e-Bülten Haberleri

imagesBakanlığımıza sunulan Depozito Uygulama Planlarından Bakanlıkça uygun bulunanlar, usul ve esaslar kapsamında plân ve uygulamaya yönelik değerlendirmenin yapılması için piyasaya süren işletmelerin kayıtlı bulunduğu İl Müdürlüğüne gönderilmektedir. Söz konusu planlar piyasaya süren işletmelerin uygulamaları kapsamında gösterdiği şubelerinin yer aldığı İl Müdürlüklerine de inceleme amaçlı iletilecektir.

Piyasaya süren işletmelerin kayıtlı bulunduğu İl Müdürlüklerimizce plan üzerinde piyasaya sürenin şubelerinin bulunduğu İl Müdürlükleri ile gerekli koordinasyonu gerçekleştirerek nihai değerlendirmede bulunulacaktır. Planların içerik/bilgi/belge eksikliği durumunda il müdürlüklerince planların revizesi talep edilebilecek olup uygulamaların planlara ve/veya Usul ve Esaslara aykırı olması durumunda ise plan iptal süreci başlatılabilecektir.

Bakanlık tarafından mevcut depozito uygulamalarının devamı niteliğinde kabul edilerek uygun bulunan planlar üzerinde il müdürlüklerince yapılacak inceleme ve değerlendirmelerde; depozito uygulamaları ile ilgili tespit edilen olumsuzluklar sebebiyle Bakanlık uygunluk değerlendirmesini iptal etmeye yetkilidir.

2019 yılında piyasaya sürdüğü yeniden/tekrar kullanılabilir ambalajlar için Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği uyarınca depozito sistemini uygulayan ve uygulamalarını aynı kapsam ve içerik ile 2020 yılında da devam ettirmekte olan işletmeler, Usul ve Esaslara uygun olarak hazırlayacakları planları Bilgi Sistemi üzerinden Bakanlığa sunarlar. Bu plânlar arasında uygun bulunanlar, mevcut depozito uygulamalarının devamı niteliğinde kabul edilerek uygulama başlangıç tarihleri 1/1/2020 olarak belirlenir.

 

1604647664 BB gorselBreakthrough Enerji tarafından desteklenen “Avrupa Yeşil Hidrojen Hızlandırma Merkezi (EGHAC)”, Avrupa'nın sıfır karbon salınımlı kıta hedefini 2050 yılına kadar gerçekleştirmede kilit rol oynayacak.

BRÜKSEL - Avrupa'da sürdürülebilir enerjide inovasyon ve girişimciliğin önde gelen destekleyicisi olan EIT InnoEnergy, 2025 yılına kadar yıllık 100 milyar Euro'luk yeşil hidrojen ekonomisinin gelişimini desteklemek amacıyla eşi görülmemiş bir girişim olan “Avrupa Yeşil Hidrojen Hızlandırma Merkezi'ni (EGHAC)” başlattı. Merkez, yeşil hidrojen değer zincirinde yarım milyon kişiye doğrudan ve dolaylı istihdam yaratabilecek. Merkez, temiz enerji geleceğine geçişi hızlandırmak için Bill Gates ve dünyanın en iyi teknoloji ve iş liderlerinin kurduğu Breakthrough Energy tarafından destekleniyor.

