e-Bülten Haberleri

Murat

TSKB ve Avusturya Kalkınma Bankası (OeEB) 25 milyon Euro tutarında yeni bir kredi anlaşmasına imza attı. TSKB’nin yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarının finansmanında kullanacağı kaynak hakkında değerlendirmede bulunan TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, “OeEB ile aynı temada ikinci kaynak anlaşmamızı gerçekleştirdik. Uluslararası arenada Bankamıza duyulan güveni bir kez daha teyit eden bu önemli anlaşmayla ülkemizin yeşil dönüşümüne ilave kaynak yaratmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi.

Uluslararası piyasalardan temin ettiği kaynaklarla sürdürülebilir kalkınma odaklı yatırım projelerine uzun yıllardır katkı sağlayan TSKB (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası), Avusturya Kalkınma Bankası (OeEB) ile yeni bir kredi anlaşması daha gerçekleştirdi. 2014 yılında OeEB’den 20 milyon Euro tutarında kaynak temin eden TSKB, bu yeni anlaşmayla 25 milyon Euro fon sağladı. TSKB, OeEB’den 12 yıl vadeli olarak temin ettiği bu kredi ile özel sektörün yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarını destekleyecek.

TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç: “Uluslararası arenada Bankamıza duyulan güveni bir kez daha teyit eden bu önemli anlaşmayla ülkemizin yeşil dönüşümüne ilave kaynak yaratmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz”

OeEB ile gerçekleştirdikleri ikinci kaynak anlaşması hakkında değerlendirmelerde bulunan TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, “Banka olarak orta ve uzun vadeli kaynaklarımız ile 20 yıldan uzun süredir ülkemizde yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanında gerçekleştirilen yatırımlara kesintisiz katkı sağlıyoruz. 2014 yılında Avusturya Kalkınma Bankası ile bu doğrultuda imzaladığımız 20 milyon Euro tutarındaki kaynak anlaşması sonrası bu yıl aynı temada 25 milyon Euro temin ettik. Uluslararası arenada Bankamıza duyulan güveni bir kez daha teyit eden bu önemli anlaşmayla ülkemizin yeşil dönüşümüne ilave kaynak yaratmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Bu imzayla beraber TSKB olarak bu yıl uluslararası piyasalardan iklim risklerinin azaltımı yönünde sağladığımız kaynak tutarı 125 milyon Euro’ya ulaştı. Cumhuriyetimizin 100. yılında nitelikli sürdürülebilir kalkınma yönünde global kalkınma finansmanı kurumları ile iş birliklerimizi pekiştirerek ülkemiz ve dünyamız için etkili katkılar sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

imzaTürkiye’nin lider özel sektör elektrik üretim şirketi Enerjisa Üretim, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) yedi yıl vadeli 110 milyon dolarlık kredi aldığını duyurdu. Kredi, rüzgar enerjisi projeleri ve faal bir rüzgar santralinin satın alınması için kullanılacak. 

Sabancı Holding ile E.ON iştiraki olan Enerjisa Üretim, kurulu gücünü 51,6 MW artıracak yeni, tamamen yenilenebilir enerji yatırımını ve 55 MW büyüklüğünde operasyonel rüzgar enerjisi santrali satın alımını finanse etmek üzere Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan yedi yıl vadeli 110 milyon dolarlık kredi kullanacak. Yatırımlar sonucunda yıllık olarak yaklaşık 52.000 ton CO2 emisyonu engellemeyi hedefleyen Enerjisa Üretim, bölgelerdeki sosyal ve ekonomik kalkınmaya da katkı sağlayacak.

EBRD Sürdürülebilir Altyapı Genel Müdürü Nandita Parshad, Türkiye'nin yeşil geleceği için yenilenebilir enerjinin önemini vurgulayarak, “Banka'nın Enerjisa Üretim ile ilişkisi, on yıldan uzun bir süre önce, Türkiye'nin en büyük rüzgar santrali olan Balıkesir Rüzgar Santrali’nin finansmanı ile başladı. O günden beri Enerjisa Üretim büyümeye devam etti ve Avrupa ölçeğinde de en önemli ve dijitalleşmede öncü elektrik üreticilerinden biri haline geldi. Şirketin yenilenebilir enerji portföyüne yönelik iddialı genişleme planlarını destekleyerek bu etkin ortaklığı geliştirmekten memnuniyet duyuyoruz. Ülke ekonomisinde karbon salınımını azaltmak ve yeşil hedeflere ivme kazandırmak için Türkiye'nin yenilenebilir enerji potansiyelini kullanmak zorundayız. Bu projeyi finanse ederek, Türkiye'nin elektrik üretiminden kaynaklanan yıllık 52.000 tondan fazla karbon emisyonunun önüne geçeceğiz ve bu, ülkenin net sıfır hedeflerine ulaşması yolunda önemli bir adım olacak” dedi.

