"Küresel ısınma kaynaklı iklim krizi tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Paris Anlaşması’nın öngördüğü 2050 yılında ‘net sıfıra ulaşma’ hedefi doğrultusunda devletler, iş dünyası ve uluslararası organizasyonların girişimleri sürerken, çözümlerin hayata geçme hızı yaşadığımız krizin büyüme hızından geride kalıyor.
Sürdürülebilirliği operasyonlarına entegre etmede ve iklim değişikliğiyle mücadelede aksiyon alan şirketlerin başında gelen Unilever olarak, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde “Şimdi hızlanma zamanı” diyor ve herkesi, ‘hızla’ harekete geçmeye davet ediyoruz.
Sürdürülebilirlik yolculuğumuz 15. Yılında
2010 yılında Sürdürülebilir Yaşam Planı ile başlayan yolculuğumuza iş dünyası olarak dünyamızın karşı karşıya olduğu sorunları ele almaya ve çözümler üreten bir paydaş olmamız gerektiğine inancımızla başladık. Süreç içerisinde birçok alanda iyileştirme gerçekleştirirken, yerine getiremediğimiz hedeflerden öğrendik.
Sürdürülebilirlik hedeflerimizin ikinci etabında “Sürdürülebilir Yaşam Pusulamızı” belirledik ve sürdürülebilirlik hedeflerimizi iş hedeflerimizle daha önce hiç olmadığı kadar iç içe konumladık.
Aradan geçen zaman zarfında birçok hedefimizi gerçekleştirdik ve bu başarılar bize büyük faydalar sağladı. Daha dayanıklı tedarik zincirleri kurduk, operasyonlarımızda önemli maliyet tasarrufları elde ettik ve markalarımızla yaşamlara dokunan dönüşümler gerçekleştirdik.
Şimdi sürdürülebilirlik yolculuğumuzun üçüncü etabına girdiğimize inanıyoruz. Bu yeni dönemin anahtarının da sürdürülebilirlik alanında yaratılan etkiyi büyütmek ve çoğaltmak olduğuna inanıyoruz.
Bu alanda on yıllardır sahip olduğumuz deneyimlerimiz, karşılaştığımız büyük ve karmaşık sorunlara yönelik somut çözümler geliştirmek için kaynak aktarımlarımızda ve seçimlerimizde daha odaklı ilerletmemiz gerektiğini gösteriyor.
Bunun için başlıca sürdürülebilirlik önceliklerimiz olarak belirlediğimiz İklim, Doğa, Plastik ve Yaşam Koşulları’nın iyileştirilmesi alanlarında ilerleme kaydedebilmek adına tüm kaynaklarımızı daha odaklı kullanacağız.
Unilever olarak hedefimiz, sürdürülebilirlik için en çok fark yaratabileceğimize inandığımız daha az sayıda alanda daha güçlü ve daha büyük bir etki yaratmak. Bugüne kadar olduğu üzere hedeflerimizi ve planımızı gerçekleştirmeye kararlıyız. İşimizde ve birçok paydaşımızda oluşturacağımız farka tutkuyla inanıyoruz.”
Daha odaklı, daha hızlı, daha sistemli
Unilever Türkiye Ülke Başkanı Ali Fuat Orhonoğlu, 2010 yılından bu yana Unilever’in dünya operasyonlarıyla birlikte Türkiye’de de sürdürülebilirlikte önemli işler başardığını ifade ederek sürdürülebilirlik hedeflerinin sözde kalmadığını, şirketin bu yönüyle dünyaya örnek olduğunu vurguluyor:
“2010 yılında Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı devreye alarak çok önemli ilerleme kaydettik. 15 yıla yaklaşan sürdürülebilirlik deneyimimizle bir şirketin kârlı büyürken aynı zamanda dünyayı da koruyabileceğini ve topluma pozitif fayda sağlayabileceğini gösterdik. Dünyaya sadece bilanço penceresinden bakmıyoruz. Küresel sorumluluğumuzun bilinciyle nasıl daha fazla sürdürülebilir değer yaratırız, gelecek nesillere daha temiz ve güzel bir dünya bırakırız, bunun sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Tedarikçilerimizi, müşterilerimizi, çalışanlarımızı ve tüketicilerimizi bu stratejiye dahil ediyoruz. Attığımız adımlarla hem çevreye hem de topluma değer katıyoruz. Sürdürülebilirlik taahhütlerimizi mutlaka iş yapış şekillerimize dahil ediyoruz. İnovasyonu ön plana alan, karbon ayak izini azaltan, çevresel ve sosyal konulara önem veren politikalarımızı sürdürüyoruz.
