e-Bülten Haberleri

osbyesilOrganize Sanayi Bölgeleri Kanunu’na “Yeşil OSB” tanımı eklendi

Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'na "Yeşil OSB" tanımı eklendi.

Çevreye Duyarlı ve Sürdürülebilir Üretim İçin Yeşil OSB Sertifikasyonu

İklim değişikliği, dünyanın karşı karşıya olduğu ve çözüm üretilmesi gereken en acil sorunlardan biridir. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporları aracılığıyla yapılan bilimsel değerlendirmeler, iklim değişikliğinin en kötü sonuçlarının çoğunun, küresel ısınmayı 1,5°C’ye sınırlandırarak önlenebileceğini göstermiştir.

Bu nedenle endüstriler, verimliliği ve karlılığı en üst düzeye çıkarırken ekolojik ayak izlerini azaltmaya giderek daha fazla odaklanmaya başlamıştır. İlgi gören yenilikçi çözümlerden biri de Yeşil Organize Sanayi Bölgelerinin kurulmasıdır.

Yeşil Organize Sanayi Bölgeleri, kaynak yönetimi ve atık azaltmadan enerji verimliliğine, iyi üretim uygulamalarından yenilenebilir enerji kullanımına kadar faaliyetlerin tüm yönlerine çevresel hususları entegre etmektedir. Bu bölgelerde doğal çevre ile uyum içinde faaliyet gösteren işletmeler ekonomik büyümeyi destekler ve sosyal refahı teşvik ederler.

Yeşil Organize Sanayi Bölgeleri, ekonomik büyümeyi çevresel sürdürülebilirlik ile birleştirerek endüstriyel manzarada devrim yaratmaktadır. Yeşil OSB’ler, gezegenimizi gelecek nesiller için koruyarak ekonomik refaha ulaşmanın mümkün olduğunu gösteren bir umut ışığı görevi görmektedir.

Bugün itibariyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızca sicil verilerek tüzel kişilik kazanan OSB sayısı 353’e ulaşmıştır. Bu OSB’lerden 264 adedi faaliyette olup, 89 adedinde ise proje, kamulaştırma ve inşaat işlemleri devam etmektedir.

İklim değişikliğini önlemek amacıyla 2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşması çerçevesinde ülkemizin sunduğu Ulusal Katkı Beyanı’nda, artıştan azaltım olacak şekilde %21 oranında sera gazı emisyon azaltım hedefi taahhüdü verilmiş olup, bu   hedef COP 27’de %41 olarak revize edilmiştir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu çerçevede Organize Sanayi Bölgelerine yönelik düzenlemeler içeren bir program ortaya koymuş, Dünya Bankası ile birlikte Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgesi Sertifikasyon Sistemi’ni oluşturmuştur. Bu çalışma yapılırken, kurumumuz Bakanlığımıza teknik destek sağlamıştır.

Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgesi Sertifikasyon Sistemi Projesi nedir?

Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgesi Sertifikasyon Sistemi Projesinin temel amacı; ülkemizde yer alan sanayi bölgelerini, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda “Sürekli Gelişim” prensibi benimsenerek uluslararası standartlara ulaştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda, Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgesi Sertifikasyon Sistemi’ne dahil olmak amacıyla ön koşullar ve performans kriterleri tanımlanmıştır.

Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgesi Sertifikasyon Sistemi ön kriterleri ve performans kriterlerinin amaçları;

  • Organize Sanayi Bölgelerinin yönetimsel ve izlemeye ilişkin performansının artırılması sağlamak,
  • Su, atık su, atık ve kaynakları yönetmek için sürdürülebilir araçlar sağlayarak ve OSB’lerin çevresel ayak izlerini en aza indirerek çevresel performanslarının artırılmasını sağlamak,
  • İklim değişikliği sorunları ile çevre üzerindeki yerel ve küresel etkilerin ele alınmasını sağlamak,
  • İşçi hakları ve çalışma koşulları, cinsiyet, topluluk diyaloğu, arazi edinimi ve sosyal altyapı dahil olmak üzere toplumun ve çalışanların ihtiyaçlarını ele alarak sosyal performansın iyileştirilmesini sağlamak,
  • OSB yöneticileri ve işletme sahipleri için ekonomik performansın artırılmasını sağlamaktır.

Yapılan literatür taramaları ve çalışmalar sonucunda Enstitümüz ve Bakanlığımız tarafından, kriterlerin amaca hizmet etmesi için 6 ön kriter ve 40 performans kriteri üzerine çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

Yeşil OSB Sertifikasyon Sistemi için hazırlanan ön kriterleri;

  1. OSB’de üretimde olan en az 1 firmanın yer alması.
  2. OSB’deki atık sularının tümünün arıtılıyor olması.
  3. OSB’de enerji üretim kaynağı olarak kömür kullanımının olmaması.
  4. OSB’nin TSE tarafından TS EN ISO 14001 ve TS EN ISO 50001 standartlarından belgelendirilmiş olması.*
  5. İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikle ile ilgili konuları izlemek ve yönetmek için organizasyonel yapıda bir birimin kurulması ve en az bir yetkin personel istihdam edilmesi.
  6. OSB’nin en az temel seviye Sıfır Atık Belgesine sahip olması.

(*Başka bir uygunluk değerlendirme kuruluşundan bu belgelere sahip olan OSB’lerin TSE’ye belge geçiş başvurusunun yapılmış olması yeterlidir.)

Performans kriterleri ise OSB Yönetimi, Ekonomik, Çevresel ve Sosyal Performans başlıkları olmak üzere 4 ana başlık altında değerlendirilmektedir.