Yeşil hidrojen, Avrupa’nın enerji sektörünü dönüştürmede kilit bir itici güç ve büyük ölçekli endüstrinin karbondan arındırılması için bir katalizördür. Kanıtlanmış düşük emisyonlu güç kaynağı olarak yeşil hidrojen, AB’nin iklim açısından nötr ekonomisinin merkezi bir parçası olmak için idealdir. Kıtanın her yıl 320 milyar Euro'nun üzerinde fosil yakıt ithalatına olan bağımlılığını azaltarak stratejik özerklik sağlamasına yardımcı olur. Bu potansiyeli karşılamak, yenilik ve üretim kapasitesini hızlandırmak için, Avrupa'nın bir yatırım ortamı yaratması gerekiyor. “Avrupa Yeşil Hidrojen Hızlandırma Merkezi'ni (EGHAC)”, Avrupa çapında büyük ölçekli endüstriyel projeler sunmak için gigawatt ölçeğinde yeşil hidrojen üretimini hızlandırmayı vaat ediyor. EGHAC, Avrupa'nın yeşil hidrojen ekosisteminde kilit bir aktör olmaya çalışacak ve Avrupa'nın 2050 vizyonuna ulaşmak için bu alandaki mevcut projelerle iş birliği içinde çalışacaktır.

 

ambalajli gidaAmbalaj Sanayicileri Derneği (ASD), 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle ambalaj kullanımının önemine ve hijyenin insan sağlığındaki kritik rolüne dikkat çekti. ASD Başkanı Zeki Sarıbekir “Küresel salgın bizlere ambalajlı gıdanın önemini bir kez daha hatırlattı. İsrafın önüne geçmek için de ciddi önlemler alınması gerekiyor. Ambalajlı gıdaların tercih edilmesi bu noktada kritik etkenlerden biri.” dedi.    

Geçtiğimiz yılı 4,7 milyar dolar ihracatla kapatan Ambalaj Sektörü, Türkiye’nin toplam ihracatına aralıksız katkı sunmanın yanında ambalajın insan sağlığı, hijyen ve israfı önleme konularında farkındalık yaratmaya devam ediyor. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD), 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle ambalaj kullanımının önemine vurgu yaptı. Dernek, gıda tüketimi alışkanlıkları hakkında halkı bilinçlendirmek amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Gıda Günü’nde ambalajın insan sağlığı ve hijyen konularındaki rolünü ve ekonomiye sağladığı katma değeri bir kez daha vurguladı.

Ambalajlı gıda insan sağlığı için ‘olmazsa olmaz’ niteliğinde

ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, hijyenin bu dönemde en etkili korunma yöntemi olduğuna vurgu yaptı: “Ambalaj, içine konulan gıdaların üretildikleri koşullarda bozulmadan en ekonomik ve güvenilir biçimde tüketiciye ulaştırılmasını ve tanıtılmasını sağlayan bir ürün. Gıda ambalajının temel amacı; gıdaların raf ömrünü uzatmak, uygun koşullarda depolanmasını sağlamak ve gıdaları tüketiciye ulaşıncaya dek diğer bulaşanlardan korumak, gıda bozulmaları ve kalite kayıplarını en aza indirmek. Ambalajlar ekmek, süt, peynir, bakliyat ve sebze-meyve gibi günlük ihtiyacımız olan gıdaları korurken aynı zamanda sağlığımızı da koruyor. Çünkü açıkta, ambalajsız şekilde satılan gıdalar bakteri ve çürümeye karşı savunmasız, hızla bozuluyor ve sağlığı tehdit ediyor. Üstelik bu tür gıdaların menşei takip edilemiyor, raf ömrü de güvenilir olmuyor. Koronavirüsle sarsılan dünyada insan sağlığı için ambalajlı gıda olmazsa olmaz niteliğinde."

İsrafın önüne geçmeliyiz

Gelişmiş ülkelerde ambalajsız ürün bulmanın neredeyse mümkün olmadığını belirten Zeki Sarıbekir, “Hijyen dışında israfın önlenmesi açısından da bütün gıda maddelerinin mutlaka ambalajlı satılması gerekiyor. Ambalaj bu kadar önemliyken ülkemizde hala pek çok gıda maddesi ambalajsız satılıyor. Türkiye’de israf edilen gıda miktarının yılda 26 milyon ton, 214 milyar lira ve her gün 4.9 milyon, yılda ise toplam 1.7 milyar adet ekmeğin çöpe gittiği biliniyor. Bu, hem bireysel ekonomiye hem de ülke ekonomisine zarar veren büyük bir kayıp. Türkiye’nin en büyük sorunlarından olan israfın önüne geçmek için ciddi önlemler alınması gerekiyor. Ambalajlı gıdaları kullanıp, gıdanın ömrünü uzatmak bu önlemlerden sadece biri. Daha yaşanılabilir bir dünya için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Ambalajlı ürünleri tercih ederek sağlığımızı koruyabilir, israfı önleyebilir ve geleceğimizi kurtarabiliriz.” dedi.