Unilever, geleceği bekleyen değil, geleceğe yön veren bir çizgide hareket ediyor. Biz 21. yüzyılın artan zorluklarına karşı çok daha önce yelken açmıştık. Sürdürülebilirlik yolculuğumuzda ilk dönem, ağırlıklı olarak alarmı çalmak ve uzun vadeli hedefler belirlemekle ilgiliydi. İkinci aşamada, sürdürülebilirliği iş ve değer zincirlerine daha fazla entegre ettik. Bugünse artık daha da hızlanmak ve daha az sayıda alanda daha büyük etki yaratmak istiyoruz. Çünkü dünyamızın geleceği için konuşma ve üzülme devri bitti, artık hepimiz daha da hızlanmalıyız. Daha fazla odaklanma, hızlanma ve sistemsel değişimle yenilenen planımızla bu konuda bir kez daha öncü olmak istiyoruz”
Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Kırman, "Şişecam bu yatırımı global çapta enflasyonun ve buna bağlı olarak yatırım maliyetlerinin yükseldiği bir ortamda, artan talebi karşılamak ve sektörlerin büyümesini desteklemek üzere hayata geçirdi" dedi.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Şişecam, bulunduğu coğrafyalara ve paydaşlarına değer katan yatırımlarına devam ediyor. Şirket, Eskişehir'de hayata geçirdiği yeni cam ambalaj fırınını ve soğuk tamirini tamamladığı cam ev eşyası fırınını ateşledi. Bu yatırımlar sonucunda kompleks yaklaşık 1 milyon tonluk konsolide kapasitesiyle dünyanın en büyük cam üretim noktası haline geldi.
Kentte yaratılan bu ölçeğin, kaynakların verimli kullanımı ve operasyonel verimlik açısından önemli avantajlar sağlaması hedefleniyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Prof. Dr. Ahmet Kırman, yaklaşık 145 milyon dolar yatırımla ateşledikleri cam ambalaj fırınının 127 kişiye ek istihdam sağlayacağını belirterek, 'Yıllık brüt 198 bin ton kapasiteyle çalışacak fırında nitelikli şişe ve kavanoz üretimi yapılacak. Şişecam bu yatırımı global çapta enflasyonun ve buna bağlı olarak yatırım maliyetlerinin yükseldiği bir ortamda, artan talebi karşılamak ve girdi verdiği sektörlerin büyümesini desteklemek üzere hayata geçirdi.' ifadelerini kullandı.
Kompleksin tek yerleşkede 5 fırın ve 24 hatla kurulduğunu aktaran Kırman, 'Tesisin toplam cam ambalaj üretim kapasitesi yaklaşık yıllık brüt 760 bin tona ulaştı. Son yatırımın faaliyete geçmesiyle birlikte Şişecam’ın küresel cam ambalaj üretim kapasitesi yıllık 3,3 milyon tona ulaştı.' açıklamasını yaptı.
Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici ise açılışını yaptıkları yatırımlarının sadece cam ambalaj alanıyla sınırlı olmadığına işaret ederek, üretim tesisindeki ikinci fırınlarının soğuk tamirini de yaklaşık 29 milyon dolar yatırımla tamamladıklarını ifade etti.