Ayrıca OSB’lerin her geçen yıl gelişmelerini ve iyileşmelerini sağlayabilmek için, kriterlerden gerekli yeterliliği sağlayarak Yeşil OSB olma unvanına hak kazanan OSB’lerin her yıl İyileştirme Raporu hazırlaması beklenmektedir.

Yeşil OSB Tasarım Sertifikası nedir?

Bütün bunların yanı sıra, sanayinin yeşil dönüşüm, düşük karbonlu üretim ekosistemi ve döngüsel ekonomi uygulamalarına hazır olması amacıyla Yeşil OSB Tasarım Sertifikası oluşturulmuştur. Bu sertifika sayesinde OSB’ler kurulum aşamasından itibaren sürdürülebilir bir altyapı ile ilerleyecek ve bu sayede ilerde karşısına çıkacak olan gelişmelere daha açık bir altyapıya sahip olacaktır.

Yeşil OSB Tasarım Sertifikası, 01.01.2025 tarihinden sonra kurulan ve ilave alan tahsis edilen OSB’ler için Yeşil OSB Sertifikasyon sisteminde zorunlu tutulmuştur.

Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgesi Sertifikasyon Sistemi projesi kapsamında uygunluk değerlendirmesi Enstitümüzce gerçekleştirilmektedir.

Türk Standardları Enstitüsü olarak sanayimizin yeşile ve sürdürülebilirliğe yönelik ilerlemesine destek vermeye yönelik çalışmalarımız devam edecektir.

Kaynak : TSE

undptopluTürkiye’deki iş dünyası liderleri “yeşil dönüşüm”ü sahipleniyor

CEO’lara yönelik iklim zirvesi, karbonsuzlaştırma diyaloğunu hızlandırıyor

“İklim Değişikliği Zirvesi 2023: Yeşil Dönüşüm,” T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle, Capital ve Ekonomist dergileri tarafından organize edildi. Zirveye CEO düzeyinde 200’den fazla üst düzey yönetici katıldı. Türkiye’de “yeşil dönüşüm”ün gerçekleştirilmesine yönelik görüş alışverişinde bulundu. 

Yeni göreve başlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, zirve için gönderdiği açıklamada, “Günümüzde iklim değişikliğinin insanlığın ve doğanın karşı karşıya bulunduğu en önemli sorunların başında geldiğini çok rahat söyleyebiliriz. Fakat küresel iklim hedeflerine ulaşmak için yapılan mevcut çalışmaların yetmediği, daha büyük çaplı teknolojik ve ekonomik dönüşümlere ihtiyaç olduğu aşikardır.” dedi. 

“Ülkemiz iklim değişikliği ile mücadelede kararlı adımlar atmaktadır.” diyen Özhaseki, 2021’de Paris Anlaşması’na taraf olunması ve Cumhurbaşkanı tarafından 2053 net sıfır emisyon hedefinin açıklanması ile yeşil kalkınma hamlesini başlattıklarını ifade etti. 

“Güncellediğimiz Ulusal Katkı Beyanımıza göre 2015 yılında %21 olarak açıklanan 2030 yılı azaltım hedefi %41’e çıkarılmıştır. Sonuç olarak 2053 net sıfır emisyon hedefimiz ile ulusal katkı beyanımız, hazırlıkları devam eden uzun dönemli iklim stratejimiz, azaltım ve uyum eylem planlarımız ile yeşil finansman stratejimiz sayesinde 2053’e doğru yol haritamızı net olarak ortaya koyuyoruz. Bu politikaların hayata geçmesi amacıyla başta İklim Kanunu olmak üzere Emisyon Ticaret Sistemi gibi önemli altyapı çalışmalarını yapıyoruz.” 

“Karşı karşıya olduğumuz yeşil dönüşüm topyekün devletiyle, özel sektörüyle, akademisiyle ancak gerçekleşebilir.” diye konuşan Özhaseki, “Bundan dolayı özel sektörün; yeşil dönüşümü ana gündemlerine alması, 2053 net sıfır hedefi yolunda değişimi hızlandırma konusundaki gayreti ve adanmışlığı çok önemli.” diyerek sözlerini noktaladı.

“Daha büyük bir azim ve çaba için çağrıda bulunuyoruz.” diyen UNDP Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, BM Genel Sekreterinin gelişmiş ülkelerin net sıfır hedeflerini 2040’a çekme çağrısını vurgulayarak “Özel sektörün güçlü bir şekilde sürece dahil olması ile, Türkiye’nin sera gazı emisyonlarının tepe noktasına ulaşacağı zamanın planlanan 2038’den daha erkene alınabileceğine inanıyoruz.” diye konuştu.

Konferansın açılışında “Özel sektör, iklim değişikliğine neden olan zararlı emisyonların çoğunluğunu üretmeye devam ediyor” diyen Vinton sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak bu aynı zamanda, acilen gerek duyduğumuz iklim çözümlerinin anahtarının da iş dünyasının elinde olduğu anlamına geliyor. UNDP olarak bizler, Paris hedeflerine uygun olarak üretimi karbonsuzlaştırmaya ve takvimi hızlandırmaya ilişkin yöntemler bulma konusunda Türk iş dünyasının yaratıcılığına ve dirençliliğine güveniyoruz.”

Limak Çimento, Sabancı Holding, Eczacıbaşı ve Anadolu Isuzu gibi ülkenin en büyük işletmelerinden bazılarının başkanları, daha yeşil bir geleceğe dönük rotayı nasıl çizmekte olduklarını ortaya koyarken, ŞekerBank, Denizbank, ING ve TSKB dahil olmak üzere önde gelen Türk bankalarının temsilcileri de daha yeşil çözümleri benimseyen işletmelerin yararlanabileceği finansal teşvikleri açıkladı.

