarki en düşük maliyetli elektrik kaynağı haline gelen güneş enerjisi ise bu alandaki büyümenin merkezinde yer alacak.

Güneş enerjisi kapasitesi 2030'a kadar yılda yaklaşık 280 gigavat artış gösterecek ve ortalama yüzde 12 büyüyecek.

Elektriğin yarısı yenilenebilirden gelecek 

Bu kapsamda, yenilenebilir enerji kaynakları gelecek 10 yılda dünyadaki toplam elektrik talebinin yüzde 50'sini karşılayacak. Hidroelektrik, enerji talebinin karşılanmasında en büyük payı alırken, güneş en fazla büyüyen kaynak olacak. Rüzgar ve deniz üstü (offshore) rüzgar santralleri ise bu kaynağı takip edecek.

Öte yandan, yenilenebilir kaynaklarından üretilen enerjinin sağlıklı şekilde şebekeye bağlanması için elektrik şebekelerinde önemli yatırımlar gerekecek.

Küresel emisyonlar, 2008-2009 ekonomik krizi sonrasında olduğundan daha yavaş artışa geçecek, ancak ülkelerin salgın sonrası ekonomik büyüme planlarını temiz enerji alanında yapması emisyonların geleceği açısından önemli rol oynayacak.

Kömürün küresel enerji portföyündeki payı, Sanayi Devrimi'nden sonra ilk kez 2040'ta yüzde 20'nin altına düşecek. Doğal gaz talebi ise Asya bölgesi başta olmak üzere dünyada büyüme gösterecek.

Petrol, salgının neden olduğu ekonomik belirsizliklere karşı kırılganlığını sürdürecek ve 2019'daki pik seviyesine geri dönemeyecek. Küresel petrol talebi 2030'da 2019'a göre yüzde 12 düşüş gösterecek.

shuraAçıklamada , Türkiye Elektrik Sistemi İçin En Ekonomik Katkı: Enerji Verimliliği ve Yeni İş Modelleri raporunda enerji verimliliği ile ilgili yapılabilecek yatırımlarla ilgili öneriler ve enerji verimliliğinin sağlayacağı faydalar yer alıyor.

2030'DA YILDA 42,3 TWh NET ELEKTRİK TASARRUFU SAĞLANABİLİR

Rapor, 'SHURA' ve 'Baz' olmak üzere iki ana senaryo üzerinden hazırlandı. Baz senaryo, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 'Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu Raporu' temel alınarak oluşturuldu. SHURA senaryosu ise beş alanda 16 enerji verimliliği çözümünün enerji üretimi, iletim&dağıtımı ve 21 son tüketim alanında hayata geçirilmesiyle ulaşılacak yüksek enerji verimli bir senaryo. Baz senaryoda 2030 yılında elektrik talebi 459,2 TWh iken SHURA senaryosunda 416,9 TWh seviyesine gelebileceği gösterildi.

Buna göre 2030 yılında net 42,3 TWh tasarruf sağlanabilecek. Bu tasarruf Türkiye'deki 18 milyon hanenin veya tekstil ve ana metal sanayi sektörlerinin günümüzdeki toplam elektrik tüketimiyle eşdeğer. Büyük oranda enerji verimliliğini artıracak teknoloji ve önlemler sayesinde tasarruf edilebilecek. Ayrıca talep tarafında enerji tüketiminin yönetimi ve optimizasyonu gibi yöntemlerle önemli kazançlar sağlanacak.

Enerji verimliliği teknolojilerinin uygulanması için harcanan 1 ABD doları karşılığında yatırımcıya sağlanan mali fayda ise 1,2 ila 1,5 ABD doları arasında. Rapora göre, 2030 için hesaplanan yıllık toplam tasarrufu sağlayabilmek için gerekli enerji verimliliği teknolojilerinin yüzde 82'sinin maliyeti, elektrik tarifelerinden daha düşük. Söz konusu teknolojiler yatırımcıya doğrudan fayda sağlıyor. Maliyeti elektrik tarifesinden daha düşük olan enerji verimliliği teknolojileri aydınlatma, sanayide proses ısıtma ve soğutma, değişken hız sürücüsü uygulamaları ve dağıtık elektrik üretim teknolojileri olarak öne çıkıyor.

2020 İLA 2030 YILLARI ARASINDAKİ ELEKTRİK ÜRETİMİYLE İLGİLİ CO2EMİSYON ARTIŞI YÜZDE 5 İLE SINIRILANDIRILABİLİR

SHURA senaryosunda belirlenen tasarruf potansiyeli doğal gazdan üretilen elektrik talebini de yaklaşık yarı yarıya indirirken ithal kömüre olan bağımlılığı ise yüzde 10 oranında azaltıyor. 2030 yılında elektrik santrallerinin doğal gaz tüketimi elektrik talebinin azalmasıyla birlikte 8,7 milyar m3'e düşüyor. Doğal gaz tüketimindeki 8,7 milyar m3net azalmanın 2030 yılında yaklaşık olarak 2,4 milyar dolar fayda sağlayacağı tahmin ediliyor.

Elektrik santrallerinin kömür tüketimi SHURA senaryosunda yüzde 3 azalarak 108,2 milyon tona düşüyor. İthal kömüre olan bağımlılığın azalmasından gelen tasarruflar da doğal gaz tüketiminde azalmayla ortaya çıkan faydaya eklendiğinde toplam fayda 2,7 milyar dolara eşdeğer oluyor.

Elektrik sektörüyle ilgili yıllık CO2emisyonları 2030 yılında, SHURA senaryosunda Baz senaryoya kıyasla 25,1 milyon ton azalıyor. Elektrik sektörü kaynaklı CO2salımlarının günümüze oranla artışı yüzde 5'lik bir büyümeyle sınırlandırılabiliyor.

VERİMLİLİK YATIRIMLARI İÇİN YERLİ KAYNAKLAR KULLANILMALI

SHURA senaryosunun hayata geçmesi için 2020-2030 döneminde 54 milyar dolar eşdeğerinde bir yatırıma ihtiyaç duyulacağı hesaplanıyor. Yatırım ihtiyacının 30 milyar dolarını enerji verimliliği, 11 milyar dolarını dağıtık üretim, 13 milyar dolarını ise elektrifikasyon oluşturuyor.

30 milyar dolar seviyesindeki enerji verimliliği yatırımlarının 15 milyar dolarını elektrikli ev aletleri, 5 milyar dolarını sanayideki enerji verimliliği yatırımları, 3 milyar dolarını akıllı evler, 2 milyar dolarını klimalar, 2 milyar dolarını yemek pişirme ve kalan 3 milyar dolarını ise diğer son tüketim alanları meydana getiriyor.

Raporda bu yatırımların özellikle Türkiye'de üretilen teknoloji ve ekipmanla yapılmasının dış ticaret bağımlılığının azaltılmasında önemli rol oynayacağı vurgulanırken şu ifadelere yer veriliyor:

"Daha fazla yenilenebilir enerji payına sahip ve enerji verimliliği artan bir sektör için gerekli teknoloji ve hizmetlerin tedarik edilmesi mevcut istihdam seviyesini de artıracak. Daha temiz kaynaklardan enerji sağlayan sanayi daha düşük maliyetli ve değer zincirinde daha az emisyonlu ürünleri piyasaya sunacak. Aynı zamanda ülkenin ihracat gücüne de destek sağlayabilecek.

Ekonomik faydalarının yanında, enerji verimliliği hava kirletici emisyonların azaltılmasına da büyük oranda katkı sağlayacak. Enerji verimliliği ayrıca Türkiye'nin doğal gaz gibi yerli kaynaklarının kullanımını daha etkin kılarak Türkiye'nin enerji ihtiyacını daha uzun yıllar karşılamasını destekleyecek."

SHURA'nın 'Türkiye Elektrik Sistemi İçin En Ekonomik Katkı: Enerji Verimliliği ve Yeni İş Modelleri' raporuna ek olarak beş alanda 16 enerji verimliliği çözümünün incelendiği 'Mevzuat', 'Piyasa Temelli Politika Mekanizması Araçları' , 'İş Modelleri', 'Finansman Mekanizmaları' ve 'Sistem Verimliliği' raporları da yayınlandı.

Rapor için tıklayınız.

belediyeler murat kurum sifir atikNüfusu 250 binin üzerinde olan 88 büyükşehir ilçe belediyesi 2020 sonuna kadar sisteme girmiş olacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Türkiye Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen “Sıfır Atık ve Belediyeler Kongre ve Ödül Töreni” ile Sıfır Atık alanında projeler geliştirilen belediyeler ödüllendirildi.

Törende konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum konuşmasında doğa ile insanlık arasındaki uyumun bozulduğunu ve iklim krizinin artarak devam ettiğini ifade etti.. Bunun için bakış açılarının değişmesi gerektiğini, doğa ile olan ilişkinin tüketen değil ihtiyaç duyulan kadar kullanan, tahrip eden değil, yaşatan olarak değişmesi gerektiğini söyledi.

Bakan Kurum Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binasından başlatılan Sıfır Atık uygulamasının bugün 49 bin kamu kurum ve kuruluş binasına ulaştığını, bu sayede enerjide tasarruf edilirken, çevrenin kirlilikten korunduğunu söyledi.

Ücretli poşet uygulaması ile plastik poşet kullanımında %80 azalma sağlandığını belirten Kurum, gelecek yıllarda dijital atık konusunun gündeme geleceğine ifade etti. Türkiye’deki tüm yazılım ve uygulama teknoloji yatırımlarının birbiri ile uyumlu olması kirlilik açısından çok ciddi önemle sahip olduğunu dijital sıfır atık anlayışıyla Türkiye’nin teknoloji ve yazılım çöplüğü olmasına izin vermeyeceklerini söyledi.

Sıfır Atık projesinde halihazırda %13 olan geri dönüşüm oranını 2023 yılında %35’e çıkaracaklarını söyleyen Murat Kurum bu sayede 100 bin kişiye istihdam sağlanırken, yıllık 20 milyar TL tasarruf sağlanacağını söyledi.

Sıfır Atık hedefi doğrultusunda Türkiye Çevre Ajansı kurulmasına dair sunulan yasa teklifi komisyondan geçtiğini kaydeden Kurum, ajansın kurulması ile atık izleme, denetim ve depozito iade sisteminin tek bir merkezden yönetilerek atık oluşmasına izin verilmeyeceğini, atıkların etkili bir şekilde kullanılmasını sağlanacağını söyledi.

Murat Kurum nüfusu 250 binin üzerinde olan 88 büyükşehir ilçe belediyesinin 2020 sonuna kadar sisteme geçişi tamamlanacağını ve belge alacağını kaydederken, bunun ülke nüfusunun yarısına denk şekilde 40 milyon kişinin sisteme dahil olması anlamına geleceği değerlendirmesinde bulundu.

2020 sonuna kadar da Türkiye’deki tüm il ve ilçe belediyelerinin sisteme geçişi tamamlamış olacağını da söyleyen Bakan Kurum ,belediyelerin Sıfır Atık ve İklim Değişikliği daire birimlerini kurmalarına yönelik çalışmaları takip ettiklerini sözlerine ekledi.

Belediyeler Birliğinin düzenlediği “Belediyeler İçin Sıfır Atık Fikir Yarışması Ödülü yarışmasına 231 geçerli proje başvurusunda bulunulurken, ödül alan projeler ise şunlar oldu;

  • Kayseri Melikgazi Belediyesi “Hareketli Geri Dönüşüm Maketi / Sıfır Atık Şehir Maketi”
  • Osmaniye Belediyesi “Anne Eli Projesi”
  • Ankara Sincan Belediyesi “Evsel Atıklardan Akıllı Çiftliğe – Sıfır Atık Projesi”
  • Siirt Belediyesi “Sıfır Atık Bank”
  • İstanbul Esenler Belediyesi “Akıllı Mobil Atık Toplama Projesi”
  • Giresun Espiye Belediyesi, “Yeşil Sokak Projesi”
  • Aydın Efeler Belediyesi “Daha Temiz Bir Efeler İçin Geri Dönüşümü Seçin”
  • İstanbul Fatih Belediyesi “Mobil Atık Toplama Aracı / Atığını Getir Projeye Katıl”
  • İstanbul Gaziosmanpaşa “Geri Dönüşüm Malzemelerinden Çanta Yapımı”
  • Antalya Muratpaşa Belediyesi “Çevreci Komşu Kart Projesi (Ödüllü Atık Toplama Projesi)”
  • Kayseri Talas Belediyesi “Kompost Poşeti Üretimi”
  • Bingöl Genç Belediyesi “Atıksız Nesil Yaşanabilir Dünya”
  • Adana Karataş Belediyesi “Denizlerdeki Atıkların Geri Dönüşüme Kazandırılması”
  • Yalova Çiftlikköy Belediyesi, “Maviden Yeşile Sürdürülebilir Bir Geleceğe”
  • Ankara Yenimahalle Belediyesi, “Kazandıran Dönüşüm – GO”
  • Samsun Canik Belediyesi “Sıfır Atık Köyü”
  • Adana Karaisalı “Atık Getir Uygulaması”
  • Zonguldak Belediyesi “Zonguldak İli Evsel Atık Yönetim Sisteminin İyileştirilmesi Projesi”
  • Adana Yüreğir Belediyesi “Sıfır Atık Sanat Merkezi”
  • Konya Karapınar Belediyesi “Atıkları Yerinde Ayrıştırıyorum ve Sokak Hayvanlarını Besliyorum”
  • Kayseri Yahyalı Belediyesi, “Öğrenciler ile Sıfırdan Başlıyoruz”
  • Kocaeli Gebze “Sıfır Atık İle Engelleri Aşıyoruz”,
  • Erzurum Yakutiye Belediyesi “Asfalt Üretiminde Atık Maddelerin Kullanımı”
  • Ankara Altındağ Belediyesi “Sıfır Atık Eğitim ve Simülasyon Merkezi “
  • İstanbul Sultangazi Belediyesi “Sıfır Atık İnovasyon Merkezi – SULSİM”
  • Konya Karatay Belediyesi “Karatay Belediyesi Sıfır Atık Yönetim Projesi”
  • Muğla Fethiye Belediyesi “Çevreci Bisiklet”
  • Antalya Kepez Belediyesi “Sera Atıkları Tehdit Değil, Toprağa Can Olsun”
  • İstanbul Küçükçekmece “Atık Plastikler Parka Dönüşüyor”
  • Samsun Tekkeköy Belediyesi “İlçemizde Sıfır Atık”

sifir atik logoİsrafın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşumunun engellenmesi veya azaltılması, kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan “Sıfır Atık” atık yönetim felsefesi olarak tanımlanmaktadır. Sıfır Atık Yönetmeliği gereğince 2020 yılından itibaren kademeli olarak Sıfır Atık Yönetim Sistemini kurması gereken hedef kitlelere yol göstermek amacıyla 11 adet “Sıfır Atık Yönetim Sistemi Uygulama Kılavuzu” hazırlanmıştır.

Sıfır Atık Yönetim Sistemi uygulama kılavuzlarına ulaşmak için tıklayınız.

asdAmbalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları 2020 Yarışması’nın kazananları belli oldu. Başvuru yapan 278 ambalajın, 13 farklı kategoride değerlendirildiği yarışmada 134 ambalaj ödüle layık görüldü. Dereceye giren tüm katılımcıların WorldStar ve AsiaStar yarışmalarına da katılabildiği Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması'nda dereceye giren katılımcıların ödülleri, Covid-19 salgınının sona ermesinin ardından, İstanbul’da düzenlenecek özel bir törende verilecektir.

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenen ‘Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’ sonuçlandı. Ambalaj üreticileri, marka sahipleri ve tasarımcıların piyasadaki ambalajlarıyla katıldıkları ve bu yıl dördüncü kez yurt dışından başvuruların da kabul edildiği yarışma büyük ilgi gördü. Yarışma, WPO-World Packaging Organization (Dünya Ambalaj Örgütü) ve APF-Asian Packaging Federation (Asya Ambalaj Federasyonu) tarafından akredite edildiği için; uluslararası arenada yetkinliğe ve geçerliliğe sahip ülkemizdeki tek ambalaj yarışmasıdır.  

17-18 Eylül 2020 tarihlerinde ASD binasında bir araya gelen Seçici Kurul Üyeleri, bütün ambalajları inceledikten sonra 11 kriter doğrultusunda başvuruları değerlendirdi. Üretim kalitesinden çevreye duyarlılığına, tasarımdan özgünlüğüne kadar kriterler ışığında toplam 134 ambalaj finale kaldı. İki yılda bir düzenlenen Yarışmaya bu yıl da en fazla başvuru gıda, grafik tasarım ve içecek kategorilerinden oldu. Ambalaj Ay Yıldızları 2020 Yarışması'nda dereceye giren katılımcıların ödülleri, Covid-19 salgınının sona ermesinin ardından, İstanbul’da 5 yıldızlı bir otelde düzenlenecek özel bir törende verilecektir. Gecede, finale kalan 134 ambalaj arasından Altın, Gümüş, Bronz ve Yetkinlik ödülü alanlar ilan edilecek. ‘Altın Ödül' almaya hak kazanan ürünler arasından ise Türk Standartları Enstitüsü (TSE) işbirliği ile en fazla 3 adet ‘Altın Ambalaj Ödülü' verilecek.

SB FotoSustainable Brands® Global Platformu’nun Türkiye buluşması olan SB Turkey 2020, ‘Delivering The Good Life/İyi Yaşamı Sunmak’ temasıyla ikinci gününü tamamladı. Online olarak gerçekleşen etkinlikte, dünyadan ve ülkemizden önde gelen konuşmacılar ve marka liderleri, yeni normal düzeninde değişen tüketici alışkanlıklarını ve bu noktada markalara düşen görevleri tartıştı.

COVID-19 salgını nedeniyle bu yıl dijital ortamda gerçekleşen, Sustainable Brands® Global Platformu’nun Türkiye buluşması olan SB Turkey 2020 tamamlandı. ‘Delivering the Good Life (İyi Yaşamı Sunmak)’ temasıyla yapılan etkinliğin ikinci gününde, marka liderleri yeni normal düzen içinde sürdürülebilir bir yaşam içine neler yapılabileceğini tartıştı.

Gıda İsrafına Çözüm: Boşa Harcama Bağışla

Ana oturumda bir araya gelen P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Genel Müdürü Tankut Turnaoğlu, Yemek Yazarı ve Yapımcı Refika Birgül, Gıda Kurtarma Derneği & Fazla Gıda Kurucusu Olcay Silahlı sürdürülebilir bir yaşam için boşa harcanan, atılan gıdaların nasıl kurtarılabileceğine ve markaların bu noktada üzerlerine düşen görevler üzerine konuştular.

Türkiye’de yılda 300 milyar TL’lik gıda çöpe gidiyor ve bunun en az 90 milyarının gıda olarak kullanılabilecek şeyler. Bu gıdaların boşa harcanmasına izin vermek istemeyen Fairy ve Gıda Kurtarma Derneği iş birliği ile gıda israfı önlenirken 330.000 kişiye gıda yardımı sağlanıyor. Yapılan çalışma ile gıda israfı konusunda toplumda farkındalık da yaratılıyor. Gelecek dönemde yeni gıda bağış noktası aktifleştirilerek bağış noktalarında toplum gıda israfına karşı bilinçlendirecek. Boşa Harcama kampanyası ile yılda 1,5 milyon TL değerinde ürün israfı önlenirken, kurulacak lojistik altyapı ile de toplam 7 milyon TL değerinde ürün, ihtiyaç sahibi ile buluşturulacak.