Elde edilen ek kapasitenin şirketi cam ev eşyası üretiminde dünya liderliğine taşıdığını kaydeden elverici, 'Yenilenen cam ev eşyası fırını yıllık brüt 64 bin ton kapasiteyle hizmet verirken 246 kişiye de ek istihdam sağlayacak. Eskişehir’deki cam ev eşyası üretim kapasitemiz ise yıllık yaklaşık brüt 190 bin tona ulaştı' değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Anadolu Ajansı
Hayat Holding çatısı altında bulunan ve hızlı tüketim sektöründe faaliyet gösteren Hayat Kimya ile liman işletmeciliğinin önde gelen kuruluşlarından Limaş, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında sürdürülebilir bir dünya için el ele verdi.
“Marmara Denizi Kıyı Temizleme” etkinliğini gerçekleştiren Hayat Kimya ve Limaş ekipleri Kocaeli Başiskele Sahili’nde kıyı temizliği yaparak 2,1 ton atık topladı. Sahil boyunca 5 km’lik kıyı şeridi atıklardan arındırılırken, geri dönüşüm ve çevresel sürdürülebilirlik konulu atölye çalışmaları yapıldı. Etkinliğe Kocaeli il protokolünden geniş bir katılım oldu.
“Hayata İyi Bakarız” yaklaşımını odağına koyan Hayat Holding’in Kocaeli’de tesisleri bulunan şirketleri Hayat Kimya ile Limaş, 5 Haziran Dünya Çevre Günü için el ele verdiler. Kocaeli il protokolünden ileri gelen isimlerinin katılım gösterdiği “Marmara Denizi Kıyı Temizleme” etkinliğinde şirket çalışanları, Başiskele Sahilinde 5 km’lik kıyı şeridinin atıklardan arındırılmasına katkıda bulundular. Kocaeli Tavşantepe İlkokulu’ndan iki öğretmen ve 40 öğrencinin de katıldığı etkinlikte 2,1 ton atık toplanırken, geri dönüşüm ve çevresel sürdürülebilirlik konulu atölye çalışmaları gerçekleştirildi, 'Hayata İyi Bakarız' logolu şapka ve tişörtler dağıtıldı.
Attığı her adımda ‘Hayata İyi Bakarız’ diyerek sosyal fayda projeleri gerçekleştiren ve dünyada milyarlarca insanın hayatına dokunan Hayat Holding, sürdürülebilir bir gelecek için tüm paydaşlarını ‘Hayata İyi Bakmaya’ davet ediyor.
Koroplast, çevresel sürdürülebilirlik alanlarında hayata geçirdiği başarılı iş ortaklıklarına bir yenisini daha ekledi. Teknolojik alt yapısı ve yüksek endüstri standartlarıyla Koroplast; Türkiye’nin en gelişmiş plastik geri dönüşüm tesisine sahip CSR Plastic ile gerçekleştirdiği stratejik iş ortaklığı kapsamında çöp torbalarında geri dönüştürülmüş ham madde kullanımını 2024 yılında yüzde 35’e çıkartmayı hedefliyor.
Güçlü Ar-Ge yatırımlarıyla sektörün ilklerini tüketicilerle buluşturan Koroplast, 15.500 ton ekstrüzyon kapasitesi ve son teknolojiyle donatılmış 100’den fazla makine ve yardımcı hatlar ile tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerine yönelik ürünler üretiyor. Çöp torbası, pişirme, saklama ve temizlik kategorilerinde 100’ün üzerinde geniş ürün yelpazesiyle her alanda tüketicilerin hayatını kolaylaştırıyor.
Tüm sürdürülebilirlik projelerini “Yaşanılabilir Bir Dünya Birlikte Kolay” çatı söylemi altında birleştiren Koroplast, çevresel sürdürülebilirliğin farkındalığını arttıracak çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda stratejik iş ortaklığına bir yenisini daha ekleyen Koroplast, 30.000 m² alana sahip tesiste tehlikesiz atık toplama ve geri dönüşüm faaliyetlerini yürüten CSR Plastic ile yeni projeler üretmek üzere düğmeye bastı.
Bulunduğu sektörlerde güçlü olan iki şirketin döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak iş ortaklığı kapsamında Koroplast; CSR Plastic’in gelişmiş teknolojilerle donatılmış tesisinde geri dönüştürdüğü plastikten elde ettiği ham maddeyi alarak, teknolojik alt yapısı ve gelişmiş endüstri standartlarıyla çöp torbası üretiminde kullanacak.