Capital ve Economist dergilerinin Genel Müdürü Cem Başar, iş dünyasının önde gelenlerinin iklim politikasına yönelik yaptığı verimli istişarelerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Birçok konuşmacı Avrupa Birliği’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2023 sonlarında yürürlüğe girmesi beklenen Türk İklim Kanunu ve Emisyon Ticaret Sistemi gibi iklim dostu politikalara değinerek, bunların kurumsal karar mekanizmalarında belirleyici bir etkiye sahip olduğunu vurguladı. AB pazarında rekabetçi bir konumun sürdürülmesi için yeşil kaynak kullanımı ve daha çevre dostu üretim yöntemlerinin gerekliliği konusunda görüş birliğine varıldı. 

Öte yandan, birçok üst düzey yönetici, yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliğine geçişin yaratacağı güçlü ekonomik getirileri vurguladı. 

“UNDP olarak bizler yeşil ekonominin iş dünyası için kazan-kazan çözümü olduğuna eminiz” diyen Vinton şunları vurguladı: “Uyum sağlamak elbette her zaman kolay değil. Zamanı geçmiş sektörler için ‘adil geçiş’in haritasını oluşturmak bir zorunluluk. Örneğin kömüre bağımlı işçilere ve toplumlara, insan onuruna yakışır bir gelecek sunmak gerekiyor. Buna ek olarak, net faydalar bariz ve ölçülebilir durumda. UNDP olarak, Türkiye’deki özel sektörün dünya çapında yeşil dönüşüme öncülük etme potansiyelini gerçekleştirmesine yardımcı olmak için hem politika danışmanlığı hem de sahada test edilmiş çözümler sunmaya devam edeceğiz.”

Vinton “Kısaca, yeşile yönelmek iş dünyası için yararlıdır” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak : UNDP

istanbulİSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İLE VİLNİUS BELEDİYESİ “İKLİM KRİZİNE UYUM” İÇİN ORTAK PROJE YÜRÜTECEK

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), özellikle dijital şehir, bölgesel enerji sistemleri gibi konularda Avrupa Birliği’nde başarılı çalışmalara imza atan Litvanya – Vilnius Belediyesi’yle ortak bir projeye başladı. Yürütülen Yeşil Mutabakat – Turklit (GEH) Platformu projesiyle şehirlerin iklim krizine uyumu konusunda iki belediye arasında bilgi ve uygulama paylaşımı zemini oluşturuldu.

İBB, özellikle dijital şehir ve bölgesel enerji sistemleri gibi konularda Avrupa Birliği’nde başarılı çalışmalar yürüten Litvanya – Vilnius Belediyesi’yle ortak bir proje gerçekleştirdi. Vilnius Belediyesi’yle başlatılan Yeşil Mutabakat – Turklit (GEH) Platformu projesi kapsamında her iki belediye ve ülkede yapılmış olan ve kentlerin iklim değişikliğine uyumunu amaçlayan iyi ve başarılı dönüşüm uygulamaları karşılıklı olarak paylaşıldı.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini aktaran İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, GEH Platformu projesi, İBBye önemli kazanımlar sağlayacak. Proje kapsamında paylaşılacak süreç, deneyim, çağrı ve ABde yürütülen projeler, İBB olarak yürüttüğümüz Sürdürülebilir Enerji İklim Eylem Planı (SECAP), Karbon Nötr ve Akıllı Şehir çalışmalarımızı hızlandıracak” dedi.

Kentlerin İklim Değişikliğine Uyumu için Ortak Platform

GEH Platformu, akıllı büyüme için çevresel hedeflere, yenilikçiliğe ve çevreye olumlu etkiye dayalı sürdürülebilir kalkınma yoluyla, Litvanya ve Türkiye arasında uzun vadeli uzman ve fikir alışverişini geliştirmeyi amaçlıyor. Enerji ve iklim değişikliğine uyum uygulamalarını önemseyen diğer belediyeleri, özel sektörü, üniversiteleri, enstitüleri ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren yaratıcı platform olarak da konumlanan proje, binalarda enerji verimliliği, atık yönetimi, toplu taşıma, akıllı şehir ve karbon emisyonlarının azaltılması gibi konulara odaklanıyor.

GEHin kentlerin iklim değişikliğine uyumu için çalışan tüm paydaşları bir araya getirecek ortak bir platform olduğunu belirten Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, “Öncelikle Vilnius ve İBB birimleri ve iştirakleri arasında başlatılacak olan GEH Platformu, ilerleyen süreçte enerji dönüşümü, iklim uyum ve eylemleri, akıllı ve sürdürülebilir şehir konularında çalışan belediye, kurum, şirket, akademisyen, meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarının ortak proje geliştirme ve karşılıklı işbirliği yapmasına öncülük edecek” diye konuştu.

Dört Çevrimiçi Çalıştay ve Ziyaretler

Litvanya ve İBB arasında yürütülen GEH Platformu Projesi kapsamında iki ülkenin ve özellikle iki şehrin iklim krizine ve uyumuna yönelik önlem, eylem ve çözümlerin paylaşılması amacıyla dört çevrimiçi çalıştay gerçekleştirildi. Sonrasında Litvanya Enerji Ajansı, Litvanya Enerji Bakanlığı, Vilnius Belediyesi uzmanları İstanbulu ziyaret ederek İBBnin enerji dönüşümü ve verimliliği ile yenilenebilir enerji uygulamalarını inceledi. İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi, İBB Enerji Yönetimi ve Aydınlatma Müdürlüğü, İBB Enerji A.Ş, İSTAÇ, İSKİ gibi iştirak ve kurumlarla toplantılar düzenlendi.

