e-Bülten Haberleri

Hakan BulgurluArçelik, sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetleriyle uluslararası ölçekte prestijli iki sıralamada birden yer aldı. Sürdürülebilirlik alanında çalışan medya ve araştırma şirketi Corporate Knights’ın dünyanın en sürdürülebilir şirketlerini sıraladığı “Global 100” listesine bu yıl ikinci kez giren Arçelik, sosyal ve çevresel etki açısından gösterdiği başarılı performansla “Real Leaders Top 200 Impact Companies” sıralamasında da bir kez daha yer almaya hak kazandı.

Küresel çapta üretim tesislerinde karbon nötr hale gelen, 2050 yılına kadar tüm değer zincirinde net sıfır emisyon hedefleyen ve sürdürülebilirliği tüm faaliyetlerinin merkezine oturtarak yenilikçi projeler hayata geçiren Arçelik, sürdürülebilirlik alanında uluslararası listelerde üst sıralarda yer almaya devam ediyor.

Arçelik, sürdürülebilirlik alanında tanınmış bir medya ve araştırma şirketi olan Kanada merkezli Corporate Knights tarafından hazırlanan, “Global 100 Most Sustainable Corporations in the World” sıralamasında bu yıl 57’nci sırada yer aldı. Böylece dünyanın sürdürülebilirlik alanında en iyi performansı gösteren şirketlerinin sıralandığı listede iki yıl üst üste yer alma başarısını gösterdi. Toronto merkezli Corporate Knights Magazine, sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomi alanına odaklanan, dünyanın en yüksek tirajlı yayınlarından biri. Corporate Knights Research tarafından hazırlanan sıralama ve reytingler ise halihazırda 15 trilyon dolardan fazla yatırımı yöneten yatırımcılar için, potansiyel yatırım adaylarını belirlemek üzere veri ve bilgi sağlama işlevi görüyor. Ayrıca sürdürülebilirlik konusunda önemli katkılarda bulunan şirketleri ödüllendirerek teşvik ediyor. “Global 100” sıralamasındaki şirketler, enerji ve su verimliliği, yönetim ekiplerindeki kapsayıcılık ve çeşitlilik, tedarikçilerinin sürdürülebilirlik skorları, ödenen vergilerin FAVÖK’e oranı gibi çevresel, sosyal, yönetimsel ve ekonomik 24 ayrı performans kriterinde ayrıntılı bir değerlendirmeye tabi tutuluyor.

Dünyanın sürdürülebilirlik alanındaki ilk iş ve liderlik dergisi olan ABD merkezli Real Leaders’ın her yıl sosyal ve çevresel olarak en olumlu etki yapan şirketler ve markalarla ilgili araştırmasında da Arçelik, bu yıl ikinci kez en iyiler arasında yer aldı. The Real Leaders Top 200 Impact Companies listesinde Arçelik, 19’uncu sırada yer alırken, Arçelik’in global ölçekte önemli başarılar elde eden Beko markası da aynı listeye 20’nci sıradan giriş yaptı.

 

Borusan FotoBorusan Grubu bünyesinde yer alan, sürdürülebilirlik ve elektrikli mobilitede Türkiye'nin öncü şirketlerinden Borusan Otomotiv ve Türkiye’nin rüzgar enerjisinde lider şirketi Borusan EnBW Enerji, elektrikli BMW otomobil sahiplerine temiz enerji kullanım fırsatı sunuyor. Yapılan işbirliğiyle Borusan Otomotiv’den elektrikli BMW satın alanlar, Borusan EnBW Enerji’nin sürdürülebilir enerji kaynaklarından elde ettiği I-REC (Uluslararası Yenilenebilir Enerji) sertifikalı elektriği otomobil şarjında ve evsel tüketimde avantajlı fiyatlarla kullanabilecek.

"Sıfır Karbon" ekonomisi ve hedefleri doğrultusunda birçok sektörde olduğu gibi otomotivde de elektrik dönüşümü gerçekleşiyor. Son yıllarda etkisini giderek artıran iklim krizi ile gerçek anlamda mücadele etmek için elektrikli araçların kullandığı enerjinin de yenilenebilir kaynaklardan sağlanması gerekli. Borusan Otomotiv ve Borusan EnBW Enerji'nin sürdürülebilirliğe ve doğa dostu enerji kullanımına verdiği önem çerçevesinde, BMW marka elektrikli otomobil kullanıcıları Borusan EnBW Enerji 'nin tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ettiği I-REC (Uluslararası Yenilenebilir Enerji) sertifikalı elektriği avantajlı fiyatlarla hem evsel tüketimlerinde hem de elektrikli otomobillerinin şarjı sırasında kullanma imkanı elde edebilecekler.                                

Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, Borusan EnBW Enerji ile yapılan işbirliğinin karbon salımının azaltılması yolunda gerçekleştirdikleri çalışmalarda yeni bir seviye olduğunu belirterek; “Toplumda iklim krizi ve çevresel farkındalık arttıkça elektrikli ve hibrit otomobillere yönelik talebin de hızla yükseldiğini görüyoruz. Borusan Otomotiv olarak Borusan EnBW Enerji ile yaptığımız işbirliği sayesinde, elektrikli ve plug-in hibrit teknolojili BMW sahibi doğa dostu kullanıcılarımıza karbon-nötr bir hayat fırsatı sunuyoruz. Müşterilerimiz otomobillerini şarj ederken ya da dilerlerse evlerinde kullandıkları enerjiyi Borusan EnBW Enerji’nin yenilenebilir kaynaklardan elde ettiği sertifikalandırılmış temiz enerjiye dönüştürebilecek. Bu çabayla iklim kriziyle mücadele kapsamında anlamlı bir adım daha atılmış olacağına inanıyorum.”dedi.

DELOITTEDeloitte Türkiye Risk Danışmanlığı Direktörü Murat Günaydın, "İş dünyası iklim krizinin yarattığı tehditlerden endişe duymasına rağmen sürdürülebilirlikle ilgili adımları süreçlerine hızlı şekilde entegre etmekte zorluklar yaşayabiliyor" dedi.

Deloitte'un hazırladığı 2022 CxO (Chief Experience Officer) Sürdürülebilirlik Raporu, iş dünyasında iklim krizi nedeniyle duyulan endişenin artarak büyüdüğünü ortaya koydu.

Deloitte açıklamasına göre, üst düzey yöneticilerin ve şirketlerin iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularındaki endişelerini ve eylemlerini incelemek için hazırlanan araştırmaya 21 ülkeden 2 bini aşkın CxO katıldı.

Rapora göre, üstü düzey yöneticiler ya da CxO'ların yüzde 89'u iklim krizi yaşandığını kabul ederken, katılımcıların yüzde 63'ü de kurumlarının iklim krizi konusunda son derece endişeli olduğunu belirtti.

İklim değişikliğinin etkileri yöneticilerin gündeminde büyük yer kaplıyor. CxO'ların yüzde 79'u, dünyanın iklim değişikliğine yanıt verme konusunda dönüm noktasına geldiğine inanıyor. Bu oran 8 ay önceki ankete göre yüzde 20 artmış durumda. Artan endişelere karşın CxO'ların yüzde 88'i, hızla harekete geçilmesi halinde, iklim değişikliğinin dünya üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin sınırlandırılabileceği konusunda iyimser. Bu oran bir önceki araştırmada yüzde 63 seviyesindeydi.

polisan fotoPolisan Holding, Karbon Saydamlık Projesi’nin (CDP) İklim Değişikliği Programı ve Su Güvenliği Programında; boya, kimya ve liman işletmeciliği alanlarındaki grup şirketlerinde hayata geçirdiği ve sürdürülebilir kalkınmaya destek veren çalışmaları nedeniyle global seviyede CDP notunu “B” seviyesine çıkardı.

Polisan Holding CEO’su Mehmet Hacıkamiloğlu konuya ilişkin açıklamasında; “Bütün faaliyet alanlarımızda sürdürülebilirlik politika ve uygulamalarını titizlikle hayata geçiriyoruz. Operasyonlarımızda kullanılan elektrik enerji ihtiyacının tamamını yenilenebilir enerji ile karşılayarak bu kapsamda karbon nötr olmayı hedefliyoruz. Bu sene çalışmalarımızı tedarik zincirini de kapsayacak şekilde genişlettik, 2025 yılı için mutlak emisyon azaltım hedeflerini belirledik” ifadelerine yer verdi.

Küresel birçok çevre problemin çözümüne ilişkin olarak şirketleri SMART hedefler belirlemeye ve aksiyon almaya teşvik eden Karbon Saydamlık Projesi’ne (CDP) dahil olan Polisan Holding, CDP’nin İklim Değişikliği Programı ve Su Güvenliği Programında global seviyede “B” listesine girmeye hak kazandı. Boya, kimya ve liman işletmeciliği ile gayrimenkul sektörlerinde faaliyet yürüten Türkiye’nin köklü şirketler topluluğu Polisan Holding’in not görünümünde yaşanan değişimi değerlendiren CEO Mehmet Hacıkamiloğlu, iklim değişikliği ile mücadele noktasında dokuz yıldır ciddi bir politika yürütüldüğünü ve hedefin not görünümünde bir üst sıra olan “A” listesi olduğunu kaydetti.

vdfnÇevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) performansının tüm paydaşları nezdinde öneminin farkındalığıyla hareket eden Vodafone Türkiye, şirket bünyesinde uyguladığı ve paydaşlarına sunduğu çözümlerle enerji verimliliği alanındaki çalışmalara katkıda bulunmayı ve çevresel performansını geliştirmeyi sürdürüyor.

Nisan 2021 itibarıyla %100 yenilenebilir enerji kullanımına geçen şirket, 2020-21 mali yılında baz istasyonlarında mobil veri başına tüketilen enerji miktarını %28 düşürdü.Son 2 yılda yenilenebilir enerji yatırımları 5 milyon TL’yi aşan şirket, enerji verimliliği ve maliyet tasarrufu sağlayan dijital ürün ve servisleriyle paydaşlarına ve çevreye katkıda bulunmaya devam etti.

 Dijital, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek için amaç odaklı yaklaşımıyla değer yaratmayı hedefleyen Vodafone Türkiye, enerji verimliliğine yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Şirket içinde ve dışında uyguladığı çözümlerle enerji tasarrufunu artırmayı hedefleyen Vodafone Türkiye, 2020-21 mali yılında %100 yenilenebilir enerji kullanımına geçerken, uyguladığı enerji verimliliği çalışmalarıyla da baz istasyonlarında mobil veri başına tüketilen enerji miktarını %28 düşürdü. Son 2 yılda güneş enerjisi sistemlerine 5 milyon TL’yi aşkın yatırım yapan şirket, Türkiye’de şebekesinin tamamında yenilenebilir enerji kullanan ilk ve tek operatör oldu.

 

copBirleşmiş Milletler raporunda, çevre kirliliğinin Covid-19'dan daha çok ölüme neden olduğu, zehirli kimyasalların acilen yasaklanması gerektiğini duyurularak sağlıklı bir çevrenin temel insan hakkı olduğu hatırlatıldı.

 Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayınlanan çevre raporunda uzmanlar, çevre kirliliğinin Covid-19’dan daha çok ölüme neden olduğunu ve bunun için önlem alınması gerektiğini söyledi.

Raporda bazı zehirli kimyasalların yasaklanması için “acil ve iddialı eylem” çağrısında bulunuldu. Araştırmada devletlerle şirketlerin neden olduğu kirliliğin küresel olarak Covid-19’dan daha fazla ölüme katkıda bulunduğu belirtildi.

Kimyasal atıklardan oluşan kirlilik insanlık suçu

Raporda, pestisitler, plastikler ve elektronik atıklardan kaynaklanan kirliliğin yaygın insan hakları ihlallerine ve yılda en az 9 milyon erken ölüme neden olduğu ve konunun büyük ölçüde göz ardı edildiği belirtildi. Worldometer verilerine göre koronavirüs küresel çapta 5,9 milyona yakın ölüme neden oldu.

 

fotoDünya Ekonomik Forumu 2022 Küresel Risk Raporu yayınlandı. Rapora göre pandeminin yarattığı sorunların yanında en büyük riskler arasında iklim krizi, artan toplumsal bölünmeler ve eşit olmayan küresel toparlanma süreci yer alıyor.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2022 yılı için yayımlanan Küresel Risk Raporu’nda dikkat çeken sorunlar arasında pandemi kaynaklı ekonomik ve sosyal sorunlar, aşı eşitsizliği ve ülkelerin farklı ekonomik toparlanma oranlarının yaratacağı sosyal çatlaklar ve jeopolitik gerginlikler öne çıkıyor.

Raporda öne çıkan araştırmalardan biri hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve yatırımcılardan oluşan uzmanlarla yapılan küresel ankete göre, her 6 kişiden yalnızca 1’i iyimser ve hatta her 10 kişiden yalnızca 1’i küresel toparlanma sürecinin hızlanacağına inanıyor.

İklim değişikliği önlemlerinin başarısız olması ve olağanüstü hava koşullarının oluşması önümüzdeki 5-10 yıl için başı çeken endişeler olarak öne çıkıyor.

Borçla ilgili konular orta vadeli tehlikeler arasında gösterilirken uzmanlar küresel toparlanmanın dengesiz ve ülkeler arasında farklılık gösterebileceğini düşünüyor.

 

copernicus 2021Verilere göre 2021 yılı çok az farkla kayıtlardaki en sıcak beşinci yıl olurken, son yedi yıllık dönem ise açık ara kayıtlardaki en sıcak yıllar oldu.

2021’deki ortalama sıcaklıklar, sanayi devrimi öncesindeki 1850-1900 yılları ortalamasının 1,1 ila 1,2°C üzerinde gerçekleşti.

ABD ve Kanada’nın bazı bölgeleri, Orta ve Kuzey Afrika ile Orta Doğu’nun büyük bir kısmı sıcaklıkların son 30 yıllık dönem ortalamasının en fazla üstüne çıktığı bölgeler oldu. Avrupa da kayıtlardaki en sıcak yaz mevsimini yaşadı.

Alaska ve Büyük Okyanus’un ortası ve doğusu, Avustralya’nın çoğu ve Antarktika’nın bazı bölgeleri de sıcaklık değerlerinin ortalamanın en fazla altına indiği bölgeler oldu.

Bununla birlikte karbondioksit ve metan gibi sera gazı etkisi yaratan gazların atmosferdeki yoğunlukları da hızla artmaya devam etti. Atmosferdeki karbondioksit seviyesi 414,3 ppm ile nisan ayında en yüksek seviyeye ulaşırken, metan seviyesi de 1876 ppb’e ulaştı.

Kaynak: Yeşil Ekonomi Bülteni

Avrupa Birliği, şirketleri ve tüketicileri daha yeşil alternatifler seçmeye teşvik etmeyi amaçlayan iklim hedefleri üzerinde çalışmaya başlarken, birlik ve enerji endüstrisi, bahislerini hidrojenden yana koruyor.

Ancak temiz hidrojen, iklim nötrlüğünün sağlanmasının cevabı olabilir mi?

Avrupa2Temiz hidrojen veya yeşil hidrojen, fosil yakıtlar olmadan yapılır ve yenilenebilir enerji teknolojilerinden elektrik kullanır. Ama aynı zamanda gazı üretmenin pahalı oluşu ve maliyeti de bir engel teşkil ediyor.

Şu anda, gazı üretmenin en çok kullanılan yolu 'gri hidrojen' denilen şey, ancak en kirletici yöntemlerden biri. Buhar metan reformasyonu yoluyla doğal gaz kullanarak çalışır ancak emisyonu tutmaz.

Uluslararası kuruluşlar ve enerji devlerinden oluşan bir araştırma ortaklığı olan Hydrogen4EU tarafından hazırlanan bir rapora göre, temiz hidrojen, sanayi, ağır yük taşımacılığı ve mevsimlik depolama gibi sektörlerin karbondan arındırılmasına yardımcı olmak için vazgeçilmez olacak.

Ancak rapor, bunun iklim sorununun tamamını çözmede sihirli değnek olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Daha ziyade, elektrifikasyon yoluyla kolayca karbondan arındırılamayan sektörlerin kayıp halkası.

Petrol ve gaz şirketleri ve hükümetler de temiz hidrojeni geleceğin gazı olarak görüyor ve bu da Avrupa'nın 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma hedefine ulaşmasına yardımcı olabilir.

Avrupa’nın hidrojen planı

Avrupa Komisyonu, 14 Temmuz'da, bloğun karbon emisyonlarını azaltmaya ve 27 AB ülkesini fosil yakıtlardan uzaklaştırmaya yönelik en iddialı tekliflerinden bazılarını içeren Fit for 55 iklim paketini açıkladı.

karbon emisyonRhodium Group tarafından yapılan bir analize göre, 2020'de düşüş gösteren ABD sera gazı emisyonları, 2021 yılında, kömürden elektrik üretimindeki %17'lik artışın da etkisiyle %6,2 arttı. Analizde, ABD'de elektriğin beşte biri yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiği belirtilirken, sera gazı emisyonlarındaki bu artışın ABD’yi 2025 ve 2030 yılları iklim hedeflerinden uzaklaştırdığı değerlendirmesinde bulunuldu.

Kaynak: TSKB Bülteni

pepsi maFutbola gönül vermiş ve bu alanda kariyer yapmak isteyen genç yeteneklerin gelişiminin hedef alındığı proje kapsamında 200 genç yetenek, üç fazdan oluşan eğitim ve deneyim seminerlerine katıldı.

İlk olarak Türk Futbolunun deneyimli isimlerin tecrübelerini dinleyen gençler daha sonra alanında uzman spor hekimlerinden futbolcu sağlığı ile ilgili önemli bilgiler edindi. Futbolcu adaylarının aynı zamanda çevre bilincine sahip olmaları için, ÇEVKO Vakfı tarafından sürdürülebilirliğin önemi ve geri dönüşümün faydaları hakkında eğitim verildi.

Ev sahipliliğini TSYD Başkanı Oğuz Tongsir’in yaptığı, Melih Gümüşbıçak ve Atakan Kurt’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen seminerlere konuşmacı olarak, Yılmaz Vural, Engin Baytar, Tolunay Kafkas, İbrahim Yattara, Samet Aybaba, Ümit Karan; Uzman Dr. Samet Ordu, Uzman Dr. Şerafettin Özdoğan, Uzman Dr. Savaş Kudaş, Eskişehir Teknik Üniversitesi’nden Doç Dr. Barış Gürol ve ÇEVKO Vakfı’nı temsilen Fatih Arslan katıldı.

Eskişehir, İzmir ve Ankara’da gerçekleştirilen ve birer gün süren seminerler öncesinde projeye özel olarak üretilen toplama ekipmanlarıyla toplanan PET şişelerden, gençlere hediye edilmek üzere özel tasarım formalar üretildi. Konteynerler daha sonra toplamanın yapıldığı Eskişehir Odunpazarı, Ankara Yenimahalle ve İzmir Karşıyaka ilçe belediyelerine hibe edildi.

cevko 30 yasında 01ÇEVKO Vakfı, 30 yıldır çevre konusunda uzmanlaşmış sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiriyor.

Ülkemizin sürdürülebilir gelişmesine katkı sağlamak için çalışmalarımızı artan bir ivmeyle sürdürüyoruz.  Toplumda iklim krizine karşı farkındalığı arttırmak, hem iklim kriziyle savaşımı hem de döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırmak ve genişletilmiş üretici sorumluluğu ilkesinin önemini anlatmak 30. yılımızda odaklandığımız konulardır.

Başta kurucu üyelerimiz olmak üzere tüm üyelerimize teşekkür ediyoruz.

Dünyada sürdürülebilir bir gelecek yolunda, hep birlikte nice 30 yıllara!

ÇEVKO Vakfı Üyeleri

AKÇANSA ÇİMENTO SAN. VE TİC. A.Ş.

AMCOR FLEXIBLES İSTANBUL AMBALAJ SAN. VE TİC. A.Ş.

AMWAY TÜRKİYE LTD. ŞTİ.

bungevstamekÇEVKO Vakfı olarak aramıza yeni katılan üyemiz BUNGE GIDA ve TAMEK GRUP’a hoş geldiniz diyor ve birlikte nice başarılara imza atmayı diliyoruz.

carrefoursabuyukadaSabancı Holding, iştiraklerindeki gönüllülerin katılımıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 98’inci yılında “Sabancı Cumhuriyet Seferberliği” başlattı. Seferberlik kapsamında Sabancı Holding, okul yenileme, biyoçeşitliliğe destek, fidan dikimi, toprak canlandırma ve çevre temizliği başlıkları altında 11 şehirde birçok etkinlik düzenledi.

Bu çerçevede 1 Kasım tarihinde ÇEVKO Vakfı iş birliğiyle Büyükada’da Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, Sabancı Gönüllüleri, CarrefourSA Çalışanları ile Agesa, Aksigorta, Çimsa, Enerjisa, SabancıDx, Sabancı Vakfı, Sabancı Üniversitesi ve Teknosa’dan gönüllülerin yer aldığı 400 kişinin katılımıyla çevre temizliği gerçekleştirildi.

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, yaptığı değerlendirmede; “Sabancı Holding olarak cumhuriyetimizin 98’inci kuruluş yıldönümünü her zamankinden çok daha farklı bir şekilde kutlamak istedik. Bu yıl elimize yalnızca bir bayrak değil, bir kazma, bir kürek, bir kovan ve bir de fidan almayı tercih ettik. Aksaray’dan Adana’ya, Ankara’dan Balıkesir’e, Kocaeli’nden İstanbul’a, Çanakkale’den Mersin’e, Antalya’dan Bursa’ya ve Aydın’a kadar toplam 11 ilde 29 Ekim’de başladığımız 10 Kasım’a kadar sürecek olan toprak canlandırma, fidan dikimi, çevre temizliği, okul yenileme ve biyoçeşitliliğe destek gibi her bir ulvi amaca hizmet eden birçok faaliyete imza atıyoruz. Cumhuriyetimizi sevinç ve coşku içinde çalışarak kutluyoruz, çünkü Türkiye’nin Sabancısı olmak demek, bu ülke ve Cumhuriyet için daima çalışmak demek” şeklinde konuştu.

CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu da etkinlikte yaptığı değerlendirmede; “Sabancı Holding’in cumhuriyetimizin 98’inci kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında başlattığı Sabancı Cumhuriyet Seferberliği’nde CarrefourSA olarak yer almaktan gurur duyuyoruz. Son yıllarda yaşanan iklim değişikliği vb. konulardan ötürü başta ülkemiz olmak üzere üzerinde yaşadığımız gezegen, hepimizin sorumluluğunda. Bu bilinçle CarrefourSA olarak sürdürülebilir bir yaşam istiyorsak doğa ve çevre için doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Bu doğrultuda da ÇEVKO Vakfı iş birliğiyle İstanbul’un tarihi ve turistik yerlerinden biri olan Büyükada’da bir temizlik gerçekleştirerek bir nebze olsun çevreye katkımız oluyor. Çevre için doğrusunu yaparken bir yandan da Cumhuriyetimizin 98’inci kuruluş yıldönümünü her zamankinden çok daha farklı bir şekilde, çalışarak kutluyoruz” dedi.

kazakistancevkoTürkiye’de sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin kurucusu kimliği taşıyan ÇEVKO Vakfı, sahip olduğu bilgi ve deneyim birikimini Kazakistan’a ihraç edecek. Kazakistan Hükümeti, atıklardan enerji elde etme projesi için ÇEVKO Vakfı’nın bilgi birikiminden faydalanmak istiyor. Bu kapsamda bir Kazakistan heyeti ÇEVKO Vakfı Genel Merkezi’ne üst düzey bir ziyaret gerçekleştirdi ve bu ziyaret sırasında bir mutabakat metni imzalandı.

Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme) Vakfı, öncülüğünü yaptığı sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin gelişimi ve ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamanın artırılması hedefiyle yaptığı çalışmaları 30 yıldır artan bir ivmeyle sürdürüyor. İklim Değişikliği ve Döngüsel Ekonomi konularında da düşünsel önderlik yapan kuruluşlar arasında yer alan ÇEVKO Vakfı, sahip olduğu bilgi ve deneyim birikimini Kazakistan’a ihraç etmeye hazırlanıyor.

Kazakistan yetkililerinin atık yönetimi ve yeşil ekonomi gündemiyle İstanbul’a gerçekleştirdikleri ziyaret kapsamında, ÇEVKO Vakfı’nın deneyimlerinden yararlanmak istemesiyle başlayan süreçte ilk adım, uluslararası bir işbirliği protokolü ile atıldı.

Protokol metni kapsamında, ‘Ambalaj atıklarının toplanması, geri dönüşümü, bununla ilgili teknolojiler ve bunların Kazakistan Cumhuriyeti’nde uygulanabilirliği konusunda uluslararası deneyim aktarımı’, ‘bu bağlamda ve Kazakistan Cumhuriyeti’nin atık yönetimi alanında AB standartlarına mümkün olan en üst düzeyde uyum gösterebilmesi amacıyla danışmanlık sağlanması’, ‘ilgili konularda finansman modelleri ve kaynakları konusunda danışmanlık sağlanması’ ve ‘bu konularda yakın iş birliği’ gibi ifadelere yer verildi.

 

ynoo2021Bu yıl ilk kez verilen ÇEVKO Vakfı Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri ve bu yıl 10’uncu kez verilen Yeşil Nokta Basın Ödülleri, 22 Aralık 2021 Çarşamba günü dijital ortamda gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu.

ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı, 30’uncu kuruluş yılını kutladığı 2021’de, Yeşil Nokta Ödülleri’nin kapsamını Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri ile genişletti. 22 Aralık 2021 Çarşamba günü dijital ortamda günü gerçekleştirilen törende, bu yıl ilk kez verilen Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri’nin yanı sıra Yeşil Nokta Basın Ödülleri de sahiplerini buldu.

Türkiye’de ÇEVKO Vakfı’nın temsil ettiği Yeşil Nokta markasının 31 ülkede, 540 milyonu aşkın tüketicinin katılım sağladığı ambalaj atığı geri dönüşüm sistemlerinin işareti olduğunu belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Yeşil Nokta, sorumlu üreticiyi ve tüketicinin bu sorumluluğa gösterdiği saygı ve beğeniyi simgeliyor. ÇEVKO Vakfı, 10 yıldır vermekte olduğu Yeşil Nokta Ödülleri ile sanayi kuruluşları ve basın-yayın kuruluşlarını ödüllendirmektedir. Kuruluşumuzun 30’uncu yılı olan 2021 yılı itibarı ile de, üniversite öğrencilerinin ambalaj tasarımı, atık yönetimi ve çevre konulu sosyal sorumluluk alanlarında, ürün, uygulama ve proje geliştirmelerinin teşvik edilmesi amacıyla Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri vermeye başlıyoruz.” dedi.

ÇEVKO Vakfı’nın sahip olduğu bilgi birikimi, yurt içi ve yurt dışı ilişkileri, deneyimli insan kaynağı, özel sektör-kamu ve yerel yönetimler-akademik kurumlar ve toplumsal iş birlikleriyle, Türkiye’de sürdürülebilir gelişmeye katkı sağlamakta olduğunu ifade eden Mete İmer: “Günümüzün ve geleceğimizin en büyük tehlikesi olan iklim krizi ile savaşımda bireylere, kamu otoritelerine, sanayi ve sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşüyor. Dünyanın karşı karşıya olduğu diğer bir önemli risk, nüfus artışı ve sınırlı kaynaklar nedeniyle sürdürülebilir gelişmenin nasıl sağlanacağıdır. Bu konuda yeni bir iş yapma modeli olarak döngüsel ekonomi bir çözüm önerisi sunuyor. İşte bu gerekçelerle, 1991 yılında ambalaj atıklarının geri dönüşümüyle; çevrenin korunması, toplumsal gelişim ve ekonomiye katkı sağlamak amacıyla yola çıkan ÇEVKO Vakfı, son yıllarda, iklim kriziyle savaşım ve döngüsel ekonomiye geçişe odaklanmış durumda” dedi.

 

sanayi oduluÇEVKO Vakfı (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı) tarafından 2022 yılında altıncısı düzenlenecek olan, Türkiye ve dünyanın önde gelen şirketlerinin katıldığı “Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’nin” başvuruları 1 Mart 2022 tarihinde başlıyor.

Yeşil Nokta Marka Alt Lisans Sözleşmesi olan tüm firmaların katılabildiği ödül süreci başvuruları 27 Mayıs 2022 Cuma günü saat 17:00’a kadar devam edecek.

Yeşil Nokta Nedir?

“Yeşil Nokta”, ilk kez, 1990’lı yıllarda, Almanya’da, kendi ambalaj atıklarının, özellikle konutlardan, ayrı toplanarak geri dönüşümünü sağlayan bir grup sanayi şirketinin ambalajlarını diğerlerinden ayırmak için kullanılmaya başlandı. Bu şirketlerin bir araya gelerek kurdukları DSD tarafından tescil ettirilen “Yeşil Nokta” markasının Avrupa ve çevresindeki ülkelerde kullanımını sağlamak için 1995 yılında “Packaging Recovery Organization Europe – PRO Europe” kuruldu. Almanya’da ve serbest ticaret sayesinde, başta diğer Avrupa Birliği ülkelerinde olmak üzere, tüm dünyada hızla yaygınlaştı.

Günümüzde Yeşil Nokta;

• Çoğunluğu AB üyesi 31 ülkede geçerlidir.

• 150.000'den fazla kuruluş ambalajları üzerinde Yeşil Nokta markasını kullanmaktadır.

• Yeşil Nokta'nın kullanıldığı ambalaj miktarı yıllık olarak 400 milyar adede ulaşmıştır.

• Yeşil Nokta sistemi 540 milyon tüketiciyi kapsamaktadır.

•140’dan fazla ülkede tescilli bir markadır.

 

Ecording Is BirligiAnadolu Efes, çevreye artı değer hareketi ileürün ambalajlarından, servis sunum malzemelerine, doğal kaynakların sorumlu kullanımından atık yönetimine, plastik kullanımını azaltmaktan, döngüsel ekonomiye katkıya kadar birçok alanda sürdürülebilirlik çalışmaları yürütüyor. Bu kapsamda tedarikçiler, üniversiteler ve girişimcilik ekosistemi ile iş birliği yapan Anadolu Efes, iklim krizi ile mücadeleye katkı sunmak için de sosyal girişim Ecording ile yeni bir projeye daha imza attı.

Anadolu Efes, sürdülebilirlik çalışmaları kapsamında 2 milyon tohum topunu, yeşil şişeli ürünleri vesilesiyle insan elinin ulaşamadığı zor alanlardaki toprakla buluşturuyor. Çalışmalar, Mersin ve Artvin’de Orman Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen alanlarda yapılacak. İlk tohum topu atışları, Orman Haftası’nda Mersin’de yapılmaya başlandı. Tabiatımız Özel projesi kapsamında, Ecording'in kuşlardan ilham alarak geliştirdiği ecoDrone’larla toplam 35 futbol sahası büyüklüğündeki zor alanların ağaçlandırılması hedefleniyor.