Kadınlar ve Gençlere Yeni Fırsatlar Sunacağız

Enerjisa Üretim CFO’su Mert Yaycıoğlu, “Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan aldığımız kredi ile hedeflerimize bir adım daha yaklaşıyoruz. Bu projeler ile sadece yeşil enerji üretiminde değil aynı zamanda kadınlar ve gençler için fırsat yaratabilecek konulara odaklanıyoruz. Böylesi büyük bir kredi sözleşmesinin imzalanmasına katkı sağlayan Enerjisa Üretim ve EBRD ekiplerimize teşekkür ediyorum” dedi.

wecycleWe-Cycle fuarı kapsamında Prof. Dr. Erdem Görgün moderatörlüğünde düzenlenen Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu ve Evsel Kaynaklı Atıkların Yönetimi oturumuna katılan Genel Sekreterimiz Mete İmer Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS)’ü anlattı.

ÇEVKO Vakfı, 31 yıl önce Türkiye’de Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS)’ü benimseyen şirketlerce kuruldu. Bu süre içerisinde, toplumda geri dönüşüm kültürünün oluşması için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, kamu otoritesiyle yasal alt yapı için iş birliği, belediyeler ve lisanslı toplama ayrıma tesisleriyle birlikte ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanarak geri dönüşümü için çalışmalar gerçekleştirdi.

ÇEVKO Vakfı, 2005-2015 yılları arasında ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda yetkilendirilmiş kuruluş olarak 30 milyon nüfusa sahip 29 ilde, 162 belediye ve 70 lisanslı toplama-ayırma firması işbirliğinde 5.000’in üzerinde ekonomik işletmenin desteği ile 7 milyon 500 bin ton ambalaj atığının toplanarak geri dönüşüme sevk edilmesini organize etti. Vakıf olarak, son 5 yılda, atık yönetimi çalışmalarının yanında, iklim krizi ile savaşım ve Türkiye’de döngüsel ekonomiye geçişe odaklandık.

ÇEVKO Vakfı’nın GÜS’ün simgesi olan Yeşil Nokta’yı benimsemesi, bu simgeyi kullanan örgütlerin oluşturduğu PRO Europe’a, ardından EXPRA ve Global Compact’e üye olması, dünyadaki gelişmeleri yakından izleyip paydaşlarımızla paylaşma misyonumuzdan kaynaklanmaktadır. 2017 yılında düzenlediğimiz, Türkiye’nin belki de ilk uluslararası döngüsel ekonomi kongresinde, ülkemizin döngüsel ekonomiye geçişi için bir plan hazırlanması çağrısında bulunduk. 31 yıllık yolculuğumuza çıkarken ortaya koyduğumuz, ülkemizde geri dönüşüm kültürü ve tüketim sonrası atıkları kaynağında ayrı toplama alışkanlığı oluşturma vizyonu ve bu vizyonu GÜS modeliyle geliştirme yöntemi, döngüsel ekonomiye geçişle birlikte bütün dünyada önem kazanmıştır.

Yeşil Nokta, “Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu”nu ifade eden, uluslararası tescilli bir markadır. 1990’lı yıllarda Almanya’da geliştirilen Yeşil Nokta, tüketim sonrası ambalaj atıklarını ayrı toplayan veya toplanmasına mali katkı sağlayan sanayi kuruluşlarının, bunu tüketicilere ve kamu otoritelerine duyurmak üzere, ürünlerinin ambalajları üzerinde kullandıkları ortak bir işaret olarak ortaya çıktı. Avrupa’ya ve dünyaya yayılan bu işaret 2003 yılında ÇEVKO Vakfı tarafından Türkiye’ye getirildi. Türkiye’de günümüzde 1.100’ün üzerinde ekonomik işletme ÇEVKO Vakfı ile sözleşmeli olarak Yeşil Nokta’yı kullanmaktadır.