5-8 Ekim 2022 tarihleri arasında ise projenin Türkiye Koordinatörü ve İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşe Erdinçler öncülüğünde Litvanyanın başkenti Vilniusu ziyaret düzenlenerek SECAP, dijital şehir, akıllı şehir, enerji yönetimi ve bölgesel ısıtma gibi konularda teknik toplantılara ve saha gezilerine katılındı. Hazırlanan teknik analiz raporunun, gerçekleştirilen ziyaretlerin, yuvarlak masa toplantılarının ve imzalanan mutabakat zaptının ardından, Vilnius Belediyesi bünyesinde hizmet veren Akıllı Enerji Laboratuvarı, Dijital İkiz, Şehrini Yenile, Bölgesel Isıtma Sistemi gibi uygulamalarda, İBB ile ortak çalışmalar ve başarılı örneklerle ilgili paylaşımların yapılmasına karar verildi.

“İşbirlikleri İklim Değişikliği ile Mücadelenin Olmazsa Olmaz Ayağıdır”

Birleşmiş Milletler tahminlerinin 2050de toplam küresel nüfusun yaklaşık %68inin şehirlerde yaşayacağını gösterdiğini söyleyen İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, iklim değişikliğiyle mücadelede geliştirilecek politika, taahhüt ve uygulamalar konusunda şehirlerin işbirliği yapmasının büyük değer taşıdığını vurguladı. Sürdürülebilir ve dirençli bir İstanbul için GCOM, C40, UCLG MEWA, Marmara Belediyeler Birliği ve Türkiye Belediyeler Birliği gibi birçok ulusal ve uluslararası ağa üye olan İBB, uluslararası ağların sürdürülebilir ve dirençli şehirler inşa etme konusundaki önemine dikkat çekti. İBB, İklim Eyleminin Geliştirilmesi, Akıllı Şehirler ve Dijital Dönüşüm, Kent Demokrasisi ve Göç başta olmak üzere Ekonomik İşbirliği gibi çalışma alanlarını içeren B40 Balkan Şehirleri Ağı’nın kurulmasına öncü oldu ve ilk dönem başkanlığını yürüttü. 20 milyona yakın nüfusu ve yüzölçümüyle hem Türkiyenin hem de Avrupanın en kalabalık şehirlerinden olan İstanbulda İBB olarak yürüttüğümüz iklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarımızı sürdürüyoruz. C40 İşbirliği ile İklim Değişikliği Eylem Planı’mızı hazırladık ve kamuoyu ile paylaştık. İklim Değişikliği Müdürlüğümüz İstanbulun seragazı envanterini hazırladı ve sabit enerji sektörünün en büyük seragazı kaynağı olduğunu belirledi. Paydaşlarımız ile önceliklendirdiğimiz ve yayımladığımız azaltım ve uyum eylemlerinin izlenmesi için, iç ve dış paydaşlarımızla sık sık bir araya geliyoruz. İklim Değişikliği Eylem Planı‘mızın çıktıları ve envanter çalışmalarımızın sonuçlarıyla ayrıca yürüttüğümüz Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı‘mızı 2023 yılı Haziran ayında tamamlamayı hedefliyoruz.”

Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: Ulusal ve uluslararası işbirlikleri iklim değişikliği ile mücadelenin olmazsa olmaz ayağıdır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamu kurumlarının, üniversitelerin, STKların ve vatandaşların daha çok işbirliği içerisinde hareket ettiğini görüyoruz.  İklim değişikliği konusunda farkındalık seviyesinin yükseldiğini ve özel sektörün sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlarının arttığını görüyoruz. Vilnius’la yürüttüğümüz GEH Platformu projesinin iki ülke ve belediye arasındaki bilgi ve teknoloji transferini destekleyerek iki şehrin de iklim değişikliğine karşı daha dirençli olmasına katkıda bulunacağına inanıyoruz.”

Kaynak : EKO IQ

isoyeşiltopluİSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri sahiplerini buldu!

İstanbul Sanayi Odası (İSO), üretimlerinin her kademesinde çevre ve sürdürülebilirliği odağına alan sanayi tesislerini ödüllendirdi.

İSO, sürdürülebilirlik konusunda üstlendiği öncü rolü kapsamında yeşil dönüşümü destekleyen yenilikçi, sürdürülebilir ve yaygınlaştırılabilir yaklaşımları ödüllendirdi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri’nde beş kategoride üçü Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplam 18 kuruluş ödüle layık görüldü.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreterimiz Mete İmer’in de Jüri üyesi olarak yer aldığı Sanayiciler, kamu kurumu temsilcileri, üniversitelerin ve enstitülerin ilgili bölümlerinden akademisyenler, uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları üyelerinden yetkin isimlerin oluşturduğu İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri jürisinin titiz değerlendirmeleri sonucu Sürdürülebilirlik Yönetimi Kategorisi’nde büyük ödül Kordsa Teknik Tekstil’in oldu. Enerji Verimliliği Projesi Kategorisi’nde Arçelik Anonim Şirketi/Buzdolabı İşletmesi, Çevre Dostu Uygulama Kategorisi’nde Maysan Mando Otomotiv Parçaları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Çevre Dostu Ürün Kategorisi’nde ise Wiser Tech İnovasyon ve Teknoloji Yatırımları Sanayi Ticaret Anonim Şirketi birincilik ödülünün sahibi oldu. Enerji Verimli Ürün Kategorisi’nde ise Büyük Ölçekli İşletme Ödülü Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Şirketi’ne, KOBİ Ödülü de Ultrapak Makina Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne verildi.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YÖNETİMİ KATEGORİSİ 