Çevre ve sürdürülebilirlik alanındaki projelere önem veriyoruz

Anadolu Efes’te çevreye artı değerin her daim odaklarınıda olduğunu belirten Anadolu Efes Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi “Sürdürülebilirlik konusunda özellikle son yıllarda giderek ivmelenen çalışmalarımız bulunuyor. Doğal kaynakların sorumlu kullanımından atık yönetimine, plastik kullanımını en aza indirmekten, döngüsel ekonomiye katkı sağlamaya kadar kapsamlı çalışmalar yapıyoruz. Bunun için tedarikçilerimiz, üniversiteler ve girişimcilik ekosistemi ile yakın çalışmalar yapıyoruz.

 

LorealL'Oréal Grup, Carbios'un enzimatik teknolojisi kullanılarak geri dönüştürülen plastik ile üretilmiş ilk kozmetik şişesini tanıttı. Biotherm, 2025 yılında bu çığır açan yeniliğe dayalı şişeleri üretime geçirmeyi hedefleyen Grup'un, geleceğin şişesinde ürün piyasaya süren ilk markası olacak.

PET* plastiklerin geri dönüşümü için biyo-teknolojik çözümlerin geliştirilmesinde öncü olan Carbios tarafından geliştirilen yeni teknoloji, enzimatik işlemi kullanılarak %100 geri dönüştürülmüş malzemeden üretilen ürünlerin önünü açıyor. Yeni enzimatik teknolojisi; şeffaf, renkli, opak ve çok katmanlı her türlü PET’in geri dönüştürülmesinde kullanılabiliyor.

Plastiğin sonsuz kez geri dönüştürülmesini sağlayan Carbios'un enzimatik teknolojisi, türünün diğer tüm biyolojik süreçlerinden 10.000 kat daha verimli oluşuyla öne çıkıyor ve sadece 16 saat içinde PET plastiğin %97'sini parçalayabiliyor. Parçalanan plastik, daha sonra hiç kullanılmamış kalitede plastiğe dönüştürülebiliyor ve bunu sağlamak için ekstra olarak herhangi bir işlenmemiş plastik eklemeye gerek duyulmuyor.

Kompost yığınlarında doğal olarak oluşan ve ölü bitkilerin hücre zarlarını parçalayan enzim, yaklaşık 10 yıl süren AR-GE çalışmaları sonucunda geliştirildi. Bu enzimin geliştirilmesiyle rengi ne olursa olsun tüm PET plastikler, artık kapalı, sonsuz bir geri dönüşüm döngüsü ile tekrar kullanılabilir hale getirilecek. Çevreye duyarlı kozmetiklerde öncü olan Biotherm, tamamen geri dönüştürülmüş bir şişede ürün piyasaya süren L'Oréal Grup’un ilk markası olacak. Yeni gelişme, insanlığın iyiliğine ve gezegenin sınırlarına saygı duyan güzelliği yaratmada dev bir adım olma özelliği taşıyor.

niveaNIVEA, ambalajlarında geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını artırarak döngüsel bir ekonomi için çalışmalarını sürdürüyor. Beiersdorf'un 2025 yılına kadar plastik ambalajlarında %30 geri dönüştürülmüş malzeme kullanma hedefine katkıda bulunmak adına NIVEA da 2025 yılına kadar %100 geri dönüştürülebilir, yeniden doldurulabilir veya yeniden kullanılabilir ambalajları hedefliyor.

Bu doğrultuda çalışmaları devam eden NIVEA, en son vegan formüllü Micellar Makyaj Temizleme Suyu şişelerini %96 geri dönüştürülmüş plastikten üreterek Beiersdorf'un 2025 hedefine katkıda bulunuyor. 

SUTAS SURDURULEBILIRLIK KOMITESI BASKANI DUYGU YILMAZBireylerin sağlığı ve mutluluğu, toplumun gelişimi ve refahı, çevrenin sürdürülebilirliği için “SÜRSÜN HEP SÜTAŞKI” diyen Sütaş, sürdürülebilirlik yaklaşımını ve bu alandaki faaliyet sonuçlarını açıkladığı Sürdürülebilirlik Raporunu yayımladı. Uluslararası GRI standartlarına uygun olarak hazırlanan rapor, Sütaş’ın 50. yılını kutlayacağı 2025 yılı sürdürülebilirlik hedeflerini de içeriyor. 

“Çiftlikten Sofralara” entegre iş modeli ile faaliyet gösteren Sütaş, çalışmalarının “birey, toplum, çevre” etki alanlarındaki sonuçlarına ve 2025 hedeflerine yer verdiği 2020 Sürdürülebilirlik Raporu'nu kamuoyu ile paylaştı. Sütaş, bitkisel üretimden başlayarak gübre ve enerji üretimine kadar uzanan entegre iş modeli ile ürünlerinin doğallığını, lezzetini ve besin değerlerini güvence altına alıyor. Bu model ile hayata geçen entegre tesisleri, kendi bölgelerinde yarattıkları ekonomik ve sosyal etkilerle bölgelerinin kalkınmasına önemli katkılarda bulunuyor. Kullandığı doğal kaynakların geri kazanılmasını amaçlayan Sütaş; enerji ihtiyacını, çiftliklerinin gübreleri ve organik atıklarından ürettiği yenilenebilir enerji ile karşılıyor. Ürettiği organik ve organomineral gübreler ile onarıcı tarım çalışmalarına katkıda bulunuyor. Sütaş, gıda zincirinin bütününde sürdürülebilirliğin sağlanmasını öngören “Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat – Çiftlikten Çatala” stratejisinin Türkiye’deki en güçlü örneğini oluşturuyor.

Sütaş Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Duygu Yılmaz, “Sütaş olarak doğal kaynakların hızla tükenmesi ve kirlenmesi, iklim değişikliği, gıda güvenliği gibi küresel sorunların çözümünün; devletlerin, toplumların, şirketlerin ve bireylerin hep birlikte harekete geçmeleri ile mümkün olduğunu düşünüyoruz. Şirketlerin; sürdürülebilirliği, kurumsal kültürlerinin ve iş yapış biçimlerinin ayrılmaz parçası haline getirerek tüm paydaşlarına yaygınlaştırmalarının önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Bu sorumlulukla sütün iyiliğini ve bereketini yaymak için çalışırken sürdürülebilirliği esas alan “Çiftlikten Sofralara” entegre modelimiz ve temel iş stratejilerimiz ile “bireylerin sağlığı ve mutluluğuna”, “toplumun gelişimi ve refahına”, “çevrenin sürdürülebilirliğine” doğal olarak önemli katkılarda bulunan sonuçlar elde ediyoruz. 2020 sürdürülebilirlik hedeflerimize ilişkin sonuçları ve Sütaş’ın 50. yılı olan 2025 yılı için belirlediğimiz hedefleri kamuoyu ile paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.

 

Prof. Dr. Ahmet KirmanŞişecam, sürdürülebilirlikte oyun değiştirici bir Türk buluşu olan Basalia’yı dünyaya yaymayı hedefliyor 

Şişecam, bio-ekonomi alanında önemli bir Türk buluşu olan yeşil ve döngüsel Basalia Teknolojisi’ne yatırım kararı aldı. Bu karar ile biyoteknoloji alanına ilk kez yatırım yapacak olan Şişecam, daha sürdürülebilir bir dünya hedefi doğrultusunda geliştirilen Basalia Teknolojisi’nin sahibi 7CBasalia firması ile global bir şirket kurmak üzere bir mutabakat protokolü imzaladı. Protokolde öngörülen global şirketin Şişecam ortaklığında kurulmasıyla birlikte Şişecam, ilk denemelerinde olumlu sonuçlarını gördüğü Teknoloji’yi önce kendi tesislerinde pilot olarak deneyecek. Bu denemenin çıktılarını değerlendirdikten sonra, 7CBasalia’nın atıkları katma değere dönüştüren döngüsel iş modelinin tüm dünyaya ulaşabilmesine katkı sağlayacak. 

Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kırman, “İlk denemelerde başarılı sonuçlar elde edildiğini gördüğümüz ve biyo-ekonomi alanında çığır açıcı olabileceğine inandığımız Basalia Teknolojisi’nin gelişimine ve global ölçekte yayılımına katkı vermek amacıyla bir biyoteknoloji start-up şirketi olan 7CBasalia ile global bir şirket kurmak konusunda mutabakat protokolü imzaladık. Her türlü atığı zararsız maddelere dönüştüren Basalia Teknolojisi’ne yönelik yatırımımızla, bu alandaki araştırma-geliştirme çalışmalarını destekleyeceğiz. Ayrıca, sürdürülebilirlik hedeflerimizle örtüşen bu teknolojiyi önce Şişecam bünyesinde pilot olarak uygulayıp sonuçlarını daha büyük ölçekte deneyimledikten sonra, uluslararası platformlarda yayılımına da önemli ölçüde katkı sağlayacağız. Bugün 14 ülkede üretim faaliyeti gösteren, katma değerli ürünleriyle 150 ülkeye ulaşan Şişecam, en sürdürülebilir malzeme olan camda Türk sanayinin başlangıç noktası ve global temsilcisidir. Şişecam, bu yeni yatırımıyla, sürdürülebilirliğe büyük katkı sağlayacağına inandığı Basalia Teknolojisi’nin global yayılımında da etkin bir rol oynayacaktır” dedi. 

Basalia Teknolojisi’nin geliştiricisi ve 7CBasalia’nın kurucularından Ahmet Başal ise “Bu inovatif sistem, atıkları çevresel bir sorun olmaktan çıkartıp, çevre dostu katma değerli ürünler haline dönüştürüyor. Basalia Teknolojisi sayesinde atık sular tekrar kullanılabilir hale gelirken, organik atıklarla birleşen katı atıklar ise önce zararsız hale getiriliyor. Ardından da bu atıklar aracılığıyla çevreye dost bir enerji kaynağı olan hidrojen gazı elde edilebiliyor. Basalia, atık sorunu olan şirketlere yönelik çözümler sunarken, topyekun şehir ve ülke yönetimleri için de Yeşil Şehir çözümleri üretiyor. Türkiye’de kurumsal Ar-Ge faaliyetlerinin öncülerinden olan Şişecam’ın teknoloji geliştirme alanındaki güçlü know- how ve kabiliyeti ile projenin daha da geliştirilmesinde çok önemli rol oynayacağını düşünüyorum. Dünyada 14 ülkede üretim faaliyeti gösteren, ürünleriyle 150 ülkeye ulaşan Şişecam’ın geniş küresel ayak izinin de katkılarıyla, bu benzersiz inovasyonun dünyada hak ettiği hızda yayılacağına yürekten inanıyorum” dedi.

Cam ve kimyasallar sektörlerinin global oyun kurucusu Şişecam, sürdürülebilir bir dünya hedefiyle geliştirilmiş bir buluş olan Basalia Teknolojisi’ne yatırım kararı aldı. Yeşil ve döngüsel ekonomiye yönelik bir teknoloji olan Basalia Teknolojisi’nin sahibi 7CBasalia firması ile global bir şirket kurmak üzere bir mutabakat protokolü imzalayan Şişecam, her türlü atığı zararsız maddelere dönüştürme hedefiyle geliştirilen bu teknolojiye yönelik yatırımıyla, bu alandaki araştırma-geliştirme çalışmalarını destekleyecek. Ayrıca, ilk denemelerde başarılı olduğunu gördüğü bu oyun değiştirici buluşun pilot olarak Şişecam bünyesinde denenmesinin ardından, tüm dünyada uluslararası platformlara yayılımına da katkı sağlayacak. Bu yatırım, Türkiye’de 9 farklı iş kolunda faaliyet gösteren Şişecam’ın biyoteknoloji alanındaki ilk yatırımı olacak.

 

Mahmut Ciger Volkan AydenizTetra Pak ve Kahramanmaraş Kağıt Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin 2016 yılında başlayan ortaklığı , 2021 yılında faaliyete giren granül tesisi ile güçlenerek devam ediyor.

Tetra Pak ve Kahramanmaraş Kağıt Sanayi ve Ticaret A.Ş (KMK) iş birliğinde, içecek kartonu geri dönüşümü konusunda sıfır atık uygulaması yapan Türkiye’deki ilk tesis hayata geçirildi. Tetra Pak karton kutularının bütün bileşenlerinin geri dönüştürülmesini mümkün kılan ve yaklaşık 50 Milyon TL yatırımla hayata geçirilen tesis, yılda 18 bin ton kartonu geri dönüştürecek kapasiteye sahip.

Tetra Pak sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki en önemli geri dönüşüm ortaklarından biri olan Kahramanmaraş Kağıt Sanayi ve Ticaret A.Ş. iş birliğinde, içecek kartonu geri dönüşümü konusunda sıfır atık uygulaması yapan Türkiye’deki ilk tesisi yaklaşık 50 Milyon TL’lik bir yatırımla hayata geçirdi. Tetra Pak Sürdürülebilirlik Orta Doğu & Afrika Bölge Direktörü Volkan Aydeniz ve Key Holding ve KMK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mahmut Ciğer’in ev sahipliğinde Kahramanmaraş’ta düzenlenen basın toplantısında Tetra Pak karton kutularının bütün bileşenlerinin geri dönüştürülmesini mümkün kılan tesis ve süreçler ile ilgili detaylar aktarıldı.

Tetra Pak kutularının belirli prosesler çerçevesinde ayrıştırıldığı, elyafların kağıt üretim sürecine katıldığı geri dönüşüm tesisinde, geriye kalan polietilen ve alüminyum kısımları da granül elde edilerek ekonomiye kazandırılıyor. Ağırlıklı olarak kağıt sektörü için geri dönüştürülen içecek kartonu atıkları, geniş bir ürün yelpazesinin içeriğinde ise hammadde olarak kullanılıyor. 

 

1638341011 Copkapar OrtakoyCif, İstanbul Boğazı’ndaki yüzey atıklarını temizleyen ve bugüne kadar Kadıköy, Karaköy ve Eminönü sahillerinden 23 ton atık toplayan Cif Çöpkaparların sayısını Ortaköy ve Aşiyan’a yerleştirilen ünitelerle birlikte 25’e yükseltti. Üstelik Cif Boğaz’dan toplanan plastik atıkları geri dönüştürülerek yenilenen Cif Krem şişelerinin üretiminde kullanıyor ve böylece atık üretimine sürdürülebilir bir çözüm getiriyor.

Yenilenen Doğa Dostu Şişeler Şimdiye Kadarki En Güçlü Cif Krem ile Buluştu

Cif Çöpkaparlarla toplanan plastik atıklar geri dönüştürülerek yenilenen Cif Krem şişelerinin üretiminde kullanıldı. %100 geri dönüştürülebilir şişeler, %100 doğal temizlik mineralleri içeren şimdiye kadarki en güçlü Cif krem formülüyle buluştu. Yenilenen Cif Krem; fosfat, klor, boya ve paraben içermiyor. Aynı zamanda bitkisel kaynaklı kir sökücü içeriğiyle en zorlu yağlı kir ve lekelerin kolayca çıkmasını sağlayarak etkili bir temizlik sunuyor. Üstelik daha kolay durulanıyor. Yenilenen formülüyle gücüne güç katan Cif Krem, döngüsel ekonomiyi destekleyen %100 geri dönüştürülebilir şişelerde!

Şehirlerin temizlik ve bakımında herkesin bir rolü olduğuna dikkat çeken Cif, şehir sakinlerini de oluşturduğu proje web sitesinde (temizkenguzel.com) söz vermeye davet ediyor. Site üzerinden şehri koruma sözü veren her 100 bin kişi için denizlere 1 yeni Cif Çöpkapar yerleştirme sözü veriyor.

 

Avrasya Ambalaj Fuarı 2021Ambalaj sektörünü İstanbul’da bir araya getiren Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nın 26’ncısı Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) ve Reed TÜYAP işbirliği ile Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

1000’in üzerinde katılımcının yer aldığı ve 20 - 23 Ekim 2021 tarihleri arasında 4 gün boyunca devam eden fuar Almanya, Amerika, Fransa, İngiltere, İsrail, İran, Irak, Romanya, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan başta olmak üzere 125 ülkeden 12.000 uluslararası ziyaretçi ile birlikte toplam 70.000 ziyaretçiyi ağırladı. Fuar bu sene ayrıca ilk kez hibrit olarak da düzenlendi.

Yıl sonu hedefi 6,5 milyar dolar ihracat

Fuarı değerlendiren ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, “Ambalaj fuarı sektör paydaşlarını bir araya getirdi. Bu sene 26'ncısı düzenlenen fuarımız ilk yılından bu yana 40 kat büyüyerek Avrasya’nın ve Avrupa’nın her yıl yapılan en büyük Ambalaj Fuarı haline geldi. Sektöre katkısının da her sene artarak devam ettiğini gördüğümüz fuarımız bu yıl da sektörün geleceği için önemli gelişmelerin ziyaretçilerle buluşturulduğu bir platform oldu. 2021 yılında ambalaj sektörü olarak, en az 28 milyar dolar pazar büyüklüğü ve 6,5 milyar dolar ihracat geliri hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz. 2030 yılına ise sektör büyüklüğümüz için 50 milyar dolar, ihracat için de 20 milyar dolarlık hedefimiz var.” dedi.

Fuar etkileşimi Business Connect Programı etkinlikler serisi kapsamında 25 Ekim - 5 Kasım 2021 tarihlerinde gerçekleşecek ve Online Networking Günleri sayesinde devam edecek. Önümüzdeki sene 27'ncisi düzenlenecek olan Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı 12 - 15 Ekim 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

ipc Ulasim

  • İstanbul Politikalar Merkezi’nin ‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır’ raporuna göre, ekonomide yapılacak düzenlemelerle Türkiye, karbonsuzlaşma hedefine 30 yıl içinde ulaşabilir
  • Çalışma, Türkiye’nin Net Sıfır hedefine nasıl ulaşacağını ortaya koyan ilk araştırma
  • En hızlı karbon azaltımı yapılabilecek sektörün elektrik olduğu vurgulanırken, elektrik üretimi kaynaklı emisyonların 10 yılda yarıya indirilmesi öngörülüyor
  • 2030’a kadar hidroelektrik dışındaki yenilenebilir enerji kurulu gücünün toplamdaki payının yüzde 17’den yüzde 50’ye çıkarılması, 2030’dan önce başlayan kömürden çıkışın 2035’te tamamlanması, hedefe ulaşmadaki önemli adımlar

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) hazırladığı ‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır’ raporu, online bir etkinlikle açıklandı. Raporda, 6 Ekim’de TBMM’de kabul edilen Paris Anlaşması uyarınca, 2050 yılına kadar iklim değişikliğiyle mücadelede net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için atılması gereken adımlara yer veriliyor. Çalışma, Türkiye’nin karbon emisyonlarının 2050’ye dek nasıl bir seyir izleyeceğini ve Net Sıfır hedefine uygun olarak 2050’ye kadar emisyonları sıfırlamak için izlenmesi gereken olası yolu, bilimsel verilerle ortaya koyan ilk araştırma. Rapor, Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı’nın (NDC) hangi doğrultuda revize edilmesi gerektiğine de ışık tutuyor.

Etkinliğe, raporun araştırma ve yazı ekibinden İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, EPRA Genel Müdürü Doç. Dr. Osman Bülent Tör, ODTÜ öğretim görevlisi Dr. Bora Kat, EPRA Projeler Yardımcı Direktörü Dr. Saeed Teimourzadeh, GTE Carbon Yönetici Ortağı Kemal Demirkol, Venesco Yönetim Kurulu Başkanı Arif Künar, ODTÜ Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda ve Kadir Has Üniversitesi Ekonomi bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan katıldı.

Türkiye’nin 2015’te, niyet beyanı olarak sunduğu Ulusal Katkı Beyanı’nın (NDC), 2053’te Net Sıfır hedefiyle uyumlu olmadığını, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu orta ve uzun vadeli bir yol haritası belirlenmesi ve yeni bir Ulusal Katkı Beyanı’nın hazırlanması gerektiğini belirten Dr. Şahin, raporla Türkiye’nin iklim politikası ve karbon sıfır dönüşümünün bilimsel temelde tartışılmasını amaçladıklarını söyledi.

 

izmir atikİzmir Büyükşehir Belediyesi Türkiye'ye örnek bir çevre projesine daha imza attı. Çiğli Harmandalı’da park bahçelerden çıkan bitkisel atıkların organik gübreye dönüştürüldüğü tesis kuruldu. Bornova Işıkkent ve Çeşme’de daha geniş kapasiteli benzer iki tesis kurulması için de hazırlıklar sürüyor.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in atıkların hammadde olarak değerlendirilip ekonomiye kazandırılması politikası doğrultusunda İzmir'de Türkiye'ye örnek olacak bir çevre projesi daha başladı. Harmandalı Düzenli Katı Atık Depolama Sahası ile Ödemiş ve Bergama'da kurulan entegre katı atık yönetim tesislerinde evsel katı atıkları ayrıştırarak organik gübreye ve elektrik enerjisine dönüştüren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Harmandalı Düzenli Çöp Depolama Alanı’nda ekolojik bir tesisi daha hizmete aldı. 

Çevre ilçelerdeki park ve bahçelerin bitkisel atıklarının organik gübreye dönüştürüldüğü katı organik gübre tesisi kuruldu. Tesisten çıkan organik gübreler hem Harmandalı Düzenli Depolama Alanı’ndaki rehabilitasyon alanında hem de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin park ve bahçelerinde peyzaj uygulamalarında kullanılıyor. Büyükşehir, Bornova Işıkkent ve Çeşme’de de daha geniş kapasiteli benzer iki tesis kuracak.  

Paris iklimParis Anlaşması 6 Ekim 2021 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda oybirliği ile kabul edilmiş, 7 Ekim 2021 tarihli Resmi Gazete’de de anlaşmanın uygun bulunduğuna dair kanun yayınlanmıştı.

Paris Anlaşması’nın yürürlüğe gireceği tarihi belirleyen Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’nin 4 Kasım 2021 tarihli sayısında yayınlandı.

Karara göre anlaşma 10 Kasım 2021 tarihinde yürürlüğe girdi.

7/10/2021 Tarihli ve 4618 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylanan “Paris Anlaşması”nın Yürürlük Tarihinin 10/11/2021 Olarak Tespit Edilmesi Hakkında Karar (Karar Sayısı:4738)

qnbQNB Finansportföy temiz enerji ve su temalı yerli ve yabancı fonlardan oluşan ‘Temiz Enerji ve Su Fon Sepeti Fonu’nu hayata geçirdi. Fon sepetinin içeriği, temiz enerji ve su alanlarında; üretici, dağıtıcı veya altyapı sağlayıcı olarak faaliyet gösteren ve sürdürülebilirlik sürecine katkı yapan şirketlerin yer aldığı yatırım fonlarından oluşuyor.

Dünyada sürdürülebilir kalkınma çalışmaları çerçevesinde gün geçtikçe artan temiz su ve enerji alanında çalışmalar yapan şirketlere ve bu alandaki finansman çözümlerine olan destekler her geçen gün artıyor. QNB Finansportföy de temiz enerji ve su temalarına yönelik sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin fonlanmasına destek olmak, söz konusu kurumların kazancına iştirak etmek ve de söz konusu sektörlere yatırım yapmak isteyen müşteriler için sepet portföy oluşturarak yatırım alternatifi sunmayı hedefliyor.

QNB Finansportföy tarafından hayata geçirilen ‘Temiz Enerji ve Su Fon Sepeti Fonu’ şirketin temiz enerji stratejisiyle uyumlu yatırım alanlarını tanımlayarak, yerli ve yabancı fonlar aracılığıyla orta ve uzun vadeli yatırım yapmak isteyen, anapara kaybı ve fon riskleri hakkında bilgisi olan yerli ve yabancı yatırımcılara hizmet sunuyor. Sepet fon portföyünde; temiz enerji alanında güneş, rüzgar, jeotermal, dalga, biyoenerji; temiz su kaynaklarının korunması dağıtımı, atık sularının arıtılması, işlenmesi, analiz edilmesi, sanitasyonu ve filtrasyonu gibi iş kollarında faaliyet gösteren şirketler öne çıkıyor.

QNB Finansbank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Enis Kurtoğlu konuyla ilgili şunları söyledi; “QNB Finansbank olarak iştirakimiz QNB Finansportföy ile birlikte sürdürülebilir kalkınma konusundaki çalışmaları biz de ön plana aldık ve hayata geçirdiğimiz fon sepetiyle yatırımcılara yenilikçi enerji çözümlerini destekleme, bu çözümlere yatırım yapmalarına öncü olma, emisyonları azaltma ve iklim değişikliğiyle mücadele etme imkanı sunuyoruz.”

Temiz Enerji ve Su Fon Sepeti Fonu’nun en az yüzde 80’i devamlı olarak temiz enerji ve su temalarına yatırım yapan yerli ve yabancı yatırım fonlarıyla borsa yatırım fonlarının katılma paylarına yatırılıyor. Temiz enerji ve su temalarının her birine ayrı ayrı ve devamlı olarak fon toplam değerinin asgari yüzde 40’ı oranında yatırım yapılıyor.

tskb ekonTSKB Ekonomik Araştırmalar, “TSKB Bakış” yayın serisine yeni bir rapor daha ekledi. Covid-19 salgını sonrası dönemde dijital teknolojilerin ekonomik faaliyetlerde yaratacağı dönüşümü ve yeşil ekonomiye geçişte oynayacağı rolü mercek altına alan “Dönüşümün Anahtarı: Dijitalleşme ve Yeşil Teknolojiler” başlıklı çalışma, detaylı bir analiz sunarken, dijital erişim eşitsizliğinin boyutunu ve çözüm önerilerini de ortaya koyuyor.

TSKB Ekonomik Araştırmalar, dijitalleşme ve yeşil ekonominin Covid-19 salgını sonrası dönemde ekonomik faaliyetleri nasıl ve ne şekilde dönüştüreceğine ilişkin raporunda geleceğe ışık tutuyor. Yeni döneme yönelik öngörülerin mercek altına alındığı çalışma, bu öngörüleri günümüze ve geleceğe dair çarpıcı analizlerle destekliyor. Cem Avcıoğlu tarafından kaleme alınan “Dönüşümün Anahtarı: Dijitalleşme ve Yeşil Teknolojiler” raporundan öne çıkan bazı bilgiler şöyle:

Sınır teknolojiler gelişmekte olan ülkeler lehine rekabet avantajı yaratabilir

Dijital ekonomi, hayatın hemen hemen her alanında biriken dijital verilerin toplanması, analiz edilmesi ve kullanılması ile evrimini sürdürüyor. Bu yetkinlikleri diğer çeşitli disiplinlerle birleştiren yeni dijital teknolojiler (sınır teknolojiler), gelişmekte olan ülkeler için bir fırsat penceresi sunuyor. 2025 itibarıyla toplam 3,2 trilyon dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşması beklenen ve nesnelerin interneti, yapay zekâ ve robot bilimi gibi alanları kapsayan bu teknolojilerin mevcut iş kollarına uygulanması, yeni ürün ve hizmetlerin keşfi yoluyla yakın gelecekte gelişmekte olan ülkeler lehine rekabet avantajı yaratma potansiyeline sahip. Öte yandan günümüzde sayıca çoğalıp, sofistike hale gelen siber saldırılar verinin bütünlük ve gizliliğini tehdit ederken, bireylerin, işletmelerin ve devletlerin dijital çağa adaptasyonuna ve operasyonlarına sekte vurabilecek bir nitelik taşıyor. 

Meltem KimyaTSKB, sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi alanında önemli bir projenin gerçekleşmesine finansman yoluyla aracılık ediyor. TSKB’nin 30 milyon dolar tutarında 8 yıl vadeli kredi sağladığı Meltem Kimya, kimyasal depolimerizasyon yöntemiyle kullanılmış PET şişeleri yapıtaşlarına ayırarak üreteceği rPET Resin hammaddesiyle PET şişeleri geri dönüştürecek.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), döngüsel ekonomi alanında önemli bir geri dönüşüm projesine 30 milyon dolar tutarında finansman desteği sağlıyor. TSKB ile Meltem Kimya arasında imzalanan kredi anlaşması, TSKB Genel Müdürü Ece Börü ve Meltem Kimya CEO’su Turan Şahin’in katılımıyla gerçekleştirildi. 

Meltem Kimya’nın Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan tesislerinde gerçekleştirilen imza töreninde TSKB Genel Müdürü Ece Börü, “Birleşmiş Milletler Çevre Programı tahminlerine göre plastik atıkların 2050 yılında 12 milyar tonu bulacağı ön görülüyor. İklim krizi riskinin kritik boyutlara ulaştığı günümüzde doğayı ve geleceğimizi koruyan işbirlikleri son derece büyük önem taşıyor. TSKB olarak kredi sunduğumuz Meltem Kimya, kimyasal ayrıştırma yöntemi ile PET şişelerini geri dönüştürecek. Bu yöntem aynı zamanda geri dönüşüm işleminin düşük karbon salımı ile gerçekleşmesine olanak tanıyacak. Döngüsel ekonomi açısından böylesine önemli bir projeye finansman sağlamaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Meltem Kimya’nın hayata geçirdiği kimyasal depolimerizasyon yönteminin diğer bir önemli çıktısı da, elde edilen ürünlerin gıda ile temasa uygun olması. Türkiye’de yiyecek-içecek sektöründe, insan sağlığının riske atılmaması amacıyla, pet şişelerin mekanik geri dönüşümüyle elde edilen hammaddelerden üretilmiş ambalajların, gıda ile temas edecek şeklide kullanılmasına izin verilmiyor. Meltem Kimya’nın uyguladığı yöntem ise gıda ile temasa uygun PET resini üretimi açısından kabul gören bir uygulama. 

Vodafone SurdurulebilirDünyadaki gelişmelere paralel olarak sürdürülebilirliği Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) çerçevesinde ele almaya başlayan Vodafone Türkiye, daha önce “Sürdürülebilirlik Raporu” adıyla yayınladığı performans raporunu bu yıl ilk kez “ÇSY Raporu” adıyla yayınladı. Vodafone Türkiye, bu çalışmasıyla, Vodafone Grubu’nun faaliyet gösterdiği ülkeler arasında gönüllü olarak ÇSY raporu çıkaran ilk ülke oldu.

Dijital geleceğin inşasına katkıda bulunurken net sıfır ekonomiye geçişi destekleyen Vodafone, 2030 yılına kadar operasyonlarında, 2040’a kadar da değer zincirinin tamamında net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı amaçlıyor. Şirket, Nisan 2021’de %100 yenilenebilir enerjiye geçerek Türkiye’de şebekesinin tamamında yenilenebilir enerji kullanan ilk ve tek operatör oldu.

