ÇEVKO Vakfı’nın da üye olduğu EXPRA (Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği), Döngüsel Plastik Birliği Deklarasyonu’nu imzaladı. AB Endüstri İdare Memuru Elżbieta Bieńkowska ve AB Komisyon’u Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans nezdinde Brüksel’de düzenlenen imza töreni, 100’den fazla özel ve kamusal paydaşı da bir araya getirmiş oldu.
Deklarasyonu imzalayarak, EXPRA ve üyeleri, sektörün dönüşümsel gayretine verdikleri desteği; plastik dahil her tür ambalaj için toplama, ayırma ve geri dönüşüm çözümlerini optimize ederek değişime olanak tanıdıklarını ve ivmelendirdiklerini bir kez daha ortaya koymuş oldular.
EXPRA Genel Müdürü Joachim Quoden “Bugün atılan imza; EXPRA’nın ve EXPRA üyelerinin, plastiğin döngüsünün önünü açmak üzere ortaya koydukları efora dair güçlü taahhütü temsil etmektedir. Bu, verimli ambalaj atık yönetimi operasyonları yürütmekte olan, uzun vadeli değer ve sosyal etki yaratan, kaliteli toplama ve kaliteli geri dönüşüme olanak tanıyan ve ambalaj krallığında yeni gelişmelere imza atan üyelerimizin günlük işinin zaten ayrılmaz bir parçasıydı. Avrupa’nın sürdürülebilirlik ve rekabet ortamında, döngüsel ekonomiyi yürürlüğe alma konusunda attığımız adımlarla önemli bir yol kat ettik. Doğru politikalar ve uygun yürütme ile, hem geri dönüşümü arttırmak hem de geri dönüştürülecek materyali korumak ve sağlamak için potansiyelimiz var. Buna geri dönüştürülmüş plastik de dahil.”
Quoden, etkinlikle ilgili de şu yorumu yaptı: “Burada pek çok paydaşımızı bir arada görmekten dolayı çok mutluyum. Hükümetler, yerel yönetimler de dahil, tüm aktörlerin beraber çalışmaları, tüm ambalajların dönüşüme girmesinin garantilenmesi adına çok önemli. EPR, ambalaj döngüsel sürecinin merkezinde yer alıyor ve tüm paydaşların etkin koordinasyonunu ve katılımını sağlıyor. EXPRA ve üyeleri de bu katılıma tüm paydaşlarıyla baş koymuş durumda. Böylelikle EPR’ın döngüsel ekonomi hedeflerini başarmasını konusunda çok önemli bir role sahipler.”
İsveçli iklim aktivisti 16 yaşındaki Greta Thunberg'in de aralarında bulunduğu yaklaşık 700 genç iklim aktivisti Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi'nin ilk gününde bir araya geldi.
Dünyanın birçok ülkesinden zirveye katılan genç iklim aktivistleri iklim değişikliğiyle mücadele için değişim talep etti.
Liderlerin iklim politikalarında "radikal değişiklikler" yapma yükümlülüğü taşıdığına dikkati çeken genç aktivistler, iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını artırmayan liderlerin tekrar seçilmemeleri için sefer olacakları uyarısında bulundu.
İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg, Birleşmiş Milletler'de (BM) dünya liderlerine hitap ettiği konuşmada ;iklim değişikliği konusunda yeterli adım atmadığını söyledi ve liderleri sert bir dille eleştirdi.
New York'taki BM İklim Zirvesi'nde çok duygusal bir konuşma yapan Thunberg, "Boş laflarınızla rüyalarımı ve çocukluğumu çaldınız" dedi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in evsahipliğinde gerçekleştirilen İklim Zirvesi'ne aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da olduğu 60 kadar lider katıldı.
16 yaşındaki Thunberg, "Tüm bu olanlar çok yanlış. Şu anda burada olmamalıydım. Okyanus'un diğer yakasında okulumda olmalıydım. Ama hepiniz umut almak için biz, gençlere geliyorsunuz. Hangi yüzle yapıyorsunuz bunu?" dedi.
Thunberg, dünya liderlerine hızlı bir şekilde harekete geçme çağrısı yaptı ve "Sizi izliyor olacağız" diye konuştu.
Ağustos ayında Fransa’da yapılan G7 Zirvesi’nde ,dünyanın etkin şirketleri ve NGO’ları liderlere iklim değişikliği politikalarını güçlendirmek ve sıfır karbonlu ekonomiye dönüşümü hızlandırma çağrısı yaptı.
Küresel Ekonomi ve İklim Komisyonu’na göre, düşük karbon ekonomisine dönüşümün 2030 yılına kadar 26 trilyon ABD dolarlık ekonomik getiri ve 65 milyon yeni iş yaratma potansiyeli bulunuyor. We Mean Business Koalisyonu ortaklarının girişimleriyle de 19,3 trilyon ABD doları piyasa değeri olan ve küresel GSYİH’nın yüzde 25’ine denk gelen 980’den fazla şirket, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 1550’den fazla taahhütte bulundu.
İklim değişikliğiyle mücadele konusunda, şirketler ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarından (NGO) oluşan küresel bir koalisyon olan We Mean Business’ın açık çağrısında öne çıkan bazı talepler şöyle;
Küresel net sermayenin yüzde 60’ından fazlasını ve küresel GSYİH’nin yaklaşık yüzde 50’sini temsil eden G7 hükümetlerini, iklim değişikliği konusunda harekete geçme ve Paris Anlaşması’na olan bağlılıklarını teyit etmeye ve liderlik göstermeye davet ediyoruz.