Koroplast Operasyon Direktörü Ersen Yılmaz, “43 yıllık bilgi birikimimiz, teknolojik donanımımız, uzman satış ve pazarlama kadromuzla sektörün öncü markasıyız. Sunduğumuz yeniliklerle sektöre liderlik ediyor, tüketicilerin hayatını kolaylaştırıyor aynı zamanda çevreye ve topluma karşı sorumluluklarımızı da yerine getirmek için birçok iş ortaklığı ve proje yürütüyoruz. Bu doğrultuda CSR Plastic ile döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak ortak amaçlar dahilinde bir araya geldiğimiz için oldukça heyecanlıyız. Bu iş ortaklığı kapsamında çöp torbalarımızı yakın zamanda %100 geri dönüştürülmüş ham maddeden üretebilecek; hedefimiz doğrultusunda da 2024 yılında geri dönüştürülmüş ham madde kullanımımızı %35 seviyelerine çıkartacağız. Aynı zamanda hedef ihracat pazarımız olan Avrupa’da, regülasyonların zorunlu kıldığı sertifikalı geri dönüştürülmüş ham madde kotalarına karşı uyum sağlayan bir şirket olurken bu sayede de ihracat pazarlarındaki rekabetçi konumumuzu güçlendirme fırsatımız olacak” dedi.
Türkiye’nin en gelişmiş plastik geri dönüşüm tesisine sahip CSR Plastic
CSR Plastic, ayrıştırma ve su arıtma tesislerinin yanı sıra laboratuvarında gerçekleştirdiği yeniliklerle yarının dünyasını hedef alan çalışmalar hayata geçiriyor. Atık yönetimi ve geri dönüşüm faaliyetlerinde verimlilik, yerel ve uluslararası mevzuatlara uyum ile çevreye saygılı faaliyet açısından bir operasyonel mükemmellik örneği taşıyor. Döngüsel ekonomi modellerine
katkı sağlayan güçlü bir altyapıya ve bilgi birikimine sahip olan CSR Plastic’in yenilebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımları ve su tüketimini minimize ettiği arıtma tesisi bulunuyor. Fiziksel ve kimyasal arıtma ile yıkama sürecinde kullanılan atık sular, Entegre Atıksu Arıtma Tesisi’nde arıtılıp kapalı döngü içerisinde sürekli olarak kullanılıyor ve tesisler sıfır atıksu deşarjıyla çalışıyor.
Sürdürülebilir bir dünya için atıkların azaltılması ve geri dönüşümün önemli olduğunu belirten CSR Plastic Genel Müdürü Ali Sarp Bingöl, “Sektöründe lider firma olan Koroplast ile aynı amaçta buluştuğumuz ortak projeler üretmekten mutluluk duyuyoruz. Çevresel sürdürülebilirliği her daim odak noktamıza alarak, stratejik iş ortaklığımızı daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz. Türkiye’nin en gelişmiş geri dönüşüm tesisimizle endüstri standartlarını yükseltmeyi ve sektördeki diğer şirketlere de çevre dostu uygulamaları hayata geçirmesi için örnek olmayı amaçlıyoruz” diye ekledi.
Kaynak: Foreks
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun 2010 yılından bu yana Türkiye çalışmalarını üstlendiği CDP’nin 2023 yılı İklim Değişikliği ve Su Programı Türkiye sonuçları ve lider şirketler, 21 Mayıs’da yapılan “CDP Türkiye 14. İklim Değişikliği ve Doğa Konferansı ve Ödül Töreni” ile açıklandı.
Türkiye sonuçlarına göre, 2023 yılında, CDP'nin üç temel programı olan iklim değişikliği, su güvenliği ve ormansızlaşma kapsamında çevresel verilerini açıklayan şirketlerin oranında yüzde 36'lık bir artış görüldü ve raporlama yapan şirket sayısı 116’ya ulaştı.