Dijital, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek için amaç odaklı yaklaşımıyla değer yaratmayı hedefleyen Vodafone Türkiye,11 yıldır sürdürdüğü performans raporlamasında yeni bir döneme girdi.Dünyadaki gelişmelere paralel olarak sürdürülebilirliği Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) çerçevesinde ele almaya başlayan Vodafone Türkiye, daha önce “Sürdürülebilirlik Raporu” adıyla yayınladığı performans raporunu bu yıl ilk kez “ÇSY Raporu” adıyla yayınladı. “Vodafone Türkiye 2021 ÇSY Raporu”nda şirketin 1 Nisan 2020 – 31 Mart 2021 mali yılına ait çevresel, sosyal ve yönetişim performansı ele alınıyor. Vodafone Türkiye, bu çalışmasıyla, Vodafone Grubu’nun faaliyet gösterdiği ülkeler arasında gönüllü olarak ÇSY raporu çıkaran ilk ülke oldu.

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, şunları söyledi:

“Vodafone, tüm dünyada sürdürülebilirliğin önemini erken kavramış ve bu yönde gecikmeden harekete geçmiş şirketler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Grubumuz 2020 itibarıyla sürdürülebilirlik konularını Çevresel, Sosyal ve Yönetişim çerçevesinde ele almaya başladı. Buna paralel olarak biz de Türkiye’de 2010 yılından bu yana devam eden sürdürülebilirlik yolculuğumuzu önümüzdeki dönemde ÇSY raporlaması adı altında sürdürme kararı aldık. Günümüzde şirketlerin performansını bütünsel şekilde ortaya koymaları daha da önem kazandı. Bu kapsamda, başta müşteri talepleri ve yatırımcı beklentilerine yanıt vermek üzere şirketimizin ÇSY performansını geliştirmeye, bu alanlarda şeffaflığa ve faaliyetlerimizin etkileri konusunda daha fazla bilgi açıklamaya odaklanıyoruz. Bu anlayışla kaleme aldığımız ‘Vodafone Türkiye 2021 Çevresel, Sosyal ve Yönetişim Raporu’muzda sürdürülebilirliği ÇSY çerçevesinde ele alıyoruz. Bu bizim 11’inci performans raporumuz olsa da aynı zamanda ilk ÇSY raporumuz. Dijital teknolojilerin gücünü kullanarak dünya ve birlikte yaşadığımız toplum için yarattığımız değeri ortaya koyan ÇSY Raporu’muzu paydaşlarımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz.”

AB ülkelerinin emisyonlarıAvrupa Birliği’nin sera gazı emisyonlarının 2021’in ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %18 oranında arttığı hesaplandı.

Avrupa Birliği İstatistik İdaresi Eurostat tarafından yapılan açıklamada artışın ana olarak pandemi sonrası canlanan ekonomik aktivitelerden kaynaklandığı bildirildi.

Bununla birlikte açıklamada bu dönemki emisyonların, pandemi öncesi yılların aynı dönemlerinin gerisinde olduğuna dikkat çekilirken, birlik ülkelerinin emisyonlarındaki azalma eğiliminin devam ettiği vurgulandı.

Eurostat hesaplamasına göre 2021’in Nisan-Haziran döneminde birlik üyesi ülkeler 867 milyon ton karbondioksit eşdeğeri emisyon gerçekleştirdiler.

Emisyonlarda üretim ve inşaatın payı %34, elektrik üretimin %19, tarımın %14, ulaşımın %8, ulaşım hariç diğer servislerin ise %8 oldu.

Hanehalkları toplam emisyonlarda 153 milyon tonluk payı olurken, bunun 101 milyon tonluk bölümünü ulaşım talebi, 52 milyon tonluk bölümünü ise ısınma ve diğer faaliyetler oluşturdu.


Eurostat releases for the first time estimates of quarterly EU greenhouse gas emissions

cop26 fotoİskoçya’nın Glasgow kentinde bu yıl 26’ıncısı düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP26) dikkat çeken satır başları:

  • COP26’nın Birleşik Krallık COP Başkanlığı tarafından belirlenen iklim değişikliği ile mücadele/sera gazı azaltımı, adaptasyon, finans ve iş birliği olmak üzere dört temel amacı bulunuyordu. Kasım 2016’da yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması’na göre sıcaklık artışının 2 derecede hatta mümkünse 1,5 derecede tutulması hedefini yerine getirmeye yönelik faaliyetlerinin yer aldığı “Ulusal Katkı Beyanlarını” (NDC) her 5 yılda bir güncellemeleri ve sunmaları öngörülmüştü. Bu kapsamda 154 ülke NDC’lerini güncelledi. Ancak COP26’nın sonuçlarına göre 1,5 derece hedefinin yaşatılabilmesi için önümüzdeki yıl Mısır’da düzenlenecek COP27’ye kadar tüm ülkelerin 2030 emisyon azaltım hedeflerini gözden geçirmesi bekleniyor.
  • COP26’nın öncesinde Paris Anlaşması’nı kabul ederek, net sıfır olma yolunda hedefini 2053 olarak açıklayan Türkiye de önümüzdeki yıl içerisinde bir yol haritası hazırlayacak ve NDC’sini güncelleyecek.
  • Türkiye’nin COP26’da imzaladığı uluslararası bildirge ve deklarasyonlar:
    • Paris Anlaşması’nın nihai hedefine ulaşılabilmesi için geliştirilecek temiz teknolojiler ve sürdürülebilir çözümlerin düşük maliyetli ve ulaşılabilir yapılması kapsamında imzalanan liderler zirvesi bildirgesi (COP26 World Leaders Summit - Statement on the Breakthrough Agenda)
    • Orman ve arazi kullanımı hakkında imzalanan liderler deklarasyonu (Glasgow Leaders’ Declaration on Forests and Land Use)
    • Sıfır emisyonlu araç ve ticari araçlar hakkında imzalanan deklarasyon (COP26 Declaration on Accelerating the Transition to 100% Zero Emission Cars and Vans)

karbon ayak iziDünyanın en zengin %1’lik kesiminin, küresel sıcaklık artışının 2030'da 1,5 dereceyle sınırlandırılması için emisyonlarını 2030'a kadar %97 azaltması gerekiyor. Oxfam'ın, Avrupa Çevre Politikası Enstitüsü (IEEP) ve Stockholm Çevre Enstitüsünün araştırmalarına dayanarak yaptığı çalışmaya göre, sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırabilmek için 2030'a kadar kişi başına düşen karbon emisyon salımının yılda ortalama 2,3 ton olması gerekiyor. Bu rakam şu an kişi başı emisyon salımı seviyesinin yaklaşık yarısına karşılık geliyor. Öte yandan, dünyanın en zengin %1'lik kesiminin karbon ayak izinin, Paris Anlaşması'ndaki küresel sıcaklık artışını 2030'da 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine göre 30 kat daha fazla olacağı hesaplanıyor. Söz konusu zengin kesimden bir kişinin 1,5 derece hedefiyle uyumlu karbon ayak izi seviyesine ulaşmak için, emisyonlarını 2030'a kadar %97 azaltması gerekiyor. Çalışmanın detaylarına göre, 2030 yılında Çin'de en zengin %1'lik kesimin emisyonların %23'ünden, ABD'de %19'undan ve Hindistan'da %11'inden sorumlu olacağı tahmin ediliyor.

Kaynak: TSKB Bülteni

hava kirliligi komurFosil yakıt kaynaklı küresel karbon salımlarında %5 artış bekleniyor. Küresel Karbon Projesi’nin Exeter Üniversitesi, Doğu Anglia Üniversitesi, CICERO Enstitüsü ve Stanford Üniversitesi araştırmacılarıyla hazırladığı “Küresel Karbon Bütçesi” raporu, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı'nda (COP26) açıklandı. Rapora göre, geçen yıl salgın nedeniyle uygulanan kısıtlamalara bağlı olarak fosil yakıt kaynaklı karbon emisyonları 2019'a göre %5,4 düşüş gösterdi. Fosil yakıt kaynaklı emisyonların bu yıl sonunda geçen yıla göre yaklaşık %5 artarak 36,4 milyar tona ulaşacağı ve salgın öncesi seviyesine yaklaşacağı öngörülüyor.

40'tan fazla ülke kömürle çalışan enerjiyi aşamalı olarak durdurmayı kabul etti. Anlaşmaya göre ekonomisi gelişmiş ülkeler 2030, daha küçük ekonomiler ise 2040 yılına kadar kömürden aşamalı olarak çıkacak. Anlaşmayı yapan ülkeler arasında kömür kullanımının yaygın olduğu Kanada, Polonya, Ukrayna ve Vietnam gibi ülkeler de bulunuyor. Öte yandan Avustralya, Çin, Hindistan ve ABD gibi hem kömüre bağımlı hem de gelişmiş ekonomileri olan ülkeler anlaşmanın dışında kaldı. Türkiye de anlaşmaya katılmadı.”

Kaynak: TSKB Bülteni

yesilKomisyon tarafından 15 Aralık 2021 günü sunulan öneri AB’de yeni inşa edilecek kamu binaları için 2027 yılından itibaren, diğer tüm yeni binalar için ise 2030 yılından itibaren net sıfır emisyon zorunluluğu getirilmesini öneriyor. Komisyonun önerisi mevcut tüm bina stoku için ise 2050 yılına kadar sıfır emisyon hedefi getiriyor. Binaların sıfır emisyonlu olması çok az enerji tüketmeleri, olabildiğince yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjiyi kullanmaları, fosil yakıt kaynaklı karbon emisyonuna neden olmamaları ve binanın tüm yaşam döngüsü boyunca küresel ısınmaya ne kadar etki edeceğine dikkat edilmesi olarak tanımlanıyor. Avrupa’da hali hazırda binalar enerjinin %40’ını kullanırken sera gazı emisyonunun %36’sına neden oluyor.

Kaynak: TSKB Bülteni

HidrojenBu çerçevede bir açıklama yapan Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan Sorumlu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Avrupa’nın fosil yakıtlardan hidrojen gibi yenilenebilir ve düşük karbonlu gazlara geçmesinin gerekliliğini ve bu geçişi sağlamak ve gerekli pazarları, ağları ve altyapıyı oluşturmak için kuralların önerildiğini ifade etti. Enerjiden sorumlu Komisyon Üyesi Kadri Simson ise, özel altyapıya sahip rekabetçi bir hidrojen piyasası oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Bununla birlikte, amaçlarının doğal gaz, petrol ve kömür sektörlerdeki emisyonları 2030 yılına kadar %80 oranında azaltmayı ve AB dışında metanla ilgili eylemi tetiklemek için bu sektörlerden kaynaklanan metan emisyonları konusunda katı kurallar önerdiklerini ifade etti.

Kaynak: TSKB Bülteni

petsiseAB komisyonu, gıdayla temas edebilecek geri dönüştürülmüş plastik malzemelerle ilgili yönetmelık taslağını yayınlayarak genel görüşe açtı.

6 Aralık Pazartesi günü Avrupa Komisyonu, gıdalarla temas edebilecek geri dönüştürülmüş plastik malzemelerle ilgili gözden geçirilmiş yönetmelik taslağını yayınlayarak genel görüşe açtı. Taslakta geçiş hükümleri, geri dönüşüm sektörü aktörlerinin rollerinin açık tanımı, operatörler ve yetkili makamlar tarafından karşılanacak teknolojik şartlar ve süreçler yer alıyor.

AB Komisyonu, Gıdayla Temas Edebilecek Geri Dönüştürülmüş Plastik Malzemelerle İlgili Yönetmelik Taslağı : https://ec.europa.eu/info/law/better-regulation/have-your-say/initiatives/12013-Food-safety-recycled-plastic-in-food-packaging-updated-rules-_en

Kaynak: EXPRA

aca raporAvrupa Çevre Ajansı’nın 15 Aralık'ta yayınladığı bir rapora göre, çoğu Avrupa ülkesi ve bir bütün olarak hala çok fazla atık üretiyor. Raporda, AB'nin atık üretim büyümesi ekonomik büyümesinden daha düşük olmakla birlikte, "büyüyen bir ekonomide atıkların reel olarak azalmasını sağlamak için daha fazla şey yapılması gerektiği" belirtiliyor. Raporda, "atık önleme programlarının 2013 yılında ülkeler tarafından benimsenmesi ile üretilen atık miktarı arasında gözle görülür bir bağlantı bulunmadığı" vurgulanıyor. Kuruluş, 2014-2018 yılları arasında atıklarda (büyük mineral atıklar hariç) yüzde 5,2'lik bir artış olduğunu tespit etti. Ajans "AB düzeyinde katı nicel önleme hedefleri" getirilmesini tavsiye ediyor.

Kaynak: EXPRA

macaristanMacar Hükümeti, atık yönetiminde 8 yıl önce vergi sistemine geçerek kaldırdığı “Genişlemiş Üretici Sorumluluğu (GÜS)”ü farklı bir modelle yeniden uygulamaya almayı planlıyor. Hükümet, atıklarla ilgili kamu hizmetlerinin düzenlenmesinden ve sağlanmasından, GÜS kapsamındaki atıklar için genişletilmiş üretici sorumluluğu planlarının yürütülmesinden ve DRS zorunlu depozito sistemlerinin işletilmesinden sorumlu olacak bir şirkete imtiyaz devri yapmaya karar verdi. İmtiyaz devri prosedürünü Ağustos 2021‘de yayımlayan hükümet, başvuruları ve belgeleri almak için çok kısa bir süre tanıdı. Ek olarak, sadece tek başvuru yapılmış olsa bile, verilecek imtiyaz süresi 35 yıl olarak belirlendi. Bu nedenle bu durum, aslında, örtülü olarak münhasır haklara sahip tekel bir aktörün, atık yönetimi süreçlerine dahil edilmesi olarak değerlendiriliyor. Daha önce karara bağlandığı üzere, İnovasyon ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlenen tüm GÜS ücretleri de ekonomik işletmeler tarafından imtiyazlı şirkete ödenecek.

Gözlemcilerin belirttiğine göre yapılan düzenleme uyarınca göre, 1 Temmuz 2023'ten itibaren Macaristan'daki atık yönetiminde aktif yüzlerce şirket lisanslarını yitirecek ve hizmetlerini ancak imtiyaz sahibi tarafından dayatılan koşulları kabul etmeleri halinde sürdürebilecek. Gözlemciler bu koşulların şu an için son derece belirsiz olduğunu ve bu nedenle piyasada faaliyet gösteren yüzlerce şirketin faaliyetlerini durdurma ve pazardan ayrılmak zorunda kalma riski bulunduğunu bildiriyorlar.

Uzmanlar, imtiyaz modeline geçilmesi ile ilgili başlıca endişelerin, GÜS ilkelerinin öngörülememesi, atık piyasası katılımcıları arasındaki rekabetin ortadan kaldırılması ve Avrupa Birliği Atık Çerçeve Direktifi'ne uygun olmayacak şekilde, Birlik ile Macaristan arasındaki uyumun fiilen dışlanması ile ilgili olduğunu belirtmekteler. Buna ek olarak, Macaristan’daki atık toplama şirketleri atıklarını, artık serbestçe bertaraf edemeyecekler.

Son olarak, imtiyaz planlarının TFEU (Avrupa Birliği'nin İşleyişine İlişkin Antlaşma) tarafından oluşturulan özgürlük ve serbest dolaşım ilkelerinin doğrudan ihlali anlamı taşıdığı dile getirilmekte; özellikle malların serbest dolaşımı (Md. 34-36 TFEU) ve hizmetlerin hareketi (Md. 56 TFEU) ilkelerini ihlal edeceği; hizmet sunma özgürlüğüne yönelik herhangi bir kısıtlamanın, kuruluş özgürlüğüne (Md. 49 TFEU) yönelik bir ihlali de kaçınılmaz kılacağı bildirilmektedir.

Kaynak: EXPRA

30yilÇEVKO Vakfı, öncülüğünü yaptığı sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin gelişimi ve ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamanın artırılması hedefiyle yaptığı çalışmaları 30 yıldır artan bir ivmeyle sürdürüyor. ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı çevrim içi söyleşilerin bu seferki konusu, “İklim Değişikliğine Karşı Tüketici Sorumluluğu” oldu.

İklim Değişikliği ve Döngüsel Ekonomi konularında da düşünsel önderlik yapan kuruluşlar arasında yer alan ÇEVKO Vakfı’nın “30. Yıl Söyleşileri” projesi, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) iş birliğinde gerçekleşiyor. EGD Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide,ÇEVKO Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Figan Soykut, Çevre Gönüllüsü Sanatçı Zeliha Sunal ve ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, konuyu farklı boyutlarıyla ele aldılar.

Online toplantının açılışında EGD Başkanı Celal Toprak, iklim krizi ile mücadelede bireylere ve tüketicilere de sorumluluk düştüğünü vurgulayarak, ilk sözü ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’e verdi.

Mete İmer, konuşmasının başındaParis İklim Anlaşması’nın önemine değindi. Paris İklim Anlaşması’nın temel hedeflerinin küresel ortalama sıcaklık artışının sanayileşme öncesi düzeyinin en fazla 2 C üstünde tutulması ve bu artışın 1,5 C ile sınırlanmasına yönelik çabaların sürdürülmesi, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğinin artırılması ve bu amaçlara ulaşılması için tutarlı bir finansman akışı sağlanması olduğunu açıkladı. İmer “Burada asıl önemli olan uygulama ve eylem. Paris İklim Anlaşması’nın sonuç verebilmesi için devletler düzeyinde yapılması gereken yasal altyapı düzenlemeleri var. Öte yandan, bireylerin de bu konuya ayak uydurması önem taşıyor” dedi.

Yaşamakta olduğumuz iklim krizinin insan faaliyetlerinden kaynaklandığı ifade eden Mete İmer, “Bu tehdit karşısında önlem almazsak, kaynakların tükenmesi, doğal afetlerin artması, büyük göç dalgaları gibi riskler söz konusu. Yaşanamaz bir dünya ile karşı karşıya kalmamak için, tüm bireylere sorumluluk düşüyor. Bizler bireyler olarak günlük yaşam tarzlarımızda, ulaşım ve seyahat alışkanlıklarımızda, gıda tüketiminde, enerji ve su tasarrufunda daha duyarlı olmalıyız. Öte yandan, atıkların hammadde olarak yeniden değerlendirilmesini sağlamak, yani geri dönüşüm için evlerimizde atıklarımızı ayrı olarak biriktirmek ve geri dönüşümlerini sağlamak da sorumluluklarımız arasında yer alıyor” şeklinde konuştu.

Dünyanın sürdürülebilir geleceği açısından büyük önem taşıyan geri dönüşüm konusunda, toplumsal farkındalığın artması ve geri dönüşüm kültürünün yaygınlaşması için gerçekleştirilen çalışmalara verdiği katkılarla ÇEVKO Vakfı Yeşil Nokta Özel Ödülü’ne layık görülen Çevre Gönüllüsü Sanatçı Zeliha Sunal, sözlerine “İklim değişikliğinin birincil sorumlusu da, sonuçlarına katlanacak olan da biz insanlarız” diyerek başladı.

Çevre duyarlılığının topluma yayılmasında geniş hayran ve takipçi kitlelerine sahip sanatçılara da büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Zeliha Sunal, “Havasız, susuz, aç kalmamak için birlikte hareket etmeliyiz. Hayat tarzlarımızda yapacağımız ufak değişiklikler, büyük etkiler sağlayabilir. Elektrik, su, gıda tüketiminde duyarlı olmak, atıklarımızın geri dönüşümle değerlendirilmesi için üzerimize düşen hepimizin sorumluluğu” dedi. ÇEVKO Vakfı’nın 30. yılı için hazırladığı, sözleri kendisine, bestesi Yücel Karakuş’a, düzenlemesi Tolga Kılıç’a ait “Küresel Isınma” isimli şarkısının Bora Çifterler imzası taşıyan video klibini de katılımcılara izletti.

ÇEVKO Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Figan Soykut sözlerine, “Doğadaki değişimi öngöremeyen insanlık, iklim değişikliği tehdidini doğru yönetemiyor. Doğadaki dengenin bozulmasının temel nedeni budur” diyerek başladı.Endüstri devrimi sonrası sadece üretim şekillerinin değil, tüketicilerin tüketim alışkanlıklarının da değiştiğine dikkat çeken Figan Soykut, “Eskilerin güzel bir sözü vardır: bir lokma, bir hırka. Günümüzde hırkalarımızın sayısı arttıkça artıyor, ama yiyecek lokma bulamama riski de bununla birlikte büyüyor. Hava, su, toprak kirleniyor. Doğal afetlerin sayısı ve yıkıcılığı artıyor. İklim değişikliği geldi, kapımıza dayandı” dedi.

İklim değişikliği ile mücadelede devletler arası platformlar ve ulusal yasaların yanı sıra, bireylere de görev düştüğünü ifade eden Figan Soykut, “Daha alınacak çok yol olsa da sanayi, özellikle son 10 senelik süreçte, gerek duyarlılığın, gerek regülatif düzenlemelerin, gerekse maliyet kontrolünün gereği olarak kaynak kullanımı ve karbon salımları konusunda aksiyon alıyor. Yeşil Mutabakat gibi oluşumlar, üreticilerin tüm süreçlerini gözden geçirmesini gerektiriyor. Bu konuda biz bireyler ve tüketicilerin ambalaj atıklarının ayrı toplanmasından, tasarruflu tüketime, almamız gereken çok yol var. Gelişme ve buna bağlı tüketim engellenemez, ama kontrol altına alınabilir. Bireyler ve tüketiciler, bu konunun en önemli paydaşları arasında yer almalı ve bu konuların topluma basit ve anlaşılır bir dille anlatılması gerekiyor” dedi. Toplumsal duyarlılığın artırılmasında kamu, iş dünyası, sivil toplum örgütleri, medya, sanatçı ve kanaat önderleri iş birliğine gerek duyulduğunu da sözlerine ekleyen Figan Soykut, tüm katılımcılara bu konudaki gayretleri için teşekkür etti.

Söyleşi, medya, sivil toplum kuruluşu, akademik kurum ve iş dünyası gibi farklı alanlardan katılımcıların soru ve yorumlarıyla sürdü. Katılımcılar Çetin Ünsalan, Senur Biçer, Nurten Sırma, Doçent Duygu Hıdıroğlu ve İsmail Çapak, kendi alanları özelinde yorumlarıyla söyleşi içeriğine katkıda bulundular.

ÇEVKO Vakfı 30. Yıl Söyleşileri kapsamında 27 Aralık 2021 tarihinde düzenlenecek bir sonraki toplantının konusu “İklim Krizine Karşı Sanayinin Sorumluluğu” olacak.

Online toplantı katılım linkleri, her bir toplantı öncesinde ÇEVKO Vakfı ve Ekonomi Gazetecileri Derneği tarafından duyurulacak.

maltepe

18 Eylül Dünya Temizlik Gününde ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu, Maltepe Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve çevre gönüllüleri ile el ele Maltepe sahilini temizledik.

Sabah saatlerinde Küçükyalı Evlendirme Dairesi önünde toplanan ekipler toplama ekipmanları ile birlikte sahilde atıkları toplarken, çevreden vatandaşlar da etkinliğe katıldı. Etkinliğe katılanlardan biri de 15 yıldır Türkiye'de yaşayan Finlandiya asıllı Mika Harbeck'ti. Çevre temizliğinin kendisi için çok önemli olduğunu söyleyen Harbeck, "Öncelikle kullandığımız eşyalara dikkat etmeliyiz. İhtiyacımız varsa almalıyız. Sonuçta almadığımız şey hiçbir zaman çöp olmayacaktır." dedi. Harbeck, Türkiye'de ve dünyada tüm insanların atık yönetimine ve çevre temizliğine daha fazla önem göstermesi gerektiğini ekledi.

Atıklar toplanırken, atığın türüne göre ayrılarak geri dönüşüme kazandırması da amaçlandı. Yapılan temizlik ve atık toplama çalışmasında iklim krizi sebebiyle geri dönüşümün önemine vurgu yapıldı. Toplanan ambalaj atıkları, geri dönüşüme kazandırılmak üzere Maltepe Belediyesi yetkililerine teslim edildi.

danismanlik agi 9 09

ÇEVKO Vakfı’nın 30. yılında kurduğu ÇEVKO Çevre Danışmanlık Firmaları Ağı büyümeye devam ediyor.

Bu ay ÇEVKO Çevre Danışmanlık Ağı’na FEN ÇEVRE, AÇEL ÇEVRE, AK-TEL MÜHENDİSLİK, ENVON ÇEVRE ve SERDAR MÜHENDİSLİK firmaları da katıldı. Türkiye’nin çeşitli illerindeki çevre danışmanlık firmalarının başvuru ve değerlendirmeleri devam ediyor.

ÇEVKO Çevre Danışmanlık Ağı nedir?

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan gerekli izin ve yetkileri almış, ÇEVKO ile gerekli bilgileri paylaşmış Çevre Danışmanlık Firmaları’nın dahil olduğu bir iş birliği ağıdır.

ÇEVKO Çevre Danışmanlık Ağı’na nasıl dahil olunur?

Ortak projeler geliştirmekten eğitimlere, karşılıklı bilgi alışverişinden kazan-kazan temelindeki iş ortaklıklarına kadar birçok alanda çevre danışmanlık firmaları ile iş birliğinin artacağına inanılan bu çalışma kapsamında ilk aşamada kurumlar arasında etkin iletişimin sağlanabilmesi amacı ile https://prokets.com/survey linkine tıklayarak istenen bilgilerin paylaşılması gerekir. 
Sonrasında bu değerlendirmeler ışığında danışman firma ile iletişime geçilerek iş birliğinin tüm detaylarını içeren tek tip sözleşme örneği paylaşılır. Uygun bulunması durumunda sözleşme imzalanır.

Çevre Danışmanlık Ağı ile..

ÇEVKO, çevre danışmanlık hizmeti almak isteyen tüm taraflarla belli bir düzeydeki Çevre Danışmanlık Firmaları’nın bir araya getirilmesine olanak sağlamış olacaktır. Çevre danışmanlık hizmeti almak isteyen kurumlar ÇEVKO’nun internet sitesinde yer alan ÇEVKO Çevre Danışmanlık Ağı’ndaki firmalar ile iletişime geçerek mevzuat yükümlülüklerini yerine getirebileceklerdir.

Türkiye genelinde sınırlı kaynaklarla hizmet veren danışmanlık firmalarının koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar mümkün olabilecektir.


ÇEVKO Vakfı
Çevre Danışmanlık Ağı
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Katılmak için : https://prokets.com/survey

Detaylı sorularınız için : This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

yesil nokta ogrenci 03

Yarışmanın son başvuru tarihi, üniversitelerimizden gelen yoğun talep üzerine, 15 Kasım 2021 tarihine uzatılmıştır. 

ÇEVKO Vakfı tarafından bu yıl ilk kez verilecek Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri, üniversite öğrencilerinin ambalaj tasarımı, atık yönetimi ve çevre konulu sosyal sorumluluk alanlarında, özgün çevre dostu ürün, uygulama ve proje geliştirmelerinin teşvik edilmesi ve üniversite-sanayi iş birliğinin sağlanmasını hedeflemektedir.  

Yarışmada aşağıda belirtilen üç farklı kategoride başvuru yapılabilecek olup öğrenciler bireysel veya grup olarak başvurabileceklerdir: 

  • Ambalajda Önleme Uygulamaları 
  • Atık Yönetim Sistemi ve Uygulamaları 
  • Çevre Konulu Sosyal Sorumluluk Uygulamaları 

Ödüllendirilmeye değer bulunacak ürün, uygulama ve projeler için her kategoride ayrı ayrı verilebilecek ödül tutarları aşağıda belirtilmiştir: 

Can Caka 2

“Çevre için sıfırlıyoruz”, “Sosyal etki için artırıyoruz” 

“Fırsat eşitliği ve kapsayıcılık ile güçleniyoruz”

Anadolu Efes 2030 sürdürülebilirlik hedeflerini açıkladı. 2010 yılından bu yana kurumsal yönetim, çevresel ve sosyal alandaki performansını düzenli olarak paylaşan Anadolu Efes 2030 hedeflerini “Çevre için sıfırlıyoruz”, “Sosyal etki için artırıyoruz” ve “Fırsat eşitliği ve kapsayıcılık ile güçleniyoruz” ana başlıkları altında topladı. Şirket, 2030 yılına kadar tüm operasyonlarında net sıfır karbon salımına ulaşacağını taahhüt etti. Ayrıca yüzde 30 olan kadın çalışan oranını da 2030 yılına kadar yüzde 51’e çıkaracak.

2010 yılından bu yana uluslararası GRI standartlarıyla sürdürülebilirlik yol haritasını şeffaflıkla kamuoyuyla paylaşan Anadolu Efes, 2020 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Anadolu Efes, Türkiye, Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Gürcistan ve Moldova operasyonlarını kapsayan raporda 2020 performansının yanı sıra, 2030 sürdürülebilirlik hedeflerini de duyurdu. 

Anadolu Efes CEO’su Can Çaka, “Sürdürülebilirliği bir düşünme biçimi ve Anadolu Efes’in iş modelinde temel belirleyici kriter olarak görüyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı rehber aldığımız yolculukta toplumumuz ve dünyamızın geleceği için tutkuyla çalışmamızı sağlayan önemli hedefler koyduk. Küresel ısınmayı 1.5 dereceyle sınırlandırabilmemiz için karbon salımlarımızı düşürmemiz gerekiyor. İklim kriziyle mücadelede acil adım atılması gerektiğini görerek, bu mücadeleye 2030’a kadar operasyonlarımızda net sıfır salıma ulaşma hedefiyle katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda atık yönetimi alanında çalışmalarımızı sürdürerek, tüm operasyonlarımızda sıfır atık bir organizasyon olduğumuzu belgelendireceğiz” diye konuştu.

Çalışan politikalarının ve sosyal etkinin diğer odak noktaları olduğunu belirten Çaka, “Gelecek hedeflerimize ulaşmamıza aracı olan en önemli sermayemiz çalışanlarımız. Sürdürülebilir kalkınmanın kadınların iş hayatında güçlenmesine bağlı olduğunun bilincindeyiz ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin bizi daha güçlü kıldığına inanıyoruz. 2030’a kadar kadın çalışan oranımızı %30’dan %50 +1’e çıkararak kadınlardan daha fazla güç alan bir şirkete dönüşeceğiz. Diğer yandan ise tarıma, girişimcilik ekosistemine, spora, kültür sanata, yerel kalkınmaya ve kadının güçlenmesine yönelik yatırımlarımızı sürdürerek, sosyal etkimizi artırmaya devam edeceğiz” dedi. 

 

eriklisise

Erikli, çevresel ayak izini azaltmak hedefiyle, sürdürülebilir bir gelecek için 1 litrelik sularında %50’si geri dönüştürülmüş malzemeden üretilen şişelerini kullanmaya başladı.

Erikli, sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında cam şişe kullanımından sonra şimdi de 1 litrelik sularını %50’si geri dönüştürülmüş PET malzemeden üretilen şişelerle satışa sunuyor. Çevre dostu Erikli 1 litre şişeler, yıl boyunca kademeli olarak tüm satış noktalarına yaygınlaştırılacak. Erikli, 2025 yılına kadar tüm ürünlerinde ve satış noktalarında bu çevre dostu şişeye geçmeyi hedefliyor. 