  1. KORDSA TEKNİK TEKSTİL A.Ş: Tutkusunu yaşamı güçlendirmek olarak açıklayan şirket, küresel bir güçlendirme markası olarak, topluma ve çevreye duyduğu sorumluluk ile sürdürülebilirlik stratejileri belirleyerek hayata geçiriyor. AR-GE ve inovasyonu sürdürülebilir iş modelinin merkezine alarak, , değer zincirinin bütününde sürdürülebilirliği önceliklendirmenin yanı sıra etkilerini ölçümleyerek tüm paydaşlarını kapsayacak bir bakış açısı ile benimsiyor.
  2. BORUSAN MANNESMANN BORU SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ: Borusan Holding 200 yıllık şirket olma vizyonu doğrultusunda oluşturduğu “İklim, İnsan, İnovasyon” yaklaşımı odağında 2030’a kadar belirlenmiş yıllık hedeflere ulaşmak için sürdürülebilirlik çalışmaları gerçekleştiriyor. Bu yaklaşımın şirket içerisinde içselleştirilmesi amacıyla eğitim ve farkındalık çalışmaları düzenlerken, tüm çalışanları bu harekete dahil ederek sürdürülebilir yönetişim yapısı hazırlanıyor. Her yılın başında tüm çalışanları kapsayan bir ilan ile gönüllü çalışanlardan oluşan ve çevik çalışma prensibini esas alan 7 tematik çalışma grubu oluşturan şirket, ekiplerin tüm çalışmalarını ve hedeflerine ulaşma seviyelerini sürdürülebilirlik raporları ile takip ediyor, bu raporları kamuoyu ile paylaşıyor.
  3. ZORLU ENERJİ ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİ: Zorlu Enerji; güvenli, kaliteli ve sürdürülebilir enerji üretimi ve dağıtımı sağlayarak, yenilikçi çözümleriyle ‘Geleceğin Enerji Şirketi’ olmayı amaçlıyor. Sürdürülebilirlik hedeflerine doğrudan hizmet eden faaliyetleriyle Türkiye’de karbon ayak izini hesaplayan ilk enerji şirketi olan Zorlu Enerji, çevreye uyumlu ve düşük emisyonlu olan elektrikli otomobillerin Türkiye’de yaygınlaşması için 2018’de ZES (Zorlu Energy Solutions) şirketini kurdu. Yenilenebilir kaynaklara yatırım yapıp yüzde yüz temiz enerjiden elektrik üreterek sera gazı emisyonlarının azalmasına katkı sağlayan Zorlu Enerji, 2040’a kadar tüm değer zincirinde net sıfır olmayı hedefliyor.

JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ- AKADEMİ ÇEVRE ENTEGRE ATIK YÖNETİMİ ENDÜSTRİ ANONİM ŞİRKETİ:

Akademi Holding iştirak şirketlerinden biri olan Akademi Çevre Entegre Atık Yönetimi Endüstri A.Ş., “Kaynak kullanımını azaltarak, sürdürülebilir yaşamı mümkün kılacak süreçler tasarlamak” vizyonuyla süreçlerini yönetiyor. Daha temiz bir dünya için çalışmalarını sürdüren Akademi Çevre; UNIDO ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile gerçekleştirdiği Kalıcı Organik Kirletici (KOK) Salımlarının Azaltılması projesi kapsamında Türkiye’deki ilk PCB Arındırma Tesisi’ne sahip. Ayrıca atık elektrikli ve elektronik eşyaların yönetimi kapsamında iklimlendirme cihazlarında bulunan CFC gazlarını Türkiye’de yüzde 0,2’nin altına düşüren tek tesise sahip bulunuyor.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJESİ KATEGORİSİ

  1. ARÇELİK ANONİM ŞİRKETİ- BUZDOLABI İŞLETMESİ: Termoform prosesinde plastiğin şekillendirilmesi için gerekli vakum ihtiyacı, enerji verimli merkezi bir vakum tesisi ile karşılanıyor. Arçelik Eskişehir Buzdolabı işletmesinde 22 adet termoform makinesi bulunuyor. Proje hedeflenen enerji verimliliğine ulaşmanın yanı sıra, su tasarrufu da sağlıyor. Ayrıca vakum değerinin arttırılması ve vakum dalgalanmasının minimize edilmesi ile de üretimde yaşanan kalitesiz ürün/hurda oranına da çok ciddi fayda sağlıyor. Projenin yurt içi/yurt dışı işletmelerinde yaygınlaştırılma kararı sonrası, fizibilite çalışmaları devam ediyor.
  1. ORTA ANADOLU TİCARET VE SANAYİ İŞLETMESİ TÜRK ANONİM ŞİRKETİ: Fabrikada elektrik ve buhar arzı 25 yıllık kojenarasyon tesisindeki; kurulu gücü 20 t/h olan iki adet gaz türbinine bağlı, atık ısı buhar kazanlarından sağlanıyor. Yıllar içerisinde ekonomik ömrünü tamamlayarak verimsiz çalışmaya başlayan kazanların değişimi 10 aylık bir süreçte tamamlandı. Modernizasyon sonrasında atık ısı kazanlarının kapasitesi artırılarak hem daha verimli hale getirildi hem de buhar arz güvenliği sağlandı. Kazanların devreye alınmasıyla yıllık toplam 20.178.228 kWh doğalgaz tasarrufu sağlandı. Yıllık 13 bin hanenin elektrik tüketimine karşılık gelen enerji tasarrufuyla, yaklaşık 10 ton CO2’nin doğaya salımı engellendi.
  1. TAYRAŞ BAZ YAĞ RAFİNERİ BİLECİK ŞUBESİ ANONİM ŞİRKETİ: Türkiye’nin ilk ve tek Grup II Baz Yağ Rafinerisi olan TAYRAŞ bünyesinde hayata geçirilen Termal Oksitleyici ünitesinde proseste oluşan tehlikeli ve zehirli atık gazlar ve atık sulardan enerjinin geri kazanılması sağlandı. Proje sonunda aşağıdaki kazanımlar elde edildi:
  • Atık yönetiminde dışa bağımlılığın azaltılarak üretimin sürekliliği ve sürdürülebilirliğinin sağlanması
  • Temiz ortam kaynaklı olarak performansın ve verimliliğin artırılması
  • Atık gazların ve atık suların çevreye zarar verilmeksizin enerji verimliliği sağlayarak yönetilmesi
  • Tasarruf ve ekonomik kazanç sağlanması
  • Mevcut en ileri ve çevreci teknolojiler kullanılarak çevresel risklerin azaltılması

JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ- KALESERAMİK ÇANAKKALE KALEBODUR SERAMİK SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ: Kaleseramik fabrikalarının seramik çamuru hazırlama tesisinde kurutma prosesinden çıkan atık ısı, Mavruz Tarım modern sera tesisinde ısıtma amacıyla kullanılarak ekonomiye geri kazandırıldı. Bu amaçla yer altı ve yer üstünde olmak üzere 9.557 metre uzunluğunda bir hat oluşturuldu. Bu hatta fabrika ve sera tesisi arasında 100 m3/saat debide su kapalı döngü içinde iletildi. . Proje ile sera tesisinin ısı ihtiyacı karşılanarak yakıt kullanımının önüne geçildi. Böylelikle doğal kaynaklar korunarak yıllık ortalama 2.546 ton CO2 emisyonunun azaltılması sağlandı.

ENERJİ VERİMLİ ÜRÜN KATEGORİSİ

BÜYÜK ÖLÇEKLİ İŞLETME ÖDÜLÜ-TÜRKİYE ŞİŞE VE CAM FABRİKALARI ANONİM ŞİRKETİ: Şişecam tarafından geliştirilen kaplamalı camlar; binalarda etkin ısı yalıtımı sağlayarak iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynarken, binaların enerji tüketiminden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltıyor. Bu kapsamda; Şişecam Temperlenebilir Solar Low-E Cam Nötral 50/25 ve Nötral 40/22 ürünleri, maksimum güneş kontrolüyle soğutma masraflarını azaltırken, U=1.0 W/m2K değeriyle etkin ısı yalıtımı sağlayarak ısıtma giderlerini düşürüyor.

KOBİ ÖDÜLÜ-ULTRAPAK MAKİNA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ: Hunter-XForm, ultrasonik kaynak yöntemi ile kendiliğinden yan körük veya taban oluşturarak 3 boyut hale gelen, yüzde 65 yerli inovasyon ürünü olan, iş gücü ve zamandan tasarruf sağlayan geri dönüştürülebilir nonwoven taşıma çantası üreten, çevreci bir makine olarak öne çıkıyor. Birim çanta başına enerji tüketimi yüzde 78 oranında azaltılırken, daha az hammadde kullanan, ürün başına daha az enerji tüketen, birim ürün başına gereken iş gücünden tasarruf sağlayan yeni bir üretim hattı geliştirildi ve yine bu alanda patent başvurusu da yapıldı.

ÇEVRE DOSTU UYGULAMA KATEGORİSİ

  1. MAYSAN MANDO OTOMOTİV PARÇALARI SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ: Türkiye’nin ilk ve en büyük amortisör üreticisi Maysan Mando, 50 yılı aşkın süredir tüm süreçlerde verimliliği esas alıyor; geleceğe değer katma ilkesiyle ilerliyor. Alman firmasıyla 2 yıl süren Ar-Ge çalışmaları sonrasında 2018 yılında Kapalı Devre Selektif Krom Kaplama Prosesi hayata geçirildi. Proses, amortisör mili kaplama konusunda Kapalı Devre Selektif Krom Kaplama yöntemiyle dünyada ilk ve tek olma özelliğini taşıyor. Selektif krom kaplama prosesi sıfır atık özelliği taşımakta olup prosese özgü atık su, emisyon ve tehlikeli atık oluşturmuyor.
  2. GİSAŞ GEMİ İNŞA SAN. A.Ş. TUZLA TERSANE ŞUBESİ: Türk mühendisleri tarafından yapılan ve dünyada bir ilk olarak tamamen batarya ile çalışan, şarj edilebilir liman römorkörü GİSAŞ Power, 2020 yılında hizmete alındı. Sıfır emisyonla çalışan, 32 ton çekme gücüne sahip, gürültü kirliliği yapmayan ve denizlere etkisi yok denecek kadar az olan GİSAŞ Power, Tuzla Aydınlı Koyu’nda pilotaj /römorkaj hizmetinde kullanılıyor. Aydınlı Koy’ unda pilotaj/römorkaj hizmetini vermekte olan GİSAŞ, GİSAŞ Power’ın inşasından sonra elektrikli römorkörlerin üretimine devam ederek 3 adet tam elektrikli liman römorkörünü daha tamamlayıp deniz ile buluşturdu.
  3. ARÇELİK ANONİM ŞİRKETİ: Döngüsel ekonomi pratiklerinin ARGE ve inovasyon yoluyla desteklendiği bu uygulamada, dünyada giderek artan plastik krizini göz önünde bulundurarak döngüsel ekonomi modelinden faydalanmak amaçlanıyor. Bu kapsamda, tüketicinin kullanmış olduğu atık PET şişelerden ürün parçaları ve ambalaj üretimiyle çevresel fayda sağlanırken ekonomik avantaj elde ediliyor. Doğaya ve çevreye saygılı PET şişelerin geri dönüşümü ile Arçelik ürün gruplarında ve ambalajlarında kullanılan uygulamalarının seri üretimleri ile birlikte 940 ton plastik parçada ve 280 ton ambalajda kullanılmasıyla toplamda 122 milyon PET şişe geri dönüştürülüyor. Bu sayede petrol bazlı birincil plastik tüketimine kıyasla 4.187 ton sera gazı emisyonlarının azaltılması sağlanmış olup, maliyet avantajı sağlanıyor.
  4. ÖZLER PLASTİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ: Plastik atıkların çok katmanlı üretim teknolojisi ile değerlendirmesi projesinde üretim tesislerinde oluşan ve yetkili geri dönüşüm firmalarından toplanan plastik atıklar, 3 katmanlı üretim teknolojisi ile ara katmanda kullanılıyor ve virgin plastik hammadde kullanımının azaltılmasına fayda sağlanıyor. 2021 yılı satış verilerine göre orta katmanda yüzde altmış oranında geri dönüştürülmüş hammadde kullanılarak, toplamda 215.688 kg virgin plastik hammadde kullanımının önüne geçildi.