Mehmet Aslan Degirmenci Yuksel YalcinBelediye tarafından yapılan açıkılamaya göre geçtiğimiz Eylül ayında hayatını Koronavirüs nedeni ile kaybeden Mustafa Canlı’dan boşalan Genel Müdürlük görevi yerine halihazırda İstanbul Enerji A.Ş. Genel Müdürlüğü görevini yürüten Mehmet Aslan Değirmenci atandı.

Değirmenci’den boşalan İstanbul Enerji A.Ş. Genel Müdürlüğü görevine ise Yüksel Yalçın atandı.

Her iki isim de görevine 13 Kasım 2020 itibarıyla başladı.

İki ismin özgeçmişleri şu şekilde;

Yüksel Yalçın

1970 doğumlu Yüksel Yalçın, 1991 yılında YTÜ Endüstri Mühendisliği’nden mezun oldu. 2003 yılında İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamladı. Halen aynı alanda doktora çalışmalarını sürdürmektedir.

Profesyonel iş yaşamına Elopar AŞ’de Kalite Müdürü olarak başladı. Son 28 yıl boyunca Öztiryakiler AŞ.’de çeşitli görevlerde bulundu. Stratejik Yönetim Sistemleri, Ar-Ge Merkezi Uygulamaları, Elektrikli ve Gazlı Sisteler Laboratuar Kurulumları, Turquality Uygulamaları, Finans Yönetimi ve Mali İşler konularında uzmanlık kazandı.

Yalçın, Çeşitli üniversitelerde “Üniversite-Sanayi İş Birliği/İş Modeli”, Uluslararası Çalışma Örgütü’nde (ILO) “İş Mükemmelliği Uygulamaları”, “Belçika’da Küresel Firmalarda Sosyal Sorumluluk Uygulamaları” konularında sunuşlar yaptı. 1998 yılından bu yana üye olduğu Türk Mühendisler Birliği’nde Genel Sekreterlik ve Yönetim Kurulu üyelikleri yapan Yalçın, halen birçok STK’da aktif görevler yürütmektedir.

Mehmet Aslan Değirmenci

Mehmet Aslan Değirmenci, 1966 yılında Almanya’nın Braunschweig şehrinde dünyaya geldi. Yükseköğrenimini İTÜ İnşaat Fakültesi, İnşaat Mühendisliği bölümünde tamamladı. Profesyonel çalışma hayatına 1989 – 1992 yılları arasında FSM Köprüsü Çevre Yolları ve Edirne – Kınalı Otoyolu inşaatları gibi döneminin önde gelen projelerinde mühendis olarak başladı.

Akaryakıt sektöründe ilk olarak, Turcas Petrolcülük AŞ’de, “Türkpetrol Yeni Yüzyıl” projesi kapsamında, yeni kurumsal kimliğin Türkiye genelinde istasyonlara uygulanmasında rol aldı. Sonrasında “Ambarlı Bölge Müdürlüğü” görevini yürüttü. 2000 yılında, Petrol Ofisi’nin özelleştirilmesi sonrasında “Gümüş Projesi” kapsamında yeni kurumsal kimliğin Türkiye genelinde istasyonlara uygulanması ve istasyonların modern teknik standartlara ulaşması için yapılan projeleri yönetti. 2003 yılında Petrol Ofisi’nin 2. markası olarak kurulan ERK’in başına getirildi. Şirketin kuruluşu, yapılanması ve markanın Türkiye genelinde bayi ağının oluşturulması süreçlerini yönetti. Kariyerine, 2005 yılından itibaren Altınbaş Petrol (Alpet), Bölünmez Petrolcülük (Moil), Kadooğlu Petrolcülük (Kadoil), Pasifik Petrolcülük (Pacific) şirketlerinde Genel Müdür olarak devam etti. Pacific Holding’te Genel Koordinatörlük görevinde bulundu.