Nestlé Waters Türkiye Pazarlama Direktörü Can Emci, çevre dostu Erikli şişeleri ve Erikli’nin sürdürülebilirlik vizyonu ile ilgili olarak şunları dile getirdi: “Sorumlu bir şirket olarak hissedarlarımız ve toplum için değer yaratmamız gerektiğine inanıyoruz. İçilebilir suyun hızla tükendiği, doğal kaynakların kısıtlı olduğu bir dönemdeyiz. Bu nedenle, sürdürülebilirlik işimizin kalbinde yer alıyor. Sürdürülebilir bir gelecek ve biyolojik çeşitliliğin korunması için yeni ve yenilenen ürünlerimizin çevresel etkilerini sistemli olarak değerlendiriyoruz ve iyileştiriyoruz. Ambalajlı su sektörünün lideri olarak, 2018 yılında yayınladığımız plastik stratejimizde belirttiğimiz gibi; 2025 yılına kadar kullandığımız tüm ambalajlarımız geri dönüştürülebilir ve yeniden kullanılabilir nitelikte olacak. 2030 yılına kadar etkin toplama yöntemleri geliştirerek, ürettiğimiz kadar plastik şişeyi geri toplamayı hedefliyoruz. Faaliyetlerimizden kaynaklanan çevresel etkinin yönetilmesi ve azaltılması konusunda verdiğimiz taahhütleri en iyi şekilde yerine getirmek için çalışıyoruz. Erikli 1 litre şişelerimizin %50’si geri dönüştürülmüş malzemeden üretilmesi bu yönde attığımız adımlardan sadece biri. ‘Ortak Değer Yaratma’ anlayışı doğrultusundameskenimiz olarak değerlendirdiğimiz Uludağ’ın doğal zenginliklerinin korunması için de söz veriyoruz. Bölgenin doğal mirasının korunması amacıyla ‘Korumamız Gerekli!’ diyerek harekete geçtik. Hedeflerimiz doğrultusunda, tüketici nezdinde geri dönüşüm farkındalığını artırmak amacıyla 1 litre Erikli şişe etiketlerimizde de geri dönüşüme dikkat çekiyoruz. Çevresel ayak izimizi azaltmak için sürdürülebilir iş modelimizle çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

 

Lavanew

LAV, çevreye ve insana saygılı süreçler geliştirmek için oluşturduğu “Cam ile Yolculuk” sürdürülebilirlik stratejisiyle faaliyetlerini şekillendiriyor. Camın yüzde 100 geri dönüştürülebilirliği, bozunum hızının çok düşük olmasından dolayı çevreye zarar vermemesi, camın hayatımıza daha çok girmesi ile sürdürülebilirliğe katkısı olacağı düşüncesiyle özümsenen bu strateji, hayat yolculuğunun içerisine camı daha fazla yerleştirmeyi hedefliyor. Bunun yanı sıra LAV, sürdürülebilirlik konusunu yalnızca operasyonlarıyla da sınırlı tutmuyor. Tedarik zinciri boyunca da sürdürülebilirlik anlayışını benimseyerek, tedarikçilerin çevresel, sosyal ve ekonomik performanslarını da düzenli olarak takip ediyor. 

LAV sürdürülebilirlik konusunu ciddiye alıyor!

Sürdürülebilir kalkınma için ortak aklın ve hareketin gücüne inanan LAV, yerel ve küresel çok sayıda girişimi destekliyor, sorunların çözümünde aktif olarak rol alıyor. İş Dünyası Plastik Girişimi (IPG), Business Social Compliance Initiative (BSCI), Tedarikçi Etik Veri Değişim Programı SEDEX, BM Kadını Güçlendirme Prensipleri (UN WEPs) bunlardan yalnızca birkaçı. 

“Cam ile Yolculuk” sürdürülebilirlik stratejisi, 2020-2025 döneminde LAV’ın odaklanacağı sürdürülebilirlik önceliklerini tanımlıyor. Aynı zamanda şirketin kendi sürdürülebilirlik performansını ölçmesi ve iyileştirmesi için LAV Sürdürülebilirlik Karnesi de oluşturuldu. 

3 ana başlık altında oluşturulan strateji doğrultusunda 7 farklı BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine katkıda bulunan LAV, gelecek nesiller için elini taşın altına koymaktan da geri kalmıyor. “İyi Bir Dünya” başlığı altında iklim değişikliği ile mücadele, kaynak verimliliği ve döngüsel ekonomi ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularına odaklanan LAV; “İyi Ürünler” başlığı altındaysa, çevre dostu ürünler ve gıdanın korunması, marka bilinirliği ve tüketici beklentilerine yanıt, ürün güvenliği ve Ar-Ge ve inovasyon konularında sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor. “İyi Bir Şirket” başlığı altında da acil durum hazırlığı ve iş sürekliliği, iş etiği, dijitalleşme ve endüstri 4.0, iş sağlığı ve güvenliği, tedarik zincirinde sürdürülebilirlik, tercih edilen işveren olmak gibi konulara odaklanan LAV, sürdürülebilirlik konularını ciddiye alarak topluma, çevreye ve insana katkıda bulunuyor.

“Güzel yarınlar için çalışmaya devam edeceğiz”

Şirketin ilk sürdürülebilirlik raporunu yayımladıkları için büyük bir mutluluk içerisinde olduğunu söyleyen LAV Genel Müdürü Tuğrul Baran, LAV’ın sürdürülebilirlik yaklaşımı ve raporuyla ilgili şunları söyledi: “Yarım yüzyılı aşkın süredir Türkiye ekonomisine katma değer sağlayan Gürok Grubu çatısı altında, sofra camı alanında faaliyet gösteren şirketimiz, bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Dünya çapında sayısız başarılara erişen LAV’ın başarısının ardında sürdürülebilir iş yapış biçimimizin de önemli bir etkisi olduğunu söylemek isterim. Çevreye, insana ve topluma dokunan her konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirerek daha güzel yarınlar için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. İlkini yayımladığımız LAV Sürdürülebilirlik Raporu’muzda ortaya koyduğumuz ‘Cam ile Yolculuk’ sürdürülebilirlik vizyonunu ve bu vizyon doğrultusunda aldığımız aksiyonları önümüzdeki yıllarda da emin adımlarla ilerleteceğimize inanıyorum.”

Migros Foto

Migros’tan yenilikçilik ve sürdürülebilirliği harmanlayan dünyaya örnek uygulama. Migros’un girişimcilik ve ortak inovasyon platformu Migros Up girişimcilerle bir araya gelerek yeni uygulamaları hayata geçiriyor.

Migros Up ve OTTAN Studio iş birliğinde, mağazada satılan ceviz ve fındıkların kabuklarından ileri dönüşüm tekniğiyle üretilen raflar, Migros’un MLife markalı ürünlerinin reyonlarında kullanıldı. Satışa sunulurken kullanılmayan organik ürün atıkları ileri dönüşümle yeniden hammadde olarak reyona dönüştürüldü. Böylece ürün atıkları bir değer olarak ekonomiye katkı, doğa için de kazanım sağlıyor.

Migros Ticaret A.Ş. Bilgi Teknolojileri ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerim Tatlıcı, “Gençleri ve girişimci ruhuna sahip herkesi heyecanlandıran yenilikçi projeleri ve iş birliklerini Migros Up ile hayata geçirmekten mutluluk duyuyoruz. Bu proje kapsamında, Migros Up’ın lansman çağrısına yanıt veren girişimler arasında dereceye giren OTTAN Studio ile dünyaya örnek teşkil edecek bir projeyi hayata geçirdik.” dedi.

Migros’un geçtiğimiz yıl hayata geçirdiği, girişimcilik ve ortak inovasyon platformu Migros Up, lansman programına katılıp dereceye giren OTTAN Studio ile organik atıkların mağazalarda yeniden kullanıma kazandırılması için iş birliği yaptı. Pilot çalışması gerçekleştirilen proje kapsamında, mağazada satışı bulunan fındık ve cevizlerin kabuklarının ileri dönüşüm tekniği ve sıfır plastik kullanımıyla biyo-kompozit malzemeye dönüştürülmesi sonucunda aynı mağazadaki MLife markalı ürün reyonlarının raflarının üretimi sağlandı.

Migros, proje ile tüketime uygun olmayan gıda ve organik atıkları yeniden kullanıma kazandırarak, hem doğaya hem de ekonomiye katkı sağlamayı amaçlıyor.

Pasabahce

Paşabahçe “Aware Collection” yeni ürünleriyle büyüyor

Paşabahçe, döngüsel ekonomiye katkıda bulunan %100 geri dönüştürülmüş cam ev eşyası ürünlerinden oluşan Aware Collection’ı, yeni ürünler ile genişletiyor. Daha yeşil bir orman, daha mavi bir deniz, daha temiz bir gelecek mümkün. Paşabahçe, sürdürülebilir bir hayat için ömrünü tamamlayan camlara, yeni ürünlerle genişlettiği Aware Collection ile yeniden hayat veriyor. Karbon ayak izini ve endüstriyel atık miktarını azaltan Aware Collection; farklı ürün çeşitleriyle sürdürülebilirliği estetik ve stil ile bir araya getiriyor.

Paşabahçe, çevresel sorumluluk bilinci, ileri üretim kabiliyeti ve inovasyon gücünü harmanlayarak %100 geri dönüştürülmüş cam ürünlerinden oluşturduğu cam ev eşyası koleksiyonu Aware Collection’ı her geçen gün genişletiyor. 2020 yılında 4 ürünle hayat bulan koleksiyon, bugün 25 ürünle, doğada bıraktığı izin farkında olanlara hitap ediyor.

İstanbul Boğazı’nın turkuaz renginden ilham alarak tasarlanan, sürdürülebilirliğin estetik ve stil ile buluştuğu Aware Collection’da Penguen Bardak, Casablanca Bardak, Iconic Bardak, Kupa ve Kadeh, Hill Bardak, Tincan Bardak ve Mocha&Chai Kupa dikkat çekici tasarımlarıyla cam tutkunlarına hitap edecek. Koleksiyona yeni eklenen Kitchen Kavanoz ve Amphora Karaf da mutfaklara doğallık katacak.

Paşabahçe’nin çevre dostu Aware Collection ürünleri için, daha önce en az bir kez kullanılmış camlar geri dönüştürülerek doğanın korunmasına katkıda bulunuluyor. Şişecam, cam ev eşyasındaki lider markası Paşabahçe’nin yeni ham madde ihtiyacını ortadan kaldıran bu koleksiyonu ile, döngüsel ekonomiye destek olurken, karbon ayak izini ve endüstriyel atık miktarını da azaltıyor. 

Aware Collection’ın üretim hikayesi

Şişecam, Paşabahçe Aware Collection’ı üretmek için, kullanılmış cam ürünleri geri dönüştürmek üzere özelliklerine ve boyutlarına göre ayrıştırıyor. Renklerine göre de ayrılan farklı boydaki camlar, her kalite için tanımlanan boyut aralıklarına göre kırılarak sınıflandırılıyor. Camlar, mıknatıslı ayırıcılarla metallerden arındırılıyor ve kullanıma hazır hale getiriliyor. Metallerinden ayrıştırılmış camlar, hammadde olarak kullanıma hazır şekilde üretim tesisine doğru yola çıkıyor. Fırın, içeriği geri dönüştürülmüş cam eriyiği ile dolana kadar besleniyor. Erimiş cam, üfleme ve pres hatlarına gönderildikten sonra, her Paşabahçe ürününde olduğu gibi soğutma, şekillendirme ve kalite kontrol süreçlerinden geçiriliyor ve %100 geri dönüştürülmüş camlar, %100 geri dönüştürülmüş ambalajlarına yerleştiriliyor. Paşabahçe, Aware Collection ile piyasadaki diğer geri dönüştürülmüş cam ürünleri ile kıyaslandığında rengi, şeffaflığı ve transparanlığı ile kendi kalitesine yakışır bir koleksiyona imza atıyor.  

Paşabahçe, Aware Collection’ı bağlı olduğu Şişecam’ın Care For Next sürdürülebilirlik yaklaşımı doğrultusunda gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakma vizyonu ile hayata geçirdi. 2011 yılında Türkiye’nin en kapsamlı sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projelerinden biri olan “Cam Yeniden Cam” projesini hayata geçiren Şişecam, proje aracılığıyla bugüne kadar 1,7 milyon tondan fazla cam atığını geri dönüşüme kazandırarak, yeniden hayat verdi. Sonsuz kez, kalite kaybı olmadan yüzde 100 geri dönüştürülebilen ve bu özelliğiyle en sürdürülebilir ambalaj malzemesi olan camın üretiminde yüzde 10 cam kırığı kullanımı ile yüzde 2,5 oranında enerji tasarrufu sağlanabiliyor. Sadece bir adet cam şişenin geri dönüştürülmesi, bir bilgisayarı 25 dakika, bir televizyonu 20 dakika çalıştırmaya yetecek kadar elektrik tasarrufu sağlıyor.

 

PG foto

P&G, hammaddeden perakendeciye kadar tüm operasyonları ve tedarik zincirinde 2040 yılına kadar karbon nötr olmak üzere hedeflerini belirledi. Buna göre şirket, güncellediği 2030 hedeflerinde emisyon oranlarını operasyonlarda yüzde 50, tedarik zincirinde ise yüzde 40 azaltacak ve 2040 yılında operasyonlarında ve tedarik zincirinde karbon nötr olacak.

İklim krizi dünya genelinde her evi ve aileyi etkiliyor. Dünyadaki tüketicilerin çoğu artık satın aldıkları markaların çevreye daha duyarlı bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olmasını istiyor. Bilimsel gelişmeler de iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden kaçınmak için acil ve kararlı adımlar atılması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.

Dünyanın en büyük kişisel bakım ve temizlik ürünleri şirketlerinden olan ve Fairy, Prima, Ariel gibi markaların üreticisi Procter & Gamble (P&G),bu beklentilerden yola çıkarak 2040 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmak için hedeflerini açıkladı. Buna göre şirket, 2030 ara hedefleriyle emisyon oranlarını operasyonlarda yüzde 50, tedarik zincirinde ise yüzde 40 azaltacak.

Konuyla ilgili açıklama yapan P&G Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO David S. Taylor, “İklim değişikliğine yönelik yeni çözümler bulmak için P&G’nin inovasyon gücünü ve yaratıcılığını kullanmaya kararlıyız. Önümüzdeki görev acil ve herhangi bir şirketin veya ülkenin tek başına başarabileceğinden çok daha büyük. P&G olarak biz de bu doğrultudaki çalışmalarımızı ayak izimizi azaltmak ve ölçeğimizi değer zincirimizde benzeri görülmemiş bir iş birliğini teşvik etmek üzerine yoğunlaştırıyoruz” dedi. P&G’nin iklim konusundaki girişimlerinin 10 yıldan daha uzun bir süre önce başladığını ve yapılacak çok iş olduğunu vurgulayan Taylor, “Net sıfıra yönelik bilim temelli planımız, hammaddeden perakendeciye kadar operasyonlarımızdaki ve tedarik zincirimizdeki emisyonlarımızın çoğunu azaltmaya öncelik verecek. Bu kategorilerde giderilemeyen emisyonlar için karbonu çıkaran ve depolayan doğal veya teknik çözümler kullanacağız” ifadelerini kullandı.

Taylor şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler’in Race to Zero (Hedef Sıfır) ve Business Ambition for 1,5°C (1,5 Dereceye Yönelik İş Hedefleri) kampanyalarına katıldık ve iklim eylemini hızlandırmaya yönelik kapsamlı bir yaklaşım ile önümüzdeki zorlukları özetleyen yeni İklim Geçişi Eylem Planımızı paylaşıyoruz. Başarılarımızı ve karşılaştığımız zorlukları yol boyunca iletmeye devam edeceğiz; böylece diğerlerinin de bizimle birlikte öğrenmelerini ve toplu olarak ilerlemeyi sağlayabiliriz. Tüketicilerimize ve gezegenimize özen göstermek, P&G'de hepimiz için işimizin özü durumunda. Gelecek nesiller için ortak evimizi korumak amacıyla gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda hiçbir eylem çok küçük değil veya hiçbir vizyon erişilemeyecek kadar büyük değil.”

 

Paris Anlasmasi

Paris Anlaşması 5 Ekim 2016 itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının %55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylaması koşulunun karşılanması sonucunda, 4 Kasım 2016 itibariyle yürürlüğe girmişti. Ülkemiz ise Paris Anlaşması’nı, 22 Nisan 2016 tarihinde, New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte imzalamıştı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan Paris İklim Anlaşması, 7 Ekim 2021 tarihli ve 31621 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

aysendincler

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, “Döngüsel İşler Atölyesi”nde atık malzemeleri ham maddeye çevirerek doğal kaynakların kullanımını azaltmayı ve üreticilerin ekonomisine katkı sunmayı hedefliyor. Avrupa Birliği (AB) hibe programı Horizon 2020 tarafından fonlanan “Pop-Machina” projesinin detaylarını İbb Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Ayşen Erdinçler anlattı.

Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, sözlerine Pop Machina’nın bir araştırma ve inovasyon projesi olduğunu belirterek başladı. Şehirlerdeki üretici topluluklarının bir araya getirilmesiyle, burada yer alan kişilerin küçük ve orta ölçekli prototip yapmalarına imkan sağlanarak üretim alanlarının oluşacağını anlatan Erdinçler şöyle devam etti: “Odakta dezavantajlı grupların yer alacağı şekilde, vatandaşların kendi tasarladığı ürünleri hayata geçirmeleri amacıyla bu projeyi başlattık. Böylelikle onlara, doğrudan istihdam yoluyla değil, kendi tasarımlarıyla ticarileşmelerine fırsat yaratmak suretiyle, katkı sunmak istiyoruz. Döngüsel İşler Atölyesi, bu kapsamda oluşturulmuş bir çalışma alanı.”

İhtiyaç duyulan ekipman seçildi

Erdinçler, projenin aşamalarını anlatırken şunları söyledi: “Atölye hazırlanırken Barcelona Fab Lab ile birlikte yaptığımız çalışmada, vatandaşların prototip geliştirmek için ihtiyaç duyabilecekleri malzemeleri seçtik. Projenin her anlamda vatandaşların erişimine uygun hale getirilmesine büyük özen gösteriyoruz. Döngüsel İşler Atölyesi’nde ham maddemiz çoğunlukla kullanılmayan dekorlar, ahşap plakalar, plastik kapak gibi atık malzemelerden seçiliyor. Atölyede bu malzemeleri ham madde şeklinde kullanarak prototip üretmeleri konusunda vatandaşlara ilham olabilecek bazı eğitimler de vereceğiz. Sonrasında, vatandaşların kendi prototiplerini üretmelerine imkan sağlayacağız.”

Kurumsal atıklar, ham madde olarak kullanılıyor

Atık maddelerin ham maddeye dönüşüm sürecinden bahseden Erdinçler, “Döngüsel İşler Atölyesi’nde değerlendirilebilir kurumsal atıklarımızı ham madde olarak kullanıyoruz. Öncelikle kurum içerisinde oluşan atıklar, ‘plastik, ahşap ve metal’ olarak sınıflandırılıyor. Daha sonra vatandaşların üretmek istediği prototipin özelliğine göre işleniyor. Bu amaçla atölyeye küçük el aletlerinden, CNC tezgahına, ekstrüzyon ve enjeksiyon makinalarına kadar oldukça farklı ekipmanlar yerleştirdik. Vatandaşlar, proje kapsamında oluşturulacak dijital platform aracılığı ile ekipman ve malzeme stokunu da görebilecek ve randevu alarak Döngüsel İşler Atölyesi’nde uzman personelimiz eşliğinde atık malzemelerden prototiplerini oluşturabilecek” dedi.

Projede 23 ortak bulunuyor

Projenin, toplamda 23 ortakla birlikte yürütüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Erdinçler, “Pilot uygulamada 7 şehirde benzer atölyeler oluşturuluyor. Bu şehirler; Yunanistan’da Selanik ve Pire, Hollanda’da Venlo, Belçika’da Leuven, İspanya’da Santander, Litvanya’da Kaunas ve Türkiye’de İstanbul. Projede ortak bir amaç olmasına rağmen atölyelerin eğitim, odak grup ve ekipman donanımının hazırlanması gibi konularda her şehrin potansiyeline uygun uzun bir teorik aşama yürütüldü. Bu aşamayı İstanbul’da uygulamak için Türkiye konsorsiyumu olarak; İSTAÇ, Koç Üniversitesi ve Planet Turkey ile birlikte çalışmalar yürüttük” şeklinde konuştu.

Ekonomiye ve çevreye büyük katkı

Atık maddelerin ham maddeye dönüştürülmesinin katkılarını da anlatan Erdinçler şu bilgileri de aktardı: “İstanbul, dünyanın en büyük mega şehirleri arasında yer alıyor. Dolayısıyla bertaraf edilmesi gereken atık miktarı birçok ülkeden oldukça fazla. Atığın, değerlendirilebilir ham madde olarak yaşam döngüsüne katılmasının sağlanması, ekonomiye ve çevreye ciddi katkı anlamına geliyor. Aynı zamanda yerel yönetim aracılığıyla vatandaşa sunulan bu ortak üretim alanları, şehirdeki üretici ekosistemiyle bir araya gelerek değer üretmeyi de mümkün kılıyor. Avrupa Birliği (AB), Ocak 2016’da sürdürülebilir kalkınma amacı doğrultusunda 17 hedef belirledi. Bu hedefler, büyükşehirlerin stratejik amaçlarına eklendi ve eylem planlarına entegre edildi.

Atık miktarının azaltılması, ikincil ham madde kullanımının artmasıyla birlikte, dünya nüfusunun yüzde 70’inin şehirlerde yaşadığını düşünürsek özellikle şehirlerin alacağı aksiyonlar, iklim değişikliği, kaynaklarda döngüsellik gibi konularda büyük etki oluşturacak. Bu bağlamda da 16 milyon nüfuslu İstanbul, büyük bir potansiyel taşıyor. Biz bu proje ile vatandaşlarda; yeniden kullanım, onarma ve tamir gibi kavramlar üzerinden ürünlerin ömrünü uzatmaları konusunda bir bilinç oluşturmayı düşünüyoruz ve bunu bir zincirin parçası olarak görüyoruz.”

Üreticilere online eğitim

Geçtiğimiz bir yıl içerisinde proje kapsamında her şehirden üretici potansiyeli olan kişilerin Barcelona Fab Lab (Dijital Prodüksiyon Laboratuvarı) ve IAAC (Katalonya Mimarlık Enstitüsü) tarafından oluşturulan programda online eğitim aldığını açıklayan Erdinçler, “Bu eğitimler, vatandaşlara verilecek eğitimlerin içeriklerini oluşturmak, üretici ekosistemi konusunda daha fazla bilgi sahibi olmak gibi temel konuları kapsıyor. Üretici şampiyonlarımızın katkısıyla etkinlik takvimi oluşturup projeyi hizmete alma konusunda çalışıyoruz. Biz, Döngüsel İşler Atölyesi olarak, ikincil ham madde kullanımı konusunda, ileri dönüşüm alanında uzman kişiler ve STK’lar aracılığı ile de etkinlikler düzenlemek istiyoruz. Burada amaç, kendini üretici diye tanımlayan vatandaşların üretici ekosisteme dahil olmasını sağlamak” ifadelerini kullandı.

Hedefimiz kendi kendine yeten şehirler oluşturmak

Ayşen Erdinçler geleceğe dair planlarını da ekleyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Şehrin ve vatandaşların birçok fayda sağlayabileceği alanlar mevcut. Bunlardan en çarpıcı olanları, kullanılabilir atıkların kaynağında değerlendirilebilmesini sağlamaktır. En önemli hedefimiz burada yapılan çalışmalarla kendi kendine yeten şehirler oluşturmak. Proje kapsamında yapılan bu çalışmaları, Döngüsel İşler Atölyesi’ni mikro üretim alanları olarak görebiliriz. Öncelikle ‘Pop Machina’ projesi kapsamında biz, mümkün olduğu kadar fazla vatandaşa ulaşmak ve İstanbullunun bu alanda hayata geçirdiği girişimlerinin yerel yönetimler aracılığıyla büyümesine tanıklık etmek istiyoruz. Döngüsel İşler Atölyesi’yle birçok projeye katılmayı, farklı çalışmalar yaparak etkisini büyütmeyi istiyoruz. Bu hedeflerle oluşturulan, başvuru aşamasında 2 projemiz mevcut. Birçok farklı disiplin ve uzmanlığın bir araya gelerek oluşturduğu projelerle vatandaşımıza ve şehrimize değer yaratacak hizmetler üreteceğiz.”

Kaynak: İBB İstanbul Dergisi

starbucks

Tek kullanımlık bardaklardan geri dönüştürülen Starbucks Circular Cup misafirlerini bekliyor!

Starbucks Türkiye, sürdürülebilirlik vizyonuna uygun olarak tek kullanımlık Starbucks bardaklarından geri dönüştürülerek elde edilen bardaklarını misafirlerinin beğenisine sunuyor.

Ürünlerinde yüksek kaliteyle birlikte sürdürülebilirliğe, etik standartlara ve hayvanlara kötü muamele yapılmadan elde edilmiş malzeme kullanımına odaklanan Starbucks; sektörü dönüştürecek girişimlere imza atmaya devam ediyor ve yeniden kullanılabilir bardak serisini de genişletiyor.

Starbucks, her yıl mağazalarından milyonlarca kullanılmış kâğıt bardak topluyor. Bu bardakların büyük bir bölümü, önce endüstriyel olarak temizleniyor ve eski kâğıt bardaklar daha sağlam, yeniden kullanılabilir bir bardak haline getirmek için güzelce parçalanıyor. Geri dönüştürülmüş bardaklar, bardakların dış katmanında kullanılmak üzere güçlü bir reçine oluşturabilmek için geri dönüştürülmüş bir plastikle karıştırılıyor. Kalıplar kullanılarak tamamen geri dönüştürülmüş malzeme tekrar bardak formuna dönüştürülüyor.

Altı adet tek kullanımlık bardaktan üretilen Starbucks Circular Cup, geri dönüşümlü kahve bardaklarına yeni bir soluk getirerek atık malzemelere sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.

Serinin bir diğer ürünü Reusable bardaklar, çeşitlenen tasarımları ile sıcak ve soğuk alternatifleriyle misafirlerle buluşuyor.

Reusable serisi ürünlerini kullanmayı tercih eden misafirler her içecek alışverişlerinde 50 kuruş indirim kazanıyor.

Starbucks, bünyesinde oluşturulan sürdürülebilirlik ve pozitif kaynak amacını daha da ileriye taşımayı hedefliyor.

gorsel 1

Türkiye’de 24 yerel yönetimin iklim kriziyle mücadelesini mercek altına alan “İklim İçin Kentler: İzleme & Değerlendirme Raporu” yayınlandı. Kadıköy Belediyesi iklim krizine yönelik çalışmalarıyla öne çıkan belediyelerden biri oldu.

350.org Türkiye, Türkiye’deki 24 yerel yönetimin iklim çalışmalarını incelediği raporunu yayınladı. Raporda, Aralık 2019’da Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen İklim İçin Biz Varız deklarasyonuna imza atarak iklim krizine karşı somut adımlar atmayı taahhüt eden 6 büyükşehir belediyesi, 4 il belediyesi ve 14 ilçe belediyesinin gerçekleştirdikleri iklim eylemleri inceleniyor. 5 Aralık 2019’da gerçekleşen ortak deklarasyonda Türkiye genelinde toplam 24 büyükşehir, il ve ilçe belediyesi iklim krizine karşı yerelde mücadele edeceğini taahhüt etmişti.

24 yerel yönetimin içinde Kadıköy Belediyesi dışında yer alan yerel yönetimler şöyle:

• Büyükşehir Belediyeleri: Adana, Ankara, Aydın, Bursa, Erzurum, İzmir

• İl Belediyeleri: Bolu, Edirne, Rize, Tunceli

• İlçe Belediyeleri: Kadıköy, Acıpayam, Tepebaşı, Avcılar, Beşiktaş, Sarıyer, Sultanbeyli, Bornova, Çiğli, Karşıyaka, Fethiye, Çerkezköy, Bodrum, Ayvalık

İklim krizi ve COVİD-19 salgını, son bir yıl içinde yaşanan iklim felaketleri, yerel yönetimlerin iklim krizine karşı gerçekleştirdikleri eylemlerin mercek altına alındığı raporda, aynı zamanda belediyelerin yaşadığı zorluklar ve engeller de değerlendirildi.

Yerel yönetimler yolun başında

“İklim İçin Bizde Varız” deklarasyonun üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtiğinin hatırlatıldığı raporda, geçen süre içinde kentlerin COVİD-19 pandemisinin etkisiyle beraber zor günler geçirdiği ve iklim krizi ile birleştiğinde kentlerdeki sosyal ve ekonomik hayatın her zamankinden daha büyük tehdit altında olduğunun altı çizildi. Kentlerde eş zamanlı krizlerle mücadele edebilmek için bilgi ve deneyim paylaşımına dayanan ortak bir mücadelenin her zamankinden daha fazla önemli olduğunun belirtildiği raporda, sivil toplum işbirliklerinin önemine dikkat çekildi.

Yerel yönetimlerin iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik icraatlarının krizin ciddiyetine ve aciliyetine cevap verecek düzeyin altında kaldığının savunulduğu rapora göre COVİD-19, iklim kriziyle mücadeleyi sekteye uğratan önemli bir unsur olarak öne çıkıyor. Bir diğer sorun ise belediyelerin dikey ve bürokratik bir idari yapıya sahip olması, kapasite yetersizliği, birimler arası koordinasyon ve eşgüdümün sağlanamaması, katılımcılık mekanizmalarının yeterince işletilememesi. Raporda, bu nedenlerin belediyelerin iklim eylemine yönelik olarak bazı iyileşmeleri ve düzenlemeleri hayata geçirmeye başlamış olmalarına rağmen eylemlerin hızının ve kapsamının yeterli seviyede olmasını engellediği belirtiliyor.

guterres 990x556

BM Sürdürülebilir Ulaştırma Konferansı’nda konuşan Guterres, önümüzdeki 9 yılda yeşil enerjiye küresel geçişin şart olduğunu ve sürdürülebilir ulaştırmanın bu geçişin merkezinde yer alacağını kaydetti. Dünya Bankası’nın tahminlerine göre, araç sayısı, yakıt, işletme giderleri ve trafik sıkışıklığından kaynaklanan kayıplar dahil olmak üzere tam ulaştırma maliyetleri göz önüne alındığında sürdürülebilir ulaştırmaya geçiş 2050 yılına kadar 70 trilyon dolarlık tasarruf sağlayabilir.

Kaynak: TSKB Bülteni

iklim Fonlari

IMF’e göre küresel finans sektörü yeşil ekonomiye geçişte çok önemli rol oynayabilir.