ÇEVRE DOSTU ÜRÜN KATEGORİSİ

  1. WISER TECH İNOVASYON VE TEKNOLOJİ YATIRIMLARI SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ: Wiser Tech, bulut tabanlı yapay zeka teknolojileriyle tekstil sektöründe üretim süreçlerini tamamen izlenebilir kılan yeni nesil makineler geliştiriyor. Şirketin ilk ürünü WOX, denim ağartma işlemini ozon kullanarak çok daha çevreci şekilde gerçekleştiren bir ağartma makinesi olarak öne çıkıyor. Kimyasal kullanımını büyük ölçüde azaltan ozon yıkama, endüstrinin su ve enerji tasarrufu yapmasını sağlıyor. Çalışanlar için daha güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları yaratıyor.
  2. MELTEM KİMYA VE TEKSTİL SANAYİ İTHALAT İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ / ORGANİZE SANAYİ PET POLYESTER TESİSLERİ ŞUBESİ: Meltem Kimya, 2013 yılından bu yana dünyada bir ilki gerçekleştirerek, gıda ile temas etmiş PET şişelerin kimyasal depolimerizasyon yöntemiyle geri dönüştürülmesiyle elde edilen rPET Resin ürün grubunu üretiyor. Bu ürünler birçok içecek ve ambalaj üreticisi tarafından onaylı. Melpet rPET Resin ürünleriyle üretilen ambalajlar, sürdürülebilirlik ve çevre bilinciyle maksimum fayda sağlayacak şekilde sonsuz kez geri dönüştürülebilir, daha az karbon salımı sağıyor.
  3. ARÇELİK ANONİM ŞİRKETİ/KOMPRESÖR İŞLETMESİ: Proje kapsamında geliştirilen Alfa inverter kompresör, konvansiyonel muadillerine göre yüzde 18,5 oranında daha yüksek enerji verimliliği sunuyor. Enerji verimlilikleri arasındaki bu fark yıllık yaklaşık 30 kg karbon ayak izi azaltımı sağlıyor. Ayrıca konvansiyonel muadiline göre 4,5 kg ağırlığı ile yaklaşık yüzde 47 ağırlık avantajı sağlayan Alfa inverter kompresör pik döküm, sıcak sac, alüminyum, petrol türevi yağ gibi hammaddelerin daha az kullanımına imkân sunuyor. Diğer yandan proje kapsamında geliştirilen ve global kompresör üreticileri arasında dünyada ilk olan yüzde 100 geri dönüştürülebilir ambalaj seperatörü de seri üretime alındı. Bu süreçte seperatör tasarımı aşamasında ambalaj ağırlığı, nem koşulları, ürün mukavemet analizleri sayısal ve deneysel olarak gerçekleştirildi.

JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ- TAYRAŞ BAZ YAĞ RAFİNERİ ANONİM ŞİRKETİ: TAYRAŞ Baz Yağ Rafineri’sinde atık madeni yağlardan mevcut en ileri ve çevreci teknolojiler kullanılarak yüksek verim ve düşük karbon ayak izi ile elde edilen çevre ve iklim dostu TIDRABASE Baz Yağı Türkiye’de üretimi yapılan ilk Grup II Baz yağ olma özelliğine sahip. Atık madeni yağlardan yüzde 70’in üzerinde verimle elde edilen TIDRABASE, düşük karbon ayak izi, düşük kükürt içeriği, berrak ve kokusuz olması, düşük buharlaşma kaybı, yüksek viskosite indeksi ve yüksek doymuş hidrakarbon içeriği gibi özellikleri ile çevre dostu bir ürün olma özelliği taşıyor.

Kaynak : İSO Yeşil Blog 

AvrupaAvrupa Parlamentosu, insan kaynaklı iklim kriziyle mücadele kapsamında bu onyılın sonuna kadar sera gazı emisyonlarını yarıdan fazla azaltmaya yönelik önemli adımlar içeren geniş kapsamlı bir anlaşmayı onayladı.

Avrupa Parlamentosu (AP), 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 55 oranında azaltmayı hedefleyen iklim değişikliğiyle mücadelede önemli adımlar içeren mega anlaşmayı onayladı.

Anlaşmanın parçaları arasında Avrupa Birliği‘nin (AB) iklim hedeflerinin yakalanması için hazırlanan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) revizyonu, sınırda karbon vergisi uygulamasına yönelik Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) ve Sosyal İklim Fonu kurulmasını içeren düzenlemeler var.