 

yemek sepetiYemeksepeti, siparişlerine eklediği “Yeşili koruyalım” kutucuğu ile tek kullanımlık plastik tüketimini azaltmak için önemli bir farkındalık çalışmasına imza atıyor.

Yemeksepeti siparişlerinde “Yeşili Koruyalım” butonuyla plastik tabak, çatal, bıçak ve kağıt peçete istemiyorum seçeneği kullananlar geçen yılın aynı dönemine göre %30 oranında arttı. Bu seçeneği tercih eden Yemeksepeti kullanıcıları sayesinde, 2020 yılının ilk 8 ayında 376 ton daha az plastik tüketildi.

Yemeksepeti, sipariş sayfasına eklediği “Yeşili Koruyalım” seçeneği ile son 5 yıldır tek kullanımlık plastik tüketimini azaltmak için kullanıcıları ve restoranları teşvik ediyor. Son yıllarda artan plastik tüketiminin dünya için oluşturduğu tehdidin farkındalığıyla üzerine düşen sorumluluğu yerine getiren Yemeksepeti, kullanıcılarında da farkındalık oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Yemeksepeti’nden sipariş veren kullanıcılar, ödeme sayfasına geldiklerinde, “Yeşili Koruyalım” kutucuğunu işaretleyerek, restorana “Servis (plastik tabak, çatal, bıçak ve kağıt peçete) gönderme” mesajı iletiyor ve plastik kullanımının azalmasına destek olabiliyor. Yapılan farkındalık çalışmaları sonucunda her sene “Yeşili Koruyalım” kutucuğunu işaretleyen kullanıcıların sayısı ise giderek artıyor. 2020 yılının ilk 8 ayıyla 2019’yn ilk 8 ayı karşılaştırıldığında, geçen yıla göre %30 daha fazla “Yeşili Koruyalım” kutucuğu işaretlendi.

Farkındalığı En Yüksek Şehir: İzmir

2020 yılında verilen toplam siparişin %21’inde plastik tabak, çatal, bıçak ve kâğıt peçete gönderimi tercih edilmedi. Kullanıcılar bu tercihleriyle yıl içinde toplam 376 ton daha az plastik tüketilmesini sağladı.

1597212966 Sust8 1PepsiCo Türkiye, global olarak belirlenen yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefi doğrultusunda Suadiye, Manisa ve Tarsus fabrikalarında yaptığı solar yatırımlarıyla; yıllık ortalama 2.120 megawatt saat elektrik üreterek, yaklaşık 1.425 evin elektriğine karşılık gelen 8.900 ton karbon emisyonunu azaltıyor.

PepsiCo Türkiye, PepsiCo’nun global sürdürülebilirlik yol haritası doğrultusunda sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşmasına katkı sağlamak için yenilenebilir enerji odaklı yatırımlarına devam ediyor.

Türkiye’deki 6 fabrikasının hepsi sıfır atık olarak faaliyet gösteren PepsiCo Türkiye, bu hedefe Avrupa bölgesinde en hızlı ulaşan iş birimlerinden birimlerden biri olarak dikkat çekiyor. Şirket özellikle karbon emisyonu azaltılması yolunda, yenilebilir kaynaklara dayalı yatırımları sayesinde önemli bir mesafe kaydetmiş bulunuyor. Doğrudan operasyonlarında yenilenebilir enerji kullanımını artırmaya devam eden PepsiCo Türkiye, elektrik tüketiminin; Suadiye fabrikasında yüzde 33; Tarsus fabrikasında ise yüzde 45’ye varan bölümünü atık yiyeceklerden oluşan biyogaz ve solar enerjiden elde ediyor.

Solar yatırımlarıyla 8.900 ton karbon emisyonu azaltımı

Bu anlayış doğrultusunda yaptığı güneş enerjisi yatırımlarına hız veren şirket, Manisa fabrikasındaki solar enerji yatırımlarının birinci fazını tamamlamış bulunuyor. Aynı fabrikada solar enerjiye ilave olarak bu yıl açılacak biyogaz üretim tesisiyle, kullanılacak elektriğin yüzde 30’unun fabrikanın organik atıklarından elde edilmesi hedefleniyor. PepsiCo Türkiye bugün Suadiye, Manisa ve Tarsus fabrikalarındaki solar yatırımlarıyla yıllık ortalama 2.120 megawatt saat elektrik üretiyor. Bu sayede yaklaşık 1.425 evin elektriğine karşılık gelen 8.900 ton karbon emisyonunu azaltıyor.

Yiyecek fabrikalarına ek olarak içecek fabrikalarında da solar panel bazlı yenilenebilir enerji yatırımlarına devam eden PepsiCo, yakın zamanda İzmir, Adana ve Çorlu içecek fabrikalarında yıllık ortalama 2.200 megawatt saat elektrik üretimi yapılacak solar yatırımını tamamlayarak devreye alacak.

PepsiCo Türkiye gelecekte elektrikli araç filolarından tutun da yenilenebilir enerji kullanımının daha da artırılmasına kadar birçok uygulamayı adım adım hayata geçirerek, global olarak yüzde 100 yenilebilir enerji odağına daha güçlü katkı sağlamayı hedefliyor

doris tekneİnsansız deniz temizleme aracı Denizatı ‘Doris’ Kadıköy Belediyesi iş birliğiyle, Caddebostan sahilinde ilk kez denizle buluştu. Karadan verilen komutlarla deniz yüzeyini temizleyen insansız tekne ‘Doris’in yüzey çalışmasına, balıkadamlar da denizaltında yaptıkları temizlikle destek verdi.

 DENİZDEN ÇIKAN ATIKLARI AYIRDI

IWROBOTX adlı girişim tarafından geliştirilen otonom deniz temizleme aracı ‘Doris’, Kadıköy Caddebostan sahilinde düzenlenen test sürüşü ile denizle buluştu. Yapay zeka destekli sesli komut sistemi ile ilerleyen ve insansız çalışan deniz robotu, deniz yüzeyindeki atıkları topladı. Çöpleri cinsine göre kategorize edebilen Doris, atık verilerini internet ortamına aktararak rapor haline getirebiliyor. 10 gün boyunca Kadıköy sahillerinde, test sürüşü yapacak olan Doris, Kadıköy’de deniz kirliliğinin haritasını da çıkaracak.

 1 TON ÇÖP TOPLAYABİLİYOR

Deniz yüzeyinden 30cm derinliğe kadar çöp toplayabilen araç, 1 ton atık toplama kapasitesine sahip. Pet şişe ve atıkları, karadan verilen sesli komutlar aracılığıyla toplayan Doris, atıkları da kendi içerisinde plastik, cam, organik atık olarak ayrıştırabiliyor

 BALIKADAMLAR DA DENİZİN DİBİNDEN ÇÖP TOPLADI

Deniz tabanından yüzeye çıkamayan çok sayıda cam şişe ve atık Türk Balıkadamları Derneği ve Kadıköy Belediyesi’ne bağlı dalgıçlar tarafından toplandı. Denizin dibinden yaklaşık 2 saat süresince 2 çuval çöp çıkarıldı.

avonNatura&Co iklim, insan ve sürdürülebilir yaşam için çalışacak

Avon’un çatı şirketi Natura&Co, 2030 Sürdürülebilirlik Vizyonu kapsamında yaşam taahhütlerini açıkladı. Üç temel başlıkta sıralanan Yaşam Taahhüdü’nde; iklim değişikliği, etnik çeşitlilik ve cinsiyet eşitliği ile geri dönüşüm ve sürdürülebilir kaynaklar hedeflendi.

 

Avon, Natura, The Body Shop ve Aesop markalarını bünyesinde buluşturan dünyanın dördüncüen büyük güzellik şirketi Brezilya merkezli Natura&Co, dünyanın en acil sorunları ile mücadele etmek için eylemlerini hızlandıracak kapsamlı bir sürdürülebilirlik planı hazırladı. 2030 Sürdürülebilirlik Vizyonu çerçevesinde yayımlanan ‘Yaşam Taahhüdü’; iklim krizi ile ilgili çözümler, insan hakları için mücadele ve 2030'a kadar yenilenebilir iş yapış biçimi gibi konuları içeriyor.

 

Karbon salınımını sıfıra indirecek

Üç temel başlıkta sıralanan Yaşam Taahhüdü’nde Natura&Co, 2030’a kadar karbon salınımını sıfıra indirmeyi hedefliyor. Bu alanda, hammadde üretiminden ambalaj atığına kadar tüm değer zinciri ve tedarikçilerinin emisyonlarını takip etmeyi planlayan Natura&Co, biyolojik çeşitlilik kaybını önlemek için Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne tamamen bağlı kalmayı taahhüt ediyor. Ayrıca, Amazon Ormanlarını koruma hedefleri doğrultusunda, 2030 yılına kadar 3 milyon hektarlık alanın korunmasına katkıda bulunulması amaçlanıyor.

 

İşgücü arasında eşit ücretlendirme

Natura&Co, insan haklarının savunulmasında da öncü görevler üstleniyor. Grup, insanlarla bağlantılarını geliştirirken, daha iyi, daha anlayışlı ve kapsayıcı koşullar yaratmayı hedefliyor. Bu amaç doğrultusunda; ırk veya etnik, cinsiyet ve sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı kişiler ile fiziksel ve zihinsel engelliliği göz önünde bulundurarak, çeşitliliği yüzde 30’a çıkarılması planlanıyor. Natura ayrıca, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin ötesine geçerek, 2023 yılına kadar liderlik pozisyonlarında kadın oranını yüzde 50’ye çıkarmayı ve cinsiyet eşitliği ile tüm işgücü arasında eşit ücretlendirmeyi garanti ediyor. Grup aynı zamanda tüm çalışanlarının 2023 yılına kadar en az asgari ücret ve daha fazla maaş sağlamayı ve 6 milyondan fazla danışman ve temsilcinin kâr oranı, sağlık ve eğitim durumunu yükseltmeyi, marka temsilciliğini 35.000 aile üyesinin doğrudan geçimini sağlayan güvenilir bir iş modeli olarak tanıtmayı hedefliyor. Taahhütnamede, meme kanseri, aile içi şiddet ve eğitim gibi yardım ve bağışların da yüzde 20 artışla 600 milyon dolara çıkarılacağı belirtiliyor.

 

entechÇevre teknolojileri, geri dönüşüm ve sıfır atık alanında Türkiye'nin en prestijli ticaret platformu ENTECH'e, ÇEVKO Vakfı’nın yanı sıra ,sivil toplum kuruluşlarının da desteği çığ gibi büyüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen STK'ların yakından takip ettiği fuarda, dünyanın en önemli akademisyenlerinin konuşmacı olarak yer alacağı Sıfır Atık Forumu da hayata geçirilecek.

Türkiye'nin Geri dönüşüm Çevre Teknolojileri ve Sıfır Atık Fuarı - ENTECH, sektördeki en son gelişme ve yenilikleri, sürdürülebilir çevre teknolojileri, çevreye duyarlı ürün ve uygulamaları, 30 binin üzerinde uluslararası alıcı ile buluşturacak.

headline 280x198 equalGEKAP yönetmeliğinin uygulanmasına dair usul ve esaslarda değişiklik yapılmasına dair usul ve esaslar yayımlanmıştır.

https://cygm.csb.gov.tr/gekap-yonetmeligin-uygulanmasina-dair-usul-ve-esaslarda-degisiklik-yapilmasina-dair-usul-ve-esaslar-yayimlanmistir-duyuru-408623

unilever logoUnilever, iklim değişikliğiyle mücadele etmek, doğayı korumak ve canlandırmak, gelecek nesiller için kaynakları korumak adına yeni adımlar belirledi.

Unilever, iklim değişikliğiyle mücadele etmek adına daha da kararlı adımlar atarak; gezegenimizi daha sağlıklı hale getirmek, doğayı korumak ve canlandırmak, gelecek nesiller için kaynakları korumak amacıyla bir dizi yeni önlem ve taahhüt açıkladı. Şirket bu doğrultuda, 2039 yılına kadar tüm ürünlerinden kaynaklanan emisyonları net olarak sıfırlama sözü verdi. Ayrıca şirket, yeni nesil çiftçiler ve küçük toprak sahipleriyle birlikte çalışıp onların güçlenmesine yardımcı olacak; ormanları, toprağı ve biyo-çeşitliliği korumak ve zarar görenleri eski haline getirmek için programlar yürütecek. Bütün bunların yanı sıra su stresi yaşayan yerlerdeki halkın suya daha iyi erişmesini sağlamak için devletler ve diğer kurumlarla birlikte çalışacak.

Bu adımları hızlandırmak için Unilever bünyesindeki markalar bir araya gelerek, bu amaçlara yönelik oluşturulan yeni İklim ve Doğa Fonu’na 1 milyar Avro kaynak aktaracak. Bu yatırım, anlamlı ve kararlı adımlar atmak ve ağaçlandırma, karbon tutma, yaban hayatının korunması ve suyun korunması gibi konuları kapsaması muhtemel projeleri önümüzdeki on yıl içinde hayata geçirmek için kullanılacak. Bu yeni girişimler sayesinde; herkes için temiz enerjiyi savunan Seventh Generation projesi gibi global çapta devam eden işlerin yanı sıra Lipton Sürdürülebilir Çay Tarımı projesi ve Knorr’un geleceğe dost tarım uygulamaları için çiftçilere destek veren sürdürülebilir tarım projesi gibi uzun yıllardır Türkiye için değer yaratan önemli projelere yenileri eklenecek.

Alan Jope: “Gezegenimizin sağlığı için elimizi taşın altına koyuyoruz”

Unilever Dünya Başkanı Alan Jope, söz konusu gelişmeye ilişkin olarak, “Tüm dünya bir yandan Covid-19 salgınının yıkıcı etkileriyle baş etmeye çalışıp bir yandan da eşitsizliklerden kaynaklanan ciddi sorunlarla boğuşurken, iklim değişikliğinin hepimizi tehdit etmeye devam ettiği gerçeğini unutamayız. İklim değişikliği, doğanın bozulması, biyo-çeşitliliğin azalması, su kıtlığı gibi sorunlar aslında birbiriyle bağlantılı. Bu sebeple hepsiyle aynı anda mücadele etmeliyiz. Bu mücadeleyi verirken iklim krizinin sadece çevre açısından acil önlem gerektirmekle kalmayıp, aynı zamanda hayatlarımız ve geçim kaynaklarımız üzerinde de korkunç bir etkisi olduğunu aklımızda tutmalıyız. Bu sebeple bu krizle mücadeleye yardımcı olmak için elimizi taşın altına koyuyoruz. Şirket olarak bünyemizdeki markalarımızla doğrudan harekete geçip somut adımlar atıyoruz. Ürünlerimiz ve faaliyetlerimizin çevre üzerindeki etkisini azaltacağız, gezegenimizin sağlığına yeniden kavuşması için üzerimize düşeni yapacağız” açıklamasını yaptı.

 

1591769682 CDPTurkiye 10Yil Konferansi 1Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu çatısı altında Türkiye’deki 10’uncu yılı kutlayan dünyanın en büyük çevre raporlama platformu CDP, İklim Değişikliği & Su Programı 2019 Türkiye Sonuçlarını ve Lider Şirketleri açıkladı.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun 2010 yılından bu yana Türkiye ayağını yürüttüğü CDP’nin, 2019 yılı Türkiye sonuçları 9 Haziran 2020 Salı günü, online olarak düzenlenen “CDP Türkiye İklim Değişikliği 10. Yıl Konferansı” ile kamuoyuna duyuruldu.

Konferansın ana konuşmacısı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu oldu.

Garanti BBVA’nın ana destekçisi ve Deloitte Türkiye’nin rapor sponsoru olduğu CDP Türkiye’nin yıl boyunca yürüttüğü çalışmaların paylaşıldığı konferansta, CDP İklim Değişikliği & Su Programı 2019 Türkiye Sonuçları ve CDP Türkiye Liderleri açıklandı.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü ve Baş Araştırmacısı Melsa Ararat ve Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin’in açılış konuşmalarının ardından sözü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu aldı.

ANA KONUŞMACI: İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI EKREM İMAMOĞLU

Ekrem İmamoğlu konuşmasında"Dünya bizden ciddi anlamda özen ve saygı bekliyor. Doğa insan ilişkisinin pandemi süreciyle beraber tekrar yorumlandığı ve konuşulduğu bu dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak daha önce yer alınmayan C40 Topluluğuna katıldık. Çok büyük ilgi gördü. Bu kapsamda tümüyle doğaya ve insana saygıyı, iklim değişikliğine dair ortak mücadeleyi öngören bir protokol imzaladık. Aynı zamanda 2021 sonuna kadar dünyanın iklim değişikliğiyle mücadelesindeki bütün unsurları hayata geçirmekle ilgili de bir taahhütte bulunduk. Buna dönük her hususta adım atıyoruz. Florya’da konumlandıracağımız İstanbul Planlama Ajansı kapsamında Vizyon 2050 adlı bir çalışma bölümümüz var. Bunu kamuoyuna açık olarak yürütme hedefindeyiz. Buradaki yol haritamızın en önemli bölümü iklim değişikliğine dönük mücadele olacak. Sabancı Üniversitesi'ne de CDP Türkiye ile alandaki çalışmalara sunduğu katkı için teşekkür ediyorum"açıklamasında bulundu.

 

SBA Duyuru 15.05Sosyal, ekonomik ve çevresel konularda önemli etkiler yaratan ve ortak geleceğimize sahip çıkan projeleri vurgulayarak, iş dünyası için rol modelleri göstermek amacıyla bu yıl yedincisi düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri için başvurular 1 Nisan’da başladı. Toplam 14 kategoride yapılacak başvurular, 15 Haziran’a kadar devam edecek.

Büyük ölçekli, KOBİ, Startup ve Belediyelerin başvurabildiği ödüllerde bu yıl ayrıca Covid-19 dönemindeki Sosyal Etki ve İşbirliği çalışmaları da 2 ek kategori ile ödüllendirilecek. Sonuçlar alanında uzman akademisyenlerden ve lider isimlerden oluşan seçkin jüri tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından açıklanacak.

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve küresel olarak her alanda önemli değişimlere tanık olunan şu dönemde, sürdürülebilirlik ekseninde iş modellerinin yeniden tanımlanacağı kaçınılmaz gerçeğini bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Tüm sektörlerde sürdürülebilir iş modellerine yönelik çalışmalarıyla örnek teşkil eden kurumlara açık olan ‘Sürdürülebilir İş Ödülleri’, Türkiye’de sürdürülebilirlik dönüşümünü hedefleyen, ortak geleceğimize sahip çıkan birçok yenilikçi projenin ortaya çıkmasına ilham ve yön vermeyi amaçlıyor.

Geçmişten bugüne Türkiye’de 90’ın üzerinde proje ödüllendirildi

Sosyal, ekonomik ve çevresel konularda önemli etkiler yaratan başarılı modelleri ve projeleri ödüllendiren platformda, geride kalan 6 yılda 90’ın üzerinde proje ödüllendirildi. Geçtiğimiz yıl Arçelik, Mercedes-Benz Türk, Esan, Koç Holding, Metro Türkiye, Şişecam, Tüpraş ve Tetra Pak gibi bugünün büyüme potansiyellerini sınırlayan zorluklarına karşı çözümler üreten, riskleri fırsata çevirerek iş modellerinde dönüşüme katkı koyan projeleri ile sektöründe lider birçok firma ödül kürsüsüne çıktı. Büyük Ölçekli firmaların yanı sıra KOBİ, Startup ve Belediyelerin de katılabildiği ödüller için 1 Nisan’da başlayan ve dijital dönüşüm esas alınarak online sistem üzerinden gerçekleşen başlayan başvuru süreci, 15 Haziran’a kadar devam edecek. Başvurular için detaylar, https://surdurulebilirisodulleri.com/ sitesi aracılığıyla takip edilebiliyor.