Uluslararası Para Fonu (IMF) yıllık Küresel Finansal İstikrar Raporu çalışmasının “Yatırım Fonları: Yeşil Ekonomiye Geçişi Desteklemek” başlıklı üçüncü bölümünü yayınladı.[1]

Çalışmanın verilerine göre doğrudan iklim değişikliğine odaklı yatırım fonlarının büyüklüğü 2019’un son çeyreğindeki 57 milyar dolar seviyesinden, 2020’nin aynı döneminde 133 milyar dolara çıktı.

Bununla birlikte çevre hariç sürdürülebilirlik fonlarının büyüklüğü 2,91 trilyon dolar, iklim hariç çevre fonlarının büyüklüğü 583 milyar dolar seviyesine ulaştı.

IMF verilerine göre toplamda 36.500 civarındaki tüm yatırım fonlarının büyüklüğü ise 2020 sonu itibari ile 48,93 trilyon dolar seviyesine ulaştı.

Çalışmada IPCC’nin son raporuna da atıfta bulunarak gelecek 30 yıl içinde net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için düşük sera gazı emisyonu (yeşil) ekonomisine önemli miktarda yatırım yapılması gereğinin altı çizildi.

Rapora göre bu hedef için küresel Gayri Safi Hasıla’nın %0,6 ila 1’i arasına denk gelecek şekilde 20 trilyon ABD Doları tutarında yatırım yapılması gerekiyor.

Bu yatırım ihtiyacında küresel finans sektörünün önemli işlev görebileceği vurgulanan çalışmada buna karşın doğrudan ve dolaylı birçok eksiğin bulunduğu ifade edildi.

Bu eksikler ise ana olarak yeterli veri bulunmaması, sınıflandırmaların net olmayışı ve kurumsal yeşil badanadan kaçınabilmek için uygun düzenleyici gözetim ve doğrulama mekanizmaları olarak sıralanıyor.

Çalışmaya göre ancak bu eksikliklerin giderilmesi ile kurulabilecek bir iklim bilgi mimarisi sonrasında politika yapıcılar iklim değişikliğine uyum politikalarını tamamlayıcı olarak karbon vergileri gibi fon transferi sağlayacak tasarruflar alabilirler.

Bununla birlikte çalışmada iklim finansmanını artırma önerileri arasında varlık yöneticilerinin çevresel ve iklim hedefleri olan yatırımcıları çekmek için çevresel, sosyal ve yönetişim konularını kapsayan geniş sürdürülebilirlik kavramı ile iklim konuları arasındaki ayrımı net olarak vurgulamaları, ayrıca iyi tanımlanmış kesin hedefleri olan fon tekliflerini artırmaları da yer aldı.

[1] Chapter 3: Investment Funds: Fostering the Transition to a Green Economy

Kaynak: yesilekonomi.com

YesilHidrojenFoto 300x119

Bloomberg NEF’in Avrupa’dan 21 yeşil hidrojen şirketiyle düzenlediği toplantıda gerçekleştirdiği ankette, şirketlerin neredeyse üçte biri Almanya’nın en büyük yeşil hidrojen pazarlarından biri olacağını düşünüyor. Şirketler Japonya’nın en büyük ikinci pazar olmasını beklerken İngiltere’nin en büyük üçüncü yeşil hidrojen pazarı olacağını düşünüyor. Almanya’nın hidrojen üretimi için büyük ve çeşitlendirilmiş destekler sunmasının ve sektör için sübvansiyonlar vermesinin şirketlerin ülkeyi pazar lideri olarak seçmesinde etkili olduğu düşünülüyor. Almanya-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Markus Slevogt, daha önce verdiği bir röportajda Türkiye’nin Almanya’nın yeşil hidrojen ithal edeceği potansiyel tedarikçiler arasında bulunduğunu belirtmişti.

Kaynak: TSKB Bülteni

karbonnotr

Hedefle ilgili açıklama Ekim ayı sonunda Glasgow’da başlayacak COP26 iklim görüşmeleri öncesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den geldi. Başkan Putin Haziran ayında bir karbon stratejisi hazırlanması talimatını vermiş, Temmuz ayında ise karbon ticaretini de içeren bir iklim kanunu imzalamıştı. Rusya dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri ve en çok emisyon yapan dördüncü ülkesi konumunda.

Kaynak: TSKB Bülteni

003

AB Komisyonu, AAAD’nin (Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifi - Packaging and Packaging Waste Directive, PPWD) mevcut metninde yapılan değişikliklerin zaman çizelgesiyle ve sonraki adımlarıyla ilgili bazı ayrıntıları paylaştı. Etki değerlendirmesinin, taslak teklifin 2022 baharında düzenlenebilmesi amacıyla, kasım ya da aralık ayında Mevzuat İnceleme Kurulu'na sunulacağına vurgu yapıldı. Söz konusu taslağın büyük olasılıkla bir direktif olarak kalması bekleniyor (bir yönetmeliğe dönüşeceğini düşünmek için ne zaman ne de yeterli işgücü mevcut). Ek gereksinimler ve önlemlerin ise AAAD metnine değişiklik olarak eklenmesi düşünülmekte. 2021 yılı bitmeden başka herhangi bir paydaş müzakeresi veya çalıştayı da öngörülmemektedir. Bununla birlikte, AAAD'nin hükümlerinin değiştirilmesi ve potansiyel ek önlemlerin belirlenmesi için Komisyonu desteklemek amacıyla, dışarıdan başka bir danışmanla sözleşme imzalanması beklenmektedir. Bu durum ancak gelecek yılın başlarında, Mevzuat İnceleme Kurulu'nun tavsiyesinin uygulanmasından sonra gerçekleşebilir. Henüz açıklığa kavuşturulmamış ve teyide muhtaç olmakla birlikte, bu aşamada yeni paydaşların sürece katılımı da öngörülebilir. Buna ek olarak, geri dönüştürülmüş malzemelerden yeni ambalajlar üretilmesiyle ilgili sorumluluğun tanımlanma ihtiyacı ise halen devam etmektedir (Komisyon, ikincil hammaddelerin ambalajlara dahil edilmesi ile ilgili sorulara kimin yanıt vermesi gerekeceğini henüz belirlememiştir). Son olarak, AB Piyasaya Süren Listesi’nin oluşturulması konusu da hala düşünülmektedir.

001

AB-27'de geri dönüştürülen atıkların oranları artmakta... Bu durum daha fazla atığın kaynak olarak kullanıldığını ve döngüsel bir ekonomi elde etme yolundaki ilerlemeyi gösteriyor ancak, ilerleme hızı yavaşlamakta ve son beş yılda çok az bir iyileşme var. Geri dönüştürülen atık miktarı hala üretilen toplam atığın yarısından az olduğundan döngüsel ekonomiye ulaşabilmek için çok daha hızlı bir ilerlemeye ihtiyaç bulunuyor. Geri dönüşüm oranları, en düşük elektrikli, elektronik atıklar için %39 ve en yüksek ambalaj atıkları için %66 olmak üzere, değişiklik göstermekte.

AB atık politikasının temel ilkesi, atık yönetimini atık hiyerarşisinin üst basamaklarına taşıyarak döngüsel ekonominin ilkelerini takip etmek, yani birincil kaynakları kullanmanın çevre ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini önlemek ve azaltmak için, ekonomik döngüdeki kaynağın değerini korumaktır. Geri dönüşüm, birincil kaynaklar yerine geri dönüştürülmüş atıklardan üretilen ikincil malzemelerin kullanılmasını sağlayarak, kaynakların tüketimini azaltmanın ana yollarından birisi olarak öne çıkmaktadır. Bu, sürdürülebilirlik, ham madde olarak kendi kendine yetebilme ve döngüsel ekonominin diğer faydalarına ulaşabilmek için arzu edilen yöntemdir.

Üretilen atıklara oranla geri dönüştürülen atık miktarı arttırılacak şekilde geri dönüşüm oranlarının iyileştirilmesi, AB'nin atık yönetimi hedeflerinin temel unsurudur. Örneğin, Atık Elektrikli ve Elektronik Cihazlar (WEEE) Direktifi (AB, 2012), elektrikli ve elektronik atıkların ayrı toplanması ve geri dönüştürülmesi için hedefler belirler; Atık Çerçeve Direktifi (AB, 2008, 2018a), belediye atıklarının geri dönüşümü ve yeniden kullanımına hazırlık hedeflerini içerir; Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifi (AB, 1994, 2018b) ise ambalaj atıklarının geri dönüşümüne yönelik hedefleri tanımlamaktadır. AB Atık Mevzuatı toplamda, 2015-2030 dönemi için 30'dan fazla bağlayıcı hedef içermektedir.

Önemli ve kritik ikincil hammadde kaynakları olan belediye atıkları, ambalaj atıkları ve elektrik / elektronik atıkların geri dönüşüm oranları Avrupa'da yavaş yavaş artmakta ve bu da daha fazla atığın kaynak olarak kullanılması ve döngüsel bir ekonomi elde etme yolunda bir miktar ilerleme kaydedildiğini göstermektedir. Buna rağmen, mineraller ve geri dönüşüm aşamaları sırasında elde edilen miktarlar hariç olmak üzere toplam geri dönüşüm oranı, dönem verileri için toplam atık üretiminin yarısının altında kaldı ve 2016'da %48'lik bir geri dönüşüm oranı yakalandı. Daha güncel verilerin ancak 2021 yılı içinde kullanılabilir olması beklenmektedir.

Son yıllarda ambalaj atıkları, belediye atıkları ve elektrikli ve elektronik atıklar olmak üzere üç önemli atık türü için kaydedilen ilerleme, dünya ortalamasından daha yüksek olmuştur. Bununla birlikte, 2018'de %66'ya ulaşan ambalaj atıkları hariç, diğer geri dönüşüm oranları hala üretilen atık miktarının yarısının altındadır.

Bahsedilen ülkelerin çoğu 2004 yılından bu yana belediye atığı geri dönüşüm oranlarını önemli ölçüde artırdı ve bu da atık yönetimindeki iyileşmeleri açıkça gösteriyor. Ancak geri dönüşüm oranları en yüksek ve en düşük olan ülkeler arasında belediye atığı geri dönüşüm performansı farkının yüksek olduğu görülüyor. 2019 yılında oranlar, Almanya'da %67 iken, Karadağ'da %5 idi. Almanya, Slovenya, Avusturya, Hollanda, Belçika, İsviçre, Danimarka ve İtalya olmak üzere sekiz ülke %50 ve üzeri geri dönüşüm oranlarına ulaşırken, altı ülkeden oluşan diğer bir grup ise belediye atıklarının %20'sinden daha azını geri dönüştürdü. Dahası, geri dönüşüm oranları nispeten düşük olan ülkelerden bazıları, 2004 - 2019 yılları arasında çok az ilerleme kaydetmiş ve 2018 yılında 14 AB üye devletinin Atık Çerçeve Direktifi'nde belirlenen 2020 geri dönüşüm hedefini tutturamama riskiyle karşı karşıya olduğu belirlenmiştir (2020'ye kadarevsel ve benzeri atıklardaki belirli malzemelerin %50'sini geri dönüştürme hedefi) (AB, 2018a).

Kaynak:

https://www.eea.europa.eu/data-and-maps/indicators/waste-recycling-2/assessment

pepsi cola logoPET ŞİŞELER FORMAYA DÖNÜŞÜYOR ! PET AMBALAJ ATIKLARININ TOPLANMASI ve GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ PET AMBALAJ ATIKLARINDAN FORMA ÜRETİMİ PROJESİ

PEPSİ, 1991 yılında kurucuları arasında yer aldığı ve halen aktif olarak üyesi bulunduğu ÇEVKO Vakfı ile iş birliği içerisinde 30.03.2021 tarihinde bir protokol imzalayarak PET ambalaj atıkları özelinde bir çalışma başlatmıştı. PET AMBALAJ ATIKLARININ TOPLANMASI ve GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ PET AMBALAJ ATIKLARINDAN FORMA ÜRETİMİ PROJESİ kapsamında, Türkiye Spor Yazarları Derneği temsilciliklerinin yer aldığı ve atıkların toplanması organizasyonun sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebileceği Ankara, Eskişehir ve İzmir illeri proje bölgesi olarak belirlenmişti.

Belirlenen illerde Ankara için Yenimahalle, Eskişehir için Tepebaşı, İzmir için Karşıyaka Belediyeleri ile işbirliği yapılmıştır. Bütçe ve toplanabilecek atık miktarları dikkate alınarak her bir belediye için 12 adet olmak üzere, toplam 36 adet PET Toplama Konteyneri projeye özel olarak tasarlamış ve imal ettirilmiştir. Özel tasarım bu 36 konteyner, proje başlangıcında çok kısa sürede ürettirilerek, belediyelerin de desteği ile proje alanlarındaki ihtiyaca göre noktasal olarak yerleştirilmiştir. Söz konusu konteynerler, teslim tutanakları ile belediyelere, proje sonunda onlara hibe edilecek şekilde teslim edilmiştir.

Noktasal olarak yerleştirilen tüm bu konteynerler, ÇEVKO desteği ile oluşturulan, atık toplama ve yönetimi uygulaması olan “Nereye Atayım ? “ ile entegre edilmiştir. Halihazırda ülke genelinde; 200’in üzerinde belediye ve 100’ün üzerine lisanslı işletme tarafından kullanılan söz konusu uygulamaya proje özelinde üretilen PET Toplama Konteyneleri entegrasyonu için özel QR kodlu etiketler üretilerek üzerlerine yapıştırılmış ve konteynerler dijital haritalara gerçek koordinatları ile işaretlenmiştir. Bu sayede, konteynerler belediye sistemlerine entegre edilmiş olup, konteyner bazında toplanan atık miktarlarının takibi mümkün olmuştur.

Proje kapsamında atık toplama operasyonu 30.06.2021 sonuna kadar uzatılarak devam ettirilmiştir. Proje süresince özellikle salgın kaynaklı sokağa çıkma yasakları, azalan sokakta tüketim, artan hijyenik kaygılara rağmen toplamda 2.199 kg. PET ambalaj atığı toplanmıştır.

Proje kapsamında, tasarımı Pepsi tarafından gerçekleştirilen 500 adet forma, PET ambalaj atıklarının geri dönüştürülmesi ile elde edilen %100 geri dönüştürülmüş sertifikalı forma da ürettirilmiştir. ( Ek 3 – Kumaş Sertifikası ) Üretilen formalar 16.04.2021 tarihinde 200 adet ve 22.04.2021 tarihinde 300 adet olmak üzere belirtilen adreslere teslim edilmiştir

 

CİPS AMBALAJLARI HALI SAHAYA DÖNÜŞÜYOR ! CİPS AMBALAJ ATIKLARININ TOPLANARAK GERİ DÖNÜŞÜME GÖNDERİLMESİ PROJESİ

PEPSICO ve ÇEVKO Vakfı iş birliklerine bir yenisini ekleyerek, grup şirketlerinden FRİTO LAY GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ile birlikte cips ambalaj atıkları özelinde bir çalışmayı mart ayı ortalarında saha uygulamaları ile başlatmıştır. Mayıs sonunda bitmesi planlanan bu çalışma, salgından kaynaklanan nedenlerden ötürü tarafların mutabakatı, toplama faaliyetlerini gerçekleştiren lisanslı firmaların ve Migros’un desteği ile haziran ayı sonuna kadar uzatılmıştır.

Cips ambalaj atıklarının toplanması organizasyonun sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebileceği İstanbul ve Kocaeli illeri proje bölgesi olarak belirlenmiştir. Belirlenen bölgede İstanbul için üç, Kocaeli için iki ilçe belediye sınırları içerisinde yer alan 61 adet Migros mağazası projeye dahil edilmiştir.

Proje için yedekleri ile birlikte özel olarak hazırlanmış olan 90 adet atık kutusunun mağazalara dağıtımı, toplama sürecini gerçekleştiren firmalar aracılığı ile gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda İstanbul’da 80, Kocaeli’de 10 adet atık kutusunun teslimi tutanak karşılığı olarak gerçekleştirilmiştir.

İstanbul için belirlenen Avcılar, Bakırköy, Esenyurt Belediyeleri sınırları içerisinde yer alan 55 adet mağazadan toplama faaliyetleri lisanslı firma olarak Obalılar Kağıt Metal Plastik Cam Toplama Ayırma İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirilmiştir.

Kocaeli için belirlenen Derince ve Körfez Belediyeleri sınırları içerisinde yer alan 6 adet mağazadan toplama faaliyetleri lisanslı firma olarak Çevre Hurda Kağıtçılık Tic. Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirilmiştir.

cevdaÇEVKO Vakfı 30. yılında, Türkiye’de çevrenin korunması adına büyük öneme sahip olduğuna inandığı “Çevre Danışmanlık Firmaları” ile iş birliği geliştirmeye yönelik ÇEVKO Çevre Danışmanlık Firmaları Ağı’nı kurdu.

Bu ay ÇEVKO Çevre Danışmanlık Ağı’na DMR ÇEVRE, REEL ÇEVRE, İKONİA ÇEVRE,ÇEVGEM ÇEVRE ve ASM ÇEVRE DANIŞMANLIK firmaları katıldı. Diğer firmaların başvuruları devam ediyor.

ÇEVKO Çevre Danışmanlık Ağı Nedir?

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan gerekli izin ve yetkileri almış, ÇEVKO ile gerekli bilgileri paylaşmış Çevre Danışmanlık Firmaları’nın dahil olduğu bir iş birliği ağıdır.

ÇEVKO Çevre Danışmanlık Ağı’na nasıl dahil olunur?

Ortak projeler geliştirmekten eğitimlere, karşılıklı bilgi alışverişinden kazan-kazan temelindeki iş ortaklıklarına kadar birçok alanda çevre danışmanlık firmaları ile iş birliğinin artacağına inandığı bu çalışma kapsamında ilk aşamada kurumlar arasında etkin iletişimin sağlanabilmesi amacı ile https://prokets.com/surveylinkine tıklayarak istenen bilgilerin paylaşılması gerekir. 
Sonrasında bu bilgiler ışığında değerlendirme yapılarak danışman firma ile iletişime geçilerek iş birliğinin tüm detaylarını içeren tek tip sözleşme örneği paylaşılır. Uygun bulunması durumunda sözleşme imzalanır.

Çevre Danışmanlık Ağı ile..

ÇEVKO, çevre danışmanlık hizmeti almak isteyen tüm taraflarla belli bir düzeydeki Çevre Danışmanlık Firmaları’nın bir araya getirilmesine olanak sağlamış olacaktır. Çevre danışmanlık hizmeti almak isteyen kurumlar ÇEVKO’nun web sitesinde yer alan ÇEVKO Çevre Danışmanlık Ağı’ndaki firmalar ile iletişime geçerek mevzuat yükümlülüklerini yerine getirebileceklerdir.

Türkiye genelinde sınırlı kaynaklarla çok yoğun koşullarda hizmet veren danışmanlık firmalarının koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar mümkün olabilecektir.


ÇEVKO Vakfı
Çevre Danışmanlık Ağı
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Katılmak için : https://prokets.com/survey

Detaylı sorularınız için : This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

tetrapakTetra Pak, TEMA Vakfı tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle hayata geçirilen “Sıfır Atık Eğitim Projesi”ne desteğini sürdürmeye devam ediyor.

Sıfır Atık Eğitim Projesi’ni destekleyen Türkiye’deki ilk ve tek özel kurum olan Tetra Pak, temiz ve sağlıklı bir dünya için çalışmalarına devam ediyor. TEMA Vakfı tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğinde 2018 yılında başlatılan ve Tetra Pak’ın desteğiyle 2019 senesinden itibaren yaygınlaştırılan “Sıfır Atık Eğitim Projesi”nde, çocuklara çevre bilinci, doğa dostu tüketim alışkanlıkları ve atık yönetimi konularında farkındalık kazandırılması hedefleniyor.

Eğitim Portalı sayesinde 81 ilde binlerce çocuğa ulaşılıyor

Sıfır Atık Eğitim Projesi’nde, 5D modeliyle çocuklara, “sıfır atık” kavramının tanıtılması, bu kapsamda çocukların gündelik yaşamlarında atıkları nasıl azaltacakları, nasıl daha az tüketecekleri ve farklı şekillerde nasıl değerlendirebilecekleri konularında farkındalık sağlanması amaçlanıyor. Doğal varlıkların doğru kullanılması ve israfın önlenmesi konularını da kapsayan 5D modeli; “Düşün ve Gerekli Değilse Tüketme”, “Daha Az Tüket”, “Değerlendir, Yeniden Kullan”, “Değiştir, Farklı Amaçla Kullan”, “Dönüştür, Doğa Kazansın” prensiplerinden oluşuyor.

Projenin uygulama alanını 81 ile çıkarmak ve Türkiye’nin dört bir yanında bulunan çocuklara ulaşmak için hayata geçirilen “Sıfır Atık Eğitim Portalı” ise öğretmenlerin kullanımına açık bir kaynak sağlıyor. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise seviyelerinde tüm öğretmenlerin erişebildiği portalda sunumlar, posterler, proje önerileri, çevrim içi oyunlar ve animasyon filmlerin de aralarında bulunduğu zengin eğitim içerikleri ve materyaller bulunuyor.

Ayrıca TEMA Vakfı’nın Tetra Pak iş birliği ile saha uygulamaları için geliştirdiği “kutu oyunları” sayesinde, 2019-2020 yıllarında okul öncesi ve ilkokul seviyesindeki çocuklar “sıfır atık” kavramını eğlenerek deneyimleme olanağı buluyor. 2021 yılı itibarıyla her iki seviye için geliştirilen “Sıfır Atık” ve “Sıfır Atık İçin 5D” adlı eğlenceli ve interaktif kitaplar çocuklarla buluşturuluyor.

Konstantin Kolesnik: “Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışıyoruz”

Konuyla ilgili bir açıklamada bulunan Tetra Pak Türkiye Genel Müdürü Konstantin Kolesnik “Çevre ve sürdürülebilirlik ambalaj sektörünün en önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Biz de sadece gıdayı değil, insanı ve gezegeni korumaya yönelik bir yaklaşım ile hareket ediyoruz. Bu bakış açısıyla desteklediğimiz “Sıfır Atık Eğitim Projesi” ile geleceğin yetişkinleri olacak çocuklarımıza sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları kazandırmayı hedefliyoruz. TEMA Vakfı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı iş birliği ile hayata geçirilen ve desteklediğimiz “Sıfır Atık Eğitim Projesi” kapsamında okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise seviyesinde binlerce çocuğumuza ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Ataç: “Tüm öğretmenlerin kullanımına açık dijital bir kaynak”

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ise; “Sıfır Atık Eğitim Projesi, Türkiye için çevreyi korumak açısından çok mühim ve bizim de çok önem verdiğimiz bir proje. Proje ile çocukların, doğal varlıkların korunması, doğa dostu tüketim alışkanlıkları, atık yönetimi gibi konularda farkındalık kazanmalarını ve ‘sıfır atık’ yaklaşımını benimsemelerini hedefliyoruz. Eğitimleri tüm Türkiye'ye yaymamız gerektiğinden yola çıkarak, 2019 yılında, öğretmenlerin sınıf içi etkinliklerde kullanmaları amacıyla sıfır atık konulu eğitim içeriklerinin ve materyallerinin bulunduğu Sıfır Atık Eğitim Portalı’nı açtık. Bu alanda tüm öğretmenlerimizin kullanımına açık bir dijital kaynak olan portal sayesinde 2020 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 177 bin çocuğa ulaştık” dedi.

2021’de 150 bin çocuğa daha ulaşılması hedefleniyor

Proje, 2020 yılında ÇEVKO tarafından düzenlenen Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’nde “Çevre Konulu Sosyal Sorumluluk” kategorisinde ve Sürdürülebilir İş Ödülleri’nde de “İş birliği” kategorisinde ödüle layık görüldü. İki senede yaklaşık 214 bin çocuğa ulaşan “Sıfır Atık Eğitim Projesi” ile 2021’de eğitim etkinlikleri ve Sıfır Atık Eğitim Portalı aracılığıyla 150 bin çocuğa daha ulaşılması hedefleniyor.

kuraklikDünyanın en saygın iklim bilimi kuruluşu olan, hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (The Intergovernmental Panel on Climate Change – IPCC) altındaki Çalışma Grubu I, İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli raporu yayınlandı.

Rapor, dünyanın iklim sistemlerinin nasıl değiştiğine yönelik çok önemli bilimsel bulgular içeriyor. 234 bilim insanı ve 195 hükümet tarafından onaylanan çalışma, iklim bilimindeki en güncel veri ve analizleri bir araya getiren ve IPCC tarafından 2014’de yayınlanan 5. Değerlendirme Raporu (AR5) ile bilim camiasında dönüm noktası olarak kabul edilen 1,5°C Özel Raporu’ndan (SR1.5) bu yana en önemli güncelleme olarak kabul ediliyor.

Raporda öne çıkan temel bulgular ise şu şekilde:

  • Bilim insanlarının, gezegenin insan faaliyetleri sebebiyle ısındığına dair şüphesi bulunmuyor.
  • İlişkilendirme bilimi, insanlığın iklim sistemi üzerindeki etkisine dair kanıtlar sunuyor. İnsan kaynaklı emisyonlar, gezegenin değişmesine ve daha az istikrarlı hale gelmesinin temel sorumlusu olarak görülüyor.
  • Gerçekleştirilen tüm senaryolarda gezegenin en az 1,5°C ısınacağı öngörülüyor. Emisyon azaltımı kapsamında en iddialı adımların atıldığı senaryoda dahi, 2030’lu yıllara gelindiğinde gezegen 1,5°C ısınıyor, yine bu yıllarda 1,6°C’yi aşıyor, ancak yüzyılın sonunda sıcaklıklar yeniden 1,4°C’ye düşüyor.

Metan emisyonları endişe veriyor

  • Bilim insanları, yakın vadede CO2 dışındaki sera gazlarıyla mücadele etme ihtiyacını net şekilde ortaya koyuyor. Sera gazı etkisi yüksek olan metan gazının emisyonları, bu kapsamda özellikle endişe veriyor.
  • Dünyadaki doğal yaşamın, daha fazla ısınma nedeniyle zarar göreceği öngörülüyor. Bu nedenle kara ve okyanus ekosistemlerinin kapasitesinin, iklim sorununu çözmemize yardımcı olma anlamında sınırlı etkisi bulunduğu öne sürülüyor.
  • Isınmayı durdurmak istiyorsak, karar vericilerin net sıfır emisyon planlarını hayata geçirmesi gerekiyor. Karbondioksitin atmosfer dışında depolanmasına yönelik teknolojiler net sıfır emisyon planlarının önemli araçları arasında yer alıyor. Ancak bu teknolojilerin kullanımının, yalnızca hızlı ve derin emisyon azaltımlarına eşlik ettiği durumda fayda sağlayacağı belirtiliyor.
  • Atmosferin kaldırabileceği ek CO2 yükünü değerlendirmenin basitleştirilmiş yolu olan karbon bütçesine ilişkin öngörüler, önceki raporlardan bu yana iyileştirildi. Ancak bilimsel hesaplamalardaki iyileştirmeler, kalan karbon bütçesinde büyük ölçekli bir değişiklik olmadığını gösteriyor.

AB üyesi 27 ülke ve Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanmak üzere 10'dan fazla yasa tasarısı açıklandı.

Bunlar arasında uçak yakıtlarının vergilendirilmesi, petrol ve dizel arabaların satışının 20 yıl içinde yasaklanması gibi tedbirler var.

Ancak bu önerilerin nihai şeklini alması için müzakerelerin aylarca sürmesi bekleniyor.

"Karbon nötr olmak", bir kişi veya kurumun saldığı sera gazlarını dengelemek ve net olarak sıfır sera gazına ulaşabilmek için, salınan sera gazı miktarına eşdeğer sera gaz salımına engel olacak projeler gerçekleştirmesi anlamına geliyor.

AFP'ye konuşan kaynaklar, önerilerle ilgili son değişiklikler yapılırken, AB'nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu'nda bazı ciddi çatışmaların yaşandığını ifade etti.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Şimdi harekete geçerek bazı şeyleri farklı yapabilir… Ve daha iyi, daha sağlıklı ve daha müreffeh bir gelecek seçebiliriz" dedi.

ABKomisyon başkanı, "Sadece kendi kuşağımızın değil çocuklarımızın ve torunlarımızın da iyiliğini güvenceye almak bizim kuşağa düşen bir görev. Avrupa bu konuda liderliğe hazır" diye konuştu.

Sunulan önlemlerin AB içindeki uçuşların fiyatının yanı sıra konutların doğal gaz faturalarının da artmasına neden olması bekleniyor. Konutların yalıtımı konusunda maddi yardım sunulacağı belirtiliyor.

AB iklim politikalarından sorumlu Frans Timmermans, bu konuda hem yurttaşlara hem de sanayicilere görev düştüğünü belirterek "Bunu iyi amaçlar için yapıyoruz. İnsanlığa mücadele şansı vermek için yapıyoruz" dedi.

Havayolu şirketleri ile otomotiv imalatçılarının yanı sıra, sanayide kömürün önemli bir yer tuttuğu Doğu Avrupa ülkelerinin de bu planlara tepki göstermesi bekleniyor.

Reuters'a konuşan bir AB diplomatı, paketin başarısının gerçekçi ve sosyal bakımdan adil olmasına, ekonomik dengeleri de bozmamasına bağlı olduğunu belirterek, "Amaç, ekonomiyi durdurmak değil yeni bir seviyeye çıkarmak" dedi.

AB'nin iklim değişikliğine karşı sunduğu en kapsamlı önlemler olarak nitelenen paket, karbon salımının 2030'a kadar 1990 seviyesinden yüzde 55 aşağı çekilmesi hedefine istinaden 'Fit for 55' (55 için uygun) adıyla anılıyor.

AB, 2019'da yüzde 24 seviyesine ulaşmıştı.

Pakette yer alan bazı öneriler şöyle:

  • Otomobiller için emisyon sınırlarının daha da sıkılaştırılması (petrol ve dizelle çalışan yeni araç satışlarının 2035'te son bulması bekleniyor)
  • Uçak yakıtlarına vergi uygulanması, düşük karbon alternatiflere 10 yıl vergiden muafiyet
  • Karbon sınır vergisi adıyla, çelik ve beton gibi ürünlerin ithalatı için AB dışındaki imalatçılara daha fazla vergi uygulanması
  • AB içerisinde yenilenebilir enerjinin artırılması yönünde daha yüksek hedefler belirlenmesi
  • Enerji tasarrufu bakımından sorunlu binaların daha hızlı yenilenmesi konusunda ülkelerin adım atması

AB Komisyonu, 2030'a kadar karbon emisyonunu yüzde 55 azaltma hedefine dair yol haritasını geçen Eylül ayında açıklamış, AB'nin 1,8 trilyon Euro tutarındaki uzun vadeli bütçesinin en az yüzde 30'unun iklimle ilgili önlemlere harcanacağını açıklamıştı.

