img64Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Accenture tarafından yayımlanan ‘Özel Sektörün Gözünden SKA Değerlendirmesi’ raporunu özetleyen ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “‘Özel Sektörün Gözünden ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) Değerlendirmesi’ raporu, SKA’lara ulaşılması için öngörülen 2030 yılına az bir süre kalmışken daha fazla iş birliği ve daha yüksek ivme gerektiğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Çevre sürdürülebilirliğinde gönüllü sanayi inisiyatifi ve geniş kitlelere dokunan sivil toplum kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ve özellikle son yıllarda “iklim krizi ile savaşım” ve “döngüsel ekonomiye geçiş” konularına odaklanan ÇEVKO Vakfı’nın Genel Sekreteri Mete İmer, yeni yıla girdiğimiz şu günlerde iklim değişikliği ve sürdürülebilirlikteki son gelişmeleri değerlendirdi.

2023’te Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ile Accenture tarafından yayımlanan “Özel Sektörün Gözünden SKA Değerlendirmesi” raporunu özetleyen Mete İmer, “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) 17 madde olarak 2015 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 2030 hedef tarihiyle kabul edildi. Gezegenimizi korumanın yanı sıra yoksulluğun ortadan kaldırılmasını, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadeleyi, refahın adil paylaşımı ve barışı hedefleyen SKA’lar, dünya genelinde özel sektörün gündeminde de önemli yer tutuyor” dedi.

Mete İmer, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Accenture tarafından yayımlanan ‘Özel Sektörün Gözünden SKA Değerlendirmesi’ raporu hakkında şunları söyledi: “Özel sektörün SKA'lar üzerindeki etkisini küresel ölçekte ilk kez ölçümleyen bu rapor, yenilikçi veri kaynaklarına dayanıyor. İki bölümden oluşan raporun ilk bölümünde, 17 SKA için etki analizinin yeni ölçümlerini, ESG raporlaması, ekonomik etki değerlendirmeleri ve 2.800'den fazla iş liderinin katıldığı bir anketle birleştirerek, özel sektörün şimdiye kadar SKA'lara nasıl katkıda bulunduğuna dair kapsamlı bir bakış veriliyor. 2030'a yönelik bir eylem planının ana hatlarını çizen ikinci bölümde ise, iş liderlerine büyük bir etki yaratmak için pratik bir çerçeve ve kamu otoritelerine SKA eylemini hızlandırabilecek bir dizi kamu politikası hakkında öneriler sunuluyor. ‘Özel Sektörün Gözünden SKA Değerlendirmesi’ raporu, SKA’lara ulaşılması için öngörülen 2030 yılına az bir süre kalmışken daha fazla iş birliği ve daha yüksek ivme gerektiğini gösteriyor.”

ÇEVKO Vakfı’nın Genel Sekreteri Mete İmer sözlerini şöyle sürdürdü: “Öte yandan, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi Genel Sekreter Yardımcısı, İcra Direktörü ve CEO'su Sanda Ojiambo, raporun ön sözünde dünyanın, 2030’da 2015’te kararlaştırılan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na (SKA'lar) ulaşmak için planlandığı gibi ilerlemediği saptanmasında bulunuyor. Kritik bir anda olduğumuzu ve sürdürülebilir kalkınmayı tekrar rayına oturtmak için dünyanın rotasını değiştirmesi gerektiğini vurgulayan Ojiambo, raporun özel sektörün gelecek için bir vizyon olarak SKA'ları benimsemeyi sürdürdüğünü, ancak kalan sürede SKA'lara ulaşma yeteneğimize olan güvenin yitirildiğinin ortaya çıktığını ifade ediyor. Özel sektörün eylemlerini, büyük bir etkiye sahip olabileceği yerlere odaklamasının önemine dikkat çeken Ojiambo, geleceğe yönelik değişimin ancak özel, kamu ve kar amacı gütmeyen kuruluşlardan tüm paydaşların net bir planla birlikte ve daha yakın çalışmasıyla mümkün olduğuna inanıyor. Sanda Ojiambo, iş dünyası liderlerinin kamu sektöründen ve tedarik zincirlerinden paydaşları daha iddialı olmaya, politika ve ortaklıklar yoluyla değişimi gerçekleştirmeye çağırdığını belirterek, 2030'a az zaman kaldığı ve risklerin yüksek olduğu konusunda uyarıda bulunuyor; daha hızlı ilerleme için özel sektörün cesur ve iddialı adımlar atmasının zamanının geldiğini vurguluyor.”