1592216957 Ba kan yaz c evre g n ll leri bir arada 1 1Yeni normalimiz olan, kontrollü sosyal hayata geçişin ardından, sahillerde atıklarla dolu manzaralar da görülmeye başladı. Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı çevre gönüllüleri ile bir araya gelerek Tuzla Sahili’nde biriken 2 kamyon atık topladı. Başkan Yazıcı, sabahın erken saatlerinde çoğunluğu lise ve üniversite öğrencisi olan çevre gönüllüleri ile bir araya gelerek Tuzla’da çevre temizliği konusunda farkındalık yarattı.

 

Çevre gönüllüsünden gelen mesaj kıvılcım oldu

Bir çevre gönüllüsünün sosyal medya üzerinden “Sizinle birlikte burayı temizlemek isterim” mesajı üzerine harekete geçtiklerini dile getiren Yazıcı, şöyle konuştu: “Burada bir araya gelmemize ve bu anlamlı işi yapmamıza Eylem Yorulmaz arkadaşımızın mesajı vesile oldu. Sosyal hayata geçişin ardından güzel Tuzlamız maalesef atıklarla dolmaya başladı. Bu durum bizim belediye olarak rahatsızlık duyduğumuz bir konuydu. Bunun bir yurttaşımız tarafından da dile getirilmesi bizi çok sevindirdi. Tuzla Belediyesi olarak çevre temizliği konusunda vatandaşlarımızda hassasiyeti arttırmak ve çevreyi kirletenlere karşı bir farkındalık oluşturmak önemli amaçlarımız arasında yer alıyor. Özellikle içinde olduğumuz bu günlerin bize doğanın önemini en iyi şekilde anlatmış olması gerektiğine inanıyorum. Tuzla Belediyesi olarak her daim temiz ve yaşanması güzel bir çevre amaçladık. Yaptığımız bu anlamlı etkinlikle de özellikle çevrenin kirlenmesine sebebiyet veren insanlar üzerinde etkimiz olduysa, konuyla ilgili farkındalık yaratabildiysek ne mutlu bize. Tüm Tuzlalı vatandaşlarımızdan aynı duyarlılığı bekliyoruz. Biz geleceğimize temiz bir Tuzla bırakacağız bunun için de vatandaşlarımızla birlikte çalışmaya her zaman hazırız.”

 

winDünyanın 40 ayrı ülkesinde iklim değişikliğine yönelik toplumsal farkındalık seviyesini ölçmek için kamuoyu araştırması yapıldı.

Sonuçlar küresel pazar ve kamuoyu araştırma şirketi WIN International tarafından 2019 yılı Ekim-Aralık döneminde dünyanın 40 ülkesindeki ortakları aracılığı ile toplamda 29.368 kişi ile görüşülerek gerçekleştirilen kamuoyu araştırması ile elde edildi.[1]

Araştırmada katılımcılara, Küresel ısınmaya neden olan bir iklim değişikliği var mı?, Küresel ısınma insan faaliyetlerinin sonucu mu?, Küresel ısınma insanlık için ciddi bir tehdit midir? ve İklim değişikliğinin gerilemesi için çok geç mi? olarak dört soru soruldu.

Katılımcılardan da bu sorulara tamamen katılıyorum, kısmen katılıyorum, kısmen katılmıyorum ve hiç katılmıyorum olarak dört ayrı şekilde cevap vermeleri istendi.

Çalışmanın Türkiye ayağı ise WIN International’ın Türkiye ortağı Barem tarafından Kasım-Aralık döneminde 601 kişi ile telefon görüşmesi yolu ile gerçekleştirildi.

 Türkiye dünya ortalamasının altında kaldı

Katılımcılardan dört soruya da “tamamen katılıyorum” cevabını verenlerin oranının dünya ortalaması %38,7 olurken Türkiye ortalaması ise %24,2 olarak gerçekleşti.

Çalışmada farkındalığı en yüksek olarak tanımlanan bu gruba ayrı olarak ülkelerindeki sivil toplum kuruluşlarına olan güvenleri de soruldu.

Bu soruya dünyada %56,8, Türkiye’de ise %55,8 oranında katılıyorum cevabı alındı.

1590141519 koncerty pre seniorov1 1Kadıköy Belediyesi’nin kent araştırmaları alanında çalışma yürüten birimi Kadıköy Akademi, farklı ülkelerden belediyelerin yeni koronavirüs salgını sürecindeki uygulamalarını inceledi. Koronavirüsten en fazla etkilenen 65 yaş üstü nüfusa yönelik çalışmalar dikkat çekti.

Pandemi sürecinde 65 yaş üstü yurttaşlara yönelik çalışmaların yanı sıra dijital ortamda sürdürülen uygulamalar dikkat çekti. Nice Belediyesi’nin sağlık kurallarına uyularak hizmet verildiğini gösteren etiketleme çalışması ile Atina Belediyesi’nin evsizlere sığınak sağlamak üzere yürüttüğü çalışmalar dikkat çekti.

DÜNYA BELEDİYELERİNDEN ÖRNEKLER

İngiltere, Londra Belediyesi: Kente dair salgın güncellemelerini, sosyal mesafe standartlarını, kentteki gönüllülük ve bağış sisteminin ayrıntılarını, eğitim ve çocuk bakımı hizmetlerini, zihin sağlığını korumak için dikkat edilmesi gerekenleri paylaşıyor.

Finlandiya, Helsinki Belediyesi: Yardım hatları, sağlıkla ilgili talimatlar, uzaktan eğitim, çevrimiçi kültürel hizmetler, ulaşım hizmetleri ve işletme destekleri hakkında güncellemeleri paylaşıyor. Ayrıca, Helsinki’de yerel topluluklar ve yardım kuruluşları bir araya getirildi. Gönüllüler salgın süresince 80 yaşın üzerindeki vatandaşlarla 38 binin üzerinde telefon görüşmesi yaparak günlük ihtiyaçlarına ilişkin talepleri topladı.

enerjiUluslararası Enerji Ajansının (IEA) raporuna göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını küresel enerji sistemine son 70 yılın en büyük şokunu yaşattı.

IEA'nın Küresel Enerji Görünümü Raporu'nda, Kovid-19 salgınının bu yıl kömür, petrol, doğal gaz, yenilenebilir enerji ve elektrik gibi kaynaklarla karbon emisyonlarına etkisi ele alındı. Rapora göre, bu yıl enerji talebi, 2008 küresel finansal krizi sonrasında yaşanan düşüşten 7 kat daha sert bir düşüşle yüzde 6 gerileyecek. Bu düşüş, dünyanın en büyük üçüncü enerji tüketicisi Hindistan'ın enerji talebinin tamamıyla yok olması anlamına geliyor.

Enerji talebindeki düşüş, en fazla gelişmiş ekonomileri etkileyecek. ABD'de yüzde 9 ve Avrupa Birliği'nde yüzde 11'lik talep düşüşü görülecek. Krizin enerji talebine etkisi, salgının yayılmasını önlemeye yönelik tedbirlerin süresine ve sertliğine bağlı olacak. Küresel olarak sokağa çıkma kısıtlamasının yıl boyunca nisan ayının başındaki seviyede devam etmesi halinde her ay yüzde 1,5 düşüş olacak. Elektrik talebi ise bu yıl 1930'lardaki "Büyük Buhran"dan sonra yaşanan en büyük düşüşle yüzde 5 gerileyecek.

Öte yandan, rüzgar, güneş, hidroelektrik ve nükleer gibi düşük karbonlu kaynakların kullanımı, bu yıl da artmaya devam ederek küresel enerji üretiminin yüzde 40'ını karşılayacak. Bu payla, düşük karbonlu kaynaklar kömürden elektrik üretimini geçmiş olacak. Rüzgar ve güneşten elektrik üretimi, 2019 ve 2020'nin başlarında tamamlanan yeni projelerin etkisiyle yılın geri kalanında da yükselmeye devam edecek.

Yenilenebilir enerji kaynakları, bu yıl büyüme gösterecek tek kaynak olsa da bu büyüme diğer yıllara kıyasla daha düşük seviyede kalacak. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi, bu yıl yüzde 5 artış gösterecek. Nükleer enerjiden elektrik üretiminde ise 2019'da yaşanan rekordan sonra yüzde 3'lük düşüş olacak.

Söz konusu kaynaklardan üretim, kömür ve doğal gazdan elektrik talebini de etkileyecek. Küresel elektrik üretiminde kömür ve gazın toplam payı yüzde 3 azalışla 2001'den bu yana görülmemiş bir seviyeye gerileyecek. Küresel kömür talebi, bu yıl yüzde 8 gerileyerek, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük düşüşü gösterecek. Kömürden elektrik üretimi, 2018'deki zirvenin ardından bu yıl yüzde 10'dan daha fazla azalacak. Doğal gaz talebi de aralıksız 10 yıllık büyümenin ardından bu yıl yüzde 5 azalacak.

Tüm bu gelişmelerin etkisiyle, küresel enerji kaynaklı karbon emisyonları bu yıl yüzde 8 gerileyerek 2010'dan bu yana ki en düşük seviyesine ulaşacak. Bu, şimdiye kadar yaşanan en büyük düşüş olarak kayıtlara geçecek. 

1590159776 Shell G rselShell Türkiye, iklim değişikliği ile mücadele konusunda adımlar atmaya devam ediyor. Bu doğrultuda, İstanbul Kuzey Marmara Otoyolu’nda oluşturulan Shell Türkiye Ormanı ile her yıl 105 ton karbondioksit salınımı nötrlenecek.

İklim değişikliği ile mücadele konusunda tüm dünya küresel sıcaklık artışının 1,50C ile sınırlandırılmasına odaklanırken, bu hedefi destekleyen Royal Dutch Shell, 2050 yılına kadar net sıfır emisyonla faaliyet gösteren bir şirket olmayı hedefliyor.

En geç 2050 yılına kadar tüm ürünlerinin üretiminden kaynaklanan emisyonları sıfıra indirmek üzere çalışmalarını sürdüren Royal Dutch Shell, ayrıca net karbon ayak izini azaltmak üzere 2035 ve 2050 yılına kadar koyduğu hedefler doğrultusunda yenilenebilir enerji, biyoyakıt ve hidrojen gibi daha düşük karbon yoğunluğuna sahip ürün ticareti yaparken, müşterilerini de karbon tüketimlerini azaltmaları için teşvik edecek.

Daha iyi bir gelecek için çalışmalarını aralıksız sürdüren Shell Türkiye, bugüne kadar elektrikli şarj üniteleri, atık yönetimi, LNG ve Solar istasyon gibi birçok projeyi hayata geçirdi.Bu amaç doğrultusunda Shell Türkiye, İstanbul Kuzey Marmara Otoyolu’nda 5 hektarlık alanda ilk Shell Türkiye Ormanı’nı oluşturuyor. Çevreye olan duyarlılığının bir parçası olarak şirket içinde ve dışında gerçekleştirdiği tüm projelerinde hediye olarak fidan bağışında bulunan Shell Türkiye, “Shell Türkiye Ormanı” ile Türkiye’de her yıl 1.300’den fazla otomobilden salınan yaklaşık 105 ton karbondioksiti nötrleyecek.

Planlama, akreditasyon ve ekim aşamaları, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde görev yapan ve alandaseçkin ikiprofesörümüz tarafından yönetilen Shell Türkiye Ormanı’na; mavi servi, piramit servi, fıstık çamı, ıhlamur, dişbudak yapraklı akçaağaç, çınar yapraklı akçaağaç, amerikan meşesi ve yalancı akasya olmak üzere 8 çeşitte toplam 3.100 ağaç dikildi. Projenin, başlangıç, kontrol ve izleme aşamaları 4 ay sürerken, izleme aşaması yıl boyunca devam edecek.

copdagiAvrupa Birliği İstatistik İdaresi (Eurostat) birlik üyesi ülkelerden 2019 yılında gerçekleşen atık ithalatı bilgilerini yayınladı

Eurostat verilerine göre geçen yıl AB ülkelerinden Türkiye’ye 11 milyon 400 bin ton atık madde ihraç edildi. Türkiye’yi 2 milyon 900 bin tonluk ithalatla Hindistan izledi. AB ülkelerinden en fazla atık ithal eden üçüncü ülke 1,9 milyon tonla Britanya oldu. Britanya’yı 1,6 milyon tonla İsviçre ve 1,5 milyon tonla Norveç izledi. Çin’in AB ülkelerinden atık ithalatında ise keskin düşüş kaydedildi. Çin’in ithal ettiği atık miktarı 2009’daki 10,1 milyon tondan 2019’da 1,2 milyon tona geriledi. Eurostat verilerine göre  27 AB ülkesi 2019’da üçüncü ülkelere 13 milyar 400 bin euro değerinde 31 milyon ton atık ihraç etti. İhraç edilen atık miktarının 2004 yılına göre yüzde 66’lık artış gösterdiği kaydedildi.

Quarantine Donation PackYaşamları iyileştiren çözümleri ve farklı alanlarda hayata geçirdiği projelerle 33 yıldır Türkiye’de topluma katkı sağlamak için çalışan Procter & Gamble Türkiye, COVID-19 salgını süresince 3 önemli konuyu önceliğine aldı: çalışanlarının sağlığını korumak, tüketicilerin ihtiyaçlarına yönelik ürün üretimini devam ettirmek, bu süreçte etkilenen insanlara ve faaliyet gösteren yardım kuruluşlarına destek olmak.

Bu doğrultuda P&G Türkiye, karantinadaki vatandaşların konakladığı KYK yurtlarına iletilmek üzere 2015 yılından beri düzenli bağışta bulunduğu Türk Kızılayı’na, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile koordinasyon içerisinde ivedi biçimde ürün desteklerini ulaştırdı. P&G Türkiye, karantina altındaki 10 binden fazla vatandaşa kapılarını açan 23 farklı ildeki yurtların temizlik ve hijyen ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 1.500 paket Ariel çamaşır deterjanı, 5.250 adet Fairy bulaşık deterjanı ve 600 kutu Flash hijyenik yüzey temizleyici teslim etti.

Buna ilave olarak yine Türk Kızılayı ile iş birliği içerisinde Türkiye genelinde 20’den fazla yurtta vatandaşlara Head & Shoulders ve Pantene saç bakım ürünleri, Oral-B diş fırçaları, İpana diş macunları, Gillette tıraş ürünleri ve Orkid pedleri gibi ürünleri içeren hijyen kitlerini ulaştırdı. Ayrıca Head & Shoulders, erişebildiği tüm karantina yurtlarındaki vatandaşların ve sağlık çalışanlarının saç bakım ihtiyaçlarını karşılamak üzere on binlerce şampuan bağışında bulunmak üzere taahhüdünü açıkladı.

P&G Türkiye’nin hijyen kitleri aynı zamanda Valilik tarafından yürütülen Vefa Sosyal Destek Grubu çalışmaları kapsamında yine Kızılay tarafından 65 yaş ve üzeri ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza bu dönemde destek olmak üzere ulaştırıldı.

P&G, bu desteğinin yanı sıra dünya çapında da önemli desteklerde bulunuyor. Bu kapsamda P&G; aileler, yaşlılar ve sağlık çalışanları da dahil olmak üzere ihtiyacı olanlara yardımcı olmak ve günlük gereksinimlerini karşılamak üzere toplam 15 milyon ABD doları tutarında kişisel sağlık ve hijyen ürünü, ev bakım ürünü ve finansal destek sağlayacağını duyurdu.

Bu çabanın bir parçası olarak P&G, salgının başlangıcından bu yana uzun süredir iş birliği yaptığı organizasyonlarla birlikte, toplulukları, yardım kuruluşlarını ve bu küresel acil durumdan etkilenenleri en iyi şekilde nasıl destekleyeceklerini anlamak için de çalışmalara başladı. Bu kapsamda P&G, Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Dernekleri Federasyonu'nun (IFRC) COVID-19 yardım çağrısının yanı sıra Avrupa’daki ulusal Kızılhaç ve Kızılay derneklerinin, bu zor zamanlarda kıtadaki savunmasız insanların yaşamlarını iyileştirme çabalarına destek olmak için 1 milyon ABD doları bağışlıyor.

PEPSICOPepsiCo,   COVID- 19’un toplum üzerindeki etkilerini azaltmak üzere yapılan  çalışmalar kapsamında  Türkiye’ye 12 Milyon TL’nin üzerinde katkı yapacağını açıkladı. PepsiCo Türkiye,  geçen hafta PepsiCo Vakfının, toplulukların bu krizi aşmalarına yardımcı olmak amacıyla küresel düzeydeki programlara yapacağını bildirdiği 45 milyon Dolar değerindeki desteğe ilave edilen fonla, ‘Yemek Ver Umut Ver’ girişimi çerçevesinde ihtiyaç sahiplerine gıda ulaştırılmasına yardım edecek.

PepsiCo Türkiye’de de ihtiyaç sahiplerine gıda bankaları aracılığıyla 12 Milyon TL’yi aşan değerde gıda ve temizlik malzemesi yardımında bulunacak. Bu destekler Türkiye genelinde 3 milyondan fazla kişiye ulaşacak.

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ece Aksel şöyle dedi:“Bu olağanüstü dönemde en büyük önceliğimiz insanlarımızın sağlığı. PepsiCo olarak, gıda konusundaki uzmanlığımızı kullanarak ulusal yardım girişimlerine destek oluyoruz. Gıdaya ihtiyacı olan insanlarımızın, bu dönemi daha kolay atlatmalarını sağlayacak şekilde  gıdaya erişimlerine katkıda bulunmak istedik. Farklı gıda bankaları aracılığıyla Türkiye’nin her bölgesinde 3 milyondan fazla kişiye  gıda ve temizlik malzemesi sağlayarak ülkemize destek oluyor, bu zor günleri birlikte aşacağımıza inanıyoruz.

PepsiCo Avrupa CEO’su Silviu Popovici ise şunları söyledi: “Bu günler Avrupa’daki pek çok insan için zorlu bir dönem… Virüsün tüm dünyada çok ağır bir etkisi oldu. PepsiCo olarak, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için elimizden geleni yapmamız gerektiğine inanıyorum. Gıda bizim en iyi bildiğimiz konu. Bu nedenle, gıdaya en fazla ihtiyaç duyan insanlara yiyecek sağlamak için Avrupa’nın birçok ülkesinde toplumsal dayanışma gruplarıyla, hayır kuruluşlarıyla ve STK’larla birlikte çalışacağız. Faaliyet gösterdiğimiz toplumlara katkı yapmak istiyoruz.”

Kriz zamanında PepsiCo çalışanlarının bulundukları bölgelerde yardım çalışmaları yapacağı gerçeğinden hareket eden PepsiCo Vakfı da, ayrıca önümüzdeki dört hafta boyunca çalışanlarının COVID-19 salgınıyla mücadele eden ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapacakları bağışların iki katının Vakıf tarafından bu kuruluşlara yapılacağını bildirdi. Böylece çalışanların seçtiği kâr amacı gütmeyen kuruluşlara 13 milyon TL’den fazla destek sağlanacağı öngörülüyor. 

MigrosMigros mağazalarında, dağıtım merkezlerinde, online hizmet kanalları ile müşterilerinin hijyen ve temel ihtiyaç malzemesi ihtiyaçlarını karşılamak için, 24 saat tam kapasite ile çalışan Migros, Üreticileri ile birlikte güçlü tedarik zincirine sahip. Yoğun talep gören ürünleri en uygun fiyatlarla karşılamaya devam ediyorlar..