1 Kasım 2022’de ÇEVKO Vakfı’nın kuruluş yıldönümünde düzenlenen uluslararası konferansta “Döngüsel Ekonomide Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” konusu, kamu, STK ve iş dünyasından ulusal ve uluslararası konuşmacıların katılımıyla ayrıntılı olarak ele alındı. Etkinlik kapsamında, 2022 Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri ve Yeşil Nokta Basın Ödülleri de sahiplerini buldu.

GÜS üreticinin bir ürünle ilgili sorumluluğunu bir ürünün yaşam döngüsünde tüketiciler sonrası evreye genişlettiği bir çevre politikasıdır. Yani piyasaya ambalajlı ürün süren şirketler ürünlerinin tüketim sonrası ortaya çıkan atıklarının toplanması ve geri dönüştürülmesi konusunda fiziksel ya da mali sorumluluk üstlenirler.

GÜS (EPR) politikası:

(1) Sorumluluğu (fiziksel ve/veya ekonomik; tümüyle veya kısmen) üreticiye yönlendirir.

(2) Üreticilere ürünlerini tasarlarken çevresel etkileri dikkate almaları konusunda teşvik sağlanmasını içerir.

Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) sistemleri, belirli ürünlerle ilgili atıkların önlenmesi ve yönetimi için oluşturulmuş kurumsal mekanizmalardır ve «kirleten öder» ilkesine dayanırlar.

GÜS sistemi bir vergi değildir. Üreticilerin mali katkıları Üretici Sorumluluğu Organizasyonu tarafından doğrudan kullanılır ve Devletin genel bütçesi içinde «absorbe» edilmez.

haber1EXPRA’nın GÜS’le ilgili 10 altın kuralı:

1- Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) bir ürünün tüm yaşam döngüsünü kapsar.

2- GÜS yükümlülük sistemleri yükümlü sanayi tarafından yönetilmeli ve işletilmelidir.

3- GÜS yükümlülük sistemleri kar amacı gütmeyen veya karı üyelerine dağıtmayan sistemler olmalıdır.

4- Çıkar çatışmasını engellemek için atık toplayan, ayıran veya geri dönüştürenler GÜS örgütleri içinde aktif olarak yer almamalıdır çünkü sistemin bu oyuncuları GÜS örgütlerinin hizmet aldıkları paydaşlardır.

5- Kamu otoriteleri tarafından uygulatılması sağlanan, GÜS’le ilgili güçlü bir yasal çerçeve olmalıdır.

6- Başarılı bir GÜS, kamu otoriteleri ile GÜS’ü yerine getirenlerin işbirliğine dayanır.

7- Bir bölgede sağlanan GÜS hizmetleri için eşit koşullar olmalı, haksız rekabet olmamalıdır.

8- Yükümlülük altındaki şirketler eşit muamele görmeli ve GÜS’ün maliyetlerini paylaşmalıdır.

9- Sanayinin sahibi olduğu GÜS örgütü, aynı zamanda, bir kamu hizmeti misyonu gütmelidir.

10- GÜS örgütleri, yükümlü şirketleri, ürün ve ambalajlarının çevresel performanslarını geliştirmeleri için desteklemelidir.

Döngüsel Ekonomiye Geçişte GÜS’ün Rolü

İlk Üretici Sorumluluğu Örgütleri, GÜS’ün uygulanması, uygulamanın görünürlüğü ve etkileri bakımından 30 yıllık bir deneyime sahiptir. Başından beri GÜS sistemleri artan atık miktarının, vergi mükelleflerine yansıyan yükselen maliyetlerin ve işlenmemiş atığın neden olduğu kaynak israfının yarattığı sorunlara çözüm üretmek için ortaya çıkmıştır.

GÜS modelleri, günümüzde, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin, (özellikle 9., 12., 14. ve 15. hedefler) elde edilmesine katkı sağlamaktadır.

Döngüsel ekonominin hammaddelere olan bağımlılığı azaltmakta olduğu ve atıkların toplanarak değerlendirilmesi bakımından ulus devletlerin stratejik olarak önemini arttırdığı günümüzde Üretici Sorumluluğu Örgütleri:

-Piyasaya sürenler ve kamu otoriteleriyle birlikte tekrar kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım için minimum hedefleri tanımlarlar.

-Ambalajın yaşam sonu yönetiminin maliyetlerini karşılamak üzere piyasaya sürülme aşamasında alınmak üzere çevre katkı bedeli belirlerler.