Türkiye çalışmalarını Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun üstlendiği dünyanın en büyük çevre raporlama platformu olan CDP’nin 2023 yılı Türkiye Sonuçları, 21 Mayıs 2024 Salı günü, CDP Türkiye 14. İklim Değişikliği ve Doğa Konferansı, 2023 Sonuçları ve Ödül Töreni ile açıklandı. CDP Türkiye’nin 2023 yılına ait analizlerini ve bulgularını içeren “İklim Değişikliği & Su Programı 2023 Türkiye Sonuçları Raporu” ve CDP’nin Global Derecelendirme Metodolojisine göre belirlenen CDP Global ve CDP Türkiye Liderleri etkinlik sırasında kamuoyu ile paylaşıldı.
Biyoçeşitlilik ve Plastikler Türkiye’deki Şirketlerin Gündeminde
Açıklanan sonuçlara göre, Türkiye’den raporlama yapan şirketlerin emisyon verilerinde olumlu yönde bir iyileşme trendi görüldü. Geçen yıla göre emisyonlarında mutlak bir artış raporlayan şirketlerin oranı yüzde 25'e düştü ve önceki yıl raporlanan yüzde 51'lik orana kıyasla önemli ölçüde ilerleme kaydedildi. Ayrıca, şirketlerin yüzde 53'ü emisyonlarında azaltım olduğunu raporlamış ve bir önceki yıl azaltım raporlayan şirketlerin sayısını neredeyse ikiye katlandı.
Şirketlerin yüzde 93’ü iklim kaynaklı potansiyel fırsatları belirlemiş durumda; ancak, iklimle alakalı tanımlanan toplam risk miktarı (811), raporlanan fırsatların (251) 3 katından fazla. Bu durum, Türkiye’de iklimle ilgili risk ve fırsat algısının arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koyuyor.
Şirketlerin yüzde 65'i, biyoçeşitlilik konusunu yönetim kurulu düzeyinde ele almış ve/veya şirket içinde biyoçeşitlilikle ilgili konuları ele alması için üst düzey bir yönetici atamıştır. Ayrıca, şirketlerin yüzde 54'ü, biyoçeşitliliği korumayı amaçlayan girişimleri açıkça desteklemiş ve/veya bu kapsamında halka açık bir taahhütte bulunmuş durumda.
Şirketlerin yüzde 81’i su çekimlerini üçüncü tarafların kaynaklarından sağlarken, genellikle suyu yine üçüncü tarafların alanlarına deşarj ediyor (yüzde 81). Şirketlerin yüzde 62’si suyunu önceden arıtma yapmadan üçüncü tarafların alanlarına deşarj ederken, şirketlerin yüzde 12'si herhangi bir arıtma işleminden geçirilmeyen suyunu doğrudan doğal çevreye bırakıyor. Bu tablo, Türkiye’de şirketlerin atık su deşarj yönetimini sorumlu bir şekilde yapmayı önceliklendirmesinin aciliyetini vurguluyor.
Şirketlerin yüzde 66’sı plastikle ilgili hedefler belirledi ve bu hedeflerin çoğu plastik ambalaj ve atık yönetimine odaklanıyor. Raporlanan hedef metrikleri arasında en yaygın olarak, tek kullanımlık plastik ürünlerin ortadan kaldırılması (yüzde 21) ve kullanılan ve/veya üretilen plastik ambalajın toplam ağırlığının azaltılması (yüzde 16) metrikleri yer alıyor.
Çevresel Raporlamanın Evrimi
CDP Türkiye Konferansı bu yıl “CDP’de Yeni Dönem: İklim Raporlamasından Doğa Raporlamasına Geçiş” teması ile gerçekleştirildi. CDP, 2024 yılında, tüm raporlama temalarını (iklim değişikliği, su yönetimi, ormansızlaşma) bir araya getirerek şirketler için yeni ve bütünleşik bir kurumsal soru setine geçiş yaptı. Küçük ve orta büyüklükteki şirketlerin raporlama yolculuğunu teşvik etmek ve kolaylaştırmak amacıyla yeni bir KOBİ soru seti yayınlayan CDP, ayrıca şirketlerin raporlama yükümlülüğünü azaltmak ve zorunlu raporlamayı teşvik etmek amacıyla dünyanın önde gelen standartları ve çerçeveleri ile iş birliği yapmaya devam ediyor. Bunların en önemlisi, Uluslararası Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları Kuruluşu’nun (ISSB) iklimle ilgili açıklama standardı olan IFRS S2'yi sorularına entegre etmesi oldu. Türkiye’de Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yayınlanan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları da ISSB’nin bu standartlarına dayanıyor.