Çalışanlarının, daha güvenli ortamlarda bu önemli görevi yerine getirebilmeleri için dünyadaki en gelişmiş hijyen uygulamalarını ve her türlü önlemi ilk günden itibaren devreye alarak, Sağlık Bakanlığı’nın yönlendirmesi doğrultusunda hareket ediyorlar.

Mağazalarında  müşteri ile teması olan tüm çalışanları maske uygulamasının yanında gıda perakende sektöründe bir ilk ve ilave önlem olarak siperlik kullanıyor. Tüm çalışanların kişisel dezenfektanı ve kolonyası, el kremi bulunuyor. Her çalışanına C vitamini deposu meyveler temin ediyorlar. Mağazalarında ve dağıtım merkezlerinde standart temizlik prosedürlerine ek olarak alanında uzman ekipler tarafından dezenfeksiyon uygulamaları düzenli bir şekilde yapılıyor. Ayrıca  günde 5 kere kasalar, pos makinaları, alışveriş araba ve sepetleri ve servis reyonları temizleniyor. Migros Sanal Market için kullanılan toplama kasası, toplama arabası, tablet, barkod okuyucu gibi tüm ekipmanlar ile nakliye araçları düzenli olarak dezenfekte ediliyor. Araçlarda dezenfektan el sıvıları yerleştirilmiş durumda. Her teslimat öncesi ve sonrasında çalışanlar ellerini dezenfekte ediyor.

Sosyal mesafenin korunması için mağazalara aynı anda belli sayıda müşteri alınıyor. Her mağazanın  kapısında, metrekaresi doğrultusunda bir seferde kaç kişinin kabul edilebileceği yazıyor. Müşteriler maske ile  giriş yapıyor. Kasa çevrelerinde kasa ve önceki müşteri ile 1,5 metre mesafeyi belirleyen şeritler var. Kredi veya banka kartı ile temassız ödeme öneriliyor. Mağaza giriş çıkışlarda müşterilerin de kullanabilmesi için sıvı dezenfektanları bulunuyor.

 

2 METE IMER 14 04 2020COVID-19 tehdidinin çevre sektörü üzerindeki etkilerine dair ihtiyaçları anlamak ve uygun eylemler planlayabilmek amacıyla Akademi Invest Holding grup şirketlerinden Akademi Çevre markasının bir projesi olan "Sürdürülebilir Sohbetler" Youtube kanalı projesini hayata geçirdi. Akademi Çevre , bulunduğumuz ekosistemde, adıyla müsemma olarak, Akademik ve birleştirici bir misyonu var. Bu misyonlarında yola çıkan; sektörü bu kez dijital bir platformda birleştiren Akademi çevre, . özellikle üniversite öğrencileri için arşiv niteliğinde istedikleri zaman açıp bilgi alabilecekleri bir açık kaynak oluşturdular. Bu süre boyunca yaptıkları sosyal medya iletişimi ile yaklaşık 25 bin kişiye erişerek , Youtube canlı yayınların da da 10 binin üzerinde izlenme aldılar. Herkesin yoğun olarak kullandığı Youtube üzerinden, Sürdürülebilirlik, İklim, Döngüsel Ekonomi, Geri Dönüşüm, Sıfır Atık gibi konulara ilgi duyan herkesin evlerine konuk olarak değer kattılar..

ÇEVKO Genel Sekreteri Sn. Mete İMER, Çevre ve Atık Yönetimi Direktörü Sn. Cem Ferda TUNÇER moderatörlüğünde, hafta içi sabah kuşağına konuk oldu. GEKAP ve Sıfır Atık yönetmeliği ile ilgili değerli görüşlerini paylaşan Sn.İMER, ÇEVKO olarak belediyeler ve lisanslı toplama ayırtma tesisleri ile yürüttükleri çalışmalar ile özellikle okullarda düzenledikleri eğitim faaliyetlerinin COVID19 sebebiyle nasıl etkilendiğini ve bu yöndeki çalışmalarından bahsetti. Ambalaj atıklarını toplayan ayıran ve geri kazanan lisanslı tesislerin şu anki durumlarına değinen Sn.İMER, bu yılın sonunda yürürlüğe girmesi beklenen depozito sistemi hakkında da değerli açıklamalarda bulundu. Aşağıdaki linkten programın tamamına ulaşabilirsiniz.

 http://y2u.be/ufBrSC-cZf0

ÇEVKO Kurumsal İletişim Müdürü Sn. Dilek USLU, Akademi Çevre Kurumsal Sürdürülebilirlik Yöneticisi Sn. Kübra ENGİN moderatörlüğünde, hafta içi akşam kuşağına konuk oldu. Sıfır Atık farkındalığının oluşturulması kapsamında ilgili bakanlıklarla işbirliği içinde ilkokul hem de okul öncesi gruplara verdikleri eğitimlerin COVID19 ile beraber nasıl bir değişime uğradığından bahseden Sn.USLU, ÇEVKO Vakfı için COVID19 sürecinin olumlu ve olumsuz yönlerini değerlendirdi. Yeşil Nokta ‘nın başarısını, toplum ve çevre konusunda geldiği noktayı değerlendiren Sn. Uslu ’nun konuşmasının tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://y2u.be/wQ8GvxqRhl0

7

Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi Genel Tebliği  Sıra No:1’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No:2) 05.02.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Yönetmeliğe aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi Genel Tebliği

unnamedDünya ile birlikte Türkiye’de de yoğunlaşan koronavirus (COVID-19) salgını ile mücadelede, bir güvence de Gıda Sektöründen geldi. TGDF’nin “BirileriVar” etiketiyle hazırladığı videoda, hijyenik koşullarda yapılan üretimle gıda ve içecek tedarikinin süreceği ve market raflarının boş kalmayacağı mesajı veriliyor.

Çin’de ortaya çıktıktan sonra kısa sürede çok sayıda ülkeye yayılan ve binlerce kişinin ölümüne neden olan koronavirüs (COVID-19) salgını, sosyal ve ekonomik hayatta daralmalara yol açarken, yaşamın devamı için vazgeçilmez sektörleri öne çıkarıyor.

Bu sektörlerin başında sağlık gelirken, gıda sektörü de, kesintisiz gıda ve içecek tedariki için kapılarını kapatamayacak sektörler arasında yer alıyor. Uzmanların, virüsten korunmada hijyen gibi beslenme yoluyla güçlü bir bağışıklık sisteminin önemini vurgulamaları da, sektörün önemini gözler önüne seriyor.

 

dunya saati#EvdeKal diyerek Dünya Saati bu yıl geçtiğimiz yıllardan farklı olarak sadece dijitalde gerçekleştirildi.

Dünya çapında milyonlarca insan doğa ve insanlık için dayanışma adına evlerinde ışıklarını kapatarak destek oldular.

Sürdürülebilir kalkınmanın insana yatırım ve doğal kaynakların bilinçli kullanımı ile gerçekleşeceğine inanan bir anlayışla faaliyet gösteren Panasonic Life Solutions Türkiye, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için yürüttüğü projelerle hayata değer katmaya devam ediyor. Sürdürülebilirliği kurumsal bir değer olarak ele alan Panasonic Life Solutions Türkiye, son yedi yıldır olduğu gibi 2020 Dünya Saati etkinliğine ana sponsorluk desteğini sürdürdü. WWF’in doğal alanların ve türlerin yok oluşuna, iklim krizine dikkat çekmek için dünya genelinde ışıkların bir saat kapatılması çağrısı yaptığı ‘Dünya Saati’, bu yıl 28 Mart 20.30-21.30 saatleri arasında, doğa ve insanlık için dayanışma adına, Dünya Dayanışma Saati temasıyla gerçekleşti.

"Doğa ve İnsana Dair Yeni Bir Başlangıç" İçin, Işıklar Bir Saatliğine Kapatıldı…

WWF’in doğal alanların ve türlerin yok oluşuna, iklim krizine dikkat çekmek için 2007’den bu yana dünya genelinde ışıkların bir saat kapatılması çağrısı yaptığı ‘Dünya Saati’, bu yıl 28 Mart Cumartesi akşamı 20.30-21.30 saatleri arasında, Panasonic Life Solutions Türkiye ana sponsorluğunda gerçekleşti. Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle yalnızca evlerden katılımla hayata geçen Dünya Saati ile dijital mecralar üzerinde büyük bir etkileşim sağlanarak, önemli bir farkındalık oluşturuldu. “Dünya Dayanışma Saati” temasıyla düzenlenen Dünya Saati ile içinde bulunduğumuz zorlu süreçte küresel zorluklarla baş etmek için dayanışmanın önemine farklı bir şekilde dikkat çekilmiş oldu.

Dünya saati bir etkinlikten fazlası…

Bir hareket…

Bu yıl Dünya Saati içinde bulunduğumuz zorlu süreçte ,küresel zorluklarla baş etmek için dayanışmanın önemine dikkat çekiyor.. Doğa ve İnsanlık için dayanışma” çağrısı yapıyor.

ikliminAvrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) kapsamında desteklenen T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Ağustos 2017 tarihinden bu yana yürütülmekte olan “İklim Değişikliği Alanında Ortak Çabaların Desteklenmesi (İklimIN) Projesi" kapsamında çağımızın en önemli küresel sorunu olan iklim değişikliği alanında bilinç artırmak, küresel ve ulusal düzeyde çevre sorunlarına dikkat çekmek, duyarlılığı artırmak için yürütülen hibe programı, eğitimler ve iletişim faaliyetleri kapsamında yaklaşık 4 milyon 215 kişiye ulaşıldı.

30 ay boyunca uygulanan İklimIN Projesi, 5 Şubat 2020 tarihinde Kapanış Konferansı ve Töreni ile sona erdi. Kapanış Konferansı ve Töreni ünlü oyuncu, senarist ve UNDP İyi Niyet Elçisi Mert Fırat’ın katılımı ve sunumu ile gerçekleşti. Projeye ilişkin sonuçların paylaşıldığı Kapanış Konferansı ve Töreni’nde proje sonuçlarının paylaşılmasının ardından Mert Fırat’ın moderatörlüğünde bir panel gerçekleştirildi. Proje kapsamında oluşturulan İklim Değişikliği Ulusal İletişim Stratejisi ve Planı sunuldu ve 37 hibe projesinin temsilcilerinin katılımlarıyla İklimIN kapsamında yürütülen yerel çabalar katılımcılar ile paylaşıldı.

30 ay süresince uygulanan, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen projenin toplam bütçesi 5 milyon 331 bin 085 Avro.

Projenin en önemli faaliyetlerinden biri olan hibe programı kapsamında 27 ilde yürütülen 37 projeye toplam 3 milyon 500 bin Avro fon sağlandı; 714 bin kişiye doğrudan ulaşıldı. 13 Büyükşehir Belediyesi, 11 Üniversite, 9 yerel kamu kurumu ve 4 Sivil Toplum Kuruluşu ile yenilenebilir enerji uygulamalarından, yeşil altyapı planlamaya, ormancılık ve ağaçlandırma çalışmalarından strateji ve eylem planları hazırlanmasına kadar pek çok alanda yürütülen hibe projeleri ile yerel çabalar desteklendi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile UNDP ortaklığı ile geliştirilen ,Türkiye’de İklim Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi 26 Şubat 2020 günü Ankara’da düzenlenen açılış toplantısı ile başladı.

iklim uyum 1Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti finansal desteği ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile UNDP ortaklığı ile geliştirilen proje kapsamında ulusal iklim değişikliğine uyum politikaları için daha iyi karar verme araçları oluşturulması ve kentsel uyum planlama çözümlerinin sunularak AB ve uluslararası toplumla iklim değişikliğine uyum için kapasite geliştirme ve ağ oluşturma faaliyetlerinde bulunulması planlanıyor.

Ayrıca iklim değişikliğine uyum eylemini uygulamak için bir “uyum hibe programı” da sunacak olan proje, Türkiye’de iklim değişikliğine uyum için uygun bir ortam oluşturmayı planlıyor.

Proje ile ayrıca ilgili kamu kurumları ile yerel yönetimler, bölgesel kalkınma ajansları, odalar, sendikalar, üniversiteler, araştırma enstitüleri ve sivil toplum örgütlerine ulaşılması hedefliyor.

UNDP tarafından yayınlanan basın açıklamasına göre toplantı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Sukhrob Khojimatov, Avrupa Birliği Delegasyonu Temsilcisi Angel Gutierrez Hidalgo, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Mali Yardımları Dairesi Başkanı İsmail Raci Bayer ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Sebahattin Dökmeci’nin açılış konuşmaları ile başlarken toplantıda, yapımcı/yönetmen Güven İslamoğlu ve UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Nuri Özbağdatlı da birer konuşma yaptı.

Konuşmasında iklim değişikliğinin ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri olduğunun da altı çizen (UNDP) Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Sukhrob Khojimatov şunları söyledi;

“Türkiye’de iklim kaynaklı krizlerin sayısı artıyor. Geçtiğimiz 20 yılda bu krizler 1995-2000 yıllarına kıyasla altı kat arttı. Dayanıklı altyapı çalışmaları, iklim değişikliğiyle mücadelede kilit rol oynayacak.”

Avrupa Birliği Delegasyonu Temsilcisi Angel Gutierrez Hidalgo ise “İklim eylemi için herkese ihtiyacımız var, hepimiz risk altındayız” derken ayrıca Paris Anlaşması için uluslararası aksiyonlar alınması gerektiğini belirtti ve Avrupa Yeşil Sözleşmesinin sadece AB değil bölge için de iklim krizinin çözümünde bir fırsat olduğunun altını çizdi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Sebahattin Dökmeci de Türkiye’nin iklim ile ilgili felaketlerden dolayı 2017 yılında, özellikle Karadeniz ve Akdeniz’de sel ve heyelan gibi felaketlerde ciddi kayıplar yaşandığını ve ekonomik kaybın 2 Milyar ABD Doları düzeyine ulaştığının altını çizerken, Bakanlık olarak düşük karbon tabanlı ekonomi için stratejik projeler yaptıklarını kaydetti.

Bilgi için; iklimuyum.org

image 28 02 20 10 54 7Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında hayata geçirdiği birçok proje ile farkındalık yaratan Mamak Belediyesi, daha iyi bir gelecek ve daha temiz bir çevre için  “Gülümseyen Sokaklar Projesi”ni hayata geçiriyor. ‘’Mutlu Yarınlar’’ sloganıyla desteklenen proje özellikle geri dönüşüme katkı sağlamak, vatandaşlara çevre bilincini aşılamak ve toplum kurallarına dikkat çekiyor.

Projenin ilk aşamasında, ‘’Geri Dönüşüm Muhteşem Olacak’’ sloganı ile Mamak’ta bulunan her haneye, atık sorunu ve geri dönüşüme dikkatleri çeken bir bilgilendirme kiti ve ücretsiz çöp poşetleri verilecek. Aynı zamanda proje kapsamında üzerinde bilinçlendirici mesajlar bulunan tişörtler de sokak aralarına asılarak projenin daha geniş kitlelere ulaşması hedefleniyor.

Engelli vatandaşların yaşamını kolaylaştırmak ve çevre kirliliğini de önlemek amacıyla uygulanan projenin bir diğer aşaması da gürültü kirliliği. Mamak’taki mahallelerin duvarlarının graffiti çalışmalarıyla rengarenk olduğu proje de sokak hayvanları da unutulmuyor. Mamak Belediyesi sokak hayvanlarına yardımcı olmak amacıyla proje kapsamında her sokakta konumlandırdığı mama ve su kapları ile hem çevre kirliliğinin önüne geçecek hem de vatandaşların sokaktaki hayvanlar için mama ve su takviyesi yapmasına olanak sağlayacak.

gekap toplantisi isoÇevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından İlk kez hayata geçirilen ve ilk beyan tarihi Şubat ayı sonu olan Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) uygulaması hakkında sanayicilerin bilgilendirilmesi amacıyla 19 Şubat 2020’de Bakanlık uzmanlarının da katılımıyla “GEKAP Uygulamaları Bilgilendirme Toplantısı” Odakule’de yapıldı. 400’ün üzerinde sanayi temsilcisinin katılım gösterdiği toplantının açılış konuşmasını İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Çevre ve Enerji İhtisas Kurulları Başkanı Mustafa Tacir gerçekleştirdi.

Mustafa Tacir konuşmasında, tek bir fabrikada üretime konu olan on binlerce kalem ürün için tek tek bu ürünlerin kapsamda olup olmadığının anlaşılması ve yorumlanmasının karmaşık ve zorlu bir süreç olacağını vurgulayarak cezalarla karşılaşmamak adına çok kısıtlı zamanda konunun tüm detaylarının öğrenilmesi gerektiğini ifade etti.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nden Nurcan Yağmur ve Şule Yetkin’in akabinde EY Türkiye’den Sercan Bahadır tarafından yapılan sunumlar sonrası gerçekleşen panelde sanayicilerden gelen sorular panelistler tarafından yanıtlandı.

Çevre Kanunu’nda yapılan değişiklik ile kısaca GEKAP olarak ifade edilen “geri kazanım katılım payı” beyan ve ödeme yükümlülüğü, 10 Aralık 2018 tarihinde kanunun ekindeki listede yer alan ürünleri piyasaya süren üretici ve ithalatçılar ile ambalajlı ürün piyasaya sürenler için 2020 itibariyle hayata geçti. GEKAP’a ilişkin olarak 31 Aralık 2019’da yönetmelik, 5 Şubat 2020’de genelge ve son olarak 7 Şubat 2020’de uygulama usul ve esasları yayımlandı.

headline 280x198 equalGeri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi Genel Tebliği  Sıra No:1’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No:2) 05.02.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Yönetmeliğe aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi Genel Tebliği

secilen 1inci tetrapakSürdürülebilirlik yaklaşımı ve çevreye duyarlı çalışmalarıyla Türkiye’ye ve çevreye katkılarını sürdüren Tetra Pak, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından 2019 yılının en çevreci şirketi seçildi.

2001 yılından bu yana verilen EBSO Çevre Ödülleri’nde bu yıl birinciliğe ÇEVKO Vakfı’nın da üyesi olan Tetra Pak layık görüldü.

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) tarafından 2001 yılından bu yana farkındalık oluşturmak ve çevreye duyarlı davranan ve gerçekleştirdikleri projelerle örnek teşkil eden sanayi kuruluşlarını ödüllendirmek amacıyla verilen EBSO Çevre Ödülleri, bu yıl 13 Ocak’ta sahiplerini buldu. EBSO Çevre Ödülleri’nde birinciliği Tetra Pak aldı.

Küresel sürdürülebilirlik politikaları kapsamında üretim ve tüketimin her evresinde çevre, gıda ve insanı korumayı esas alan Tetra Pak; yeni projeleri, geri dönüşüm ve atık önlemeye yönelik çalışmalarıyla çevresel kalkınmaya katkı sağlıyor. Tetra Pak, 2012 ile 2018 yılları arasında dünya çapında geri dönüşüm altyapısına ve dünya çapında iş birliğine dayalı ortaklık ağının kurulmasına 20 milyon Euro’nun üzerinde yatırım yaptı. Geri dönüşüm rakamlarını daha yukarı çıkarmak amacıyla faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de belediyeler, geri dönüşümcüler, müşteriler ve tüketicilerle birlikte çalışan Tetra Pak, bu kapsamda Türkiye’de 1995 yılından bu yana 8 milyarın üzerinde Tetra Pak paketinin geri dönüştürülmesine katkı sağladı.