Talepler arasında ayrıca, yenilenebilir enerjinin payının artırılması, kömür finansmanının durdurulması, elektrikli araçlara yatırım ve adil dönüşüm gibi konular da yer alıyor.
6. İstanbul Bienali, bu yıl Koç Holding sponsorluğunda, 14 Eylül-10 Kasım 2019 tarihleri arasında yine ücretsiz olarak düzenleniyor. Fransız küratör, yazar ve akademisyen Nicolas Bourriaud’nun küratörlüğünü üstlendiği “Yedinci Kıta “ başlıklı bienal kapsamında altmıştan fazla sanatçının eserleri, Tersane İstanbul, Pera Müzesi ve Büyükada’da ziyaret edilebilecek.
16. İstanbul Bienali, başlığını okyanuslarda yüzen devasa atık yığınına bilim çevrelerinin verdiği isimden alıyor: Bienal sergileri, gerçek bir kıta olmaktan çok hayali bir nesne ve insanlığın yeni durumuna dair bir metafor olarak görülebilecek bu olguyu keşfetmek için yola çıkıyor. Bienal, insanların sebep olduğu doğal veya kültürel atıklara antropoloji veya arkeolojinin araçlarıyla bakan güncel sanat çalışmalarına yer vererek sanat ve ekoloji arasındaki ilişkiyi de tartışmaya açmayı hedefliyor.
16. İstanbul Bienali’nin üç mekâna odaklanan, yoğun bir sergi olarak düşünüldüğünü belirten küratör Nicolas Bourriaud, Haliç’te kullandıkları eski tersane binası ve Beyoğlu’ndaki Pera Müzesi’nin birbirine yakın; üçüncüsünün ise İstanbul’un güney kıyılarını çevreleyen Marmara Denizi’ndeki Büyükada, ya da eski adıyla Prinkipos olduğunu söylüyor.
BM tarafından yeni yayımlanan bir rapor hükümetler tarafından iklim değişikliğine dair atılan adımlar hakkında bilgi verirken hükümetlerin iklim eylemlerini hızlandırmalarını sağlayabilecek bilgi birikimi ve deneyimini sunuyor.
BM İklim Zirvesi’nde veri olarak kullanması için hazırlanan “İklim Eylemi ve Destek Eğilimleri” raporu BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) başlangıcından bu yana geçtiğimiz 25 yıl içinde kaydedilen ilerlemelere dikkat çekiyor. Raporun, hükümetlerin Ulusal Katkı Beyanları (NDCs) olarak da bilinen ulusal iklim eylem planlarını 2020’ye kadar hazırlanmalarına yardımcı olabileceği de belirtiliyor.
Patricia Espinosa “Önümüzdeki iki yıl bütün hükümetler -ve devlet dışı aktörler- için, mevcut çerçeveden faydalanmak ve ihtiyacımız olan değişiklikleri yapmak adına önemli bir fırsat kapısı açıyor” diyor ve ekliyor: “İyi haber ise işin büyük bir kısmı başladı. İklim değişikliğinin varoluşsal tehdidini ele almanın aciliyeti göz önünde bulunduruluyor ve eyleme geçmek için sağlam bir temel mevcut ancak eylemin hızı çok yavaş ve hızlanması gerekiyor”.
Rapor, kısa bir dengelenme döneminden sonra, küresel sera gazı emisyonlarının artmaya devam ettiği yönünde uyarıda bulunuyor. Bazı alanlardaki ilerlemelere rağmen hükümetlerin, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmaları için gereken ulusal iklim eylem planlarının yetersiz olduğu söyleniyor.
İklim değişikliğinin etkilerinin ve yarattığı tehlikelerin arttığına dair bildirimde bulunan birçok ülkede acilen harekete geçilmesi gerekliliği ortaya çıkıyor.
Yeni BM raporu; bu etkileri ve ülkelerin seragazı emisyonlarının azaltımında aldığı ölçümleri ve bu çerçevede iklim değişikliğine karşı dayanıklılığı artırmak amacıyla kullandıkları önlemleri özetliyor.
Rapor, ülkelerin iklim eylemlerini planlama, finanse etme, uygulama, izleme ve değerlendirme için kurumsal düzenlemeleri hızlandırdığını ve emisyonları azaltma ve iklim değişikliğine uyum sağlama eylemleri portföyünün genişlediğini de gösteriyor.
UNFCCC Yönetici Sekreteri Patricia Espinosa’nın da belirttiği gibi, etkili eylemler için çalışmalar yapılırken, uluslararası topluluğun hızlanması için, özellikle 23 Eylül’de New York’ta gerçekleşecek olan İklim Zirvesi ve Şili’de gerçekleşecek olan COP25 zirvesinde, temel fırsatların tam olarak kullanılması gerekiyor.
Espinosa, “İklim Zirvesi, dünya çapındaki hükümet ve iş dünyası liderlerini konuşmaktan daha fazlasını yapmaya; sera gazı emisyonlarının azaltımına nasıl katkı sağlayacaklarını ve iklim değişikliğinin etkilerine nasıl uyum sağlayacaklarını belirtmeye ve ısınmayı 1.5 derecenin altında güvenle tutmaya çağırıyor” dedi.