Fransa‘nın Strazburg‘da gerçekleştirilen AP Genel Kurul oturumunda, Avrupa Yeşil Mutabakatı‘nın bir parçası olan ve emisyonları 2030’a kadar en az yüzde 55 azaltmayı hedefleyen “55’e Uyum-Fit for 55” paketindeki çeşitli yasal düzenlemeler oylandı.

Rüzgar ve güneş 2022’de küresel elektriğin yüzde 12’sine ulaşarak rekor kırdı

‘Oyunun kuralları değişecek’

Euronews Türkçe‘nin aktardığına göre, anlaşmanın büyük bir etki yaratacağını söyleyen AP üyesi Mohammed Chahim, şunları söyledi:

“Bu kesinlikle oyunun kurallarını değiştirecek ve gerçekten tarihi bir adım; çünkü ilk defa üreticilerden ithal edilen CO2 emisyonları için de ödeme yapmalarını isteyeceğiz. AB ya da dünyadaki herhangi bir bölge ilk kez AB dışındaki üreticilere bir karbon tarifesi ya da karbon fiyatı uyguluyor. Bu da başlı başına tarihi bir gelişme.”

Avrupa çelik endüstrisi birliği Eurofer‘in İklim ve Enerji Genel Müdür Yardımcısı Adolfo Aiello, AB dışındaki şirketlerle adil rekabetin sağlanması için daha fazla açıklığa ihtiyaç olduğunu söyledi.

‣ AB’den sanayisini net sıfır emisyona götürecek iki yasa teklifi

Aiello, “Sektörümüzün önümüzdeki sekiz yıl içinde karbonsuzlaşmak için yaklaşık 30 milyar euro yatırım yapması bekleniyor, ancak aynı zamanda rekabetçi kalması da gerekiyor” dedi.

Belçikalı Parlamenter Sara Matthieu de “AB, nihayet enerji sıkıntısı çekenleri doğrudan desteklemek üzere çok ihtiyaç duyulan bir fon oluşturdu. Bu önemli bir başarı olmakla birlikte, Yeşil Anlaşma’nın sosyal ayağı olarak yeterli değil” şeklinde konuştu.

Anlaşma neleri içeriyor?

AP milletvekilleri, Birliğin emisyonlarını daha fazla düşürecek Emisyon Ticaret Sistemi reformunu 413 oyla, üçüncü ülkelerden alınan demir, çelik, çimento, alüminyum, gübre, hidrojen ve elektrik gibi ürünlere sınırda karbon vergisi uygulanmasını içeren yeni Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kurulmasını 487 oyla, yoksul hanelerin ve küçük işletmelerin yeni emisyon ticaret sisteminin mali etkilerine karşı desteklenmesi için bir Sosyal İklim Fonu kurulmasını da 521 oyla kabul etti.

‣ AB, güneş enerjisi kapasitesini bir yılda yarı yarıya artırdı: İlk sırada Almanya var

Yeni yasalara göre, Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki sektörlerin sera gazı emisyonları 2030 yılına kadar 2005 seviyelerine kıyasla yüzde 62 azaltılacak. Şirketlere sağlanan ücretsiz emisyon tahsisatları da 2026’dan 2034’e kadar kademeli olarak kaldırılacak.

Kara yolu taşımacılığındaki yakıtlar ile yapılara yönelik yeni bir emisyon ticaret sistemi 2027 yılında kurulacak. Böylece bu sektörlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarına da bir ücret ödenecek. Enerji fiyatlarının aşırı yüksek seyretmesi halinde bu uygulama 2028 yılına ertelenebilecek.

Deniz taşımacılığı emisyonları da sistem kapsamına dahil edilecek. Havacılık sektörüne yönelik emisyon ticareti de revize edilecek. Havacılık sektörüne verilen ücretsiz ödenekler 2026 yılına kadar aşamalı biçimde kaldırılacak. Sürdürülebilir havacılık yakıtlarının kullanımı teşvik edilecek.

CBAM ile AB ürünleri için ödenen karbon fiyatı ile ithal mallar için ödenen karbon fiyatını eşitlemek üzere bir mekanizma kurulacak. Böylece AB üyesi olmayan ülkelerin iklim hedeflerini yükseltmesi sağlanırken, üretimin daha düşük iklim ve çevre hedefleri olan yerlere kayması önlenecek.

Mekanizma, demir, çelik, alüminyum, gübre, elektrik, hidrojen gibi ürünleri kapsayacak. Bu ürünleri ithal edenlerin, üretim yapılan ülkede ödenen karbon fiyatı ile Avrupa’daki karbon emisyon fiyatları arasındaki farkı ödemesi gerekecek.

‣ AB, enerji ihtiyacında yenilenebilir kaynakların payını 2030’a kadar yüzde 42,5’e çıkarmayı hedefliyor

İklim dostu dönüşümün adil ve sosyal açıdan kapsayıcı olmasını sağlamak için 2026 yılında AB Sosyal İklim Fonu kurulacak. Bu fondan özellikle enerji ve ulaşımdaki maliyet artışından etkilenecek yoksul haneler ve küçük işletmeler faydalanacak. Fonun büyük kısmını emisyon sisteminden sağlanacak gelirler oluşturacak. Üye ülkeler fona yüzde 25 oranında katkı verecek. Fonun toplamda 86,7 milyar euro (1,84 trilyon lira) kaynağa sahip olması bekleniyor.

Yeni yasaların yürürlüğe girmesi için bu aşamadan sonra AB ülkeleri tarafından resmen onaylanması ve AB Resmi Gazetesi‘nde yayımlanması gerekiyor.

Kaynak: Yeşil Gazete