Kemalpaşa’da bulunan Tetra Pak İzmir Fabrikası’nda 1999 - 2019 yılları arasında karbon salımını yüzde 53, milyon standart paket başına enerji tüketimini yüzde 33 azaltıldı. Fabrika 2014 yılından bu yana üretim firesini yüzde 15, milyon standart paket başına su tüketimini de yüzde 20 oranında azalttı.

ambalaj bilgi ssitemi

23.01.2020 tarihi itibariyle Ambalaj Bilgi Sistemi kullanıma açılmıştır.

Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği kapsamında 2019 yılında piyasaya sürmüş olduğunuz ambalajlarınızdan oluşan 2020 yılı bildirim yükümlülüğünüzü, yasal süre olan Mart ayı sonuna kadar T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ambalaj Bilgi Sistemi üstünden tamamlamanız gerekmektedir.

Ambalaj Bilgi Sistemine erişiminizi http://atikambalaj.csb.gov.tr adresinden firma kodunuz/kullanıcı adı ve şifreniz ile gerçekleştirebilirsiniz.

Bildiriminize istinaden oluşacak geri kazanım yükümlülüğünüzü ÇİP (ÇEVKO İletişim Portalı)  https://ps.cevko.org.tr/Login sistemimiz aracılığı ile Vakfımıza devredebilirsiniz.

 

AmbalajAmbalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği kapsamında, her yıl piyasaya sürdükleri ürün ambalajlarına ilişkin bildirim yapmakla yükümlü kılınan ekonomik işletmelerin, bildirim dönemlerinde tereddüt etmelerine neden olan bir konu vardır: “ Bu bir ürün mü, yoksa ambalaj mı?” başka bir deyişle “Bildirecek miyim, bildirmeyecek miyim ?”

ÇEVKO’dan 20 ülkeyi kapsayan çözüm

Değişen tüketim alışkanlıkları ve gelişen ambalaj teknolojilerine bağlı olarak her yıl daha da karmaşıklaşan bu soruya sağlıklı bir cevap verebilmek için ÇEVKO, kurucu üyesi olduğu EXPRA, Extended Producer Responsibility Alliance ile işbirliği içerisinde 20 ülkeyi kapsayan bir çalışma yaparak, tartışmalı kabul edilen 200 ürün ambalajı belirledi.

Nasıl faydalanabiliriz?

ÇEVKO ile işbirliği yapan tüm firmalar, bildirim yapma aşamasında 20 ülkede o ürünün ambalaj olup olmadığını ÇEVKO aracılığı ile haritalar üzerinden öğrenebilecekler.

Düzenli güncelleme

20 ülkede benzer şekilde kullanılan sistem, ihtiyaçlar doğrultusunda düzenli olarak güncellenecek. Örneğin sizin ambalajınız mevcut veri tabanında yoksa ÇEVKO, diğer EXPRA üyesi ülkelerle iletişime geçerek gerekli araştırmaları yapacak ve sonuçları sizlerle paylaşacak.

                                               ÇEVKO OLARAK, BİZİMLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE OLAN DEĞERLİ PAYDAŞLARIMIZA DAHA ETKİN BİR ŞEKİLDE HİZMET EDEBİLECEĞİMİZ İÇİN MUTLUYUZ.

Vodafone suelVodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, "Kapsayıcı bir dijital toplum yaratarak dünya çapında 1 milyar insanın hayatına dokunmayı ve operasyonlarımızdan kaynaklı çevresel etkimizi yarıya indirmeyi hedefliyoruz." dedi.

Süel'in katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, Vodafone Türkiye, 1 Nisan 2018 - 31 Mart 2019 mali yılı boyunca çevresel, sosyal, ekonomik ve yönetimsel konulardaki uygulamalarını ve performansını şeffaf bir şekilde paylaştığı "2019 Sürdürülebilirlik Raporu"nu yayınladı.

Raporda, Vodafone'un "Dijitalleşme", "Kadının Güçlenmesi", "Gençlerin Becerileri ve İstihdamı" ile "Enerji İnovasyonu" alanlarında hayata geçirdiği sürdürülebilirlik çalışmaları paylaşıldı.

Raporun içeriğine ilişkin bilgi veren Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, şunları söyledi:

"Kapsayıcı bir dijital toplum yaratarak dünya çapında 1 milyar insanın hayatına dokunmayı ve operasyonlarımızdan kaynaklı çevresel etkimizi yarıya indirmeyi hedefliyoruz. Bu hedefle, Türkiye'de de sürdürülebilirlik çalışmalarımızla toplum için yarattığımız olumlu dönüştürücü etkiyi kalıcı hale getirmek için çalışıyoruz.

2010 yılından bu yana yayımladığımız sürdürülebilirlik raporlarımızla şirketimizin çevresel, sosyal, ekonomik ve yönetimsel alanlardaki uygulamalarını ve performansını kamuoyu ile şeffaf bir biçimde paylaşıyoruz. Vodafone Türkiye olarak, operasyonlarımızı insana ve kaynaklara saygılı olarak yürütmeye ve performansımızı şeffaflıkla paydaşlarımıza aktarmaya devam edeceğiz."

Enerji alanında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Süel, Vodafone Türkiye olarak, enerji inovasyonu alanında yaptıkları çalışmalarla Vodafone Grubu’nun 2025'e kadar elektrik tüketiminde yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçme ve sera gazı salımını yüzde 50 azaltma hedefine destek verdiklerini söyledi.

Vodafone Türkiye'nin, baz istasyonları enerji yoğunluğunu 2016 yılına göre yüzde 64 azalttığını belirten Süel, son 2 yılda 3 bin 728 hanenin yıllık elektrik tüketimine eşdeğer 148 bin GJ enerji tasarrufu sağlayan Vodafone Türkiye'nin, Adana Bulut Teknoloji Merkezi'nde kurduğu güneş enerjisi sistemiyle 2 bin 765 GJ elektrik enerjisi üretmeyi ve karbon salımını 389 ton azaltmayı hedeflediğini aktardı.

Süel, merkezde, öz tüketim amacıyla yıllık ortalama 768 bin kWh elektrik enerjisi üretilmesinin, 10 yıllık toplam üretimin ise 7,4 milyon kWh'ye ulaşmasının hedeflendiğini bildirerek, "Yatırım tamamlandığında, merkezin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 20'si güneş enerjisiyle karşılanacak." dedi.

E-atıklardan elde edilen gelirle, kodlama sınıfı açıldı

Toplantıda verilen bilgilere göre, enerji verimliliği çalışmalarını ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi kapsamında yöneten Vodafone Türkiye, 5 teknoloji merkezine ek olarak 4 bin 261 baz istasyonunu da sertifika kapsamına dahil etti.

Şirket, son 3 yılda, verimi olmayan klimaların kapatılması, sıcaklık ayarlarının yeniden düzenlenmesi, sistemlerin optimize edilmesi ve yeni sistemlerle değiştirilmesi gibi çalışmalarla 2 bin 67 arabanın yıllık tüketimine eşdeğer 46 bin 800 GJ tasarruf sağladı.

Geçen yıl 45 şehirde 17 bin baz istasyonunu ISO 50001 Enerji Yönetimi Sistemi'ne dahil eden Vodafone, bu yılın sonuna kadar 81 şehirde 25 bin baz istasyonunu ve tüm Vodafone binalarını sisteme dahil edecek.

Diğer yandan atık yönetimi sayesinde e-atıkların yüzde 99'unu geri dönüştüren veya yeniden kullanımını sağlayan Vodafone Türkiye, şirket çalışanlarının desteğiyle topladığı yüzlerce kiloluk elektronik atığın geri dönüşümünden elde edilen gelirle Mardin ve Samsun'da kodlama sınıfları açtı.

22 milyon evrak dijitale taşınarak, 376 yetişkin ağacın kesilmesi önledi

Bir “teknoloji iletişimi şirketi” olmayı hedefleyen, nesnelerin interneti alanında sunduğu ve V-Çocuk Saati, V-Pati, V-Araba ve V-Çanta'dan oluşan V-Yaşam ürünleriyle 40 bin kullanıcıya ulaşan Vodafone, "Dijital Skor" uygulaması kapsamında verdiği destek ve danışmanlık hizmetleriyle de 53 olan Türkiye genel skorunu 69'a yükseltti.

Biyometrik İmza ile 3 milyon, Dijital Kimlik ile 6 milyon işlem tamamlayan Vodafone Türkiye, bu sayede toplam 22 milyon evrağı dijitale taşıyarak 376 yetişkin ağacın kesilmesini önledi.

plastik poset Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamaya göre, 2019 yılında plastik poşetlerin ücretli hale getirildiği 1 Ocak'tan itibaren plastik poşetlerin kullanım oranları yüzde 77,27 düştü.

Bakanlık yetkilileri, 11 ayda yaklaşık 150 bin ton plastik tasarrufu sağlandığını söyledi.

Türkiye'de yılda 35 milyar plastik poşetin piyasaya sürüldüğünü ve kişi başına ayda ortalama 35 plastik poşet kullanıldığını belirten yetkililer, bu ortalamanın 10'a düştüğünü söyledi.

Bakanlık, 1 Ocak'tan bu yana 2 bin 160 plastik poşet denetiminde, kurallara uymayan marketlere ve plastik poşet üreticilerine 121 bin 411 lira ceza kesti.

Fransa, Yunanistan, İrlanda, Hollanda, İsveç ve İngiltere gibi Avrupa ülkelerinde de plastik poşetlerden ücret alınıyor.

Türkiye’de 2025’te kişibaşı poşet tüketiminin yıllık 40 adete düşürülmesi planlanıyor. Almanya’da yıllık kişi başı poşet tüketimi 20 adet iken, Danimarka ve Finlandiya’da 4 adet.  

Uygulamanın ilk günlerinde büyük poşet 50, küçük poşet ise 25 kuruşa satılıyordu. Yapılan düzenlemeyle birlikte farklı boyutlardaki tüm poşetler tüketiciye 25 kuruşa satılmaya başlandı. Bazı perakende markalar ise 25 kuruşa plastik poşet satmak yerine, tüketiciye 25 kuruşa bez torba ya da ücretsiz olarak karton poşet sundu.

Ayrıca sektör temsilcileri yine de logolu poşet almak istemeyen tüketiciler için kendi alternatif taşıma kaplarını elinde bulundurması gerektiğini belirtti. Tüketiciler marketlerde 25 kuruşa poşet almak yerine sebze - meyve reyonunda ücretsiz sunulan ‘hışır’ poşetlere ilgi göstermeye başladı. Bu poşetlerden birkaç adet alan tüketiciler, taşıyabilecekleri eşyaları hışır poşetlerde taşımaya başladı.

25 kuruşa devam

2020 yılında plastik poşetler perakende satış noktalarında 25 kuruştan satılmaya devam edecek. Bakanlık ilgili sektör temsilcilerinin görüşünü de dikkate alarak 2020 için plastik poşetlerin satış ücretlerinde zam yapmama kararı aldı.

Karsiyaka 6457Karşıyaka Belediyesi, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası ve Kent Konseyi; daha sağlıklı bir çevre ve daha yaşanabilir bir dünya için “Atık Değerdir” başlıklı bir sempozyum düzenledi. ÇEVKO Vakfı’nın da davet edildiği 15 - 16 Ocak tarihlerinde; akademisyenler, çevre mühendisleri ve alanında uzman isimlerin katılımlarıyla gerçekleşen zirvede; atıkların kaynağında ayrılarak toplanması ve geri dönüşüm başta olmak üzere, çevre sorunları ve çözüm yolları konuşuldu. Karşıyaka Çocuk Belediye Başkanı Lara Saybaşılı’nın “Biz çocuklar olarak, değerli atıkların denize ve toprağa karışmaması için elimizden geleni yapacağımıza söz veriyor, herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz” sözleri büyük alkış aldı.

“DAHA AZ TÜKETMELİ, DAHA AZ ÇÖP ÜRETMELİYİZ”

Karşıyaka Zübeyde Hanım Nikah Evi’nde halka açık olarak düzenlenen sempozyumda açılış konuşması yapan Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da şunları kaydetti: “Atık yönetimini, atığın bir değer olduğunu ve atığın değere dönüştürülmesi ile ilgili yapılabilecekleri konuşmak için buradayız. Sevgili Lara’nın konuşması ve ‘Bu tabloya neden olan insanları kınıyorum’ sözleri çok doğru. Ne yazık ki hem ülkemizde hem de dünya genelinde çevre konusunda kınanmayı hak eden uygulamalar yapılıyor ve bu tablo gittikçe daha da kötüleşiyor. Hepimizin çevreye ve dünyamıza karşı sorumluluğu var, yapılabilecek çok basit şeyler var. En önemlisi daha az tüketmek ve daha az çöp üretmek. İki mahallemizde başlattığımız atıkları kaynağında ayrıştırma ve toplama sistemini aksatmadan bütün Karşıyaka’ya yayma konusunda çok kararlıyız. Bir anda mükemmel sonuçlara ulaşılamıyor ama birlikte çalıştığımız atık dönüşüm firması ile birlikte sorunları çözeceğiz. Bu mesajın ulaştığı herkesten rica ediyorum. Lütfen bireysel yaşamınızda ve çevrenizde insiyatif alın, ülkemizi ve dünyamızı kurtaralım. Bu sempozyumun gerçekleşmesi için büyük emek harcayan Meclis Üyemiz Saadet Çağlın’a, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay’a, Çevre Müdürümüz Aylin Eroğlu’na, Kent Konseyi Başkanımız Selman Boyacıoğlu’na ve tüm katkı sağlayanlara çok teşekkür ediyorum.”

IMG 5947İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nın atık yönetimi faaliyetlerinin Sıfır Atık’a entegrasyonu amacıyla ISG, Pendik Belediyesi ve ÇEVKO Vakfı tarafından ortak bir çalışma düzenleniyor. Bu amaçla ilk olarak, Eylül 2019 ayında, havaalanındaki mevcut durumun saptanması amacıyla incelemeler yapıldı. İncelemeler doğrultusunda uygulanacak sistemin saptanması ve işletmelere duyurulmasının ardından, 7, 9, 10 ve 13 Ocak tarihlerinde ilgili işletmelerin çalışanlarına, ÇEVKO Vakfı tarafından Sıfır Atık eğitimi verildi.

Geri kazanımın önemi; atık türleri, geri kazanım ve toplama yöntemleri; Sıfır Atık Yönetmeliği ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda uygulanacak Sıfır Atık sisteminin detaylıca anlatıldığı eğitimlere, işletmelerde çeşitli pozisyonlarda görev yapan toplam 389 çalışan katıldı.

4Ataşehir Belediyesi, Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği Ticari İşletmesi (AGİD), Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO), DEHA Biodizel, Elektrik ve Elektronik Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi Derneği (ELDAY)  ile Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) iş birliğiyle Ataşehir’de sıfır atık bilincinin oluşmasına katkı sağlamak amacıyla yeni bir proje hayata geçiriliyor.

Çevreye duyarlı ve koruyucu çalışmalarını aralıksız sürdüren ve geliştirdiği projelerle Türkiye’de pek çok kuruma örnek olan Ataşehir Belediyesi Ataşehir’in tüm mahallelerinde atıkların kaynağında ayrı toplanmasını sağlamak amacıyla yeni bir proje hazırladı. Proje, 15 Ocak – 15 Eylül tarihleri arasında Ataşehir’in 17 mahallesinde muhtarların, lisanslı firmaların ve yetkilendirilmiş kuruluşların desteğiyle düzenlenecek.

Teknolojik gelişmeler ve yenilikler ile birlikte hızla artan nüfus ve şehirleşme beraberinde bireylerin yaşam standartlarının ve tüketim alışkanlıklarının değişmesine yol açıyor. Bunun sonucunda başta doğal kaynaklar ve çevre büyük zarar görüyor. Kaynakların daha verimli kullanılması, çevreye zarar veren atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanması önem arz ediyor.

Doğal kaynakların sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde korunması için; doğal ve ekolojik dengeyi bozmayacak şekilde atıkların geri kazanılması ve çevreye zarar vermeden bertaraf edilmesi Ataşehir Belediyesi’nin en önem verdiği konular arasında yer alıyor.

Ataşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, kurulduğu günden bu yana, Ataşehirlilerin yaşam kalitesini en yüksek düzeye çıkarmak ve çağdaş yaşanabilir bir çevre sunmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

2017 yılının Ekim ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan “Sıfır Atık Projesi” ne Ataşehir Belediyesi’de geliştirdiği yeni projelerle destek oluyor.

“Muhtarlar Arası Sıfır Atık Projesi” ile Ataşehir’in 17 mahallesinde mahalle sakinlerinin, evlerinde biriktirdikleri ambalaj atıklarını (kağıt-karton-kompozit, cam, plastik ve metal), atık pilleri, atık lambaları, atık elektrikli ve elektronik eşyaları ile bitkisel atık yağları, mahalle muhtarlıklarına götürmeleriyle tüm mahallelerde atıkların kaynağında ayrı toplanması sağlanacak.

Ataşehir’in Barbaros, Yeni Sahra, Örnek, Esatpaşa, Fetih, Mustafa Kemal, Aşık Veysel, Atatürk, Yenişehir, Küçükbakkalköy, İçerenköy, Kayışdağı, İnönü, Mevlana, Mimar Sinan, Yeni Çamlıca ve Ferhatpaşa mahalle muhtarlıklarında bulunan atık toplama kutularında Ataşehirlilerin topladıkları atıklar belirli periyotlarla alınarak belediyenin toplama sistemine dahil edilecek.

1570085727 PepsiCo LogoPEPSICO’DAN DAHA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GIDA SİSTEMİ İÇİN GÜÇLÜ HEDEFLER

Daha sürdürülebilir bir gıda sisteminin inşasına odaklanan PepsiCo, 2020 sonuna kadar bugün yarıdan fazlasını Sürdürülebilir Tarım Programı aracılığıyla sağladığı tarımsal ham maddeleri %100’e çıkarmayı ve 2025 yılına kadar üretimde kullandığı suyun %100'ünü geri dönüştürmeyi hedefliyor. PepsiCo ayrıca 2025 yılına kadar içecek portföyü genelinde geri dönüştürülmemiş plastik içeriği kullanımını %35'e düşürmeyi hedeflerken değer zinciri genelinde mutlak sera gazı salımını da 2030 yılına kadar 2015 yılındaki seviyesine göre %20 düşürmeyi amaçlıyor.

PepsiCo Inc., şirketin sürdürülebilirlik hedeflerine ilişkin kat ettiği mesafeyi genel hatlarıyla anlatan ve sürdürülebilirlik ajandasının ardında yatan, daha sürdürülebilir bir gıda sisteminin inşası olarak tanımlanan yeni amacı açıklayan 2018 Sürdürülebilirlik Raporunu bugün yayınladı. Raporda, şirketin daha sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmasına katkıda bulunabileceğine inandığı Tarım, Su, Ambalaj, Ürünler, İklim ve Toplum gibi altı öncelik alanında kat ettiği mesafeyi ve hedefleri vurgulanıyor.

"Kat ettiğimiz önemli mesafeden ve ekibimizin ortak faaliyetlerinden gurur duyuyorum, ancak bu faaliyetler sadece başlangıç, daha yapacağımız çok şey var. Sürdürülebilirliği geliştirmek ve başarılı bir şirket olmak, PepsiCo'nun geleceğinde önemli bir rol oynayacaktır. 21. yüzyılda işletme yönetiminin, dünyamıza, toplumlarımıza ve gelecek kuşaklara karşı bir sorumluluğa sahip olması gerektiğine samimiyetle inanıyorum " dedi.