Konferansın açılış konuşmasını Garanti BBVA Sürdürülebilirlik Yöneticisi Seray İmer, gerçekleştirdi. Konferansın ana konuşmacısı olan Avrupa Finansal Raporlama Danışma Grubu (EFRAG) Sürdürülebilirlik Raporlama Kurulu Başkanı Patrick de Cambourg AB regülasyonları perspektifinden sürdürülebilirlik raporlamasının gelişim ve dönüşümünü aktardı ve konuşmasında şu değerlendirmeyi yaptı: “Biliyoruz ki uzun vadede standart kurumsal raporlama ancak iki bacaklı olduğunda etkili olabilir. Bu bacakların ilki gelişmiş olan finansal raporlama; ikincisi ise hali hazırda gelişmekte olan sürdürülebilirlik raporlamasıdır. İki bacaklı bu sistemin yürümesi ise bu raporlamalar arasında etkili bir koordinasyonun sağlanmasına bağlıdır.”
Konferansın bir diğer konuşmacısı CDP Avrupa'dan Sorumlu Raporlama Başkanı Ariane Coulombe ise CDP’de Yeni Dönem konusundaki yaklaşım ve hedefleri dile getirdi. Coulombe konuşmasında “Türkiye'de, şirketlerin CDP aracılığıyla çevresel verilerini gönüllü olarak raporlamalarına dair belirgin bir trend görüyoruz. Bu çok önemli çünkü raporlar aksiyon almak için gerekli olan veriyi sağlıyor. Pazarın olgunlaşmasının bir yansıması olarak, Türkiye’deki şirketler giderek daha fazla şeffaflığın iklim değişikliği karşısında eyleme geçmek için temel adım olduğunu kabul ediyor. Bu şeffaflık, şirketler için sermayeye erişimi sağlar, iş verimliliğini artırır ve mevcut ya da gelecekte ortaya çıkacak düzenlemelerle uyumu destekler.” dedi.
CDP İklim Değişikliği & Su Programı 2023 Türkiye Raporu’nun sonuçlarını açıklayan CDP Türkiye Ülke Programları Yöneticisi Mirhan Köroğlu Göğüş, konuşmasında şu bilgi ve görüşleri dile getirdi "CDP Türkiye olarak, 2010 yılından bu yana Türkiye’deki şirketlerin iklim konusunda harekete geçmesi ve raporlama ile ilgili global gelişmelere uyum sağlamaları için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ancak artık biliyoruz ki iklim değişikliği sadece sorunun bir parçası. Bilim bize gösteriyor ki iklim ve doğa eş zamanlı bir şekilde ele alınmalı. Raporlama söz konusu olduğunda doğanın bütün bileşenlerine, ekosistemleri ve biyoçeşitliliği de içerecek şekilde odaklanmamız hayati bir önem taşıyor. Bu da hepimiz için yeni bir dönem demek. Artık tüm dünya ile birlikte iklim raporlamasından doğa raporlamasına ve daha bütünsel bir yaklaşıma doğru evrileceğiz.” dedi.
“İklim Raporlamasindan Doğa Raporlamasina Geçiş” Paneli
Konferans kapsamında düzenlenen “İklim Raporlamasından Doğa Raporlamasına Geçiş” başlıklı panelin moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Ata Can Bertay yaptı. Panele; CDP Doğa Standartları Lideri Nicole Hardiman, Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) Doğa Ekibi Kıdemli Müdürü Verena Kraus ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetlerine İlişkin Hükümetler Arası Platform (IPBES) Dönüştürücü Değişim Değerlendirme Raporu Baş Yazarı Sevil Acar konuşmacı olarak katıldı.