2015-2022 Arası Döneme Genel Bakış

Yenilikçi veri kaynaklarına dayanan raporun, küresel özel sektörün SKA'lar üzerindeki etkisini ilk kez ölçtüğünü vurgulayan Mete İmer, “SKA etki verileri analiz edildiğinde, özel sektörün SKA'lara en büyük katkısının istihdam fırsatları yaratmak ve ekonomik büyümeyi ilerletmek yoluyla olduğu ortaya çıkıyor. Ancak, bu büyümenin çevre açısından olumsuz bir bedeli olduğu ve olumsuz çevresel faktörlerin de yoksulluk, açlık, sağlık hizmetleri ve küresel barış ile ilgili toplumsal bozulmayı daha da artırdığı öne sürülüyor. 2023 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu'nda, 2015’te başlayıp 2030’da bitmesi öngörülen sürenin yarısı geçtiği halde, SKA göstergelerinin yüzde 85'inin planlananın gerisinde kaldığı ve böyle giderse SKA'ların hiçbirisine 2030 yılında ulaşılamayacağı ortaya konuluyor” dedi.

Mete İmer’in raporda dikkat çektiği diğer konular şöyle sıralanıyor:

  • İş dünyası liderlerinin neredeyse tamamı (yüzde 94’ü) SKA vizyonuna inanırken, yalnızca yarısı (yüzde 49’u) 2030 yılına dek SKA'lara ulaşılacağını düşünüyor.
  • İş liderlerinin çoğunluğu (yüzde 81’i) kendi işletmelerinin SKA'lara katkıda bulunmak için yeterince çaba harcadığını bildirirken, yüzde 62’si kendi sektörlerinin bu konuda başarılı olduğunu ve yalnızca yarısı (yüzde 48’i) genel olarak özel sektörün bu konuda yeterince başarı gösterdiğini belirtiyor.
  • İş dünyası liderlerinin neredeyse yarısı (yüzde 44’ü), SKA eylemi söz konusu olduğunda, konuya daha fazla dahil olmasını istedikleri en önemli paydaşın hükümet olduğunu söylüyor.
  • Rapora göre önde gelen sanayi kuruluşlarının yüzde 95'i işlerinin SKA'ları nasıl etkilediğini anlıyor. Yüzde 91'inin bir veya daha fazla SKA'ya yönelik kamu taahhüdü bulunuyor. Yüzde 79'u en az bir SKA'ya ulaşmak için bir iş gerekçesi belirlediğini bildiriyor ve yüzde 78'i de ürün veya hizmetlerinde en az bir SKA ile uyumlu olacak şekilde değişiklik yapmış durumda.

Raporda, SKA'lara bağlı net bir iş ölçütü ya da SKA etkisine ilişkin standartlaştırılmış raporlama olmadığından, 'SKA yıkama' denilen bir çeşit ‘yeşil aklama’da artış olduğu iddiasının da yer aldığını ifade eden Mete İmer, “Rapora göre, etkinin yanlış hesaplanması, iş dünyasının eylemlerinin SKA'larla nasıl ilişkili olduğuna dair bir yanlış anlamanın yanı sıra, etki verilerinin düzgün izlenememesi ve ölçülememesinden de kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca raporda, iş liderlerinin, işletmelere yönelik sürdürülebilirlik risklerini azaltmaya odaklanan ESG ölçümlerini, olumlu katkıları optimize etmeye odaklanan SKA etki ölçümleriyle tamamlaması gerektiğine de vurgu yapılıyor. Rapora göre, ESG ve SKA arasındaki boşluğu kapatmak, SKA’ların daha çabuk benimsenmesini, etkilerinin daha iyi ölçülmesini ve raporlamasını sağlayacaktır” dedi.

img532030'a Giden Yol Haritası ve Özel Sektör için SKA Eylem Planı (2023-2030)