PepsiCo’nun sürdürülebilir bir gıda sistemi yaratma çabası şirketin, “Fayda Gözeten Performans” olarak adlandırdığı hızlandırılmış, sürdürülebilir büyüme vizyonunun kilit bir öğesini temsil ediyor. “Fayda Gözeten Performans” kapsamında, PepsiCo, bu amacı işine ve markalarına daha fazla entegre ederek, insanlar ve dünyamız için daha fazlasını yaparak daha da iyi bir şirket olmaya gayret gösteriyor.

PepsiCo 2018 Sürdürülebilirlik Raporundan satırbaşları…

2020’de hammaddelerin tamamı sürdürülebilir tarımdan

Kaynaklarını daha sürdürülebilir ve dayanıklı tarım aracılığıyla sağlamaya çalışan PepsiCo, dünya genelindeki çiftliklerde kaynakların etkin kullanımı, çevre bilinci ve işçi haklarına ilişkin standartları da yükseltiyor. 2018 sonuna kadar patates, mısır, yulaf ve portakal gibi PepsiCo'nun doğrudan çiftçiden sağladığı tarımsal ham maddelerinin yarıdan fazlasının Sürdürülebilir Tarım Programı aracılığıyla sağlanan sürdürülebilir kaynaklardan oluşuyor. Şirket, 2020 sonuna kadar bu oranı %100'e çıkarma hedefine yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Halihazırda, Lay’s® ve Ruffles® dahil olmak üzere, Kuzey Amerika Frito-Lay portföyündeki cipslerin %100'ü, sürdürülebilir kaynaklardan temin edilen Kuzey Amerika patateslerinden üretiliyor.

2025’te üretimde kullanılan suyun tamamı geri dönüştürülebilir olacak

Değer zinciri genelinde suyun daha tasarruflu kullanılmasına çalışan PepsiCo, yüksek su riski arz eden tarım ve üretim faaliyetlerinde su kullanımı verimliliğini geliştirmeye ve yüksek su riski arz eden alanlarda 2025 yılına kadar üretimde kullandığı suyun %100'ünü geri dönüştürmeye odaklanmış bulunuyor. Şirket, yerel su havzalarını koruyan politika ve uygulamaları savunmak için ölçeğini ve uzmanlığını kullanmaya odaklanıyor. Ayrıca, 2018 yılında, PepsiCo Vakfı, 6 milyonu aşkın insanın güvenli suya erişimini sağlamaya yardımcı olarak, 2006 yılından bu yana bu inisiyatiften faydalanan kişi sayısını 22 milyona çıkarmış bulunuyor.

2025’te geri dönüştürülmemiş plastik içeriği kullanımı %35'e düşecek

PepsiCo yakın zamanda 2025 yılına kadar içecek portföyü genelinde geri dönüştürülmemiş plastik içeriği kullanımını %35'e düşürmek olarak yeni hedefini duyurdu. Şirket ayrıca, 2025 yılına kadar plastik ambalajlarında %25 geri dönüştürülmüş ambalaj ve 2030 yılına kadar Avrupa Birliği'nde plastik şişelerinde %50 geri dönüştürülmüş ambalaj kullanmayı amaçlıyor. Önümüzdeki yıldan itibaren, LIFEWTR® ABD'de %100 geri dönüştürülmüş plastik şişede ambalajlanırken, bubly™ sadece alüminyum ambalajda sunulacak. Ayrıca, şirket "Şişenin Ötesinde" stratejisi ile gelişimini sürdürerek, başta "SodaStream® " vasıtasıyla olmak üzere, 2025 yılına kadar 67 milyar tek kullanımlık plastik şişe kullanımının önleneceğini öngörüyor.

ABD'de, 354 ml’lik porsiyonda 100 veya daha az kaloriye sahip yaklaşık 500 içecek seçeneğine sahip

PepsiCo, eklenmiş şeker, sodyum ve doymuş yağ miktarını azaltarak ve besin öğelerine dayanan yenilikler ve satın almalar ile ürün portföyünü genişleterek tüketicilere sunduğu seçenekleri geliştirmeye devam ediyor. Sadece ABD'de, PepsiCo, 354 ml’lik porsiyonda 100 veya daha az kaloriye sahip yaklaşık 500 içecek seçeneğine sahip ve 2018 yılında ve 2019 başlarında, Bare Snacks® ve Cytosport (Muscle Milk© and EVOLVE® Protein üreticileri) gibi markaları bünyesine katmış bulunuyor.

Sera gazı salımını 2030 yılına kadar %20 düşürme hedefi

PepsiCo, değer zinciri genelinde mutlak sera gazı salımını azaltma hedefini, 2030 yılına kadar 2015 yılındaki seviyesine göre %20 düşürmek olarak belirlemiş bulunuyor. 2018 yılında, PepsiCo, Kapsam 3 emisyonlarını (şirketin doğrudan faaliyetleri dışında oluşan), yaklaşık 2.2 milyon metrik ton azaltmış, ayrıca doğrudan faaliyetlerinden dolayı oluşan Kapsam1 ve 2 emisyonlarını %6,4 düşürmüş bulunuyor. PepsiCo iklim değişikliğinin etkisini azaltmak için; iklim dostu tarımsal uygulamaların teşvik edilmesi ve düşük karbonlu araç filosunun genişletilmesinden, üretim faaliyetlerinde yenilenebilir enerji kullanımının genişletilmesine kadar uzanan birçok alandaki uygulamayı değer zinciri aracılığıyla hayata geçirerek sera gazı salımını azaltmaya devam ediyor.

PepsiCo Vakfı’ndan kadınların faydalanacağı girişimlere 27.3 milyon dolar

Dünya genelinde kadınların gelir potansiyelini artırma taahhüdü kapsamında, PepsiCo ve PepsiCo Vakfı, faaliyet gösterdiği toplumlarda kadınların faydalanacağı girişimleri desteklemek için 2016 yılından bu yana 27.3 milyon dolar yatırım yapmış bulunuyor. Ayrıca şu anda dünya genelinde PepsiCo yöneticilerinin yüzde 40'ı kadınlardan oluşuyor.

gretaİsveçli iklim aktivisti 16 yaşındaki Greta Thunberg'in de aralarında bulunduğu yaklaşık 700 genç iklim aktivisti Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi'nin ilk gününde bir araya geldi.

Dünyanın birçok ülkesinden zirveye katılan genç iklim aktivistleri iklim değişikliğiyle mücadele için değişim talep etti.

Liderlerin iklim politikalarında "radikal değişiklikler" yapma yükümlülüğü taşıdığına dikkati çeken genç aktivistler, iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını artırmayan liderlerin tekrar seçilmemeleri için sefer olacakları uyarısında bulundu.

İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg, Birleşmiş Milletler'de (BM) dünya liderlerine hitap ettiği konuşmada ;iklim değişikliği konusunda yeterli adım atmadığını söyledi ve liderleri sert bir dille eleştirdi.

New York'taki BM İklim Zirvesi'nde çok duygusal bir konuşma yapan Thunberg, "Boş laflarınızla rüyalarımı ve çocukluğumu çaldınız" dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in evsahipliğinde gerçekleştirilen İklim Zirvesi'ne aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da olduğu 60 kadar lider katıldı.

16 yaşındaki Thunberg, "Tüm bu olanlar çok yanlış. Şu anda burada olmamalıydım. Okyanus'un diğer yakasında okulumda olmalıydım. Ama hepiniz umut almak için biz, gençlere geliyorsunuz. Hangi yüzle yapıyorsunuz bunu?" dedi.

Thunberg, dünya liderlerine hızlı bir şekilde harekete geçme çağrısı yaptı ve "Sizi izliyor olacağız" diye konuştu.

Joachim QuodenÇEVKO Vakfı’nın da üye olduğu EXPRA (Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği), Döngüsel Plastik Birliği Deklarasyonu’nu imzaladı. AB Endüstri İdare Memuru Elżbieta Bieńkowska ve AB Komisyon’u Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans nezdinde Brüksel’de düzenlenen imza töreni, 100’den fazla özel ve kamusal paydaşı da bir araya getirmiş oldu.

Deklarasyonu imzalayarak, EXPRA ve üyeleri, sektörün dönüşümsel gayretine verdikleri desteği; plastik dahil her tür ambalaj için toplama, ayırma ve geri dönüşüm çözümlerini optimize ederek değişime olanak tanıdıklarını ve ivmelendirdiklerini bir kez daha ortaya koymuş oldular.

EXPRA Genel Müdürü Joachim Quoden “Bugün atılan imza; EXPRA’nın ve EXPRA üyelerinin, plastiğin döngüsünün önünü açmak üzere ortaya koydukları efora dair güçlü taahhütü temsil etmektedir. Bu, verimli ambalaj atık yönetimi operasyonları yürütmekte olan, uzun vadeli değer ve sosyal etki yaratan, kaliteli toplama ve kaliteli geri dönüşüme olanak tanıyan ve ambalaj krallığında yeni gelişmelere imza atan üyelerimizin günlük işinin zaten ayrılmaz bir parçasıydı. Avrupa’nın sürdürülebilirlik ve rekabet ortamında, döngüsel ekonomiyi yürürlüğe alma konusunda attığımız adımlarla önemli bir yol kat ettik. Doğru politikalar ve uygun yürütme ile, hem geri dönüşümü arttırmak hem de geri dönüştürülecek materyali korumak ve sağlamak için potansiyelimiz var. Buna geri dönüştürülmüş plastik de dahil.”

Quoden, etkinlikle ilgili de şu yorumu yaptı: “Burada pek çok paydaşımızı bir arada görmekten dolayı çok mutluyum. Hükümetler, yerel yönetimler de dahil, tüm aktörlerin beraber çalışmaları, tüm ambalajların dönüşüme girmesinin garantilenmesi adına çok önemli. EPR, ambalaj döngüsel sürecinin merkezinde yer alıyor ve tüm paydaşların etkin koordinasyonunu ve katılımını sağlıyor. EXPRA ve üyeleri de bu katılıma tüm paydaşlarıyla baş koymuş durumda. Böylelikle EPR’ın döngüsel ekonomi hedeflerini başarmasını konusunda çok önemli bir role sahipler.”

yedinci kita6. İstanbul Bienali, bu yıl Koç Holding sponsorluğunda, 14 Eylül-10 Kasım 2019 tarihleri arasında yine ücretsiz olarak düzenleniyor. Fransız küratör, yazar ve akademisyen Nicolas Bourriaud’nun küratörlüğünü üstlendiği “Yedinci Kıta “ başlıklı bienal kapsamında altmıştan fazla sanatçının eserleri, Tersane İstanbul, Pera Müzesi ve Büyükada’da ziyaret edilebilecek.

16. İstanbul Bienali, başlığını okyanuslarda yüzen devasa atık yığınına bilim çevrelerinin verdiği isimden alıyor: Bienal sergileri, gerçek bir kıta olmaktan çok hayali bir nesne ve insanlığın yeni durumuna dair bir metafor olarak görülebilecek bu olguyu keşfetmek için yola çıkıyor. Bienal, insanların sebep olduğu doğal veya kültürel atıklara antropoloji veya arkeolojinin araçlarıyla bakan güncel sanat çalışmalarına yer vererek sanat ve ekoloji arasındaki ilişkiyi de tartışmaya açmayı hedefliyor.

16. İstanbul Bienali’nin üç mekâna odaklanan, yoğun bir sergi olarak düşünüldüğünü belirten küratör Nicolas Bourriaud, Haliç’te kullandıkları eski tersane binası ve Beyoğlu’ndaki Pera Müzesi’nin birbirine yakın; üçüncüsünün ise İstanbul’un güney kıyılarını çevreleyen Marmara Denizi’ndeki Büyükada, ya da eski adıyla Prinkipos olduğunu söylüyor.

Sifir karbon cagrisiAğustos ayında Fransa’da yapılan G7 Zirvesi’nde ,dünyanın etkin şirketleri ve NGO’ları liderlere iklim değişikliği politikalarını güçlendirmek ve sıfır karbonlu ekonomiye dönüşümü hızlandırma çağrısı yaptı.

Küresel Ekonomi ve İklim Komisyonu’na göre, düşük karbon ekonomisine dönüşümün 2030 yılına kadar 26 trilyon ABD dolarlık ekonomik getiri ve 65 milyon yeni iş yaratma potansiyeli bulunuyor. We Mean Business Koalisyonu ortaklarının girişimleriyle de 19,3 trilyon ABD doları piyasa değeri olan ve küresel GSYİH’nın yüzde 25’ine denk gelen 980’den fazla şirket, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 1550’den fazla taahhütte bulundu.

İklim değişikliğiyle mücadele konusunda, şirketler ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarından (NGO) oluşan küresel bir koalisyon olan We Mean Business’ın açık çağrısında öne çıkan bazı talepler şöyle;

Küresel net sermayenin yüzde 60’ından fazlasını ve küresel GSYİH’nin yaklaşık yüzde 50’sini temsil eden G7 hükümetlerini, iklim değişikliği konusunda harekete geçme ve Paris Anlaşması’na olan bağlılıklarını teyit etmeye ve liderlik göstermeye davet ediyoruz.

  • 2050 yılına kadar sıfır emisyonlu bir ekonomi için adil dönüşümün yol haritasını belirleyin.
  • Belirlenen bu amaç doğrultusunda Ulusal Katkı Beyanlarını (Nationally Determined Contribution, NDC) ve 2030 yılı hedeflerini güçlendirin.
  • Sıfır emisyonlu ekonominin inşasında temeli oluşturan ekonomik sistemlerin dönüşümüne ışık tutmak amacıyla iş dünyasına bu ulusal planları ve hedefleri destekleyen sektörel hedefler ve politikalar sağlayın ve düzenleyici mevzuattaki belirsizlikleri ortadan kaldırın.

Talepler arasında ayrıca, yenilenebilir enerjinin payının artırılması, kömür finansmanının durdurulması, elektrikli araçlara yatırım ve adil dönüşüm gibi konular da yer alıyor.

BMnin Yeni Raporu patricia espinosaBM tarafından yeni yayımlanan bir rapor hükümetler tarafından iklim değişikliğine dair atılan adımlar hakkında bilgi verirken hükümetlerin iklim eylemlerini hızlandırmalarını sağlayabilecek bilgi birikimi ve deneyimini sunuyor.

BM İklim Zirvesi’nde veri olarak kullanması için hazırlanan “İklim Eylemi ve Destek Eğilimleri” raporu BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) başlangıcından bu yana geçtiğimiz 25 yıl içinde kaydedilen ilerlemelere dikkat çekiyor. Raporun, hükümetlerin Ulusal Katkı Beyanları (NDCs) olarak da bilinen ulusal iklim eylem planlarını 2020’ye kadar hazırlanmalarına yardımcı olabileceği de belirtiliyor.

Patricia Espinosa “Önümüzdeki iki yıl bütün hükümetler -ve devlet dışı aktörler- için, mevcut çerçeveden faydalanmak ve ihtiyacımız olan değişiklikleri yapmak adına önemli bir fırsat kapısı açıyor” diyor ve ekliyor: “İyi haber ise işin büyük bir kısmı başladı. İklim değişikliğinin varoluşsal tehdidini ele almanın aciliyeti göz önünde bulunduruluyor ve eyleme geçmek için sağlam bir temel mevcut ancak eylemin hızı çok yavaş ve hızlanması gerekiyor”.

Rapor, kısa bir dengelenme döneminden sonra, küresel sera gazı emisyonlarının artmaya devam ettiği yönünde uyarıda bulunuyor. Bazı alanlardaki ilerlemelere rağmen hükümetlerin, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmaları için gereken ulusal iklim eylem planlarının yetersiz olduğu söyleniyor.

İklim değişikliğinin etkilerinin ve yarattığı tehlikelerin arttığına dair bildirimde bulunan birçok ülkede acilen harekete geçilmesi gerekliliği ortaya çıkıyor.

Yeni BM raporu; bu etkileri ve ülkelerin seragazı emisyonlarının azaltımında aldığı ölçümleri ve bu çerçevede iklim değişikliğine karşı dayanıklılığı artırmak amacıyla kullandıkları önlemleri özetliyor.

Rapor, ülkelerin iklim eylemlerini planlama, finanse etme, uygulama, izleme ve değerlendirme için kurumsal düzenlemeleri hızlandırdığını ve emisyonları azaltma ve iklim değişikliğine uyum sağlama eylemleri portföyünün genişlediğini de gösteriyor.

UNFCCC Yönetici Sekreteri Patricia Espinosa’nın da belirttiği gibi, etkili eylemler için çalışmalar yapılırken, uluslararası topluluğun hızlanması için, özellikle 23 Eylül’de New York’ta gerçekleşecek olan İklim Zirvesi ve Şili’de gerçekleşecek olan COP25 zirvesinde, temel fırsatların tam olarak kullanılması gerekiyor.

Espinosa, “İklim Zirvesi, dünya çapındaki hükümet ve iş dünyası liderlerini konuşmaktan daha fazlasını yapmaya; sera gazı emisyonlarının azaltımına nasıl katkı sağlayacaklarını ve iklim değişikliğinin etkilerine nasıl uyum sağlayacaklarını belirtmeye ve ısınmayı 1.5 derecenin altında güvenle tutmaya çağırıyor” dedi.

insertGeleceği besleyen Nesquik Kahvaltılık Gevrekler, WWF-Türkiye işbirliğiyle hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesiyle yaşamı tehdit altında olan hayvanlara dikkat çekiyor! Geçtiğimiz yıl 20.000 yavru yeşil deniz kaplumbağasını doğal yaşamına kavuşturan Nesquik, bu yıl da doğa için çalışmaya devam ediyor.Nesquik’in, hayvanları korumaya yönelik çalışmalarıyla öne çıkan WWF-Türkiye ile birlikte başlattığı proje kapsamında Adana Akyatan Kumsalı’nda 20.000 yavru yeşil deniz kaplumbağasının denize ulaşması ve Kuşadası Dilek Yarımadası’ndaki yunusların sayılarının belirlenmesiyle doğal ortamlarında korunmaları sağlanacak.

Nesquik Kahvaltılık Gevrekler WWF-Türkiye ile birlikte yavru deniz kaplumbağalarını ve yunusları doğal ortamlarında koruyor! Geçtiğimiz yıl WWF-Türkiye ve National Geographic işbirliğiyle 20.000 yavru yeşil deniz kaplumbağasını denize ulaştıran Nesquik, daha fazla hayvanı doğaya kavuşturmak için çalışmalarını sürdürüyor. WWF-Türkiye’nin yürüttüğü çalışmalara bu yıl bir kez daha destek olan Nesquik, 20.000 yavru yeşil deniz kaplumbağasının ve sayıları belirlenecek olan yunusların doğal yaşam alanlarında korunmasını sağlayacak. Küçük yaşlardan itibaren kazanılan hayvan sevgisinin çocukların duygusal gelişimlerine olumlu katkı sağladığı bilinciyle çalışmalarına yön veren Nesquik, yeni sosyal sorumluluk projesiyle çocukların doğayla ilgili farkındalıklarını da artırmayı hedefliyor.

Her paketle sen de yaşamı tehdit altında olan canlılara destek ol!

Eylül 2019 – Kasım 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilecek proje boyunca kampanya görseli taşıyan Nesquik kahvaltılık gevrek paketlerini satın alan tüketiciler, Türkiye’deki yeşil deniz kaplumbağalarının ve yunusların doğal yaşam alanlarında korunmasına destek olacak. Kampanyalı paketlerde yaşamı tehdit altında olan yabani hayvanlardan saz kedisi, yunus, deniz kaplumbağası ve boz ayı ile ilgili önemli bilgiler de tüketicilerle buluşacak.