-Şirketlerin ödediği çevre katkı bedellerini, ürünlerin eko-tasarımı, geri dönüştürülebilirliği ve geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı gibi çevresel kriterleri dikkate almak suretiyle, azaltıp, çoğaltarak ayarlama (eko-modülasyon) yaparlar.

-Şirketlerin ambalajlanmış ürünler ile ilgili döngüsel ekonomi içinde yer almasını sağlarlarlar.

-Kamunun atık yönetim hizmeti için bir yandan sürdürülebilir fon yaratırken, diğer yandan bu hizmetin verimini arttırırlar.

-Ölçek ekonomisinden ve verimlilikten yararlanarak yurttaşlara yansıyan maliyetleri kontrol altında tutarlar.

-Uygun ayrı toplama fırsatları sağlayarak, ayrı biriktirmeyi, iyi tüketim uygulamalarını ve yeni kullanım şekillerini teşvik ederek yurttaşları döngüsel ekonomiye geçişe dahil ederler.

-Belirli durumlarda tüketicileri, çevreyi kirletmenin sonuçları hakkında eğitir, kirliliğe neden olan ambalajların toplanmasıyla ilgili maliyetlere katılırlar.

-Geri dönüştürülmüş malzemelerin ilk piyasaya sürenlerine dönmesini sağlamak üzere geri dönüşümcülerle işbirliği yaparlar.

haber2Döngüsel ekonomiye geçişle birlikte atıkların azaltılmasının, onların tekrar kullanılmasının ve geri dönüştürülmesinin önemi daha iyi anlaşıldı. Geri dönüştürüldüğü takdirde atık, ekonomiye girdi olan bir hammaddedir. Atıkların sürdürülebilir bir sistem içinde kaynağında ayrı toplanması ve geri dönüştürülmesi hem çevre kirliliğinin önlenmesi, hem ekonomiye katkı, hem de toplumsal gelişim bakımından önemlidir.

Geri dönüşüm üretim aşamasında, başta su, ağaç, petrol olmak üzere daha az doğal hammadde ve fosil yakıt, elektrik gibi daha az enerji harcanmasını sağladığı için kaynak israfını önler. Bu durumda hem daha az doğal hammadde ve enerji kullanıldığı, hem de atıkların çöp olması önlenerek hammaddeye dönüştükleri için çifte tasarruf söz konusudur. Biz ÇEVKO Vakfı olarak 2005-2020 yılları arasında paydaşlarımızla birlikte yaptığımız çalışmaların ülke ekonomisine 56 milyar TL katkı sağladığını hesapladık.

Toplumumuzun geri dönüşüm hakkındaki bilgi düzeyi ve duyarlılığı her geçen gün artmaktadır. Bunda dünyadaki gelişmelerin, ülkemizde bu konuda yapılan yasal düzenlemelerin, ÇEVKO Vakfı ve benzeri kurumların uzun yıllardır yaptığı farkındalık, bilgilendirme ve eğitim çalışmalarının, medyanın bu konuya verdiği önemin rolü büyüktür.

Türkiye’de GÜS modelinin 15 yıl uygulanmasının ardından GEKAP alınmaya başlanmasıyla terk edildiğini izlemekteyiz. Oysa, günümüzde bütün dünyada sanayinin hammaddesi haline gelmiş olan özellikle tüketim sonrası atıkların yönetimine ülkemizde de sanayinin sahip çıkarak sürecin içinde yer alması ve sürece öncülük etmesi gerektiğine yürekten inanıyoruz.

ÇEVKO Vakfı olarak son yıllarda şirketlerle kurumsal sorumluluk kapsamında çevre temizliği, atıkların iş yerlerinde ayrı biriktirilmesine ve toplanmasına ilişkin dijital çözümler, atık biriktirme ekipmanı temini, genişletilmiş üretici sorumluluğu kapsamında bir işletme ile tüketim sonrası ortaya çıkan plastik ambalaj atıklarının belediye ve lisanslı firmalar işbirliğinde toplanması ve raporlanması için gönüllü çalışmalar yürütmekteyiz. Toplumda özellikle iklim krizi ve sürdürülebilirlik konularında farkındalık yaratmak amacıyla düzenli olarak yayımladığımız e-bülten ve e-dergimizin yanında kurduğumuz ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun organizasyonunda sanayi, üniversite, medya mensupları ve gönüllülerimizle çevrim içi söyleşiler gerçekleştiriyoruz.