Bu hedef ve önlemler, iklim değişikliğine karşı mücadele kapsamında başta karbondioksit (CO2) olmak üzere atmosferde kirlenmeye yol açan emisyonun azaltılması yönünde küresel çabaların bir parçası.

2016'da imzalanan Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin sınırlı tutulması için küresel ısınmanın 2 santigrat derecenin altında ve tercihen 1,5 derece ile sınırlanmasını hedefliyor.

İklim krizi raporu: Kriz yoksulları vuracak, dünya hazır değil

Levent KurnazTürkiye’de sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin öncü savunucusu ÇEVKO Vakfı, 30. Yıl Söyleşileri ile tüm dikkatleri iklim krizine ve sürdürülebilirliğe çekiyor. ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle hazırladığı söyleşilerin bu seferki konuğu, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Levent Kurnaz oldu.

İklim Değişikliği ve Döngüsel Ekonomi konularında da düşünsel önderlik yapan kuruluşlar arasında yer alan ÇEVKO Vakfı’nın “30. Yıl Söyleşileri”, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) işbirliğinde gerçekleşiyor. EGD Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in de katılımıyla düzenlenen çevrim içi söyleşilerin ağustos ayındaki konuğu, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Levent Kurnaz oldu. Söyleşide, iklim değişikliği ile mücadelede dünyada ve ülkemizdeki durum ile sürdürülebilirlik çözümleri ele alındı.

Çevrim içi toplantının açılışını yapan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, iklim krizinin her geçen gün kendini tüm dünyada ve ülkemizde daha fazla hissettirdiğini; bu krize karşı bireylerin, sivil toplumun, sanayinin, ulusun temsilcilerinin ve özellikle kamu otoritelerinin planlı eylemlerinin artık hızlanması gerektiğini belirtti. ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun, Paris Anlaşması’nın BM’de imzalanmasının ardından 2016 yılında kurulduğunu, görevinin toplumda bu konuda farkındalık yaratmak ve eyleme geçmeyi hızlandırmak olduğunu kaydetti. EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle hazırlanan iklim krizi ve sürdürülebilirlik söyleşilerinin 2021 yılı boyunca süreceğini sözlerine ekledi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak da, EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi’nin bu konuda uzun yıllardır çalışmakta olduğu kaydetti. İklim değişikliği hakkında toplumda farkındalığın yaratılması için ÇEVKO Vakfı başta olmak üzere tüm ilgili kurumlarla işbirliği yaptıklarını belirtti.

Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, konuşmasında tarih boyunca dünya üzerinde yaşanan sıcaklık değişimleri ve insan nüfusu arasındaki ilişkiye vurgu yaparak, dünyadaki insan yaşamının sürdürülebilirliği açısından içinde bulunduğumuz ekosistemin dirençliliğinin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, 1900 yılından bu yana artış gösteren küresel ortalama sıcaklık değerlerinin, 2020 yılında en yüksek düzeye ulaştığını söyledi.

Sera gazı salımları ve bunların toplamda üçte birini oluşturan karbon dioksitin küresel ısınma üzerinde doğrudan etkisini bilimsel verilerle gösteren Levent Kurnaz, bu durumun son zamanlarda yaşanan doğal afetlerle ilişkisi üzerine de bilgiler vererek, iklim değişikliği ve bundan kaynaklanan olumsuzlukların, küresel toplumun tehditler gündeminde ilk sırada yer aldığını da ifade etti. 2020 yılında Dünya Ekonomik Forumu’nun öncelikli 5 gündem maddesinin, “hava durumundaki aşırılıklar”, “iklim değişikliği ile mücadele eylem yetersizliği”, “doğal afetler”, “biyolojik çeşitlilikte kayıplar”, “insan kaynaklı çevre felaketleri” olarak tamamen çevre konularından oluştuğunu belirtti.

İklim değişikliği tehdidinin büyüklüğüne ve yakınlığına dikkat çeken Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, bu tehdidi önlemede bireylere de önemli görev ve sorumluluk düştüğünü ifade ederek; giyim, kuşam, tüketim alışkanlıklarından seyahat tercihlerine, gıda maddesi tüketim ve saklama tercihlerine birçok alanda yapılabilecekleri ve yapılması gerekenleri anlattı.

İzlemek için tıklayınız.

1626943001 1620802856 Sust3Net Sıfır Atık vizyonuyla hareket eden PepsiCo Türkiye fabrikalarında kendi enerjisini ve kendi gübresini üreterek, döngüsel ekonomi tabanlı uygulamalarıyla PepsiCo dünyasında örnek ve öncü olmaya devam ediyor.

İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin dünya çapında hissedilmesiyle ve küresel gıda sisteminin önemli bir baskı altında olmasıyla birlikte hızlandırılmış eylemlere ihtiyaç duyan PepsiCo Türkiye, sürdürebilir bir gıda sisteminin oluşması için üretim aşamasındaki bütün operasyonlarını çevresel, sosyal ve ekonomik olarak pozitif etki yaratma misyonuyla yürütüyor. 

PepsiCo Türkiye bu anlayışla, küresel sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda daha iyi yarınlara ulaşmak için tarladan fabrikaya kadar uzanan bir döngüsel ekonomi modeli uyguluyor. Hayata geçirdiği proje ve uygulamalarla PepsiCo dünyasındaki diğer ülkelere de örnek oluyor. Fabrikalarının tamamı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Sıfır Atık Belgesi ile sertifikalandırılmış durumda olan PepsiCo Türkiye, Net Sıfır Atık vizyonuyla ve döngüsel ekonomi uygulamalarıyla, fabrikalarında kendi enerjisini ve en önemli tarım girdilerinden patates üretiminde kullanılan gübreyi üretiyor.

Fabrikalarında %100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan PepsiCo Türkiye, elektrik ihtiyacının yaklaşık %50’sini atıktan elde ediyor

PepsiCo Türkiye’nin çevresel sürdürülebilirlik konusunda yaptığı çalışmaların en önemli kısımlarından birini ise yenilebilir, temiz ve döngüsel kaynaklardan enerji üretimi oluşturuyor. Şirket atıklardan enerji üretme konusunda da Türkiye’de ve dünyada örnek gösterilebilecek işlere imza atıyor. PepsiCo, 2007 yılından bu yana Suadiye ve Tarsus Fabrikalarında; biyobozunur Atık İşleme -Biyometanizasyon lisanslı Organik Atık İşleme Tesislerinde; fabrikalarının üretim faaliyetleri sonucu oluşan ıskarta ürün-hammaddeler ve arıtma çamurunu kullanarak biyogaz elde ediyor. Kojenerasyon sistemi ile elde edilen gaz, elektrik enerjisine dönüştürülüyor.  

PepsiCo 2020 ve 2021 yılları itibariyle Organik Atık İşleme Tesislerinde elektrik üretim kapasitesini arttırarak, fabrikalarının elektrik ihtiyacının %50’si bu tesislerden karşılanmaya başlamış bulunuyor. Hem yiyecek hem de içecek fabrikalarında elektrik enerjisi üreten şirket, 2021 yılı itibariyle son kullanma tarihi geçmiş olan ürünlerinden de elektrik enerjisi üretmek için yeni bir projeye başlamış bulunuyor. Elektrik ihtiyacının geri kalan kısmını solar panellerden ve yenilenebilir elektrik tedariği sağlayan şirketlerden temin eden PepsiCo Türkiye, tüm dünyada %100 Yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden.  

Naturalis projesi ile patates üretiminde kullanılan kimyasal miktarında %40 oranında azalma

PepsiCo Türkiye’nin sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşması adına geliştirdiği en önemli projelerinden birini “Naturalis” oluşturuyor. Naturalis projesi ile; elektrik üretimi sonrasında kalan, organik atık işleme tesisindeki anaerobik çürütücülerde oluşan ve fermente gübre özelliği taşıyan çamur, susuzlaştırıldıktan sonra anlaşmalı gübre üretim firmasına gönderiliyor. En önemli hammaddelerden olan patatesin yetiştirme süreçlerinde kullanılmak üzere gerekli mineral ilavelerinden sonra gübre özelliği kazandırılıyor. Gübre haline gelen ürün Naturalis markası ile PepsiCo’nun sözleşmeli tarım kapsamında çalıştığı çiftçilere ulaştırılarak sürdürülebilir bir üretim zinciri oluşturuyor. Naturalis markası ayrıca Türkiye’de organo-mineral gübre konusunda tescil alan öncü girişimlerden biri. PepsiCo Türkiye, Naturalis projesi ile birlikte patates üretiminde kimyasal miktarını %40 oranında ve karbon salınımında %11,5 oranında azalma kaydederek önemli bir başarıya da imza atmış bulunuyor. Tamamen Türk mühendisleri ile hayata geçirilen proje şu an birden fazla PepsiCo iş birimine de ihraç ediliyor. 

red bottleCoca-Cola İçecek, 2020 yılında “Birlikte Güçlüyüz” mottosuyla sürdürdüğü faaliyetlerini ilk kez yayınladığı “2020 Entegre Faaliyet Raporu” ile paylaştı. Böylece Türkiye hızlı tüketim malları sektöründe ilk defa bir şirket entegre faaliyet raporu yayınlamış oldu. Raporda Coca-Cola İçecek’in finansal ve finansal olmayan performansı ile geleceğe dönük stratejileri bütünsel bir değerlendirme ile ele alındı. İlk entegre faaliyet raporunu yayınlamanın gururu içinde olduklarını belirten Coca-Cola İçecek CEO’su Burak Başarır, “Pandeminin etkili olduğu 2020 yılında ekosistemimiz, paydaşlarımız, çalışanlarımız ve tüketicilerimiz ile birlikte hareket ettik. “Birlikte Güçlüyüz” dedik. Zorlu geçen 2020 yılını başarıyla tamamladık. 2021 yılında da değer yaratmaya ve büyümeye devam edeceğiz” dedi. 

Pandeminin tüm dünyayı derinden etkilediği 2020 yılında, hem çalışanları hem paydaşları hem de içinde bulunduğu toplumlar için değer yaratan uygulamalarını “Birlikte Güçlüyüz” mottosuyla hayata geçiren Coca-Cola İçecek (CCI), 2020 dönemine ait finansal ve finansal olmayan performansını bu yıl ilk kez yayınladığı entegre faaliyet raporu ile paylaştı. Rapor aynı zamanda Türkiye’de hızlı tüketim malları sektöründe yayınlanan ilk entegre faaliyet raporu oldu. Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative – GRI) Standartları “Temel” seçeneği ve Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi’nin (International Integrated Reporting Council - IIRC) Entegre Raporlama kriterlerine uyumlu olarak hazırlanan raporda, CCI’ın 2020 yılına ait tüm faaliyetleri ile geleceğe dönük stratejileri bütünsel bir değerlendirme ile ele alındı. Bugüne kadar yayınladığı sürdürülebilirlik ve faaliyet raporları ile faaliyetlerinin güncel çıktılarını, geleceğe dair plan ve hedeflerini sürdürülebilirliğe dair yaklaşımı çerçevesinde ele alan CCI,  entegre faaliyet raporu ile entegre düşünce yaklaşımını iş yapış şekillerine de adapte etmeye başladı.

CCI’ın ilk entegre raporunda konsolide finansal durum, konsolide finansal tablolara göre değerlendirildi. Raporda ayrıca, finansal, üretilmiş, fikri, beşerî, sosyal  ve doğal olmak üzere altı sermaye öğesi etrafında, tüm paydaşlar nezdinde yaratılan değer de ele alındı. Altı bölümden oluşan raporda; 2020 yılında öne çıkan gelişmeler, paydaşlarla etkileşim ve entegre yönetişim yaklaşımının yanı sıra stratejik öncelikler, değer yaratmaya yönelik program ve çalışmalar ile operasyonel ve finansal performansa dair ayrıntılar paylaşıldı. Aynı zamanda, CCI’ın Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi İlerleme Bildirimi (COP) ve Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensiplerine (WEPs) dair ilerleme bildirimlerini de yansıtan raporun içerik geliştirme sürecine AA1000 Güvence Standardının önem, kapsayıcılık ve duyarlılık ilkeleri; finansal bildirimlerde ise Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) ve SPK Kurumsal Yönetim Tebliği değişikliği ile yayımlanan "Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi" ilke seti kılavuzluk etti.  

Coca-Cola İçecek CEO’su Burak Başarır, faaliyet gösterilen ülkelerin 1 Ocak – 31 Aralık 2020 tarihleri arasındaki döneme ait yatırımları, hedefleri, uygulamaları ve performans sonuçlarının yer aldığı 2020 entegre faaliyet raporunun kapsamının CCI’ın toplam üretim hacminin %100’üne ulaştığını belirterek şunları söyledi: “Yıllardır çevre, toplum ve kurumsal yönetişim alanlarında paydaşlarımız için yarattığımız değer sayesinde dünyada ve ülkemizde önde gelen kuruluşlar tarafından tanınıyor ve takdir ediliyoruz. Bu kapsamda, 2009’dan bu yana taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UNGC) 10 ilkesini uygulama ve destekleme taahhüdümüzü ödün vermeden devam ettirirken, 2013’ten beri UNGC 100 Endeksinde yer alan tek Türk şirketi olarak yerimizi koruyoruz. Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi, Morgan Stanley Capital International (MSCI) Global Sürdürülebilirlik Endeksi, Global SRI, FTSE4Good Emerging Endeksi ve ECPI Endeksi’nde yer alıyoruz. Sürdürülebilirlik raporlaması performansımızla bugüne kadar elde ettiğimiz başarılara 2020 yılında bir yenisini ekledik. CCI'ın 12. Sürdürülebilirlik Raporu, Amerikan İletişim Profesyonelleri Ligi (LACP) tarafından düzenlenen 2020 Spotlight Ödülleri’nde dört ödüle layık görülerek 1. sırada yer aldı. Bu başarılarımızın üzerine 2020 yılında entegre rapora geçişimizle CCI’ın sosyal, çevresel, ekonomik ve yönetişimle ilgili performansını, değerlendirmelerini, hedef, strateji ve fırsatlarını bütüncül bir yaklaşımla şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde sunmayı amaçlıyoruz.” 


“Birlikte hareket etmenin yarattığı gücün değerine vurgu yaptık”


Burak Başarır, raporla ilgili değerlendirmesinde, “İlk entegre faaliyet raporumuzu yayınlamanın heyecanı ve gururu içindeyiz. 10 ülkede faaliyet gösteren çok uluslu bir içecek şirketi olarak, her adımda sürdürülebilir değer yaratmak için çalışıyoruz. Strateji odaklı ve geleceğe dönük planlamalarımıza ışık tutan entegre raporumuz ile finansal ve finansal olmayan performansımızı bütünsel bir şekilde ele aldık. Kullandığımız kaynaklar ve iş modelimizle birlikte yarattığımız değeri ilişkilendirdik ve şeffaflıkla ortaya koyduk. Pandeminin etkili olduğu 2020 yılında ekosistemimiz, paydaşlarımız, çalışanlarımız ve tüketicilerimiz ile birlikte hareket ettik. “Birlikte Güçlüyüz” dedik. Zorlu geçen 2020 yılını başarıyla tamamladık” dedi ve şöyle devam etti: “Toplumumuza destek olduk, çalışanımızı önemsedik, müşteri ve tüketicimizin her zaman yanında dururken sürdürülebilirlik hedeflerimizden vazgeçmedik. Türkiye ile birlikte 10 ülkede 400 milyondan fazla tüketiciye hizmet veren bir şirket olarak, faaliyet gösterdiğimiz coğrafyaya kesintisiz hizmet ve çalışanlarımızın refahı için gerekli önlemleri almaya ve gelişmelere göre ileriye taşımaya devam ediyoruz.”

Ball logo PMS3135Geri dönüşüm ; toplumumuz, Dünyamız ve işimizin geleceği için kritiktir. Yararları olarak doğal kaynak kullanımında önemli ölçüde tasarrufu ve çevresel etkilerin azaltılmasını sayabiliriz.

Ball Can Challenge, her yıl şirket bünyesinde düzenlediği “Can Challenge “ yarışması ile geri dönüşümün yararları hakkında farkındalık sağlayarak, geri dönüşüm oranlarının artmasını amaçlamaktadır.

Yarışma faaliyet gösteren her işletmede 3 farklı dalda yapılmaktadır.

1. Kutu toplama : Ball çalışanları işyerleri, okullar, toplumsal alanlar vb. gibi yerler lokal imkanlarla toplanamayan kutuların toplanmasını sağlamayı hedeflemektedirler.. Ayrıca kumsal, göl kenarları gibi alanlarda yerel temizlik etkinlikleri düzenlenmektedir. Bunun yanı sıra çevredeki hastane, lokanta gibi işyerleri ile iş birliği sağlanarak geri dönüşüme teşvik edilmiş ve katılımları sağlanmıştır.

2. Topluma Erişim : Ball ,geri dönüşümün faydaları hakkında farkındalık sağlamak bilgilendirme çalışmaları yapmakta,okullarda sunumlar gerçekleştirmektedir. için çevremizde bulunan bütün kişileri , okulları veya fabrika çalışanlarımızı kutu hakkında bilgilendirmekteyiz.

3. Reklam : Sosyal medyadaki paylaşımlar, okullardaki etkinlikler ve kampanyanın duyurulması için harcanan her ekstra çaba için ek puan verilecektir.

Yarışma sonucunda neler kazanabilir ve kazandırabiliriz?

Toplanan her 10 adet kutu için köy okullarına 1 tane kitap bağışlanacaktır.

TSKB ECETSKB, küresel iklim kriziyle mücadele yönündeki somut adımlarını artırmaya devam ediyor. Sürdürülebilir ve inovatif çevre teknolojileri geliştiren sosyal bir girişim olan ecording ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında kredi kullandırımı yaptığı firmalar adına, Orman Genel Müdürlüğü’nün belirlediği sahalarda bir yıl içerisinde ecoDrone ile toplam 150 bin adet tohum topu atışı gerçekleştirilmesini hedefliyor.  TSKB, bu sayede Türkiye’nin sürdürülebilir ve düşük karbonlu ekonomisine katkı sağlarken sosyal girişimcilere olan desteğini de artıracak.

Türkiye’nin sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma bankası Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), küresel iklim krizine karşı sürdürülebilir ve inovatif çevre teknolojileri geliştiren sosyal bir girişim olan ecording ile anlamlı bir iş birliğine imza attı. Bu kapsamda, TSKB’nin kredi kullandırımı yaptığı firmalar adına bir yıl içinde toplam 150 bin adet tohum topu atışı gerçekleştirilmesi planlanıyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) uyumlu her 1 Milyon USD kredi kullanımı için 100 tohum atışı gerçeklemesini hedefleyen TSKB, ecording iş birliğiyle sosyal girişimcilere desteğini de artırmış olacak.

Bu iş birliği ile finans sektöründe yatırım kredilerine endeksli tohum atışı uygulamasını başlatan ilk banka olan TSKB, Orman Genel Müdürlüğü’nün belirlediği sahalarda ağaçlandırmaya ve doğal ekosistemin geliştirilmesine destek verecek.

“Çevresel ve sosyal alanda yenilikçi projelerle iklim krizine karşı çözümün aktif bir parçası olmaya çalışıyoruz”

ecording’in ecoDrone isimli insansız hava araçları ile havadan tohum topu atışı yaparak doğayı koruma önceliğiyle ağaçlandırmaya ve sürdürülebilir çevreye önemli katkılar sağladığını belirten TSKB Genel Müdürü Ece Börü, “İklim krizi tüm dünyada ekstrem hava olaylarının ve doğal afetlerin artmasına sebep oldu. Ormansızlaşma da bu afetlerden biri olarak dünyamızın geleceğini tehdit ediyor. Çevresel ve sosyal alanda yenilikçi projelerle iklim krizine karşı çözümün aktif bir parçası olmaya çalışıyoruz.  Üretimin sürdürülebilir dönüşümüne destek olmak kadar doğal kaynaklarımızı korumaya da eşit önem veriyoruz. Son dönemde aynı amaca yönelik inovatif projeler geliştiren sosyal girişimcilerin artmasını da memnuniyetle izliyoruz. Ulaşılması zor arazilerde ecoDrone’lar aracılığıyla tohum topuatışı yapan ecording ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği ile genç girişimcilere destek vermeyi de projemizin diğer önemli unsuru olarak görüyoruz.”

2008 yılından bu yana karbon-nötr bankacılık yapan TSKB, sürdürülebilirlik yatırımlara sağladığı destekler sayesinde Türkiye’nin yıllık karbon emisyonunun azaltılmasına 14.4 milyon ton seviyesinde katkıda bulunuyor. TSKB, 2025 yılına kadar Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) bağlantılı kredilerin toplam portföy içindeki ağırlığını yüzde 90 seviyesine ulaştırmayı hedefliyor.  Uzun soluklu sosyal sorumluluk projeleriyle çevresel bilinci artırmayı hedefleyen TSKB, 2007 yılından bu yana www.cevreciyiz.com dijital platformunu desteklerken, 2012 yılından beri de üniversitelerde sürdürülebilirlik atölyeleri düzenliyor. TSKB geçen yıl kurduğu Yeşil Kuğu Platformu kapsamında ise iklim krizine dikkat çekerek bu yönde bilinçlendirme çalışmaları ve etkin iş birlikleri hedefliyor.

Sürdürülebilir uygulamalar önemini artırıyor

Son yıllarda dünyada meydana gelen doğal afetler ve pandemi gibi olağanüstü gelişmelerin sürdürülebilirlik uygulamalarının önemini artırdığına dikkat çeken Börü, “Bu süreçte başta devletler ve düzenleyici kuruluşlar olmak üzere, şirketlerden finans kurumlarına, hatta bireylere kadar hepimize farklı sorumluluklar düşüyor. İş, ekonomi ve üretim dünyasında ise yol haritalarının doğru belirlenmesi, aksiyon planlarının hızla oluşturulması büyük önem taşıyor. Sürdürülebilirlik ve iklim alanına özel konsantrasyon geliştirmiş bir kalkınma bankası olarak, finansmanın dönüştürücü gücüne bizzat şahit oluyoruz. İklim değişikliği ile mücadele için çözüm üreten ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi destekleyen bankacılık vizyonumuzla ecording ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği kapsamında, yeşil toparlanma yönünde değerli bir adım daha attığımıza inanıyoruz” diye konuştu

mrtAntalya’da, Muratpaşa Belediyesi, üst üste 6’ncı kez “Mavi Bayrak’ta En İyi Çevre Eğitim Etkinlikleri” ödülünü aldı. Belediye Başkanı Ümit Uysal, “Yaşam şeklimizi, önceliklerimizi değiştirdiğimiz pandemi sürecinde çevrenin korunması için attığımız adımların ödüle değer bulunması bizi son derece mutlu etti. Bu ödülü, doğal değerlerimizin korunmasında yüksek hassasiyete sahip komşularımız adına alıyoruz” diye konuştu.

Muratpaşa Belediyesi, Türkiye Çevre Eğitim Vakfı’nın (TÜRÇEV) her yıl Mavi Bayrak programı kapsamında yapılan çevre eğitim ve bilgilendirme etkinliklerinin değerlendirmesi sonucu verdiği ‘En İyi Çevre Eğitim Etkinlikleri’ ödülünü üst üste 6’ncı kez aldı. Değerlendirme Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi ve Doğa Koruma Merkezi’nden oluşan jüri tarafından yapıldı.

VİZYON VURGUSU

Pandemi nedeniyle online yapılan toplantıda Muratpaşa Belediyesi’yle birlikte Antalya Büyükşehir, Fethiye, Kuşadası, Alanya belediyeleri de ödüle değer görüldü. TÜRÇEV Başkanı Rıza Tevfik Epikmen, “Çevre eğitiminin önemini kavramış ve bu vizyonla salgın dönemini bahane etmeden çevre duyarlılığıyla çalışmalarını yürüten ödül sahiplerini kutluyorum” dedi.

KOMŞULARIMIZ ADINA ALIYORUZ

Ödülü üst üste 6’ncı kez alma başarısı gösteren Muratpaşa Belediye Başkanı Uysal ise Mavi Bayrak programının, belediyenin yaşanabilir dünya – sürdürülebilir çevre hedefine yönelik çalışmalarında önemli yere sahip olduğunu söyledi. Başkan Uysal, “Yaşam şeklimizi, önceliklerimizi değiştirdiğimiz pandemi sürecinde çevrenin korunması için attığımız adımların ödüle değer bulunması bizi son derece mutlu etti. Bu ödülü, doğal değerlerimizin korunmasında yüksek hassasiyete sahip komşularımız adına alıyoruz” diye konuştu.

PLAJLAR AÇILDI

Antalya’nın doğa harikası falezlerinin denizle buluştuğu noktada yer alan belediye plajlarının bu yıl da Mavi Bayrak almaya hak kazandığına dikkat çeken Başkan Uysal, kademeli normalleşmeyle birlikte plajların sabah 07.00 ile 20.00 saatleri arasında hizmet verdiğini söyledi.

ÖDÜL GETİREN ÇALIŞMALAR

Muratpaşa Belediyesi, kısıtlamalar ve yasaklarla geçen 2020’de, Mavi Bayrak programı kapsamında deniz dibi temizliği ve envanter çalışması, plajlarda sıfır atık eğitimleri, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve spor kulüpleriyle falez temizliği yaptı, atölye çalışmaları gerçekleştirdi.  5 Haziran Dünya Çevre Günü, Uluslararası Kıyı Temizleme Günü, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla da çeşitli etkinlikler gerçekleştiren Muratpaşa, nesli tehdit altında bulunan Akdeniz fokunun korunmasına yönelik eğitimlere de 2020 içinde devam etti.

surdurulebilirlik gunleri 03 28895İstanbul Sanayi Odası (İSO) Sürdürülebilirlik Vizyonu kapsamında kurulan İSO Sürdürülebilirlik Platformu; ikinci toplantısını, aynı zamanda İSO Yönetim Kurulu Üyesi de olan İSO Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir ev sahipliğinde gerçekleştirdi. 

Sanayi, kamu ve yerel yönetim, finans, üniversite, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve İSO danışmanlarının katılımıyla yapılan toplantıda öncelikle birinci toplantının çıktıları üzerinden değerlendirmeler yapıldıktan sonra; Toplantının ana gündemlerinden birinci sırada olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 6. Değerlendirme Raporu ele alındı.

Toplantının açılışında iklim krizinin ne denli ciddi boyutta bir sorun olduğunu, ülkemizde ve dünyada yaşanmakta olan yangınların, hava olaylarının, sellerin tayfunların açık bir şekilde gösterdiğini söyleyen İSO Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir bu felaketler ve yaşanan can kayıpları nedeniyle sürdürülebilirlik konusunun gittikçe daha da hayati bir konu olmaya başladığın vurguladı. 

Tacir konuşmasında tarımdan enerjiye, sanayiden lojistiğe tüm sektörlerde küresel rekabetçiliği sağlamanın en önemli kriterlerinden birinin iklim değişikliği ile mücadeleyi temel alan, çevresel sürdürülebilirliği önemseyen politikalar olduğunu belirtti.

Sözlerine “2020 yılı iklim felaketlerinin maliyetinin 360 milyar dolar olduğu telaffuz ediliyor. Her yıl maalesef 4,7 milyon hektar orman yok oluyor. Özellikle IPCC’nin daha önceki raporlarında yaptığı değerlendirmelerin %100’ün gerçekleştiğini görüyoruz.” şeklinde devam eden Tacir bu nedenle bugünkü oturumun ana gündeminin de iklim değişikliği ve etkileri konuları olacağına değindi.

Daha sonra hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 6. Değerlendirme Raporu Birinci Çalışma Grubu Çıktıları, Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı, İklim Değişikliği ile Mücadelede Seçenekler ve İSO Sanayi Kongresi Hazırlıkları konularından oluşan gündem doğrultusunda katılımcılar görüşlerini dile getirdi, bu konularda İSO’nun sürdürülebilirlik vizyonuna katkı sağlayacak stratejik önerilerde bulundular.

Toplantıda, IPCC 6. Değerlendirme Raporu’nun insanlık için “kırmızı alarm” niteliğindeki rapor çıktıları üzerinde durularak, iklim değişikliği ile mücadelede net sıfır emisyon azaltım ile ilgili hedeflerin ön plana çıktığının altı çizildi. İklim Değişikliği ile Mücadelede Seçenekler başlığında T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen KOBİ’lerde Enerji Verimli Motorların Teşvik Edilmesi- TEVMOT Projesi hakkında ve sanayide enerji verimli motor geçişi ile ilgili bilgilendirmeler yapıldı. 

Katılımcılar İSO’nun sürdürülebilirlik konusunda farkındalığı artırmak amacıyla gerçekleştirdiği Yeşil Gündem ve Yeşil Bülten çalışmalarının yanı sıra Aralık ayında gerçekleşecek olan İSO Sanayi Kongresi hazırlıkları konusunda da bilgilendirildi.

Platform üyeleri makro seviyede iklim değişikliğini ele almanın, 2050’ye kadar sıfır karbon emisyonu hedefi ile yola çıkarak enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi gibi konularda hızlı, somut hamleler almanın gerekliliği belirtildi. 

Platformda ele alınan bir diğer önemli gündem ise iklim değişikliği ile mücadelede adaptasyonu sağlamayı hedefleyen ve ihracatta rekabetçiliği güçlendirecek bir yol haritası niteliğinde olan Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı oldu. Ticaret Bakanlığı’ndan yetkililer eylem planının detaylarını platform üyeleri ile paylaşırken, katılımcılar bu plana dair görüşlerinden bahsetti. 

Net sıfır karbon emisyonu hedefiyle yola çıkarak, Türkiye sanayisinin, aktif sürdürülebilir kalkınma stratejisi oluşturmasının gerekliliği belirtildi. Doğal kaynaklarımızın gittikçe azaldığı, hammaddenin geri dönüşümünün önem kazandığı dünya düzeninde, sanayicilerimizi de yakından ilgilendiren yeşil ve döngüsel ekonomi gündeme getirildi. Sürdürülebilir üretim ve tüketim anlayışında yeşil finansmana, yatırımın sürdürülebilirliğine odaklanan yol haritalarının önemi konuşuldu.

Son olarak, İklim Değişikliği ile mücadelede seçenekler gündemiyle “Enerji Verimli Motor Geçişi İçin Kapsamlı Bir Değerlendirme ve Yol Haritası Çalışması” ve “KOBİ’lerde Enerji Verimli Motorların Teşvik Edilmesi- TEVMOT Projesi” hakkında bilgilendirme yapıldı.

1625909150 GCT IHHUN Global Compact, şirketlerin iklim değişikliği ile mücadele uygulamalarını hızlandırmak ve bilim temelli emisyon azaltım hedeflerini belirlemeleri için şirketlere bir yol haritası sağlamak amacıyla “İklim Hedefi Hızlandırma Programı”nı (Climate Ambition Accelerator – CAA) hayata geçiriyor. 25 ülkede uygulanacak program Türkiye’de başladı. Çevrimiçi akademi eğitimleriyle atölye çalışmalarını bir araya getiren ve tüm dünyada yaklaşık 450 şirketin dahil olduğu programa Türkiye’den 19 şirket katılıyor.  Aralık 2021 tarihine kadar sürecek program ile katılımcılar küresel ölçekte en iyi uygulamalara, birbirinden öğrenme olanaklarına, kapasite geliştirme oturumlarına ve akademi eğitimlerine erişim imkanına sahip olacaklar.