Türkiye’de yaşamı tehdit altında olan bazı canlılar

Saz Kedisi

  • Boz renkli saz kedisi, ince uzun bacaklara sahiptir. Gece-gündüz aktif olan saz kedileri deniz, göl ve nehir sistemlerindeki sazlıklarda, çalılık ve ormanlık alanlarda yaşarlar. Yavrularını ağaç kovukları, sık çalılıklar veya tilki, porsuk gibi hayvanların terk ettiği yuvalarda saklarlar.
  • Saz kedisi ülkemizde tehlike altındaki türlerdendir. Avcılık, habitat kaybı, bataklıkların tarım alanlarına dönüştürülmesi ve kemirgenlerle mücadele sonucu avlarının azalması tehditleriyle karşı karşıyadır. 

Yeşil Deniz Kaplumbağası

  • Okyanuslarda 7 farklı deniz kaplumbağası türü bulunuyor. Bunlardan Pasifik Okyanusu’ndaki deri sırtlı deniz kaplumbağası ve Akdeniz’deki yeşil deniz kaplumbağası kritik düzeyde tehdit altındaki türler arasında yer alıyor.
  • Bir deniz kaplumbağasının yaşam süresi 25-50 yıldır. Akdeniz Havzası’ndaki dişi yeşil kaplumbağaların %50’den fazlası Akdeniz kıyılarımıza yuva yapıyor. Son onüç yılda Adana - Akyatan’da 200 bin yavru deniz kaplumbağasının deniz ulaşması sağlandı.

Coca cola servetCoca-Cola İçecek’in (CCI) 11.’sini yayınladığı Sürdürülebilirlik Raporu’na göre; 2018’de Türkiye’de sıfır atıkla üretim yapan fabrika sayısını artıran CCI, 6 ülkede operasyonel iyileştirmeler, akıllı teknoloji kullanımı ve sürdürülebilir ambalajlama projeleri ile 18 milyon ağacın bir yılda çektiği miktarda karbondioksitin atmosfere karışmasını önledi.

 Anadolu Grubu’nun ana hissedarı olduğu, Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu, Orta Asya ve Pakistan’da faaliyet gösteren Coca-Cola İçecek (CCI), 11. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Rapor, şirketin sürekli geliştirdiği sürdürülebilirlik performansını ve 2018 yılında hayata geçirdiği projeleriyle çevreye ve topluma sağladığı katkıları şeffaf bir şekilde paylaşmaya devam ediyor.

 UNGC 100 Endeksinin Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC) tarafından 2013 yılında başlatılmasından bu yana CCI, Türkiye’den endekse giren ilk ve tek şirket olmaya devam ediyor. Tüm faaliyetlerinde daha az tüketerek daha çok üretmeye odaklanan CCI, çevresel ayak izinin en aza indirilmesi, doğal kaynakların verimli kullanımı ve daha sürdürülebilir bir dünya hedefiyle 2018’de 152 yeni projeyi hayata geçirdi.

Türkiye, Ürdün, Kazakistan, Azerbaycan, Pakistan ve Kırgızistan’da yapılan iyileştirme projeleriyle toplam 11 milyar litre su doğaya geri kazandırıldı, 18 milyon ağacın bir yılda çektiği miktarda karbondioksitin atmosfere karışması önlendi ve yaklaşık 500 milyon kilovat saat üzerinde elektrik tasarrufu elde edildi.

Türkiye ve Pakistan’da desteğe ihtiyaç duyan kadın, çocuk ve aileler ile birlikte engelli bireyler, mülteci çocuklar ve yaşlılara yönelik olarak 23 şehirde 1000’e yakın CCI gönüllüsü 140 binin üzerinde insana ulaştı.

Coca-Cola İçecek Kurumsal İlişkiler Direktörü Servet Yıldırım rapor ile ilgili şu açıklamada bulundu:

“Çok uluslu bir içecek şirketi olarak en önemli amacımız, ürünlerin hammadde tedarikinden tüketicilere ulaşana kadar süren yolculuğunda, operasyonlarımızı sürdürdüğümüz tüm ülkelerde, paydaşlarımız için sürdürülebilir değer yaratmak. Çevresel etkimizi en aza indirerek daha az atık üretme, toplam karbon ayak izimizi azaltma, enerji verimliliğimizi artırma ve su yönetimi çalışmalarımız sürdürülebilirlik stratejimizin temelini oluşturuyor. Faaliyet gösterdiğimiz tüm coğrafyalarda suyun geri kazandırılması ve karbondioksit salınımının önlenmesine yönelik yürüttüğümüz projelerle 2018’de kaydettiğimiz başarı bizim için büyük bir gurur kaynağı. Türkiye operasyonumuz bugün tüm dünyadaki Coca-Cola sistemi içerisinde en az su ve enerji kullanan operasyonlardan biri. Türkiye'de plastik, cam, metal ve alüminyum ambalaj atıkları için geri dönüşüm oranımız 2018 yılında %56’ya ulaştı. Tasarımdan geri dönüşüme kadar bütün süreçleri kapsayan sürdürülebilir ambalajlama çalışmalarımız çevresel ayak izimizi azaltmak adına en çok önem verdiğimiz konu. Sorumlu bir kurumsal vatandaş olarak daha iyi bir gelecek yaratmak ve faaliyet gösterdiğimiz toplumlara daha çok fayda sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.”

Rapora https://cci.com.tr/sustainability-report/ adresinden ulaşılabilir.

1564046188 L Or al T rkiye Genel M d r Laurent Duffier 3 1L’Oréal, ‘Güzelliği Herkesle Paylaşmak’ adlı sürdürülebilirlik programının 2018 sonuçlarıyla beraber, geleceğe yönelik yeni taahhüdünü de açıkladı; “Plastiksiz Bir Dünya.”

 L’Oréal, Davos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’ndaEllen McArthur Vakfı tarafından başlatılan “Yeni Plastik Ekonomisi” girişiminin altına imza attı. Bu girişim ile L’Oréal, 2025 yılına kadar tüm tüketici ürünlerinin plastik ambalajlarının, %100 tekrar kullanılabilir, geri dönüştürebilir veya doğada çözünebilir olacağını taahhüt etti. L’Oréal ayrıca sürdürülebilirliğe dair gerçekleştirdiği çalışmalarla, bağımsız derecelendirme kuruluşu CDP tarafından 3 yıl üst üste en yüksek AAA notu alan tek şirket oldu ve 4000 şirketi geride bıraktı.

 Bugün, dünya üzerinde 1 milyon canlı türü tükenme tehlikesi altında, küresel ısınmayı kontrol altına almak için ise sadece 12 yılımız kaldığı öngörülüyor. 2050 yılına geldiğimizde denizlerde balıklardan daha fazla sayıda plastik olacağı varsayılırken, halen her yıl 8 milyon ton plastik, okyanuslara atılıyor.

 2013 yılında “Güzelliği Herkesle Paylaşmak” sürdürülebilirlik programını hayata geçiren L’Oréal, plastik atıklara dur demek adına Dünya Ekonomik Forumu’nda Ellen McArthur Vakfı tarafından başlatılan “Yeni Plastik Ekonomisi” girişiminin altına imza attı. L’Oréal, bu girişim kapsamında 2025 yılına kadar tüm tüketici ürünlerinin plastik ambalajlarının %100 tekrar kullanılabilir, geri dönüştürebilir veya doğada çözünebilir olacağını taahhüt etti.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), iklim değişikliğinin 80 milyon insanın işini kaybetmesine neden olacağını ve zaten varolan ekonomik eşitsizliği daha da güçlendireceğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), iklim değişikliği nedeniyle artacak sıcakların 2030 yılına kadar 80 milyon istihdama mal olacağını ve dolayısıyla zaten var olan ekonomik eşitsizliği de güçlendireceğini açıkladı..

ILO’nun hazırladığı rapora göre, gelecek 10 yıl içinde iklim değişikliğinden en fazla günümüzde  940 milyon kişinin çalıştığı tarım ve inşaat gibi açık havada çalışmayı gerektiren sektörler etkilenecek ve özellikle de yoksul ülkeler bu durumla baş etmekte çok zorlanacak.

Rapora göre, 2030 yılına kadar azalacak çalışma saatlerinin yaklaşık yüzde 60’ı tarım sektöründe olacak. İnşaat sektöründeki kaybın ise yüzde 19'u bulacağı belirtiliyor.

ILO’nun araştırma bölümü başkanı ve raporun baş yazarı Catherine Saget bu durumdan en fazla Asya ve batı Afrika ülkelerinin etkileneceğine dikkat çekiyor.

Saget;  Isı artışının işgücü verimliliğine etkisi, değişen yağmur düzenleri, deniz seviyelerinin yükselmesi ve biyolojik çeşitliliğin kaybı gibi diğer olumsuz etkilerin ,iklim değişikliğinin ciddi bir sonucu olduğunu belirtti .

Geri dönüştürülmüş plastikten yapılan ilk bisiklet yolu Hollanda'da açıldı.

PlasticRoad hollandaPlasticRoad olarak bilinen söz konusu proje, 2015 yılından beri geliştirilmekte ve boru üreticileri Wavin ve enerji şirketi Total ile işbirliği içinde Hollandalı mühendislik firması KWS tarafından yaratıldı.

Asfalt veya çimento gibi geleneksel malzemeler yerine, proje, dökme halde taşınabilen ve şantiyelere hızla monte edilebilen hafif prefabrik yol blokları inşa etmek için geri dönüştürülmüş plastik kullanıldı. Bu bloklar oyuk olduklarından, tamamlanmadan önce bunları drenaj boruları, elektronik kablolar ve trafik sensörleri gibi iç sistemler ile donatmak, önceden var olan yapılara sorunsuz bir şekilde entegre olan siparişe göre yapılmış yol parçaları oluşturmak mümkün. Ayrıca geleneksel yollara göre %70 daha hızlı döşenebiliyor.

PlasticRoad'a göre, bu prefabrik bloklar normal yollardan çok daha az bakım gerektiriyor ve eski asfalt/çimentoya göre üç kat daha uzun ömürlü. Yollar ömrünü tamamladıktan sonra tekrar geri dönüştürülmeleri de kolay olacak. Bloklar otomobilleri ve diğer motorlu taşıtları taşıyacak kadar güçlü olsa da, projenin test aşamasında, PlasticRoad bunları bisiklet yolları oluşturmak için kullandı.

Kurulumdan önce, modüller çeşitli elemanları izleyen bir dizi sensörle donatıldı; sıcaklık, performans ve dayanıklılık ve herhangi bir zamanda bisiklet yolu boyunca kaç bisikletlinin bisiklet sürdüğü bilgileri sensörler tarafından kaydediliyor. PlasticRoad, Zwolle'deki pilot projenin sadece dünyanın plastik atıklardan oluşturduğu ilk bisiklet yolu değil, aynı zamanda dünyanın ilk akıllı bisiklet yolu olduğunu belirtti.

karbon emisyon 2İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği tarafından Ankara'da bir otelde "COP24 İklim Değişikliği Müzakerelerinin Çıktıları" toplantısı düzenlendi.

Dernek Başkanı Baran Bozoğlu, uluslararası alanda yapılan toplantılar ve politikalara rağmen karbon ile sera gazı emisyonlarının hızla artmaya devam ettiğini belirterek, "İklim değişikliği problemine uluslararası alanda da çözüm üretilemediğini üzülerek görüyoruz." dedi.

Bozoğlu, burada yaptığı konuşmada, 14 Şubat'ta birinci yılını dolduracak derneğin kuruluş amacının, dünyada ve Türkiye'de yaşanan iklim değişikliği sorununa yönelik bütün tarafları bir araya getiren, bu konuda teknik ve bilimsel veriyi üreten mekanizmayı hayata geçirmek olduğunu söyledi.

İklim değişikliği konusunda Türkiye'nin kendi özeline yönelik bilimsel verilerin yeterince oluşturulamadığını anlatan Bozoğlu, aynı zamanda enerji, çevre, eğitim, sağlık gibi birçok alanda iklim değişikliği sorununa yönelik müdahalenin yeteri kadar yapılamadığını dile getirdi.

Bozoğlu, bu sorunlara çözüm üretmeyi hedefleyen bir anlayışla yola çıktıklarını belirtti.

Paris İklim Anlaşması, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü gibi iklim değişikliğiyle ilgili çalışmalara işaret eden Bozoğlu, şöyle konuştu:
"Uluslararası alanda yapılan onlarca toplantıya, politikalara rağmen hızlı şekilde karbon, sera gazı emisyonlarının artmaya devam ettiğini, iklim değişikliği problemine uluslararası alanda da çözüm üretilemediğini üzülerek görüyoruz. İklim değişikliği problemine karşı Paris Anlaşması'nın şu an temel bir hedefi var, dünya sıcaklığını 2 dereceyle, mümkünse de 1,5 dereceyle sabitlemeye çalışıyor. Bu çok değerli bir hedef fakat şu anda ülkelerin verdiği raporlarda bu hedefin ne yazık ki tutturulamadığını görüyoruz. Şu an dünya zaten 1 derece ısınmış durumda ve bunun yansımalarını Türkiye'de, bölgelerimizde farklı bir etkiyle görüyoruz. Dolayısıyla 1,5 derece hedefini tutturmak adına bizlerin de Türkiye'de çalışma yapması gerekiyor. Uyum politikalarının hayata geçirilmesi gerekiyor."

eu gdp 2 960 603 80Yeni bir rapor Paris Anlaşması’nda belirtilen hedeflere ulaşmanın AB’nin GSYİH’nı artırabileceğini buldu.

Raporda, 2030 yılına kadar düşük karbonlu bir ekonomiye geçmenin potansiyel istihdamı ve ekonomik yararları değerlendiriliyor. Analiz, Cambridge Econometrics ve Eurofound’s European Jobs Monitor tarafından ortaya konan küresel bir makroekonomik modele dayanıyor.

Raporda, düşük karbonlu bir ekonomiye geçişin AB’de GSYH’de yüzde 1,1 artış sağlayabileceği ve AB’de 2030’a kadar istihdamda yüzde 0,5 artış göstereceği öngörülüyor.
Modelleme, Paris İklim Sözleşmesinin tam olarak uygulanmasının AB için olumlu olduğunu göstermektedir. Ulusal düzeyde, raporda Letonya, Malta ve Belçika’nın GSYH’ye en büyük artışı yaşayacağı tahmin ediliyor.

Tahmin edilen GSYİH büyüme oranı, büyük ölçüde ihtiyaç duyulan enerji verimliliği yatırımları ve GSYİH'ya göre fosil yakıt ithalatı nedeniyle Letonya'da yüzde 6'ya kadar çıkabiliyor.

Samsungs Ecofriendly Packaging PolicySamsung Electronics, bu yıl plastik ambalaj malzemelerini kâğıt ve doğal olarak sürdürülebilir diğer maddelerle değiştirmek için adımlar atmaya başlayacağını duyurdu.

2019’un ilk yarısından itibaren, Samsung’un mobil telefonlar ve tabletlerden ev aletlerine kadar tüm mevcut ürün ve aksesuarlarında kullanılan ambalajlar, geri dönüştürülmüş/biyolojik bazlı plastik ve kâğıt gibi doğal olarak sürdürülebilir malzemelerle değiştirilecek.

Samsung Electronics ürün ambalajlarını yenilemek için tasarım ve geliştirme, satın alma, pazarlama ve kalite kontrol birimlerindeki kişilerden oluşan bir ekiple yenilikçi ambalaj fikirleri üretmeye başladı.

Samsung; mobil telefon, tablet ve giyilebilir ürünleri tutan tepsilerde plastik yerine kâğıt hamurundan kalıplar, aksesuarları saran örtülerde ise doğayla dost malzemeler kullanacak. Samsung ayrıca telefon şarj cihazı tasarımını da yenileyecek. Parlak dış görünümün yerini mat bir kaplama alacak ve plastik koruma filmleri de kaldırılacak. Böylece plastik kullanımı azaltılmış olacak.
Televizyon, buzdolabı, klima ve çamaşır makinesi gibi ev aletleri ile mutfak gereçlerinin yüzeyini korumak için kullanılan plastik ambalajlar da plastik atıklarından geri dönüştürülen malzemeler ve fosil yakıt kaynaklı olmayan nişasta veya şeker kamışı gibi ürünlerden elde edilen biyoplastik ile üretilen ambalajlarla değiştirilecek.

bali 1Bali, plastik kirliliği hedefleyen bir turizm vergisi uygulama planlarını açıkladı.
Jakarta Postası, Bali'nin çevre ve kültürel korumaya yönelik turist katkılarıyla ilgili bir tüzük hazırladığını bildirdi. 'Turist vergisi' ile adaya denizaşırı ülkelerden gelen ziyaretçilerden 10 dolar vergi alınacak.
Endonezya’da bulunan ve turistik açıdan popüler olan Bali; her yıl 4 milyondan fazla ziyaretçi alıyor. Yetkililerin açıklamalarına göre her gün yaklaşık 3.800 ton atık üretilen ada büyük bir plastik kirliliği ile karşı karşıya.
Bali’de yeterli bir atık yönetim sistemi bulunmuyor. Bu yüzden atıkların büyük çoğunluğu etrafta ya da belli yerlere gömülüyor, kalanlar ise denizleri kirletiyor.
Bali, ziyaretçileri geride bırakacakları ayak izi hakkında düşünmeye teşvik etmek için “Go Green” girişimini başlattı.Bali Valisi Wayan Koster “Bu bize Bali'nin gelişimini desteklemek için daha maddi katkı sağlayacak” dedi.
Bali, geçtiğimiz Aralık ayında alışveriş torbaları, strafor ve plastik pipet dahil olmak üzere bir dizi tek kullanımlık plastik ürünün kullanımını yasaklamıştı.
Kaynak: http://www.climateaction.org

 

yaklasan etkinliklerSKD Türkiye'nin EBRD fon desteğiyle yürüttüğü Türkiye Materials Marketplace projesinin 4. Etkileşim Toplantısı 30 Ocak 2019 Çarşamba @ İTÜ Taşkışla Mimarlık Fakültesi'nde gerçekleştirilecek.

tskb Suat Ince basinTürkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), kredi portföyünün yüzde 68’sinin sürdürülebilir temalı yatırımlarının oluşturduğu banka bugüne kadar 80’in üzerinde enerji verimliliği projesine yaklaşık 655 milyon ABD doları finansman sağladı.

Enver (Enerji Verimliliği Derneği)’in yönetim kurulu üyeleri arasında da yer alan TSKB Genel Müdürü Suat İnce, Enerji Verimliliği Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, özellikle sanayi şirketlerinin bu alandaki farkındalığının artırılmasının büyük önem taşıdığına işaret etti. Bu konuda TSKB’nin çalışmalarına değinen İnce, “Kuşkusuz reel sektörün kaliteden ödün vermeksizin enerjiyi verimli kullanmasının sağlanması hem ekonomik hem çevresel açıdan büyük bir potansiyele karşılık geliyor. TSKB olarak biz de bu konuda üstümüze düşeni yapıyor, finanse ettiğimiz enerji verimliliği yatırımları ile her yıl 4.7 milyon Gigacal düzeyinde enerjiyi ülkemize kazandırıyoruz. Bu yatırımlar düşük karbonlu ekonomik dönüşüm için de önemli. Bu güne kadar finanse ettiğimiz 80’in üzerinde yatırımla ülkemizin yıllık karbon salımını yılda 2.4 milyon ton düzeyinde düşürdük. Kredi portföyümüzün %68’ini oluşturan ve içinde yenilenebilir enerji, çevre gibi farklı sürdürülebilirlik temalarını da barındıran yatırımları da hesaba kattığımızda azaltılan karbon salımı yıllık 12 milyon tona ulaşıyor” dedi.