ÇEVKO Vakfı, bir sanayi inisiyatifi olmasının ötesinde, topluma mal olmuş bir sivil toplum kuruluşudur. Toplumun geri dönüşüm kültürünü içselleştirmesi, iklim krizine karşı mücadele etmesi, döngüsel ekonominin önemini anlaması ve eyleme geçmesi için çalışmaktadır. Bu çalışmalara katılmak isteyen yurttaşlarımız www.cevko.org.tr internet sitemizden başvurarak “ÇEVKO gönüllüsü” olabilirler.

Cumhuriyetimizin 100. yılına girmeye hazırlanırken çok büyük bir dizi deprem felaketi yaşadık, yaşıyoruz. Acımız sonsuz! Yaşamlarını yitirenlere baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifalar ve tüm yurttaşlarımıza sabır diliyorum. Ulusça birlik içinde bu büyük felaketin de üstesinden geleceğimize, yaralarımızı saracağımıza inanıyorum. Bundan sonra, bilimin yol göstericiliğinde, eş güdüm içinde, sorumluluk bilinci ve etik değerlere bağlı olarak hareket ettiğimiz takdirde benzer felaketler yaşamayacağımızı umuyorum. ÇEVKO Vakfı olarak bölgede ortaya çıkan atıkların bertaraf edilmesinde, barınma başta olmak üzere temel gereksinimlerin karşılanması için hazırlanacak projelerde, geçmişte benzer projelerde olduğu gibi, uzmanlık alanımızla ilgili görev almaya hazırız.

 

yesilekonomi

Cumhurbaşkanı Kararı ile yeşil dönüşüm yatırımlarına devlet yardımı yapılacağı hükmü getirildi.

Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda yeşil dönüşüm yatırımlarına destek sağlanmasına yönelik değişiklik yapıldı.[1][2]

Resmî Gazete’nin 20 Nisan 2023 tarihli sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile düzenlemeye “Yeşil Dönüşüm Destek Programı” tanımı eklendi ve bu programın “Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü” tarafından yürütüleceği belirtildi.

Değişiklik ile yeşil dönüşüm yatırımlarına maddi olmayan duran varlık ediniminde diğer yatırımlara uygulanan sınırın uygulanmayacağı hükmü de getirildi.

Karara göre bu yatırımlar marka, lisans, know-how vb. gibi maddi olmayan duran varlık edinimi için diğer yatırımlar için %25 olarak uygulanan sınırdan muaf olacak. Ayrıca bu yatırımların öncelikli yatırım konuları arasına dahil edileceği hükümleri de getirildi.

Yapılan değişiklik ile düzenlemenin “Tanımlar” başlıklı 2’inci maddesine eklenen bölüm şu şekilde oldu;

(ö) Yeşil Dönüşüm Destek Programı: Döngüsel ekonomi yaklaşımıyla uyumlu, doğal kaynakları koruyan, iklim ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan, kaynak verimli ve düşük karbonlu üretimi amaçlayan yatırımların desteklenmesine yönelik olarak, Bakanlık tarafından belirlenecek uygulama usul ve esasları kapsamında Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğünce yürütülecek olan destek programını,

Düzenlemede bu yatırımlar için maddi olmayan varlık edinmesinde muafiyet sağlayan değişiklik de “Sabit yatırım tutarı ve asgari kapasite” başlıklı 5’inci maddenin 3’üncü fıkrasında yapılan şu değişiklikle oldu;

(3) Teşvik belgesi kapsamında yatırım harcaması olarak kabul edilen maddi olmayan duran varlıkların (marka, lisans, know-how vb.) oranı, teşvik belgesinde kayıtlı toplam sabit yatırım tutarının yüzde yirmibeşini aşamaz. Dijital Dönüşüm Destek Programı ile Yeşil Dönüşüm Destek Programı kapsamındaki yatırımlar için bu hüküm uygulanmaz.

Düzenlemede yeşil dönüşüm yatırımlarının öncelikli yatırım konularına dahil edileceği hükmü de düzenlemenin “Öncelikli yatırım konuları” başlıklı 17’inci maddesine (ff) bendi olarak eklenen “Yeşil Dönüşüm Destek Programı kapsamındaki yatırımlar.” ibaresi ile getirildi.

[1] Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı:7108)

[2] Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar

 

Pwc

PwC Türkiye, Birleşik Krallık tarafından fonlanan ve iklim kriziyle mücadele eden projelerin geliştirilmesini amaçlayan Climate Finance Accelerator (CFA) programının Türkiye yürütücülüğünü üstlendi. Küresel bir teknik destek programı olan CFA ile Türkiye’deki karbon emisyonunu azaltmayı hedefleyen projelere teknik destek sağlanacak.

