e-Bülten Haberleri

japonyaJapon hükümeti, ülkede enerji kaynaklarının karbonsuzlaştırılmasını teşvik etmek için 2040'a kadar hidrojen tedarikine 15 trilyon yen (yaklaşık 113 milyar dolar) yatırım yapmayı hedefliyor.

Japon hükümeti, başkent Tokyo'da ülkenin 2017'de ortaya koyulan "Temel Hidrojen Stratejisi"ni revize etmek için toplandı.

Toplantıda önerilen yeni strateji taslağına göre, 2 milyon ton olan hidrojen tedarikinin 2040'a kadar 12 milyon tona çıkarılması hedefleniyor. Bu kapsamda hükümet, hidrojen tedarikine yönelik 113 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor.

Toplantıda konuşan Başbakan Fumio Kişida, söz konusu stratejinin revizesini gelecek ayın sonuna kadar sonuçlandıracaklarını belirterek, ülkede enerji kaynaklarının karbonsuzlaştırılması çabalarını hızlandıracaklarını ifade etti.

Kişida, daha fazla hidrojen tedariki için Avustralya, Orta Doğu ve Asya ülkeleriyle işbirliği yaparak uluslararası tedarik zincirinin inşasına hız vermek istediklerini kaydetti.

Japonya'da elektrik üretimi fosil kaynak ağırlıklı

Japonya'nın elektrik üretiminde doğal gaz ve kömür başta olmak üzere fosil yakıtların payı yüzde 70'i geçiyor.

Ülkede 2021'de açıklanan 6. Ulusal Stratejik Enerji planı çerçevesinde 2030'da elektrik üretiminde, nükleer ve yenilenebilir enerjinin payının artırılması, fosil kaynaklarının payının ise azaltılması öngörülüyor.

Bu kapsamda 2030'da nükleerin elektrik üretimindeki payının yüzde 22, yenilenebilir enerjinin payının yüzde 38'e çıkarılması, LNG'nin (sıvılaştırılmış doğal gaz) payının yüzde 20, kömürün payının yüzde 19, petrolün payının ise yüzde 2'ye düşürülmesi amaçlanıyor.

Yenilenebilir enerjide ise güneşin payının yüzde 15, hidroelektriğin payının yüzde 11, rüzgarın payının yüzde 5, biyokütle atığın payının yüzde 5, jeotermal enerjinin payının ise yüzde 1 seviyesinde olması planlanıyor.

Ülke ayrıca yükselen enerji fiyatlarının da etkisiyle atıl durumdaki nükleerin reaktörleri yeniden devreye alınması yönünde çabalarını artırıyor. Japon hükümeti şubat ayında mevcut reaktörlerin ömürlerinin 60 yıl ve ötesine uzatılması ve yeni reaktörlerin inşa edilmesine yönünde karar almıştı.

Japonya, 2022'de yaklaşık 72 milyon ton LNG ithalatıyla dünyada en fazla LNG ithalatı yapan ülke olmuştu.

Kaynak : Anadolu Ajansı 

 

expra

ÇEVKO Vakfı’nın kurucu üyesi olduğu, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği (EXPRA - Extended Producer Responsibility Alliance), 10. yıl dönümünü 26 Nisan'da, Brüksel’de gerçekleşen, EXPRA'nın yaptığı çalışmaları, ambalaj atığı yönetiminde son on yılda yaşanan gelişmeleri ve döngüsel ekonomi içinde genişletilmiş üretici sorumluluğunun şimdiki ve gelecekteki rolünü ele alan bir konferansla kutladı.  

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete Imer’in de katıldığı etkinlik, EXPRA üyeleri, Avrupa Birliği yetkilileri, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü temsilcileri, STK’lar ve sanayiden temsilciler de dahil olmak üzere 30'dan fazla ülkeden 130'un üzerinde katılımcıyı bir araya getirdi.  

Etkinlikte GÜS (Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu) örgütlerinin ve EXPRA gibi kuruluşların bütünsel bir yaklaşımı dikkate alarak, verimli bir döngüsel ekonomi sağlamak için nasıl bir uyum sağlamaları gerektiğini tartıştılar. Yapılan konferans ve oturumlar sonunda; sanayinin atık yönetimini iyileştirmek için iklim etkisini de göz önünde bulundurarak etkili bir GÜS yöntemi uygulaması, gelecek kuşaklar için sürdürülebilir bir gelecek yaratma konusunda işbirliği yapılması ve bu süreçlerde tüm paydaşlarla birlikte çalışılması gerektiği sonucuna varıldı. 

EXPRA hakkında: Sanayi yükümlülüğünde olan ambalaj ve ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda çatı kuruluş olan EXPRA (EXTENDED PRODUCER RESPONSIBILITY ALLIANCE - Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği) 2013 yılında kurulmuş, kar amacı gütmeyen bir organizasyondur. EXPRA, ekonomik işletmeler tarafından kurulan, yönetilen ve kar amacı gütmeyen tüm üyeleri adına onların çıkarlarını temsil eden yetkili ses ve ortak politika platformu olarak hareket etmeyi amaçlamaktadır.

“Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” modeli Avrupa Birliği’nde ve birçok ülkede ulusal politika araçlarından biridir. Tüm dünyada 30'dan fazla ülke, genişletilmiş üretici sorumluluğunu evsel atıkların toplanması ve geri kazanımını sağlamak için ekonomik bir araç olarak kullanmaktadır. EXPRA'da Belçika, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Güney Kıbrıs, Hollanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Kanada, Kolombiya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Malta, Norveç, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Şili, Türkiye, Yeni Zelanda ve Yunanistan’dan üyeler bulunmaktadır.

Expra 10. Yıl Kutlaması Hakkında: https://lnkd.in/davvX3d5

fransayesilFransız Mahkemesi, “Yeşil Nokta” Sembolü İle İlgili Alınan Kararı Durdurdu!

Fransa, 1 Ocak 2021 tarihinde yayınladığı Kararname ile “Yeşil Nokta/Le Point Vert” sembolünü aşamalı olarak kaldıracağını duyurmuştu.

Satış ambalajlarının geri kazanılması, sınıflandırılması ve geri dönüştürülmesi için bir kuruluş tarafından finansmanı ifade eden Yeşil Nokta sembolünün Fransa’da kullanım dışı bırakılması kararı, sembolün geri dönüştürülebilirliği göstermediği, bunun yerine şirketlerin mali yükümlülüklerini yerine getirdiğini ifade ettiği için tüketiciler açısından kafa karıştırıcı olduğu iddiasının ardından alınmıştı.

Markanın ana sahibi kuruluş Der Grüne Punkt GmbH ve PRO Europe bu kararnameyi protesto etmiş ve 2021’in başlarında Mahkeme’nin olağanüstü hal kararıyla bu uygulamayı başarılı bir şekilde durdurmuştu. 

30 Haziran 2023 tarihinde, iki yıllık incelemenin ardından, Fransız Yüksek İdari Mahkemesi (Conseil d’État) Fransa’da “Yeşil Nokta” sembolünün kullanımının kısıtlanması ve cezalandırılmasına ilişkin kararnameleri iptal etme kararını açıkladı. https://www.conseil-etat.fr/fr/arianeweb/CE/decision/2023-06-30/449872

Yeşil Nokta sembolünün kullanımı bu nedenle Fransa’da isteğe bağlı olarak kullanılmaya devam edecek ve herhangi bir cezaya tabi olmayacaktır.

sınırdakarbonSınırda Karbon Düzenlemesi 1 Ekim 2023’te Devreye Giriyor

“Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKD) kapsamındaki raporlama yükümlülüğü 1 Ekim’de başlıyor. Avrupa Komisyonu’nun yayımladığı dokümanda 1 Ekim’den itibaren AB’nin yapacağı ithalatta, SKD kapsamındaki ürünlerin emisyonlarının raporlanması gerekeceği hatırlatıldı. Yılın son çeyreğinde gerçekleşecek ithalata ilişkin bildirimlerin Ocak sonuna kadar yapılması gerekiyor. Raporlama yükümlülüğünün ilk yılında, ithalatı gerçekleştiren firmalar (i) AB metoduna uygun tam raporlama, (ii) ithalatın gerçekleştiği ülkenin ulusal sistemine uygun raporlama, (iii) referans değerlere bağlı raporlama yapabilecekler. 1 Ocak 2025’ten itibaren ise sadece AB metodu kabul edilecek.”

AB, Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKDM) kapsamının genişletilmesi ve AB üyesi olmayan ülkelerde uygulanacak tarife üzerinde anlaşmaya vardı.

Avrupa Birliği’nin vardığı anlaşma doğrultusunda demir, çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen gibi ürünlerin yanı sıra vidalar ile cıvatalar gibi bazı alt ürünler de Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (Carbon Border Adjustment Mechanism, CBAM – SKDM) kapsamına alındı. AB emisyon ticareti sistemi (Emission Trading System, ETS) kapsamında sera gazı salımına yönelik ücretsiz izin alan bu sektörlerdeki şirketlerin izinlerinin de aşamalı biçimde kaldırılmasına karar verildi.

Yeni düzenlemeyle, AB’ye ithalat yapan şirketlere, üretim yaptıkları ülkede ödenen karbon fiyatı ile AB’deki karbon fiyatı arasındaki farkın karşılanması için SKDM sertifikaları satın alma zorunluluğu getirildi. Sadece AB ile aynı iklim hedefine sahip ülkeler, SKDM sertifikaları almadan AB’ye ihracat yapabilecek. Böylelikle üretimin AB üyesi olmayan ülkelere kaymasının da önüne geçilecek. Bu düzenlemeyle birlikte AB, SKDM ile karbon fiyatlandırma sistemine sahip olmayan ülkelerde üretilen yüksek karbon ayak izi olan ürünlerin ithalatını da azaltmayı hedefliyor.

Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organisation, WTO) kurallarına tam uyumlu olacak şekilde tasarlanan yeni yasa, 1 Ekim 2023’ten itibaren geçerli olacak. Komisyonun SKDM düzenlemesini memnuniyetle karşıladığını belirten Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “SKDM, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en önemli parçasını oluşturuyor. Bu düzenleme ile iklim hedeflerimizi bir üst seviyeye taşıyoruz.” dedi.

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ise, “Anlaşma, bizi bu on yılın sonuna kadar emisyonları en az yüzde 55 oranında azaltmaya yönelik önlem paketimizi tamamlamaya bir adım daha yaklaştırıyor. Attığımız her adımda, ekonomimizi ve toplumumuzu iklim açısından nötr bir geleceğe doğru emin adımlarla yönlendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kaynak : Geri Dönüşüm Ekonomisi

kalkınmahedefleriSürdürülebilir Kalkınma Raporu Açıklandı: Dünya, Yaşamsal Önemdeki SKA Hedeflerinde Yerinde Sayıyor

Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (UNSDSN) tarafından yayınlanan Sürdürülebilir Kalkınma Raporu2023, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında (SKA) küresel ilerlemedeki durgunluğa dikkat çekiyor. Rapor, yüksek gelirli ülkeler ile düşük gelirli ülkeler arasındaki SKA farkının, 2030 yılında, 2015’te hedeflenenden daha yüksek olabileceğini öngörüyor.

Bileşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) performansının yer aldığı UNSDSN Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, 2030 yılı planlaması için 2023 yılı bulgularına göre yoldan sapıldığı uyarısında bulunuyor.

Rapor, SKA'ların 2030 itibarıyla başarılması için, ülkelerin; küresel finansal mimaride köklü bir reformu desteklemeleri, gelişmekte olan ve yükselen ülkelerin karşı karşıya olduğu önemli finansman açığını kapatmak için SKA teşvikini uygulayarak SKA ilerlemesini ikiye katlamaları gerektiğine dikkat çekiyor.

BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) Başkanı ve raporun başyazarlarından Profesör Jeffrey D. Sachs, SKA’ların yerine getirilmesi için belirlenen 2030 hedefinden sapılmanın zararını en çok yoksul ve kırılganlığı yüksek ülkeler gördüğünü belirterek şöyle devam ediyor:

“Uluslararası toplum; Paris'te düzenlenecek Yeni Küresel Finansman Paktı Zirvesi, Yeni Delhi'deki G20 toplantısı, New York'taki SKA Zirvesi ve Dubai'deki COP 28 de dahil olmak üzere yaklaşan önemli çok taraflı toplantılarda, SKA ihtiyaçlarına dayalı uluslararası finansal akışlarını artırmak için adım atmalıdır. Dünyanın bu fırsatı kaçırması, özellikle de en zengin ülkelerin sorumluluklarından kaçması vicdansızlık olacaktır. SKA'lar istediğimiz gelecek için bir temel olmaya devam etmektedir.”

2015 yılından bugüne mevcut ilerleme hızının 2030’a kadar sürmesi halinde hiçbir SKA hedefine ulaşılamayacağını belirten rapor, elde edilen 10 yıllık ilerlemenin de kaybolma riskini vurguluyor.

Rapor, ilerlemede en önemli geri kalan göstergelerden bazılarını öznel refah, aşıya erişim, yoksulluk ve işsizlik olduğunu ortaya koyuyor.

Açlık, sürdürülebilir beslenme ve sağlık sonuçları (SKA 2 ve SKA 3) ile ilgili SKA hedeflerinin yanı sıra karasal ve denizel biyoçeşitlilik (SKA 14 ve 15), hava ve plastik kirliliği (SKA 11 ve SKA 12) ve güçlü kurumlar ve barışçıl toplumlar (SKA 16) özellikle hedeften sapıldığını gösteren rapor, 2015 yılından bu yana, özellikle SKA 6 (Temiz Su ve Sanitasyon), SKA 7 (Erişilebilir ve Temiz Enerji) ve SKA 9 (Sanayi, İnovasyon ve Altyapı) kapsamında yer alan temel altyapıya erişimin güçlendirilmesi konusunda bazı ilerlemeler kaydedildiğini belirtiyor.

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu 2023, zengin ülkelerin olumsuz uluslararası yayılmalar yaratmaya devam ettiğini, tüketim kalıpları göz önünde bulundurulduğunda, sera gazı emisyonlarının olumsuz uluslararası yayılımları açısından en önemli sektörlerden birinin tekstil ve giyim olduğunu işaret ediyor.

Raporda ayrıca SKA eylemlerine rehberlik etmek ve hesap verebilirliği güçlendirmek için her düzeyde bilime dayalı araçlara ihtiyaç güçlü bir biçimde vurgulanıyor.

Kaynak : Boğaziçi Üniversitesi Haber