Panelde son yıllardaki gelişmeler ışığında, kurumsal raporlama söz konusu olduğunda gezegenin bütün sınırlarını kapsayacak şekilde doğa temelli bir raporlama yapmanın önemine vurgu yapıldı. Nicole Hardiman, önümüzdeki döneminin şekillendirilmesinde CDP’nin nasıl bir rol üstlendiğine odaklanarak bu geçişin şirketler için ne ifade ettiğini açıkladı. Verena Kraus ise finans kuruluşlarının doğayı kendi iş yapış stratejilerine ve karar alma süreçlerine nasıl entegre ettiğine değindi. Sevil Acar, IPBES’in değerlendirmelerine dayanarak, şirketlerin doğayla olan ilişkisine ve bu ilişkinin doğa üzerindeki etkilerine odaklandı.
Ödül Töreni
CDP’ye raporlama yapan tüm şirketler dünyanın en güvenilir derecelendirme metodolojilerinden biri olan CDP metodolojisine göre derecelendirildi. Çevre alanında dünyanın en prestijli listelerinden biri olarak kabul gören CDP Global A listesine Türkiye’den girmeyi başaran 23 şirket ile bu sene rekor bir artış kaydedildi. Bu şirketlerden Aydem Yenilenebilir Enerji, Brisa, Mavi, Migros ve Yapı Kredi hem İklim değişikliği hem de Su güvenliği kategorilerinde Global A listesine girerek tüm dünyadan 61 lider şirket arasında yer almayı başardı.
İklim Değişikliği Programı kapsamında A notunu alan 358 Global A Şirketi’nin 18 tanesi, Su Güvenliği Programı kapsamında ise 101 Global A şirketinin 10 tanesi Türkiye’den. Ayrıca, 32 şirket İklim Değişikliği ve Su Güvenliği kategorilerinde (A-) derecelendirme notunu alarak CDP Türkiye Liderleri listesine girmeyi başardı. 11 şirket ise CDP Tedarikçi İlişkileri Derecelendirmesi (SER) kategorisinde A notunu alarak SER liderleri arasında yer aldı.
Etkinlik kapsamında CDP Global A Liderleri olan şirketlerin CEO’larının mesajlarını içeren video gösteriminden sonra ödül töreninin açılışını Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) Başkanı Hasan Özçelik yaptı.
Etkinliğin kapanış konuşmalarını ise CDP Türkiye Direktörü Melsa Ararat ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Ata Can Bertay gerçekleştirdi.
CDP Global A Liderleri
CDP 2023 Global A İklim ve Su Liderleri arasında yer alan Aydem Yenilenebilir Enerji’nin ödülünü SEÇ ve Sürdürülebilirlik Grup Direktörü Cem Çelebi, Brisa’nın ödülünü ., Mavi Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş., Migros Ticaret A.Ş., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.
CDP 2023 Global A İklim Liderleri: Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., Adm Elektrik Dağıtım A.Ş., Aydem Elektrik Perakende Satış A.Ş., Elsan Elektrik Gereçleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., Gdz Elektrik Dağıtım A.Ş., Gediz Elektrik Perakende Satış A.Ş., QNB Finansbank A.Ş., Sabancı Holding A.Ş., Şekerbank T.A.Ş., T.İş Bankası A.Ş., T.Vakıflar Bankası T.A.O., Temsa Skoda Sabancı Ulaşım Araçları A.Ş., Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.
CDP 2023 Global A Su Liderleri: Carrefoursa Carrefour Sabancı Ticaret Merkezi A.Ş., Coca-Cola İçecek A.Ş., Enerjisa Enerji A.Ş., Park Cam Sanayi Ticaret A.Ş., T.Halk Bankası A.Ş.
CDP Türkiye İklim değişikliği ve Su Güvenliği 2023 Raporuna ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
CDP Türkiye İklim Değişikliği ve Su Güvenliği 2023 Raporu çıktılarının paylaşıldığı sunuma buradan ulaşabilirsiniz.
CDP Türkiye İklim Değişikliği ve Su Güvenliği 2023 Raporu'nun Türkçe ana bulgular kısmına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.