PwC’nin globalde 2030 yılına kadar ulaşmayı taahhüt ettiği “net sıfır emisyon” hedefiyle çalışmalarını sürdüren PwC Türkiye; doğaya ve sürdürülebilir ekonomiye katkı sağlama vizyonu çerçevesinde Climate Finance Accelerator (CFA) Programı’nın Türkiye yürütücülüğünü üstlendi. Birleşik Krallık İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Departmanı (BEIS) tarafından fonlanan CFA Programı’nın bu yıl ülkemizdeki ayağını yöneten PwC Türkiye, bu programın iklim krizi odaklı projelerin geliştirilmesi ve finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması yönündeki çalışmalarını destekliyor.   

Küresel bir teknik destek programı olan CFA, ülkelerin küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırma hedeflerini yerine getirmek için finansman akışını sağlamayı teşvik etme amacıyla 8 ülkede gerçekleştiriliyor. Türkiye'deki faaliyetleri PwC Türkiye tarafından yürütülen program ile iklim değişikliği odaklı proje geliştiricilere teknik ve finansal hazırlık, bilgi paylaşımı ve finansmana erişim konusunda birçok destek ve ücretsiz eğitim olanağı sunuluyor. İstanbul ve Londra'da planlanan yatırımcı etkinliklerinde, proje geliştiricileri ve finansörlerin bir araya getirilmesi ve projelerin uygun finansmana erişmeleri amaçlanıyor. 

“Sürdürülebilirlik özelinde uzun süreli araştırma ve iş birliklerimiz var”

PwC Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı Mevlüt Akbaş, projeyle ilgili “PwC Türkiye olarak Climate Finance Accelerator Türkiye Programı’nın yürütücülüğünü bu yıl biz gerçekleştiriyoruz ve bu programın bir parçası olmaktan büyük heyecan duyuyoruz. PwC olarak, net sıfır karbon emisyonu hedefine erişmek için şirketler, politika yapıcılar ve sivil toplum kuruluşları ile uzun süredir devam eden araştırma ve iş birliği programlarını yürütüyoruz. CFA’in, Türkiye'nin sürdürülebilir geleceğine yatırım yapan projelere finansman sağlama çabalarını desteklediğimiz için gururluyuz” diye konuştu.

Programın ilk aşamasında (2021-22) 6 proje seçilirken, programın ikinci aşamasında (2022-23) 8 proje seçildi. Dört aylık bir süre boyunca, bu projeler her iki aşamada da teknik, finansal, hafifletme potansiyeli ve toplumsal cinsiyet ve sosyal içerme konularında eğitim aldı. Amaç, farklı ulusal ve uluslararası yatırımcılardan finansman bulmalarına yardımcı olmaktı.

CFA Türkiye’nin üçüncü aşaması için iklim teknolojileri, enerji, ulaşım, sanayi, ormancılık, atık yönetimi gibi sektörlerden karbon emisyonunu azaltıcı en fazla 10 proje seçilerek yatırım süreçleri için gerekli ön hazırlıklarda destek olunduktan sonra İstanbul ve Londra’da potansiyel yatırımcılar ile tanışmaları sağlanacaktır.

Mart 2024'te Londra’daki yatırımcı buluşmasında Londra menşeili finansörler ile Londra'da bir dizi atölye çalışması düzenlenecek ve CFA Türkiye programından uygun büyüklükte ve hazır durumdaki projeler Londra’daki etkinliğe katılmaya davet edilecektir.

CFA Türkiye hangi projeleri destekliyor? 

  • Doğrudan veya dolaylı olarak sera gazı emisyon azaltımı açısından ölçülebilir iklim sonuçları elde etmek için tasarlanan,
  • Toplamda 5-150 milyon dolar arası finansman ihtiyacına sahip olan,
  • En azından fizibilite öncesi aşamada olan,
  • Ticari olarak uzun vadede getiri sağlayabilecek bir iş modeline sahip olan,
  • Mümkünse cinsiyet eşitliğini ve sosyal kapsamı artırıcı etkilere sahip olan projeler, değerlendirme aşamasına alınabiliyor.

CFA Programı hakkında daha detaylı bilgi almak için:

https://survey.alchemer.eu/s3/90470142/CFA-T-rkiye