İnce, enerji verimliliği projelerinin iklim değişikliğiyle mücadele ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması anlamında fark yaratmasının yanı sıra özel sektörde enerji maliyetlerini düşürerek, rekabet avantajı sağladığına dikkat çekti.

Enerji verimliliği yatırımlarının her sektörde yaygınlaştığını belirten İnce sözlerine şöyle devam etti: “Enerji verimliliği yatırımlarında özellikle enerji girdisi, tüketimi yüksek olan, demir çelik, çimento, tekstil, otomotiv, kimya ve plastik gibi sektörler öne çıkıyor. Yatırım alanı olarak baktığımızda ise enerji verimliliği projelerinin atık ısıdan enerji üretimi, tesis modernizasyonu, enerji optimizasyonu, enerji verimli teknolojiler, yalıtım, aydınlatma, taşıma ve yeşil binalar gibi geniş bir yelpazeye yayıldığını görüyoruz.”

akcansa biyocesitlilikÇEVKO Vakfı üyelerinden Akçansa’nın, öğrenciler ve akademisyenler tarafından maden sahalarının biyolojik değerini artırmayı amaçlayan projeler üretilmesi ve bu yöndeki farkındalığın artırılması amacıyla düzenlediği Biyoçeşitlilik Proje Yarışması üçüncü kez Türkiye’de gerçekleşti.

Finale kalan projeler gerçekleşen ödül töreninde açıklandı. Yarışmaya tüm Türkiye’den katılan projeler arasından 5 proje iki farklı kategoride ödüllendirildi.

Finalistler arasında yer alan Özel Çakabey Koleji öğrencileri ve danışmanları, projeleri ile Almanya’da gerçekleşen HeidelbergCement Quarry Life Awards’de Türkiye’yi temsil etti ve yarışmada birincilik ödülünün sahibi oldu.

Proje ile taş duvarların veya kuru yüzeylerin yeşil yaşam alanlarına dönüşmesini sağlayan dikey bahçeleme tekniği uygulanarak, kayalık ve verimsiz alanlarda bitki çeşitliliğinin yeniden kazanılması hedefleniyor.

Yenilikçi ve yaratıcı fikirlerle katılım gösterdiği Biyoçeşitlilik Proje Yarışması’nın Bilimsel Araştırma Kategorisi birincileri Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile İzmir Çakabey Koleji’nin oldu. Öğrenciler, ödüllerini Akçansa Genel Müdürü Umut Zenar ve yarışmanın jüri üyesi Ediz Hun’un elinden aldı.

İkinciliği ise Sosyal Fayda kategorisinde Çanakkale Doğa Koleji ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi aldı.

Yarışmanın mansiyon ödülü ise Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin oldu.

yukari donusum .cevko webSömestr tatilinde çocuklarınızda yapacağınız eğlenceli ve eğitici projeleri sizlerle paylaşmak istedik.

Birbirinden güzel ve keyifli bu çalışmalar ile hem çocuklarınızla eğlenceli ve kaliteli zaman geçirecek hem de onlara değerlendirilebilir atıkların öneminden, geri dönüşümden ve çevrenin korunmasına katkı sağlayabileceğimizden bahsedebileceksiniz.

Bahsedeceğimiz çalışmalarda kullanacağımız malzeme ise plastik şişe.

Plastik şişeleriniz sevimli hayvanlara, saksılara, dekoratif rüzgâr çanları ve çok daha fazlasına dönüşecek. Hepsi çok eğlenceli ve yaratıcı, ayrıca yapması da çok kolay.

oceanwaYeni bir çalışma, okyanusların daha önce düşünülenden daha hızlı ısındığını ortaya çıkardı.

Yayınlanan araştırmaya göre bu hızlı ısınma; yağış yoğunluğundaki artışlara, buz tabakalarındaki incelmelere, mercan resiflerinin tahrip olmasına ve okyanus oksijen seviyelerinin düşmesine sebep oluyor.

Araştırmada önemli derecede ısınmanın tespit edildiği 21. Yüzyıl sonrasında iklim değişikliğinin geleceği için 2 muhtemel senaryo ortaya konuyor.

Temsilci Konsantrasyon Yolları (For the Representative Concentration Pathways-RCP) 2.6 senaryosuna göre okyanuslar 2100 yılına kadar 1037 zetajul (yaklaşık 0.40 K) ısınması öngörülüyor.
Bununla birlikte, sera gazı salınımının yüksek olduğu olağan bir senaryo olan RCP 8.5 senaryosu, 2020 zetajul (yaklaşık 0,78 K) ısınmasını öngörmektedir. Rapor, bu ısınmanın deniz ekosistemleri üzerinde büyük etkileri olacağı ve buzulların erimesi ile deniz seviyesinin 2100 yılına kadar 30 cm'lik artış olacağı konusunda uyardı.
Raporu hazırlayanlardan Berkeley'deki California Üniversitesi'nden yazar ve yüksek lisans öğrencisi olan Zeke Hausfather şunları söyledi: “2018, kara sıcaklığı anlamında tarihte kayda geçen dördüncü en sıcak yılken, bundan önceki 2017 ve 2016 yıllarında olduğu gibi okyanuslarda en sıcak yıl olacak. Küresel ısınma sinyallerini okyanuslardaki sıcaklık değişimlerine göre izlemek yüzey sıcaklıklarını takip etmekten çok daha kolay”.

CSB eylem plani cevko webCumhurbaşkanı Erdoğan 3 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıkladığı 400 projeyi içeren ilk 100 günlük eylem planının ardından ikinci 100 günlük eylem planını da açıkladı.
İlk 100 günde hedeflenen 400 projeden 340’ının tamamlandığını ifade eden Sayın Cumhurbaşkanı ikinci 100 günlük planda 454 eylem planının yer aldığını belirtti.
İkinci 100 günlük planda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın eylem planı ise aşağıdaki çalışmalardan oluşuyor.
ÇŞB-01 81 İl'e Millet Bahçelerinin Yaygınlaştırılması
ÇŞB-02 Kanal İstanbul Projesine İlişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı çalışmalarına devam edilmesi ve ilk 2 etabın onaya hazır hale getirilmesi
ÇŞB-03 Sıfır Atık Projesi uygulamalarının yaygınlaştırılması kapsamında uygulamaya geçilen kamu kurumu sayısının 13.000’e yükseltilmesi
ÇŞB-04 İstanbul Esenler ve Üsküdar Çamlıca Riskli Alan Kentsel Dönüşüm Projelerinin ihalelerinin gerçekleştirilmesi ve inşaatlarına başlanılması
ÇŞB-05 Emlak Bankası’nın yapılandırma sürecinin tamamlanarak faaliyete geçirilmesi
ÇŞB-06 Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı hazırlıkları kapsamında bölgesel uyum platformu oluşturulması ve risk analizinin yapılması
ÇŞB-07 Köy yerleşmelerinin planlı ve düzenli gelişimini teminen mevzuat düzenlenmesi ve tasarım kılavuzlarının hazırlanması
ÇŞB-08 Ankara ve İstanbul’da belirlenen alanlarda "Sanayi Alanı" olarak imar planlarının yapılması ve yatırımcı kurum, kuruluş ve belediyelere devrinin sağlanması.
ÇŞB-09 Konut Piyasası Takip Sisteminin kurulması çalışmalarına başlanılması
ÇŞB-10 Köy ve mahallelerde sosyal dokuyu geliştirmek üzere konak, kıraathane, kütüphane gibi işlevlere sahip çok amaçlı Millet Konakları’nın yapılması kapsamında uygulama projelerinin hazırlanması ve ihale süreçlerinin başlatılması

emissionsYeni bir rapora göre küresel karbon emisyonları 2018’de tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşma yolunda ilerliyor.

Küresel Karbon Projesi (Global Carbon Project-GCP) ve East Anglia Üniversitesi (UAE) tarafından hazırlanan raporda karbon emisyonunda 2018 için öngörülen artışın yüzde 2,7 olacağı ve bunun 2017’deki yüzde 1,6’lık artıştan çok daha fazla olduğu ifade ediliyor.

Tyndall İklim Değişikliği Araştırmaları Merkezi Direktörü ve UAE’de İklim Değişikliği Bilimi ve Politikası alanında öğretim görevlisi Prof. Dr. Corinne Le Quéré şöyle diyor: “Bir kez daha küresel CO2 emisyonlarında güçlü bir artış görüyoruz. İklim değişikliği konusunu çözebilmek için emisyonların zirve yaptıktan sonra hızlı bir şekilde düşmesi gerekiyor. Bu yıl emisyonlarda görülen artışa bakınca, zirve daha görünürde değilmiş gibi duruyor. İklim değişikliğinin bütün dünyada sıcaklık dalgalarının etkisini daha şimdiden nasıl katlayabildiğine bu yıl şahit olduk. Kaliforniya’daki orman yangınları, emisyonları hızlı bir şekilde aşağı çekmediğimizde karşı karşıya kaldığımız artan etkiye sadece küçük bir örnek.”

Bu haber, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli IPCC’nin, acil olarak harekete geçilmediği takdirde ortaya çıkacak çarpıcı etkileri vurgulayan raporundan hemen sonra çıktı.

cop24COP24 (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 24. Taraflar Toplantısı) 2-14 Aralık 2018 tarihleri arasında Katowice, Polonya’da gerçekleşti.

Zirve sonucunda ülkeler, küresel iklim eylemini daha şeffaf ve detaylı bir biçimde incelemeyi olanaklı kılan ortak kurallarda mutabık kaldı. Böylece Paris Anlaşması’nın nasıl uygulanacağına dair Kural Kitabı‘nın ortaya çıkmasıyla anlaşma işlerlik kazandı. Ülkeler aynı zamanda 2020 yılına kadar mevcut iklim hedeflerini içeren Ulusal Niyet Katkı Beyanı (INDC) belgelerini yenilemek konusunda da anlaştılar. Taraflar, yenilenmiş hedefleri sunmak için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin 2019 yılında iklim konusunda düzenleyeceği özel zirvede bir araya gelmeye karar verdiler.

Kural Kitabı ile birlikte 2020 öncesi iklim hedeflerini yenileme kararı, küresel düzeyde sera gazı emisyonlarını azaltmak için çok önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Bilimsel araştırmalar, sera gazı emisyonlarının tekrardan artışa geçtiğini gösterirken, IPCC’nin özel raporuna göre, dünyanın 1.5 derece hedefini tutturabilmesi için sadece 12 yılı var.

Türkiye’nin taleplerinde bu sene de bir somut sonuç alınmadı. Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi’ne göre Türkiye EK-I ülkesi olarak, kalkınmış ülke olarak sınıflandırıyor. Paris Anlaşması kapsamında “kalkınmakta olan ülke” olarak sınıflandırılmayı talep ediyor.

iso cevre 18İstanbul Sanayi Odası 2018 Çevre Ödüllerinde “Büyük Ölçekli İşletme Çevre ve Sürdürülebilirlik Yönetimi” kategorisinde birinciliğe Tofaş Türk layık görüldü.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla gerçekleşen törende, aynı kategoride ikinciliği ÇEVKO Vakfı üyesi Unilever Sanayi ve Ticaret Türk A.Ş., üçüncülüğü Ülker Bisküvi alırken, jüri özel ödülünün sahibi de ÇEVKO Vakfı üyesi Sütaş Süt Ürünleri oldu. Törende KOBİ ve büyük ölçekli olmak üzere üç kategoride ayrı ayrı ödüller verildi.

ÇEVKO Vakfı üyelerinden Sarten Ambalaj ise, İnovatif Çevre Dostu Ürün Kategorisinde 3.lük ödülü aldı. 

Sanayi ve iş dünyasından çok sayıda ismin katıldığı törende açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO Çevre Ödülleri ile Bakanlığın bir paydaşı olarak çevre konusundaki toplumsal farkındalığı pekiştirmek ve geliştirmeyi amaçladıklarını dile getirdi.

COP24 kİklim değişikliği ile ilgili yılın en önemli toplantısı olarak anılan Birleşmiş Milletler Taraflar Konferansı (COP24), Polonya’nın Katowice şehrinde 3 Aralık’ta başlıyor. İki hafta sürecek ve 14 Aralık’ta sona erecek müzakerelerde iklim rejiminin tartışılarak Paris Anlaşması’nın uygulama prensiplerinin ve yöntemlerinin masaya yatırılması ve ülkelerin iklim eylemlerini gözden geçirmeleri bekleniyor.

UNFCCC’ye (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) taraf olan yaklaşık 200 hükümet temsilcisi, Birleşmiş Milletler (BM) İklim değişikliği zirvesinde bir araya geliyor. 03 Aralık’ta başlayacak ve 14 Aralık tarihine kadar devam edecek Taraflar Konferansı’na (COP24) katılacak temsilcilerin iklim rejimini tartışarak Paris Anlaşması’nın uygulama prensiplerini ve yöntemlerini masaya yatırması ve ülkelerinin iklim eylemlerini gözden geçirmeleri bekleniyor.

3-14 Aralık tarihleri arasında Polonya’nın Katowice adlı kömür madeni şehrinde gerçekleşecek olan BM İklim Konferansı, Paris Anlaşması’nın henüz yazıya dökülmemiş kurallarının belirlenmesi için son tarih.

Zirvede dört temel konuda adımlar atılması bekleniyor:
• Talanoa Diyalogu konusunda ilerleme,
• Hükümetlerin 2020 Paris Anlaşması uygulama yılı öncesi Ulusal Katkı Beyanları’nı gözden geçirmeleri konusunda sinyaller,
• Paris Anlaşması’nı tamamıyla işler hale getirecek ve kaydedilen ilerlemeleri sağlayacak olan kural kitabında ilerleme kaydedilmesi ve ilk kuralların net olarak belirlenmesi,
• Adil geçiş, e-mobilite ve ormanlar hakkında deklarasyonların yayımlanması.

ÇEVKO Vakfı yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerinden oluşan bir heyet zirvenin son günlerinde Polonya’da olarak zirveyi izleyecek yan oturumlarda yer alacaklar.

Kaynak: www.iklimhaber.org

egd18 1Sürdürülebilir Çevre için ÇEVKO Vakfı ve Ekonomi Gazetecileri Derneği İş Birliği

Dünya gündeminde önemli yer tutan döngüsel ekonomi modelinin, ülkemiz gündemine yaygın bir şekilde taşınmasına önderlik eden ÇEVKO Vakfı, bu alanda dördüncü çalıştayını, Ekonomi Gazetecileri Derneği X. Küresel Isınma Kurultayı kapsamında gerçekleştirdi. Kurultay programı içerisinde bir panel olarak düzenlenen çalıştayda, konu basın mensuplarının gözünden ele alındı.

Ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş ilk kuruluş olan ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı, öncüsü olduğu sürdürülebilir ve sistematik geri kazanım için çalışmalarına 27 yıldır artan bir ivmeyle devam ediyor. ÇEVKO Vakfı, bu alanda ortak akıl – ortak eylem odaklı çalışmalarda da öncülüğü üstleniyor.

ÇEVKO Vakfı, küresel toplumun çevreye uyumlu sürdürülebilir gelişimi açısından dünya gündeminde önemli yer tutan döngüsel ekonomi modelinin, ülkemiz gündeminde daha yaygın yer tutması için yapılan çalışmalara önderlik ediyor. Geçtiğimiz yıl Döngüsel Ekonomi konusunda Türkiye’de uluslararası bir kongre düzenleyen ÇEVKO Vakfı, kongrenin ardından, düzenlediği bir dizi çalıştayla fikir ve eylem odağında devamlılığı hedefliyor.

ÇEVKO Vakfı çalıştaylarının dördüncüsü, iklim değişikliğini ve döngüsel ekonomiyle sağlanabilecek çözümleri, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) iş birliğinde, habercilerin gözünden ele aldı.
EGD tarafından bu yıl 10.su düzenlenen ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Odakule Meclis Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen Küresel Isınma Kurultayı kapsamında gerçekleştirilen "İklim değişikliği Hayatımızı Nasıl Etkiliyor ve Döngüsel Ekonomi Çözümü" konulu oturuma, ÇEVKO Vakfı Başkanvekili Fügen Soykut başkanlık etti. Oturumun konuşmacıları, Gazeteci-Yazar Meral Tamer, Yeni Şafak Gazetesi Ekonomi Editörü Mine Acar, Türkiye Gazetesi Ekonomi Şefi Canan Eraslan, Yenibirlik Gazetesi yazarı Serpin Alparslan oldular.

yenilenebilir enerji 2Avrupa Parlamentosu (AP), toplam enerji tüketiminde yenilenebilir enerjinin payını 2030'a kadar yüzde 32'ye çıkartmaya yönelik yasal düzenlemeye onay verdi.

Strazburg'da bir araya gelen AP Genel Kurulu, yenilenebilir enerji hedeflerinin güncellenmesi amacıyla hazırlanan yasal düzenlemeyi onayladı. Genel Kurul'da 104'e karşı 434 oyla kabul edilen düzenlemeyle, AB'nin iklim hedeflerine uyum için 2030 yılı yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım hedefi yüzde 27'den yüzde 32'ye yükseltildi.

Düzenlemeyle, AB'nin enerji verimliliği hedefi 2030 yılı için yüzde 32,5 olarak belirlenirken, AB üyesi her ülkenin 2021-2030 dönemine yönelik ulusal enerji ve iklim planı oluşturması şartı getirildi.
Yeni kurallar, AB Konseyi tarafından onaylandıktan sonra üye ülkelerin mevzuatlarına geçecek.

sarten1411kSarten Ambalaj, Metal Packaging Europe ile beraber Avrasya Ambalaj Fuarı’nda sergilediği sonsuz geri dönüşüm temalı 'Metal Ambalaj Duvarı' projesini Kızılay’a bağışladı.

Ambalaj Sanayicileri Derneği ve Reed Tüyap'ın iş birliğinde düzenlenen 24'üncü Avrasya Ambalaj Fuarı, 31 Ekim–3 Kasım tarihleri arasında TÜYAP'ta gerçekleştirildi. 100'ün üzerinde ülkeden 60 bin ziyaretçiyi ağırlayan fuarda ambalaj ürünlerinden ambalaj makinelerine, gıda işleme ekipmanlarından ambalaj baskı teknolojilerine kadar tüm ihtiyaçlara yönelik çözümler bir arada sergilendi.

Geçtiğimiz yıl Metal Packaging Europe isimli sivil toplum kuruluşuyla ortak hayata geçirdikleri proje kapsamında fuar alanında “Metal Ambalajdan Gitar” sergilediklerini söyleyen Sarten Ambalaj CEO’su Zeki Sarıbekir, projeye bu yıl da devam ettiklerini belirtti. Projenin bu yılki temasının 'sonsuz geri dönüşüm' olduğuna işaret eden Sarıbekir, bu kapsamda ziyaretçilerin ilgisini çekmesi adına fuar alanında metal ambalajlardan oluşan sonsuz geri dönüşüm temalı bir ‘Metal Ambalaj Duvarı’ sergilediklerini kaydetti. Sarıbekir, "İçerisinde ton balığı bulunan Sarten’in sağladığı metal ambalajlardan oluşan proje, fuarın bitiminde Türk Kızılayı’na bağışlandı. Projede kullanılan 4 bin kutu ton balığı da böylece ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmış olacak. Bu süreçte bizlere destek olan Türk Kızılayı Güngören Şube Başkanı Erhan Tan’a çok teşekkür ediyoruz” dedi.

Metal Ambalaj Duvarı’nda 640 kilo ton balığı kullanılırken, Kızılay’a bağışlanması ile dört kişilik ortalama bir aile için 1.600 öğün yemek sağlanabilecek.