solar energyKüresel güneş enerjisi kapasitesi 2030`a kadar yılda ortalama yüzde 12 artışla en fazla büyüme gösteren enerji kaynağı olacak.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) enerji piyasalarının gelecek 10 yılına dikkat çeken "Dünya Enerji Görünümü 2020" raporuna göre, koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle dünya enerji talebi bu yıl yüzde 5 düşecek.

Buna bağlı olarak , petrol talebi yüzde 8 azalışla günlük 100 milyon varilin altında kalacak. Kömür talebi, bu yıl yüzde 7, doğal gaz talebi yüzde 3 ve küresel elektrik talebi yüzde 2 gerileyecek.

Dünyada enerji yatırımları yüzde 18 azalırken, yavaşlayan ekonomik aktiviteyle küresel karbon emisyonları yüzde 7 düşecek.

Kovid-19'un gelecek yıl kontrol altına alınması durumunda, küresel enerji talebinin 2023'ün başında Kovid-19 öncesi seviyesine geri dönmesi beklenirken, salgının devam etmesi halinde enerji talebindeki toparlanma 2025'i bulacak.

Salgın öncesinde 2019-2030 dönemi için yüzde 12 artacağı öngörülen enerji talebinde yüzde 9 büyüme gerçekleşecek.

Güneş enerjisi, büyümenin temel kaynağı olacak

Küresel elektrik talebi 2030'a kadar yüzde 20 artarken, bu talep artışının yüzde 80'ini yenilenebilir enerji kaynakları tek başına karşılayabilecek.

Birçok ülkede, yeni kömür ve doğal gaz santrali yatırımlarından daha ucuz olan ve şimdiye kadarki en düşük maliyetli elektrik kaynağı haline gelen güneş enerjisi ise bu alandaki büyümenin merkezinde yer alacak.

Güneş enerjisi kapasitesi 2030'a kadar yılda yaklaşık 280 gigavat artış gösterecek ve ortalama yüzde 12 büyüyecek.

Elektriğin yarısı yenilenebilirden gelecek 

Bu kapsamda, yenilenebilir enerji kaynakları gelecek 10 yılda dünyadaki toplam elektrik talebinin yüzde 50'sini karşılayacak. Hidroelektrik, enerji talebinin karşılanmasında en büyük payı alırken, güneş en fazla büyüyen kaynak olacak. Rüzgar ve deniz üstü (offshore) rüzgar santralleri ise bu kaynağı takip edecek.

Öte yandan, yenilenebilir kaynaklarından üretilen enerjinin sağlıklı şekilde şebekeye bağlanması için elektrik şebekelerinde önemli yatırımlar gerekecek.

Küresel emisyonlar, 2008-2009 ekonomik krizi sonrasında olduğundan daha yavaş artışa geçecek, ancak ülkelerin salgın sonrası ekonomik büyüme planlarını temiz enerji alanında yapması emisyonların geleceği açısından önemli rol oynayacak.

Kömürün küresel enerji portföyündeki payı, Sanayi Devrimi'nden sonra ilk kez 2040'ta yüzde 20'nin altına düşecek. Doğal gaz talebi ise Asya bölgesi başta olmak üzere dünyada büyüme gösterecek.

Petrol, salgının neden olduğu ekonomik belirsizliklere karşı kırılganlığını sürdürecek ve 2019'daki pik seviyesine geri dönemeyecek. Küresel petrol talebi 2030'da 2019'a göre yüzde 12 düşüş gösterecek.