Raporda 2030 yılına kadar SKA’lara ulaşmanın, dünyanın modası geçmiş doğrusal ekonomiden daha adil ve daha sürdürülebilir bir ekonomik sisteme geçmesini gerektireceği vurgusu yapıldığını ifade eden Mete İmer, “Raporda, bu geçişi etkili bir şekilde gerçekleştirmek ve 2030 yılına kadar SKA'lara ulaşmak için özel sektörün üç temel ilke ve her işletmenin bu ilkeler bağlamında kendi katkısını şekillendirmesi için 10 yol ortaya konuluyor. Raporda birer direktif halinde kaleme alınan bu 10 yol, özel sektörün SKA'ları temel operasyonlarına dahil etmesini sağlayabilecek sektörler arası eylemleri temsil ediyor. Tüm SKA'lar birbirine bağlı olduğundan, bu 10 yol birçoğunu desteklemeye hizmet eder nitelikte. Bazı yollar zaten başlamış, ancak hızlandırılması gereken eylemleri ifade ederken, diğerleri yeni ve iddialı eylemleri içeriyor. Rapora göre, sektöre, endüstriye ve bir şirketin sürdürülebilirlik yolculuğunun neresinde olduğuna bağlı olarak, yollar önem açısından farklılık gösterebiliyor. Raporda, 2030 gündemini ilerletmek için iş liderlerinin, her bir işletmenin olumsuz etkisini en aza indirirken, olumlu etkisini en üst düzeye çıkarabileceği yerlere odaklanarak hesaplanmış riskler alabileceği de ifade ediliyor” dedi.

‘Özel Sektörün Gözünden SKA Değerlendirmesi’ raporunda yer alan üç temel ilke ve bunlara bağlı olarak birer direktif halinde kaleme alınan 10 yol, şöyle sıralanıyor:

 

 

İLKE I) Sosyal Sorumluluğu Gerçekleştirmek için PİYASALARIN YARARLARINI GENİŞLETMEK: “Ekonomik faaliyet ve inovasyonun etkilerinden yararlanın, adil ve kapsayıcı bir toplumu teşvik edin!”

1. “İnsan haklarına ve ilkeli iş ahlakına saygıyı içeren temel taahhütlerinizi yineleyin.”

2. “Çalışanlara geçinmelerine yetecek ücreti verin.”

3. “Cinsiyet eşitliğini teşvik edin.”

4. “Yeniliklerde sorumlu davranın.”

İLKE II) Çevresel Sürdürülebilirliği Sağlamak için İŞİ TEMELDEN DÖNÜŞTÜRMEK: “Çevresel etkileri azaltmak için iş modellerini uyumlu hale getirin ve geleneksel ekonomik büyüme ölçütlerini çevresel sürdürülebilirlikle eşleştirin!”

5. “İklim eylemini hızlandırın.”

6. “Su dirençliliğini artırın.”

7. “Doğayı koruyun ve onarın.”

8. “Döngüselliğe yatırım yapın.”

İLKE III) Başarıyı Risk, Getiri ve Etki Açısından Yeniden Tanımlamak için YENİ TEŞVİK SİSTEMLERİ KURMAK: “Özel sektörün SKA'larla uyumunu teşvik etmek için yönetişim ve kurumsal finansman stratejilerini şirketinize uyarlayın!”

9. “Sürdürülebilir kurumsal finansmana geçin.”

10. “Sürdürülebilirlik liderliğini güçlendirin.”

Raporda, SKA'lara ulaşmak için daha hızlı ilerlemenin, özel sektörün piyasaların yararlarını daha fazla insana yaymasını, ekonomileri daha sürdürülebilir olacak şekilde dönüştürmesini ve risk, getiri ve SKA etkisinin uzun vadeli dengelenmesine odaklanan yeni teşvik modelleri oluşturması gerektiğini de belirtiliyor.

Hükümet Politikalarındaki Değişiklikler Kritik Öneme Sahip

Hükümet politikalarındaki değişikliklerin, SKA'lara iş katkılarını artırmak için, kritik öneme sahip olduğu belirtilen raporda, kalan yedi yıl içinde önemli bir ilerleme kaydetmenin ancak kamu, özel ve kar amacı gütmeyen oyuncuların net bir planla birlikte, daha yakın çalışmasıyla mümkün olacağı savunuluyor. Raporda, ayrıca, özel sektörün tüm potansiyelinden yararlanmak için, 10 önerinin tamamında eylemi teşvik edecek doğru politikaların yürürlüğe konulması gerektiği de vurgulanıyor.