12 bin imzacısı ile dünyanın en büyük çok paydaşlı sürdürülebilirlik platformu olan UN Global Compact’in 25 ülkede eş zamanlı olarak yürüteceği İklim Hedefi Hızlandırma Programı Türkiye’de de başladı. 2021 yılının Aralık ayında sona ermesi planlanan program ile katılımcı şirketlere 1.5°C hedefi ile uyumlu ve bilime dayalı emisyon hedefleri belirleme süreçlerinde gereken bilgi ve beceri sağlanması hedefleniyor. İklim Hedefi Hızlandırma Programı “net sıfıra” geçiş yolundaşirketlerin ihtiyaç duyacağıstratejileri oluşturmaları için bir yol haritası da sunulacak.

Farklı büyüklük ve sektörden şirketlerin dahil olacağı programa; Akis Gyo, Anadolu Efes, Bantboru, Çimsa, Egemet, Elif Plastik, Kazan Soda, Koç Holding, Kordsa, Mavi Giyim, Originn, Penti, Tekfen Holding, TOYO Matbaa, Türkiye Sinai Kalkınma Bankası (TSKB), Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, Yaşar Holding, Yorglass ve Zorlu Enerji katılacak.

Programın açılış konuşmasını yapan Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre Çalışma Grubu Eşbaşkanı Servet Yıldırım “Bu programa dahil olarak iklim değişikliği ile mücadelede somut adımlar atmak konusunda şirketlerimizin kararlılığını görmek bizleri umutlandırıyor. Hiç şüphesiz; iklim değişikliği ile mücadele ertelenemez. Özel sektör olarak bu mücadelede yerimizi almalı; çok hızlı bir şekilde somut adımlar atmalı, iş modellerimizi, şirket stratejilerimizi yeniden kurgulamalıyız.” dedi.

Program temel ve ileri seviye olmak üzere iki farklı içerik sunuyor.

Bilim Temelli Hedef (Science-Based Targets) belirleme metodolojisine ilişkin KOBİ ve büyük şirketlere yönelik farklılaşmış içerikler sunan program sayesinde şirketler şirketler teknik seviyede bilgi içeren çevrimiçi akademi oturumlarını takip edecek, gerçekleşecek atölye çalışmaları ile kapasite geliştirebilecek, ülke düzeyinde paydaşlar arası üst düzey toplantılara katılabilecekler ve 2050’ye kadar net sıfıra ulaşmak için bilime dayalı emisyon azaltma hedeflerini belirlemek için ihtiyaç duydukları yol haritasını oluşturabilecekler

cevko vakfi calismalari2021 yılında ÇEVKO Vakfı’nın katkısıyla, Türkiye genelinde 48 belediyede, 81.562 ton ambalaj atığı toplanarak geri dönüşüme gönderilmiştir.  Haziran ayı dahil olmak üzere 2021 yılında ÇEVKO Vakfı tarafından belediyelere kaynağında ayrı toplama çalışmaları için 40 adet dış mekan atık kumbarası, 2.655 adet iç mekan atık kutusu, 180.000 adet atık toplama torbası ve 49 adet araç üstü konteyner verilmiştir.

Genel Kurul Foto

Küresel salgın nedeniyle yapılamayan 2020 yılı ile 2021 yılı Olağan Genel Kurul toplantıları yapıldı. 2021 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında Yönetim Kurulu’na aşağıda ismi belirtilen şirketler 2 yıl için seçildiler :

ANADOLU EFES BİRACILIK VE MALT SAN. A.Ş.

BALL BEVERAGE TURKEY PAKETLEME SAN. VE TİC. A.Ş.

COCA-COLA İÇECEK A.Ş.

CROWN BEVCAN TÜRKİYE AMBALAJ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

EDİRNE YAĞ SAN. VE TİC. A.Ş.

ERİKLİ SU VE MEŞ. SAN. VE TİC. A.Ş.

GCA GÜROK TURİZM VE MADENCİLİK A.Ş.

INDORAMA VENTURES ADANA PET SAN. A.Ş.

LOREAL TÜRKİYE KOZMETİK SAN. VE TİC. A.Ş.

PEPSİ COLA SERVİS VE DAĞ. LTD. ŞTİ.

PINAR SU ve İÇECEK SAN. VE TİC. A.Ş.

PROCTER&GAMBLE TÜKETİM MALLARI SAN. A.Ş.

TÜRK TUBORG BİRA VE MALT SAN. A.Ş.

ULUDAĞ İÇECEK TÜRK AŞ.

UNILEVER SAN. VE TİC. TÜRK A.Ş.

Genel Kurul’lar da kabul edilen ÇEVKO Vakfı 2019 ve 2020 Faaliyet Raporları için aşağıdaki linki tıklayınız:

ÇEVKO, Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı - Faaliyet Raporları (cevko.org.tr)

Prokets logo renkliÇEVKO Vakfı’nın ülkemizde kurucusu olduğu sürdürülebilir atık yönetim sistemi, atıkların üretildiği her noktada uygun şekilde biriktirilmesi için gerekli altyapının kurulması, sonrasında da toplanarak türlerine göre ayrılması, geri kazanımı ve bertarafını ifade ediyor. Sıfır Atık yönetim sisteminin temelini de bu sürecin işleyişi oluşturuyor.

ÇEVKO Vakfı 30 yıllık deneyimi sonucunda geliştirmiş olduğu sistem ile atık yönetim sürecini sadeleştirdi. İnteraktif, dinamik ve sürdürülebilir teknik altyapıya sahip bir model kurup, PROKETS olarak adlandırdığı bütünsel çözümü firmaların hizmetine sunmaya başladı.

PROKETS nedir?

Mevcut atık yönetim uygulamalarının Sıfır Atık yönetim sistemine geçişini, Entegre Çevre Bilgi Sistemi bünyesinde yer alan alt sistemlerle entegrasyonunu sağlayan, e-kütüphane, e-tedarik, e-öğrenme, mevzuat ve uluslararası hedeflere uyumluluk göstergelerine sahip takip, analiz, raporlama sistemidir.

PROKETS nasıl çalışır?

Durum Analizi:

Faaliyet alanınız, konumunuz, bina bilgileriniz, çalışan sayınız, atık biriktirme ekipmanlarınız v.b. temel bilgiler ve atıklarınız için iş birliği içerisinde olduğunuz çözüm ortaklarınıza ait bilgilerin sisteme girişinin yapıldığı ilk adımıdır.

Kuruma ait temel bilgiler ve atık yönetimine ait çözüm ortaklarınızın bilgilerin sistem girişi yapılır. Girişi yapılan bilgiler mevzuat ve teknik kriterler yönünden değerlendirilir. Uyarı modülü devreye girerek varsa uyumsuzlukları tespit eder, gerekli hatırlatmaları yaparak mevcut durum analizi ve ihtiyaç haritasına yönelik ön rapor hazırlanır.

İhtiyaçların Belirlenmesi:

Mevcut biriktirme ekipmanlarının sayısı, hacimleri, mevzuata uyumu analizi sonucunda ek ihtiyaç miktarı, kuruma özel tasarım durumu, tedarikçi bilgileri ve değerlendirme bilgilerini içeren raporlama yapılır. Biriktirme ekipmanları QR kod / barkod ile etiketlenir, bulunduğu yer ve kullanım amacına göre eşlenir.

Atık Takip Sistemi:

Toplama, geçici depolamada ve lisanlı firmaya/kuruluşa teslimi adımlarında mobil cihaz ve/veya mobil telefon aracılığı ile okutularak her aşamada oluşan verinin sisteme aktarımı sağlanır. Biriktirme ekipmanı özelinde toplanan bilgiler, geçici depolama alanı ve atığın teslim edildiği araç bilgileri ile birleşerek izlenebilirlik zinciri tamamlanır. Atığın oluşum alanı, miktarı, toplanma periyodu, geçici depolama alanında bekleme süresi, verilme süresinin mevzuata uyumu, nereye verildiği, verilen yerin lisans durumu konularında detaylı bilgiler online olarak takip edilebilir hale gelir.

Uyarı ve Hatırlatma:

Her adımda edinilen bilgiler mevzuat ve teknik kriterler açısından değerlendirilir. Sisteme yüklenen izin, lisans, çözüm ortağı bilgileri ile karşılaştırılarak analiz edilir. Gerekli uyarı, hatırlatma, bilgilendirmeler yapılarak atık yönetimi ve sıfır atık ajandanız oluşturulmuş olur.

 

Eğitim:

Sistemin kurulmasından önce ortak belirlenecek bir takvim dahilinde üst yönetime, çalışanlara ve toplamayı yapacak personele eğitim verilir. Personelin farkındalığının artarak devamı ve yeni personelin bilgilendirilmesi amacı ile yenileme eğitimleri organize edilir.

PROKETS neler yapar?

*  Sıfır Atık yönetim sistemi yükümlülüklerinin yerine getirilmesi

  • Sisteme geçiş için gerekli alt yapının sağlanması
  • Veri girişlerinin sistemler arası entegrasyon ile gerçekleştirilmesi
  • Tedarikçi veri havuzundan faydalanarak mevzuata uyumlu ekipman tedariki

 

Entegre Çevre Bilgi Sisteminde yer alan alt sistemlerle entegrasyon

  • Veri girişlerinin sistemler arası entegrasyon ile gerçekleştirilmesi

 

*  Döngüsel Ekonomi çerçevesinde analizler yapılması

 

Uluslararası standartlara uygun raporlamalar

  • Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına uyum raporu
  • GRI raporları

 

*  E- Kütüphane

  • Sisteme yüklenen belgeler için alternatif depolama alanı
  • İzin/Lisanlar için e-ajanda
  • Çevre mevzuatı takibi

 

E-Öğrenme

  • Uzaktan eğitim desteği
  • Tazeleme eğitimleri için hazırlanan materyallerden faydalanma

 

*  Çevresel Fayda Raporu

  • Atık Yönetim Sistemi sonucunda elde edilen verilerin çevresel fayda raporuna dönüşümü

Katılmak için : https://prokets.com/survey

Detaylı sorularınız için : This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

yesil nokta ogrenci 02Bu yıl ilk kez düzenlenecek olan “Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri “yarışma başvuruları tüm hızıyla devam ediyor..

ÇEVKO Vakfı; ambalaj tasarımı, atık yönetimi ve çevre konulu sosyal sorumluluk alanlarında özgün çevre dostu ürün, uygulama ve proje geliştirmelerini teşvik etmek ve üniversite-sanayi işbirliği sağlamak amacıyla düzenlediği yarışmada başarı elde eden üniversite öğrencilerini ödüllendiriyor.

Öğrenciler üç farklı kategoride bireysel ya da grup olarak başvurabileceklrdir.

Ambalajda Önleme Uygulamaları

Atık Yönetim Sistemi ve Uygulamaları

Çevre Konulu Sosyal Sorumluluk Uygulamaları

Ödüllendirilmeye değer bulunacak ürün, uygulama veya projeler için her kategoride ayrı ayrı verilebilecek ödül tutarları şöyledir:

1.lik Ödülü:    5.000 TL

2.lik Ödülü:    3.000 TL

3.lük Ödülü:   2.000 TL

Teşvik Ödülü: 1.000 TL

Yarışma takvimi aşağıdaki gibidir:

Son Başvuru Tarihi            01.10.2021

1.Jüri Değerlendirmesi       20.10.2021

2.Jüri Değerlendirmesi       17.11.2021

Ödül Töreni                       15.12.2021

Yarışma başvuruları ve jüri değerlendirmesi COVID-19 salgını nedeniyle elektronik ortamda yapılacaktır. Yarışma şartnamesinde belirtilen kriterlere göre hazırlanmış başvurular www.yesilnoktaogrenci.org  ağ sayfası üzerinden Temmuz 2021 başı itibariyle kabul edilmeye başlanacaktır.

Yarışma şartnamesi için lütfentıklayınız

596423558 01UEFA Şampiyonlar Ligi sponsoru olan Pepsi, 'Pepsi Yıldız Futbolcu Seminerleri' projesi ile futbolu desteklemeye devam ediyor. Ankara, Eskişehir ve İzmir'de gerçekleşecek olan seminerlerde , eğitmen desteğini TSYD ve ÇEVKO Vakfı sağlayacak. Ünlü futbolcular genç futbolseverlere deneyimlerini aktarırken, spor konusunda uzman hekimler yetenek sürdürülebilirliği konusunda bilgi verecek. Seminere katılacak genç yeteneklere geri dönüşümün önemini anlatan eğitimler ÇEVKO Vakfı tarafından sağlanacak.
Proje kapsamında, ÇEVKO Vakfı tarafından Ankara-Yenimahalle,
İzmir-Karşıyaka ve Eskişehir -Tepebaşı'na yerleştirilen geri dönüşüm üniteleri ile temmuz ayı sonuna kadar bu istasyonlarda pet şişeler toplanacak. PET şişeler ÇEVKO Vakfı koordinasyonu ile toplanıp , amatör futbolcular için formaya dönüştürülecek ,ayrıca bu formalar ,proje kapsamında eğitim alan çocuklara da hediye edilecek.

 

PG fotoCarrefourSA’dan satın alınacak her Procter&Gamble ürünü ile ÇEVKO Vakfı’nın oluşturduğu Olimpik Anneler Ormanı ‘na katkı sağlanacak.

Bu önemli proje ile ilgili olarak Procter&Gamble Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya CMO ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Onur Yaprak, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer ve CarrefourSA Kategori Genel Müdür Yardımcısı Murat Dinçer ,Posta Gazetesi yazarı Arzu Çekirge Paksoy’un sorularını yanıtladı.

Habere ulaşmak için:

Dünya Çevre Günü’nde ilk adımları atıldı! Olimpik Anneler Ormanı kuruluyor... (posta.com.tr)

migros ticaretDünya çapında 70 ülkeden, 400 perakendeci, üretici ve servis sağlayıcı üyesi bulunan ve üye şirketlerinin yarattığı cirosal büyüklük 3,5 trilyon Euro’yu aşan Consumer Goods Forum’un (CGF) 2019 yılından bu yana Eş Başkanlığını yürüten Migros Ticaret A.Ş. İcra Başkanı Özgür Tort, iki yıllık görev süresini başarıyla tamamladı. CGF’in yönetim kurulunda 2013 yılı itibariyle yer alan Tort, 2019 yılı itibariyle Dünya Perakende Başkanlığı görevini yürütmeye başlamıştı. Perakende Başkanlığı görevini Haziran ayında Alibaba Group CEO’su Daniel Zhang’e devreden Tort, Yönetim Kurulu ve Yönetişim Komitesi’ndeki görevlerine devam ederek CGF’ye katkıda bulunmayı sürdürecek.

Migros’tan sürdürülebilirlik alanında önemli çalışmalar 

Migros, iklim değişikliğiyle mücadele operasyonlarında sera gazı salımına yol açan en önemli etken olan soğutucu gazlar ve elektrik tüketimi nedeniyle, soğutma sistemlerinde daha verimli ve gaz kaçaklarını önleyici yeni nesil sistemler kuruyor. Elektrik tasarrufu için soğutma, iklimlendirme ve aydınlatma sistemlerini merkezden kontrol ederek optimizasyon sağlıyor. Yalnızca kendi operasyonlarını değil, dolaylı etkilerini de azaltmak için çalışmaları bulunuyor. Mağaza dolaplarında gaz yerine soğuk su gezdiriyor, yalnızca suyu soğutmak için gaz kullanan Migros’un patenti kendisine ait olan ve mağazalarında yaygınlaştırmaya başladığı bu sistem gaz kaçağını yüzde 99 oranında önlüyor. Bu alandaki çalışmalarıyla CDP (Carbon Disclosure Project) İklim Değişikliği ve Su programlarına yapılan raporlamalarla, bugüne kadar 3 kez İklim Liderleri arasında yer alan Migros, 2020 yılında da Su Liderleri arasına girdi. 

1. RESMI GAZETEÇevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, hazırlanan "Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği" 26.06 .2021 tarihinde ,31523 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı

Yönetmeliğe aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/06/20210626-18.htm

5talsad.2“Geri Dönüşümün Parçası Ol “Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) tarafından düzenlenen,alüminyumun ve alüminyum içeren atıkların geri dönüşüm teknolojilerinin, sürdürülebilirlik ve çevre etkilerinin teknoloji, envanter ve sertifikasyon süreçlerinin geliştirilmesini konu alan yenilikçi proje ve fikirlerin desteklenmesi amacı ile üniversitelerin ve mensuplarının, profesyonellerin, sivil toplum kuruluşlarının ve şirketlerin başvurusuna açık bir proje yarışmasıdır.

NE TÜR PROJELER KATILABİLİR?

Yarışma geniş anlamda alüminyumun geri dönüşümü ve yaşamsal faydalarını kapsayan teknolojik içerikli tüm çalışmalara açıktır (teorik bir araştırma, deneysel bulgu, endüstriyel ölçekte proses, vb).

Alüminyum içeren atıkların (kullanılmış alüminyum atıkları, hurda, cüruf, proses artığı vb) toplama, ayrıştırma ve geri dönüşüm süreçlerinin bütününü kapsar (teknoloji ve proses geliştirme, sürdürülebilirlik ve çevre etkilerini geliştirmeye yönelik uygulamalar, envanter, sertifikasyon).

KİMLER KATILABİLİR?

• Üniversiteler ve akademisyenler (bireysel veya ilgili birimler)
• Şirketler, kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri
• Profesyoneller, yöneticiler, mühendisler
• Lisansüstü öğrenciler

YARIŞMA TAKVİMİ

Son Başvuru Tarihi: 31 Temmuz 2021
Jüri Değerlendirmesi: Ağustos – Eylül 2021
Ödül Kazanan Projelerin İlanı: 30 Eylül 2021
Ödül Töreni: 14 Ekim 2021

ÖDÜLLER

Geri Dönüşüm Proje Yarışması’nda Birinci Seçilen Projeye 30.000 TL, İkinci Seçilen Projeye 20.000 TL, Üçüncü Seçilen Projeye 10.000 TL para ödülü verilecektir.

Jüri tarafından seçilen projeler, TALSAD’ın iletişim ağları üzerinden tanıtılacak ve proje geliştirme amaçlı finansal arayış, dış destekli proje geliştirme, sponsor olanakları gibi konularda yönlendirme yapılacaktır.

Detaylı bilgi için: TALSAD – Türkiye Alüminyum Sanayiciler Derneği

no plastik copyÇEVKO Vakfı’ nın da üyesi olduğu Global Compact Türkiye ile SKD Türkiye ve TÜSİAD iş birliğiyle 2019 yılının sonunda hayata geçirilen İş Dünyası Plastik Girişimi (İPG) içinde yer alan 34 şirket plastik azaltım taahhüdü verdi.

Yapılan açıklamaya göre ambalajlı tüketim malları, perakende ve hizmet sektörü, dayanıklı tüketim malları ve hammadde üretimi alanlarında faaliyet gösteren 34 şirket, bir yılı aşkın süredir etkinlikler, eğitimler ve iyi uygulama paylaşım toplantıları sayesinde taahhüt verme sürecini tamamladılar ve 2023 yılı için somut hedeflerini belirlediler.

Açıklamaya göre bu şirketler 2023 yılına kadar taahhütlerine ilişkin bir ilerleme raporunu yıllık olarak yayımlayacak, farkındalık çalışmalarına katkı sağlayacak ve iyi uygulamaların yaygınlaşması için İPG’nin bağlantıda olduğu ağlardan yararlanma fırsatı yakalayacak.

Açıklamaya göre İş Dünyası Plastik Girişimi programı kapsamında taahhüt veren şirketler şunlar:

Allianz, Anadolu Efes, Anadolu Grubu, Arçelik, Borusan Holding, Borusan Lojistik, Boyner Grup, Danone Waters, Deloitte, Divan, Dow, Eczacıbaşı Holding, Elif Plastik, Garanti BBVA, IC İçtaş İnşaat, Kibar Holding, Koç Holding, LAV, Migros, Nestle, Organik Kimya, P&G, Sabancı Holding, Siemens, Sunar NP, Sütaş, TSKB, Turkcel, Unilever, Vestel Beyaz Eşya, Vestel Elektronik, Yaşar Holding, Yıldız Holding, Zorlu Holding

1348804052Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayınladığı “2050’de Net 0: Küresel Enerji Sistemi için Bir Yol Haritası” raporuna göre, hedefe ulaşılabilmesi için rüzgâr ve güneş enerjisi kapasitelerinin hızla artırılmasının gerektiği ifade edildi. Raporda, 2035 yılı itibarıyla fosil yakıtlı araçların satışının durması gerektiği belirtildi.

Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan IEA Direktörü Fatih Birol, temiz enerji yatırımlarının ayrıca küresel ekonomik büyümeye katkı yapacağını ve istihdam artışı getireceğini vurguladı.”

2.pepsi loreal nestleDünyanın önde gelen tüketici markaları L'Oréal, Nestlé, PepsiCo ve Suntory Beverage &Food Europe tamamen sonsuz geri dönüşüm odaklı yeni bir teknoloji ile üretilen PET plastik şişelerin üretimini duyurdu.

Biyoteknoloji çözümleri şirketi Carbios CEO’su Jean Claude Lumaret şunları söyledi:

"Dünyada ilk kez , virgin PET ile aynı özelliklere sahip enzimatik olarak geri dönüştürülmüş renkli ve karmaşık plastikten gıda sınıfı şeffaf şişeler oluşturduk .Bu uygulama PET plastik tedariği konusundaki döngüyü küresel olarak tamamen kapatabilecek önemli bir yeniliktir".

Carbios'un çözeltisi, PET plastiği parçalara ayırmak ve geri dönüştürülebilir hale getirmek için doğal olarak oluşan mikroorganizmalardan enzimler kullanır. Yeni teknoloji, aksi takdirde çöpe gidecek veya yakılacak daha fazla PET plastik türünün geri dönüştürülmesine izin verir. Ayrıca endüstriyel ölçekte geliştirilebilir ve geri dönüştürülebilen PET plastik miktarını arttırır.

PepsiCo Ambalaj İçecekler Küresel Başkan Yardımcısı Ron Khan :

"PepsiCo, ambalajın asla atık haline gelmeyeceği vizyonumuza ulaşmak için döngüsel bir ekonomi inşa etmeye kararlıdır. Kullandığımız bakir plastiği azaltmaya ve çığır açan Carbios geri dönüşüm teknolojisiyle, değerli malzemeyi döngüsel ekonomide tutmaya, atıkları azaltmaya ve gerçekten kapalı döngülü bir sisteme doğru bir adım daha atmaya yardımcı olabiliriz," dedi.

L'Oréal Ambalaj ve Geliştirme Direktörü Jacques Playe şunları söyledi:

"Mekanik geri dönüşüme alternatif olarak enzymatic geri dönüşüm teknolojisinden elde edilen PET'ten üretilen bu ilk şişeyi geliştirmek için 2017 yılından beri Carbios ile birlikte çalışıyoruz. Bugün bu şişelerin fizibilitesini pilot aşamada duyurmaktan mutluluk duyuyoruz ve ortaklarımızla geleceğin ambalajını oluşturacak konumda olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu, daha çevre dostu ambalajları pazara sunmak için kararlılığımızı gösteren ve 15 yıldan uzun bir süre önce başlayan bir döngüsellik girişiminin bir parçası olan gelecek yıllar için umut verici bir yeniliktir".

L'Oréal'de 2030 yılına kadar ürün ambalajlarında kullanılan plastiklerin %100'ü için geri dönüştürülmüş veya biyo-bazlı kaynaklara geçme hedefleri de dahil olmak üzere birçok şirketteki sürdürülebilir ambalaj hedefleriyle uyumludur.

Nestlé Waters Ambalaj Malzemesi Bilimi ve Çevresel Sürdürülebilirlik Başkanı Jean-Francois Briois :

"%100 renkli geri dönüştürülmüş PET malzemelerden üretilen prototip şişelerin kalitesinin berrak bakir PET ile neredeyse aynı olduğunu görmek çok heyecan verici. Carbios ile yaptığımız bu ortaklık sayesinde kalite, ikonik tasarım ve sürdürülebilirliği birleştirmenin büyük zorluğuna ulaşabiliyoruz. Endüstriyel ölçeğe ulaştığımızda, bu enzymatic geri dönüşüm teknolojisi yüksek kaliteli rPET şişeleri üretmemizi ve Nestlé'nin bakir plastik kullanımını azaltma yolculuğunda yardımcı olmamızı sağlayacak." diye ekledi.

Yeni teknoloji, Nestlé'deki ambalajlarının %100'ünü 2025 yılına kadar geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir hale getirmeyi hedefliyor.

79198999 01Dünya’nın önde gelen 150’den fazla şirketi , döngüsel ekonomiye katkı sağlamak ve çözüm üretmek amacıyla Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR)'na destek verme kararı aldı.

EXPRA’nın 15 haziran’da yayınladığı basın bültenine göre “Döngüsel ekonomide kullanımı önlenemeyen veya geri dönüşümü sağlanamayan ambalajlar için Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR)'na destek verme kararı aldı. Ürün yaşam döngüsü içinde geri dönüşüm faaliyetlerinin artırılması, hammadde maliyetlerinin azaltılarak ekonomiye ve topluma fayda sağlaması için toplama, ayırma ve geri dönüşüm sürecinde sürekli ve yeterli finansmana gereksinim duyulmaktadır. Bu nedenle EPR , her yıl on milyonlarca ton ambalajın doğaya karışmasını önlemek ve döngüsel ekonomiye katkı sağlamak için ambalaj atıklarının geri dönüşümü üzerine projeleri desteklemekte ve geliştirmektedir. EPR, Avrupa'da ve 25 ülkede ambalajları ekonomik döngüde tutmak, çevreye karışmasını önlemek, sera gazı salımlarını azaltmak ve istihdam yaratmak için toplama ve geri dönüşüm altyapısı oluşturmaktadır. "

EXPRA Hakkında:

Sanayi yükümlülüğünde olan ambalaj ve ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda 25 ülkenin şemsiye organizasyonu olan EXPRA (EXTENDED PRODUCER RESPONSIBILITY ALLIANCE - Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği), 2013 yılında kurulmuş, kar amacı gütmeyen bir organizasyondur. EXPRA'nın kuruluş amacı, üyesi olan piyasaya sürenler tarafından veya adına kurulan ve işletilen, ambalaj atıkları geri kazanım kuruluşlarını temsil eden yetkili bir ses ve ortak politika platformu olmaktır.

Aralarında ÇEVKO Vakfı’nın da bulunduğu EXPRA üyeleri, 200 milyonu aşkın nüfusa ambalaj toplama, ayırma ve geri dönüşüm altyapısı sağlıyor ve yılda 18 milyon tonun üzerinde ambalajın geri dönüştürülmesini ve geri kazanılmasını sağlıyor.

Ek bilgi için lütfen www.expra.eu adresini ziyaret ediniz.

3.emberEnerji konusunda faaliyet gösteren düşünce kuruluşu Ember tarafından yayımlanan analiz, Avrupa’da kömürden elektrik üretimi kaynaklı hava kirliliğinin en yüksek olduğu ülkeleri ortaya koyuyor. Yapılan basın açıklamasına göre, ülke ölçeğinde gerçekleştirilen sıralamada Türkiye ve Ukrayna, tüm kirletici türlerinde ilk üç sırada yer alıyor. Batı Balkanlarda yer alan ülkeler, görece küçük ölçeklerine rağmen Türkiye ve Ukrayna’yı takip ediyor. Almanya ve Polonya gibi Avrupa Birliği ülkeleri ise azot (NOx) kirliliği açısından üst sıralarda kendisine yer buluyor.

Elektrik üretimi amacıyla kullanılan kömür, havaya kirleticiler yayarak insan sağlığına tehdit oluşturuyor ve çok sayıda erken ölüme sebep oluyor. Bu kirleticilerin yayılımı binlerce kilometreyi bulabiliyor. Ember tarafından gerçekleştirilen analiz, Avrupa Birliği içerisindeki 27 ülkeyi, İngiltere’yi, Enerji Topluluğu’na üye ülkeleri ve Türkiye’yi kapsıyor. Hava kirliliği verilerinin değerlendirildiği analizde kömür santralleri, üç kirletici (SO2, PM10, NOx) göz önünde bulundurularak sıralanıyor.

• Kömürlü termik santrallerden kaynaklanan PM10 kirliliğinin büyük bölümü Ukrayna’daki santrallerden kaynaklanıyor. Ukrayna’da faaliyet gösteren sekiz santral, PM10 açısından en fazla kirlilik yayan on santral arasında yer alıyor.
• Avrupa’da kömürden elektrik üretimi kaynaklı SO2 (kükürt dioksit) kirliliğinde Ukrayna (%27), Türkiye (%24), Sırbistan (%15) ve Bosna Hersek (%11) başı çekiyor.
• En fazla kükürt dioksit yayan on kömür santrali, Avrupa’nın kömürden elektrik üretimi kaynaklı SO2 emisyonlarının yaklaşık yarısına (%44) denk geliyor. Bu santrallerin üçer tanesi Sırbistan ve Türkiye’de, ikisi Bosna’da, birer tanesi de Ukrayna ve Makedonya’da yer alıyor.
• Türkiye’de kömürden elektrik üretimi kaynaklı NOx (azot) kirliliği, Avrupa toplamının beşte birini oluşturuyor (%20). Türkiye’yi, Almanya (%16), Ukrayna (%16) ve Polonya (%14) takip ediyor.
• Batı Balkan ülkeleri 2019 yılında, Enerji Topluluğu üye ülkeleri için ulusal ölçekte belirlenmiş olan hava kirliliği emisyon limitlerine uyum sağlamadılar. Avrupa’daki en kirli santraller sıralamasında birçok santrale sahip olan Ukrayna ise, ilginç bir şekilde Ukrayna için belirlenen tavan limitlerin oldukça altında kaldı.
• Avrupa’daki en kirli 30 kömür santralin neredeyse tamamı 30 yıldan fazla süredir faaliyet gösteriyor iken bu duruma tek istisna Türkiye. Türkiye’de son on yılda inşa edilen bazı santraller de listenin üst sıralarında kendisine yer buluyor.
• Ukrayna, Türkiye ve Batı Balkan ülkeleri, kömür santrallerine doğrudan veya dolaylı şekilde teşvik sağlıyorlar. Ancak bu teşvikler, bahsi geçen ülkelerin kömürü ikame edebilecek kadar yüksek potansiyele sahip yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirilebilir.

SukruUnluturk bioTürkiye’de sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin kurucusu kimliği taşıyan ÇEVKO Vakfı, 30. Yıl Söyleşileri projesiyle Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) iş birliğinde iklim değişikliği konusunu tüm yönleriyle masaya yatırıyor. ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı söyleşilerin ilkinde, AB Yeşil Mutabakatı’nın Türkiye ve Türk iş dünyası açısından anlamı ele alındı.

ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme) Vakfı, öncülüğünü yaptığı sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin gelişimi ve ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamanın artırılması hedefiyle yaptığı çalışmaları 30 yıldır artan bir ivmeyle sürdürüyor. Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO Vakfı, sahip olduğu bilgi birikimi, yurt içi ve yurt dışı ilişkileri, deneyimli insan kaynağı, özel sektör - kamu ve yerel yönetimler - akademik kurumlar ve toplumsal iş birliklerinin sinerjisiyle, İklim Değişikliği ve Döngüsel Ekonomi konularında da düşünsel önderlik yapan kuruluşlar arasında yer alıyor.

ÇEVKO Vakfı, 30. Yıl Söyleşileri projesiyle Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) iş birliğinde iklim değişikliği konusunu tüm yönleriyle masaya yatırıyor. Sürdürülebilirlik konusunda öncü çalışmalar gerçekleştiren 12 sanayi kuruluşunu bir ayara getiren ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun, EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı ve dijital ortamda gerçekleştirilen söyleşiler, 2021 yılı boyunca sürecek. Son dönemde üzerinde en çok konuşulan gündem maddeleri arasında yer alan AB Yeşil Mutabakatı’nın Türkiye ve Türk iş dünyası açısından anlamı ele alındı.

Yeşil Mutabakat, AB’nin 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması, ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi ve kimsenin, hiçbir bölgenin geride bırakılmaması temel hedeflerini içeren yeni bir büyüme stratejisi olarak tanımlanıyor. Bu büyüme stratejisinde ana politikalar; temiz enerji, sürdürülebilir sanayi, inşaat ve renovasyon, tarladan sofraya, kirliliğin ortadan kaldırılması, sürdürülebilir hareketlilik ve biyoçeşitlilik olarak kurgulanmış durumda. Yeşil Mutabakat, Türk şirketlerinin ihracat bağlantıları ve küresel iş ayak izi açısından hayati önem arz ediyor.

 

TBDTürkiye Bilişim Derneği (TBD)’nin 50inci, ÇEVKO Vakfı’nın 30’uncu kuruluş yılı kapsamında düzenlenen “Dijitalleşen Dünyada Çevre ve Doğal Kaynaklar: Belediye, Tüketici ve Sanayi Perspektifinden Sıfır Atık Yönetimi” çalıştayı, yerel yönetim, özel sektör ve STK yetkililerini bir araya getirdi. Online ortamda gerçekleşen çalıştayın açılış konuşmasını yapan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Bilgi teknolojileri insanlığın çevreye verdiği zararların önlenmesinde ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasında anahtar rol oynamaktadır” dedi.

ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme) Vakfı, öncülüğünü yaptığı sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin gelişimi ve ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamanın artırılması hedefiyle yaptığı çalışmaları 30 yıldır artan bir ivmeyle sürdürüyor. Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO Vakfı, sahip olduğu bilgi birikimi, yurt içi ve yurt dışı ilişkileri, deneyimli insan kaynağı, özel sektör - kamu ve yerel yönetimler - akademik kurumlar ve toplumsal iş birliklerinin sinerjisiyle, İklim Değişikliği ve Döngüsel Ekonomi konularında da düşünsel önderlik yapan kuruluşlar arasında yer alıyor.

ÇEVKO Vakfı’nın 30’uncu, Türkiye Bilişim Derneği (TBD)’nin 50’inci yılı kapsamında düzenlenen “Dijitalleşen Dünyada Çevre ve Doğal Kaynaklar: Belediye, Tüketici ve Sanayi Perspektifinden Sıfır Atık Yönetimi” çalıştayı, yerel yönetim, özel sektör ve STK yetkililerini bir araya getirdi.

EC logoAvrupa İklim Yasası konusunda eş-yasa koyucular arasında yapılan geçici anlaşma memnuniyetle karşılandı. Avrupa Yeşil Anlaşmasının temel unsurlarından biri olan Avrupa İklim Yasası, AB’nin 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne ulaşma taahhüdünü ve 1990 seviyelerine kıyasla 2030 yılına kadar net sera gazı emisyonlarını en az %55 azaltma ara hedefini vurgulamaktadır. Avrupa İklim Yasası ile ilgili bu anlaşma, Temmuz 2019’da Başkan’ın Siyasi Yönergelerinde açıklanan taahhütlerden birini yerine getiren von der Leyen Komisyonu için önemli bir kilometre taşıdır.

Başkan Ursula von der Leyen: “Avrupa Yeşil Anlaşmasının bu temel unsuru üzerinde bir anlaşmaya vardığımız için çok mutluyum. 2050 yılına kadar ilk iklim nötr kıta olma yönündeki siyasi taahhüdümüz artık yasal bir taahhüt. İklim Yasası, AB’yi yeni nesil için yeşil bir yola koyuyor. Bu, çocuklarımıza ve torunlarımıza bağlayıcı taahhüdümüzdür.” dedi.

Avrupa Yeşil Anlaşmasından sorumlu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans: “Bu, AB için dönüm noktası niteliğinde bir an. Önümüzdeki 30 yıl için politikalarımıza rehber olarak, iklim tarafsızlık hedefimizi bağlayıcı mevzuata yazmak için iddialı bir anlaşmaya vardık. İklim Yasası, AB’nin yeşil toparlanmasını şekillendirecek ve sosyal açıdan adil bir yeşil geçişi sağlayacaktır. Bugünkü anlaşma, iklim kriziyle mücadelede lider olarak küresel konumumuzu da güçlendiriyor. Dünya liderleri Dünya Günü’nde bir araya geldiğinde, uluslararası ortaklarımıza ilham vermesini umduğumuz bu olumlu haberle AB masaya gelecek. Bu, halkımız ve gezegenimiz için güzel bir gün.” dedi. European Commission

50euroAvrupa Birliği’nde gösterge karbon tarifeleri artan yatırımcı talebiyle ilk kez ton başına 50 Euro’yu aştı

Avrupa Birliği’nde hava kirliliğinin maliyeti ilk kez ton başına 50 Euro’yu aşarak bölgedeki enerji dönüşümünü teyit etti. Vadeli karbon tarifelerinde yaşanan artış, hava kirliliğini pahalı hale getirirken sektörleri de daha temiz enerji arayışına yöneltiyor.

Londralı hedge fon Northlander Commodity Advisors CIO’su Ulf Ek rallinin devam edebileceğini, vadeli kontratların yıl sonuna kadar 75 euroya kadar çıkabileceğini öngördü. Uzman, e-mail yoluyla yaptığı değerlendirmede “karbon emisyonlarında 100 Euro’nun üzerine ne zaman çıkacağımızı saptamak zor ancak ne kadar kısa sürede olursa çevre için de o kadar iyi olur. Fiyatların bundan daha yükseğe çıkabileceğini düşünüyoruz. Ancak 100 Euro’nun üzerine yönelirse sert siyasi tartışmalar da başlayabilir” ifadesini kullandı.

ICE Futures Europe’ta karbon vadelileri bugün yüzde 1.3 kadar yükselerek 50.05 Euro oldu.

Geçen sene Mart ayında pandeminin endüstriyel aktiviteyi sınırlamasıyla fiyatlar 15 Euro’nun altına gerilemişti.

Brüksel’de liderler yeşil ekonomik toparlanma için adımlar atarken karbon piyasasında yaşanan sıkıntıların geçici olacağı görülmüştü. Temmuz ayında AB’nin ‘Yeşil Anlaşması’ndan birkaç gün önce vadeli kontratlar 10 yıldan fazla süre sonra ilk kez 30 Euro’nun üzerine yükselmişti.

1617693549 NPL rpet1LSürdürülebilir bir gelecek vizyonuyla faaliyet gösteren Nestlé Pure Life, %50’si geri dönüştürülmüş malzemeden ürettiği 1 litrelik yeni şişesini tüketicilerinin beğenisine sunuyor. 2021 yılı itibariyle büyük süpermarket raflarında yerini alacak çevre dostu şişenin 2025 yılına kadar tüm ambalaj boylarında ve satış noktalarının yer alması hedefleniyor.

Nestlé Waters Türkiye, tüm markalarını şirketin bugünün ve gelecek nesillerin yaşam kalitesini artırma vizyonu doğrultusunda yönetmeye ve sürdürülebilirlik konularını bir bütün olarak ele alarak çözüm üretmeye devam ediyor. Şirket, bu kapsamda Nestlé Pure Life markası ile %50’si geri dönüştürülmüş şişeden üretilmiş çevre dostu şişelerini tüketicisine sunuyor. 1 litrelik Nestlé Pure Life ambalajları 2021 yılı itibariyle kademeli olarak tüm satış noktalarına yaygınlaştırılacak. Sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adım olan geri dönüştürülmüş şişeden üretilen çevre dostu şişelerin, 2025 yılına kadar Nestlé Pure Life portföyünün tamamında yerini alması hedefleniyor. 

Nestlé Waters Türkiye Pazarlama Direktörü Can Emciçevre dostu Nestlé Pure Life şişeleri ve Nestlé Waters Türkiye’nin sürdürülebilirlik vizyonu ile ilgili olarak: “Dünya genelinde nüfus artışı ve ekonomik büyüme, doğal kaynaklarımız üzerindeki baskıyı her geçen gün daha da artırıyor. Nestlé Waters Türkiye olarak sürdürülebilirliği çalışmalarımızın merkezine koyuyoruz. Her adımımızı topluma, dünyaya ve çevreye karşı sorumluluklarımızı gözeterek atıyoruz. Küresel sürdürülebilirlik hedeflerimiz kapsamında, döngüsel ekonomi ve plastik atıkları azaltma konularına odaklanıyoruz. Faaliyetlerimizden kaynaklanabilecek etkileri en aza indirmek için yeni ve yenilenen ürünlerimizin tasarımının çevresel etkilerini sistemli olarak değerlendiriyor ve iyileştiriyoruz. Ülkemizde, bir yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızın Sıfır Atık Projesi’ne destek olacak iş birliklerinin ve yöntemlerinin hayata geçirilmesine destek oluyor, diğer yandan portföyümüzde yer alan markalarımızın bütünsel çevre bakışı ile yapılandırılmasını hedefliyoruz. Buna ilk olarak Nestlé Pure Life markamızın 1 litrelik ambalajlarını, teknolojinin elverdiği ölçüde %50’si geri dönüştürülmüş malzemeden üretilen şişelerle değiştirerek başladık. Amacımız, geri dönüştürülmüş şişeden üretilen şişeleri tüm portföyümüzde kullanarak, gelecek için verdiğimiz taahhütlerimizi 2025 yılına kadar yerine getirmek olacak’’ dedi.

Penti 1#DoğayaDönsek Denizin, gökyüzünün mavisi, küçük kır çiçeklerinin sarısı Penti Concept Collection ile bir araya geliyor. Doğanın içinde hissettirecek ve yazın enerjisini üzerinize taşıyacak koleksiyon; ev giyim, iç giyim, dış giyim ve çeşitli aksesuarlarla karşımıza çıkıyor.  

Daha iyi, daha yeşil, daha sağlıklı bir dünya için geri dönüştürülmüş koleksiyonlarıyla herkesi değişime davet eden Penti, bu koleksiyonunda da sürdürülebilir bir dünyanın altını çiziyor. Penti Concept Collection’da geri dönüştürülmüş kumaşlara yer veren marka, doğa dostu şık tasarımlar sunuyor

1620199291 saha re playRuffles, Migros ve “Kızlar Sahada” ortaklığıyla, Türkiye’nin  geleceği ve kadın futbolunun gelişimine fayda sağlarken çevre için de sürdürülebilir bir proje ile futboldan bir iyilik gücü oluşturuyor.

ÇEVKO Vakfı üyesi PepsiCo’nun gözde gıda markası Ruffles, Türkiye'deki tüketicileri, 31 Mayıs'a kadar seçkin Migros mağazalarında işaretli kutularda boş Ruffles ambalajlarını iade etmeye davet ediyor.

 Cinsiyet eşitliği alanında da perakende sektörüne öncülük eden Migros ve Ruffles güçlerini birleştirerek, kadınların toplumda her alanda yer alabilmelerine güçlü katkılar sunmaya devam ediyor.  Futbolda toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen ve kadınların futbol aracılığıyla güçlenmesine katkı sağlayan “Kızlar Sahada” ile ortaklaşa geliştirilecek sürdürülebilir futbol sahasının yapımında kullanılmak üzere cips ambalajları yıkanıp, sıkıştırılarak geri dönüştürülecek.  Önümüzdeki haftalarda elde edilecek sonuçlar ile proje, kadın futbolunu ve yerel topluluğu güçlendirirken çevre üzerinde de olumlu bir etki yaratacak gibi görünüyor.

KarsiyakaÇevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Cemil TUGAY aralarında ÇEVKO Vakfı’nın da yer aldığı tüm paydaşlarını bir araya topladı.

Son 1 yılda geri dönüşüme ve geri kazanıma kazandırılan atık miktarı yaklaşık olarak 21.000 tonu aşan Karşıyaka Belediyesi ,ambalaj atıkları, atık cam, bitkisel atık yağ, atık pil, tekstil atıkları, elektrik ve elektronik atıklar, iri hacimli atıklar, son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar, bayat ekmekleri kaynağında ayrı toplayıp her türlü atığın çöpe karışmasını önleyerek çevreye ve ekonomiye katkı sağlıyor.

KARŞIYAKA ATIK YÖNETİMİ KONUSUNDA NELER YAPIYOR?

Karşıyaka Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından israfın önlenmesi, doğal kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşumunun en aza indirilmesi ve evsel atıkların geri dönüşüme kazandırılması amacıyla yürütülen çalışmalar şöyle:

• Ege Bölgesi’nde ilk kez Karşıyaka Belediyesi tarafından kurulan ‘1. Sınıf Atık Getirme Merkezi’ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 01/07/2016 tarihli izni faaliyete geçmiş olup, tesis sayesinde her yıl tonlarca atık geri dönüşüme kazandırılıyor. Latife Hanım Mahallesi’nde yer alan tesiste; kağıt ve karton, plastik, metal, cam, ahşap, tekstil ürünü, pil, yağ, elektronik, floresan lamba, ilaç velastik atıklar toplanarak lisanslı geri dönüşüm firmasına teslim ediliyor.

• Karşıyaka Belediyesi’nin 1. Sınıf Atık Getirme Merkezi’ne bağlı olarak; Mavişehir mahallesi Egepark avm otopark önü, Zübeyde Hanım Mahallesi 100. Yıl Parkı karşı, Karşıyaka Çarşı girişi İşbankası önü, Bahçelievler Katlı Pazar yanı ve Örnekköy mahallesi Başpehlivan Heykeli Meydanı olmak üzere beş adet “Seyyar Atık Getirme Merkezi” de bulunuyor. Seyyar merkezlerde kağıt ve karton, plastik, metal, cam, elektronik, kullanılmış bitkisel atık yağ ve pil  olmak üzere, 7 ayrı türde atık toplanıyor. Karşıyakalılar, belirtilen gruplardaki atıklarını ana tesise ya da  seyyar merkezlere bırakabiliyor. Seyyar Atık Getirme Merkezleri İlçedeki tüm mahallelerde konumlandırılacak.

• Karşıyaka’da ambalaj atıklarının çöpe karışmadan geri dönüşüme kazandırılmasını hedefleyen, kaynağında ayrılmış atıkların toplanma sistemi, Bostanlı, Bahçelievler, Bahriye Üçok, Aksoy, mahallelerinde vatandaşlarımız tarafından bina önlerine çıkarılarak, Mavişehir, Yalı, Mustafa Kemal, İnönü, Zübeyde Hanım, Latife Hanım, Atakent ve Örnekköy mahallelerinde ise site yerleşimleri içinden haftada iki gün belirlenen saatlerde toplanarak uygulanmaktadır.

Ayrıca, 2020 yılında başlanan Atakent mahallesinin bağımsız konut bölgesi ve diğer mahallelerimizde ise şubat ayı itibarıyle, ilk etapta toplam 127 adet mavi renkli geri dönüşüm konteyneri yerleştirmiş olup vatandaşlarımız tarafından Mavi konteynerlere atılan ambalaj atıkları haftada üç gün Belediyemizce toplanmaktadır.Tüm mahallelerde hane halkı ve esnaflarımızla yüz yüze görüşerek toplama sistemimizi anlatmaya devam edilmekte olup, bu kapsamda broşür dağıtımları gerçekleştirilmiş ve her apartman girişine bölgenin toplama günü ve saatini belirten stickerlar yapıştırılmıştır. Vatandaşımızın bu konteynerleri amacına uygun kullanımı, ambalaj atıklarını ayırma miktarı, katılımı ve talebi arttıkça konteyner konumlandırmaya devam edeceğiz.

Karşıyaka Belediyesi olarak halkımızın evinde ayırıp biriktirdiği ambalaj atıklarını geri dönüşüme göndererek ulusal ekonomimize değer katarken, ekosistemi ve gelecek nesillerimizin kaynaklarını koruyoruz.

Bunun yanısıra ilçemizde kurulan pazarlarda oluşan ambalaj atıkları ayrı toplanarak geridönüşüme, organik pazar atıkları da ilçe genelinde toplanan pejsaj atıkları ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kompost İşletmesinde toprak iyileştici ve gübre üretminde değerlendirilmektedir.

Ayrıca 07/05/2018 tarihinde BOZCAHAN Geri Dönüşüm Nakliye San. ve Tic. Ltd. Şti. (Yüklenici) ile ihale sözleşmesi 5 yıllık ihale sözleşmesi imzalanmış olup , sözleşme kapsamında ilçe sınırları dahilinde bulunan avmler,bankalar,sağlık kurumları,süpermarketler,resmi kurumlar ve çarşı esnafından çıkan geri dönüştürülebilir atıklar ilgili firma tarafından toplanmaktadır.

Cam atıklar; Karşıyaka’nın farklı noktalarında bulunan toplam 300 adet cam kumbarası ile atık cam ambalajlar toplanıyor ve geri dönüşümü sağlanıyor. 

• Atık yağlar; muhtarlıklara bırakıldığı taktirde her 3 litreye beş maske hediye edilmekte ayrıca 5 ltve üzeri biriktirenlerin evlerinden atık yağları alınmaktadır.Bunun dışında belediye binası ve tesislerine de atık yağlar bırakılabiliyor. Sitelere ise atık yağ toplama bidonları bırakılmış olup her 3 litre yağ biriktiren siteye temizlik bezi hediye edilmektedir.

 Atık piller için okullar, muhtarlıklar, süpermarketler, alışveriş merkezleri, sağlık kuruluşları, mahalle merkezleri, camiler, korumalı siteler, ilgili iş yerleri ve belediye tesislerinde atık pil toplama kutuları yer alıyor. 

Tekstil atıkları, uygun lokasyonlardaki 165 adet tekstil atık kumbaralarından, muhtarlıklardan ve talep olması durumunda evlerden toplanıyor. Ayrıca eski yatak yorganlar halılar talep edilmesi halinde evlerden alınmaktadır.

Son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar için 25 aile sağlık merkezine atık ilaç toplama konteynerlerı konulmuş olup vatandaşlarımız tarihi geçmiş ilaçlarını bu konteynerlere atabilirler. Sözkonusu atıkların mevzuata uygun şekilde bertarafı sağlanıyor. 

• Vatandaşların evlerinde bulunan kullanım süresi dolmuş arızalı veya atıl hale gelmiş elektronik atıklar da her hafta cuma günü müdürlük personelleri tarafından talepte bulunulan adreslerden alınıyor.

Bayat ekmekler için ilçe genelinde 22 noktada toplama kutuları bulunuyor. İki günde bir görevli ekipler tarafından toplanan bayat ekmekler besi çiftliğine gönderiliyor.

•Her ayın 15. ve 30. günlerinde vatandaşlar tarafından çöp konteynerleri yanına bırakılan mobilya atıkları da ekipler tarafından toplanarak geri dönüşüme kazandırılıyor.

• Vatandaşlarımızın Karşıyaka’daki atık yönetimi ve geri dönüşüm çalışmalarına ilişkin sorularına 0232 3631331 / 248 den Karşıyaka Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nü arayarak ve tüm atıklar için atık toplama yerleri ve ekipmanlarının bulunduğu noktalar  için www.karsiyaka.bel.tr adresinden Kent Bilgi Sistemine girerek cevap bulabilirler.

1616654544 ONUR4601Anadolu Efes, çevre teknolojileri geliştiren sosyal girişim Ecording ile yeni bir iş birliğine daha imza attı. Bu iş birliği ile, sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında 2 milyon tohum topu, yeşil şişeli ürünler vesilesiyle toprakla buluşuyor. Tohum topu atışı Artvin ve Mersin’de toplam 35 futbol sahası büyüklüğündeki alanda ecoDrone’lar ile gerçekleştiriliyor. Kırsal bölgelerde yaşayan ve iklim değişikliği nedeniyle gelir eşitsizliğinden etkilenen kadınlar tarafından hazırlanan tohum topları, Orman Haftası’nda toprakla buluşmaya başladı. 

Anadolu Efes, çevreye artı değer hareketi ileürün ambalajlarından, servis sunum malzemelerine, doğal kaynakların sorumlu kullanımından atık yönetimine, plastik kullanımını azaltmaktan, döngüsel ekonomiye katkıya kadar birçok alanda sürdürülebilirlik çalışmaları yürütüyor. Bu kapsamda tedarikçiler, üniversiteler ve girişimcilik ekosistemi ile iş birliği yapan Anadolu Efes, iklim krizi ile mücadeleye katkı sunmak için de sosyal girişim Ecording ile yeni bir projeye daha imza attı. 

Anadolu Efes, sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında 2 milyon tohum topunu, yeşil şişeli ürünleri vesilesiyle insan elinin ulaşamadığı zor alanlardaki toprakla buluşturuyor. Çalışmalar, Mersin ve Artvin’de Orman Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen alanlarda yapılacak. İlk tohum topu atışları, Orman Haftası’nda Mersin’de yapılmaya başlandı. Tabiatımız Özel projesi kapsamında, Ecording'in kuşlardan ilham alarak geliştirdiği ecoDrone’larla toplam 35 futbol sahası büyüklüğündeki zor alanların ağaçlandırılması hedefleniyor.  

Çevre ve sürdürülebilirlik alanındaki projelere önem veriyoruz

Anadolu Efes’te çevreye artı değerin her daim odaklarında olduğunu belirten Anadolu Efes Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi “Sürdürülebilirlik konusunda özellikle son yıllarda giderek ivmelenen çalışmalarımız bulunuyor. Doğal kaynakların sorumlu kullanımından atık yönetimine, plastik kullanımını en aza indirmekten, döngüsel ekonomiye katkı sağlamaya kadar kapsamlı çalışmalar yapıyoruz. Bunun için tedarikçilerimiz, üniversiteler ve girişimcilik ekosistemi ile yakın çalışmalar yapıyoruz.

Ecording de bizim girişimcilik ekosisteminde doğa dostu, sosyal fayda sağlayan, küresel sürdürülebilirlik ilkeleriyle uyumlu çözümler konusunda iş birliği yaptığımız girişimlerden biri. Bugün onlarla “Tabiatımız Özel” projesi için yanyana olmaktan mutluyuz. Proje kapsamında iklim krizi ile mücadeye katkı sağlamak için 2 milyon tohum topunu ürettiğimiz yeşil şişeli ürünlerimiz vesilesiyle toprak ile buluşturuyoruz. Bu tohumlarının, ormanlara dönüşmesini heyecanla bekliyoruz.

 Anadolu Efes olarak, Ecording ile diğer bir heyecan verici çalışmamız da Ar-Ge üzerine olacak. Tohumların toprağa daha iyi tutunabilmesine yönelik yapılan Ar-Ge çalışmalarında, üretim prosesimizin yan ürünü olan malt çiminin kullanılması konusunda iş birliğine hazırlanıyoruz. Çevre ve sürdürülebilirlik alanında tutku ile çalışmaya ve daha iyi bir dünya hayal eden girişimlerin yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.  

Tohum toplarını kırsal bölgede yaşayan kadınlar üretiyor 

Ecording Kurucusu Mert Karslıoğlu “Anadolu Efes ile yollarımız 2019’da İtü Çekirdek’te kesişti. O dönemde aldığımız Anadolu Efes Özel Ödülü çalışmalarımız için önemli bir kaynak yarattı. İş birliğimiz bununla sınırlı kalmadı, “Evde Kal Ormanı” gibi çeşitli projelerde bir arada olmaya devam ettik. “Tabiatımız Özel” projesiyle şimdi de yeşili yeşil üzerinden konuşuyoruz.

Ecording olarak, bir yandan insan eli değmeyen sarp alanlarda ağaçlandırma çalışmaları yaparken, bir yandan da kadınlara alternatif gelir imkanı sunuyoruz. Projelerimiz kapsamında atışı yapılacak tohum topları, kırsal bölgelerde yaşayan ve iklim değişikliği nedeniyle gelir eşitsizliğinden etkilenen kadınlar tarafından üretiliyor.” dedi.

coca cola geri donusturulmus separator articleCoca‑Cola Türkiye’nin geri dönüştürülmüş pet şişelerden ürettiği separatörler sayesinde, kafe ve restoranlar sosyal mesafe kurallarına uygun bir yemek deneyimi sunabilecek.

Coca‑Cola Türkiye, 2020 yılının başlarında ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci boyunca yeme-içme sektörüne verdiği destek çalışmalarına bir yenisini ekleyerek devam ediyor. 

Yeni destek çalışması kapsamında Coca‑Cola Türkiye, geri dönüştürülmüş pet şişelerden üretilen separatörler hazırlayarak, Covid-19 hjiyen tedbirlerine destek olmak üzere, müşterileriyle yeniden buluşan kafe ve restoran gibi küçük yerel işletmelerin kullanımına sundu. Üretilen separatörler sayesinde, restoran misafirleri sosyal mesafe kurallarına uyarak yemek yiyebilecekler.

Coca-Cola Türkiye’nin pandemi döneminde yeme-içme sektörüne verdiği destekler

Coca‑Cola Türkiye, pandeminin başlangıcından bu yana, yeme-içme sektörüne ve sektör çalışanlarına destek amaçlı birçok projeyi hayata geçirdi. 

2020 yılının Temmuz ayında başlattığı Aç Kendini Hayata reklam kampanyası ile müşterileriyle yeniden buluşan 500’ü aşkın küçük restoran ile yerel zincire Google Programatik Ağı üzerinden tanıtım desteğiyaparak işletmelerin yeniden müşterileriyle buluşmasında köprü oldu.

Yine yeme-içme sektöründe hizmet sunan işletmeleri destekleme hedefiyle “1 Menü Alana 1 Menü Hediye” ve toplam 1.5 milyon kişiye sevdikleri Coca‑Cola tatlarını hediye eden “Bu Coca- Cola Bizden” kampanyası başlatıldı. Müşterileriyle yeniden buluşan küçük yerel işletmelere dağıtılmak üzere toplam 17 bin hijyen kiti hazırlandı. Dezenfektan, maske, eldiven ve bilgilendirme broşürünün yer aldığı kitler Türkiye genelinde toplam 12 bin noktaya ulaştırıldı. Vaka sayıların sonucu mekanların tekrar kapanmasıyla, Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) ve Kızılay iş birliği ile pandemiden en çok etkilenen 3.000 yeme-içme sektörü çalışanına kişi başı 400 TL’lik alışveriş çeki dağıtılmasına destek olundu. 

1616395935 G rsel 1Dünyanın en büyük temizlik ve kişisel bakım ürünleri şirketlerinden P&G’nin lider markası Fairy, Gıda Kurtarma Derneği ile hayata geçirdiği ‘Boşa Harcama’ projesi kapsamında, yılda 3.26 milyar litre suyu kurtaracak

Dünyada her yıl kullanılan yaklaşık 4 bin 600 metreküp suyun yüzde 70’i tarımsal üretimde kullanılıyor. Bugün bir kilo domates üretmek için 180 litre su harcanırken, bir kilo ekmek için 1.300, bir kilo patates için 900 litre su harcanıyor. Yani çöpe atılan her gıda aynı zamanda su israfı anlamına da geliyor. 

‘Kurumsal Vatandaşlık’ ilkeleri kapsamında hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle çevreye ve topluma katkı sağlamaya devam eden P&G’nin lider markalarından Fairy’nin gıda israfının önüne geçmek için Gıda Kurtarma Derneği (GKTD) iş birliği ile hayata geçirdiği Boşa Harcama projesi su israfının da önüne geçecek. Proje kapsamında israfı önlenen 63 bin kilo gıda ile yılda 3.26 milyar litre su kurtarılacak. Bu rakam 67 bin hanenin bir yıllık, 800 bin hanenin 1 aylık su tüketimine eşdeğer. Projeyle aynı zamanda 7.036 ton karbon ayak izinin kurtarılması da öngörülüyor. Fairy, geçen yıl başlattığı Boşa Harcama projesi kapsamında GKTD’ye lojistik destekte bulunarak derneğin yardım ulaştırdığı kişi sayısını iki katı kadar artırarak 660 bin’e çıkarmasına destek olmuştu  

Tüm üretim süreçlerinde topluma ve çevreye katkı mottosuyla hareket eden Fairy, çevre ayak izini azaltmak için en son 30 yıllık bir çalışmayla içeriğinden fosfat çıkarılan ve 2016’dan beri piyasada olan bulaşık makinesi kapsülleri ile bulaşıkların sudan geçirilmeden yıkanmasını sağlamış ve bu şekilde yılda 21 milyar litre suyu kurtarmıştı. Üretim tesislerinde kullanılan su miktarını yüzde 27 azaltan marka, yıllık 20 bin ton su tasarrufu sağlıyor. Bu rakam 9 bin olimpik havuz dolu suya eşdeğer. 

Yeniden kullanımla 5 milyar litre su tasarrufu

Dünyada markaları aracılığıyla 5 milyar insana dokunan P&G, Türkiye’de ise 17 markasıyla her 10 evden 1’inde en az bir ürünüyle bulunuyor. Yeniden kullanımla en az 5 milyar litre su tasarrufunda bulunan şirket, dünya okyanuslarını, havzalardaki suyu ve ormanları korumayı ve iyileştirmeyi sağlayan dönüştürücü ortaklıklar kurmaya da devam ediyor. P&G en son Cincinatti Üniversitesi’nin Su Sistemleri Analizi Araştırma Grubu ile yaptığı iş birliği kapsamında globalde Türkiye de dahil farklı ülkelerde büyük ölçekli su havzalarının dayanıklılığını artırmak için hangi formüllerine uygulanması gerektiği ile ilgili çalışmalar yapacak. İş birliği kapsamında P&G ve Üniversite ekibi su kaynakları ve havzaların sürdürülebilirliği ile ilgili bilinç oluşturmak ve doğal çevrenin karşılaştığı sorunlara en doğru çözümleri bulmak için projeler geliştirecek.