Rapor içeriğinde şirketlerin hükümetlerin katılımına gereksinim duyduğunun belirtildiğini ifade eden Mete İmer, “Ankete katılan işletmelerin yüzde 44'ü politika yapıcıları, daha fazla katılımına gerek duyulan en önemli paydaş grubu olarak gösteriyor. İş dünyası liderleri, SKA’lara olan etkilerini artırmak için hükümetlerden daha fazla desteğe gereksinim duyduklarını söylüyorlar. Şirketler, 2030'dan önce gerekli değişime öncülük etmek için hükümetlerin kendileriyle etkileşim kurduğunu, desteklediğini ve ortaklık içine girdiğini hissetmek istiyor. Şirketlerin, teşviklerle ilgili talepleri de var. Yüzde 80'i, yetersiz politika teşviklerinin SKA'ları iş stratejisine dahil etmek için ilerlemeyi engellediğini iddia ediyor ve hükümetlerin SKA’ları iş stratejilerine ve operasyonlarına entegre etmeye yardımcı olacak politika teşvikleri koymasını talep ediyor. Rapora göre bu, tüm işletmeler arasında eşit bir oyun alanı yaratacak, eylemleri yaygınlaştıracak ve onlara, aynı zamanda, çabalarını nereye yoğunlaştıracakları konusunda rehberlik sağlayacak” dedi.

İşletmelerin net bir rehberliğe gereksinim duyduğunu da vurgulayan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Ankete katılanların yüzde 84'ü, SKA'lara yönelik etkilerin ölçülmesi ve hesaplanması konusundaki belirsizliğin önemli bir engel olduğunu belirtiyor. Rapora göre işletmeler, SKA'lar üzerindeki etkilerini nasıl hesaplayacaklarını anlamakta zorlanıyor. Yalnızca ilerlemeyi doğru bir şekilde raporlayabilmek için değil, aynı zamanda bu konuda bilinçli kararlar alabilmek için de net ölçüm kriterleri ve hesaplama yöntemleri isteniyor” şeklinde konuştu.

img57İş Dünyası, Politika Yapıcıları Şu Alanlarda SKA Eylemlerini Harekete Geçirmeye Çağırıyor

İş dünyası liderlerinin, yukarıda belirtilen önerilerin gerçekleşmesine yardımcı olacak politikaları destekleyeceklerini belirttiklerini ve bazı taleplerde bulunduklarını söyleyen Mete İmer, bu talepleri şöyle özetledi:

  • Başarıyı Risk, Getiri ve Etki Açısından Yeniden Tanımlamak için Yeni Teşvik Sistemlerinin Oluşturulması:

Rapora göre iş liderlerinden gelen en büyük talep, tutarlı sürdürülebilirlik raporlaması ve beyan zorunluluğu. Bunlar hem ulusal, hem de küresel ölçekte tüm işletmelerin aynı standartta tutulmasını sağlamaya yardımcı olacak.

  • Toplumsal Sorumluluğu Sağlamak için Pazarların Yararlarının Genişletilmesi:

En fazla gelen ikinci talep, ulusal asgari ücretin eşit yaşam ücreti düzeylerine getirilmesi. İşveren açısından bir maliyet olarak görünen bu talebin ancak herkesin bedeli adil bir şekilde paylaşması durumunda kabul edilebilir olduğu belirtilmiş.

Buna ek olarak, iş dünyasından ankete katılanların çoğunluğu, cinsiyet eşitliğini teşvik etmeye yardımcı olacak politikaları, yani cinsiyete dayalı ücret farklarının zorunlu olarak açıklanmasını ve zorunlu olarak şirket tarafından karşılanacak ücretli ortak ebeveyn iznini destekliyor.

  • Çevresel Sürdürülebilirliği Sağlamak için İşin Temelden Dönüştürülmesi:

Son olarak, rapora göre şirketler, çevrenin korunmasını güçlendirmek için bir dizi, daha güçlü politikayı destekliyor ve politika yapıcılardan;

  • Sübvansiyonların fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjilere kaydırılması,
  • Tüm işletmelerin 2050 yılına kadar net sıfır salıma ulaşması,
  • Fosil yakıt kullanımını azaltmak ve yenilenebilir enerjiye geçiş için karbon fiyatlandırması gibi politikaları savunarak ‘temiz enerjiye geçiş’i desteklemelerini istiyor.

İşletmeler ayrıca;

  • Su kullanımı ve tüketiminin zorunlu olarak açıklanması,
  • Doğayla ilgili risklerin ve etki raporlamasının zorunlu olarak açıklanması dahil olmak üzere zorunlu beyanları savunuyor.

Rapora göre, daha fazla saydamlığı savunmak hem her bir işletme, hem de tüm özel sektör için daha iyi karar vermeyi sağlayacak.