e-Bülten Haberleri

coca cola geri donusturulmus separator articleCoca‑Cola Türkiye’nin geri dönüştürülmüş pet şişelerden ürettiği separatörler sayesinde, kafe ve restoranlar sosyal mesafe kurallarına uygun bir yemek deneyimi sunabilecek.

Coca‑Cola Türkiye, 2020 yılının başlarında ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci boyunca yeme-içme sektörüne verdiği destek çalışmalarına bir yenisini ekleyerek devam ediyor. 

Yeni destek çalışması kapsamında Coca‑Cola Türkiye, geri dönüştürülmüş pet şişelerden üretilen separatörler hazırlayarak, Covid-19 hjiyen tedbirlerine destek olmak üzere, müşterileriyle yeniden buluşan kafe ve restoran gibi küçük yerel işletmelerin kullanımına sundu. Üretilen separatörler sayesinde, restoran misafirleri sosyal mesafe kurallarına uyarak yemek yiyebilecekler.

Coca-Cola Türkiye’nin pandemi döneminde yeme-içme sektörüne verdiği destekler

Coca‑Cola Türkiye, pandeminin başlangıcından bu yana, yeme-içme sektörüne ve sektör çalışanlarına destek amaçlı birçok projeyi hayata geçirdi. 

2020 yılının Temmuz ayında başlattığı Aç Kendini Hayata reklam kampanyası ile müşterileriyle yeniden buluşan 500’ü aşkın küçük restoran ile yerel zincire Google Programatik Ağı üzerinden tanıtım desteğiyaparak işletmelerin yeniden müşterileriyle buluşmasında köprü oldu.

Yine yeme-içme sektöründe hizmet sunan işletmeleri destekleme hedefiyle “1 Menü Alana 1 Menü Hediye” ve toplam 1.5 milyon kişiye sevdikleri Coca‑Cola tatlarını hediye eden “Bu Coca- Cola Bizden” kampanyası başlatıldı. Müşterileriyle yeniden buluşan küçük yerel işletmelere dağıtılmak üzere toplam 17 bin hijyen kiti hazırlandı. Dezenfektan, maske, eldiven ve bilgilendirme broşürünün yer aldığı kitler Türkiye genelinde toplam 12 bin noktaya ulaştırıldı. Vaka sayıların sonucu mekanların tekrar kapanmasıyla, Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) ve Kızılay iş birliği ile pandemiden en çok etkilenen 3.000 yeme-içme sektörü çalışanına kişi başı 400 TL’lik alışveriş çeki dağıtılmasına destek olundu. 

1616395935 G rsel 1Dünyanın en büyük temizlik ve kişisel bakım ürünleri şirketlerinden P&G’nin lider markası Fairy, Gıda Kurtarma Derneği ile hayata geçirdiği ‘Boşa Harcama’ projesi kapsamında, yılda 3.26 milyar litre suyu kurtaracak

Dünyada her yıl kullanılan yaklaşık 4 bin 600 metreküp suyun yüzde 70’i tarımsal üretimde kullanılıyor. Bugün bir kilo domates üretmek için 180 litre su harcanırken, bir kilo ekmek için 1.300, bir kilo patates için 900 litre su harcanıyor. Yani çöpe atılan her gıda aynı zamanda su israfı anlamına da geliyor. 

‘Kurumsal Vatandaşlık’ ilkeleri kapsamında hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle çevreye ve topluma katkı sağlamaya devam eden P&G’nin lider markalarından Fairy’nin gıda israfının önüne geçmek için Gıda Kurtarma Derneği (GKTD) iş birliği ile hayata geçirdiği Boşa Harcama projesi su israfının da önüne geçecek. Proje kapsamında israfı önlenen 63 bin kilo gıda ile yılda 3.26 milyar litre su kurtarılacak. Bu rakam 67 bin hanenin bir yıllık, 800 bin hanenin 1 aylık su tüketimine eşdeğer. Projeyle aynı zamanda 7.036 ton karbon ayak izinin kurtarılması da öngörülüyor. Fairy, geçen yıl başlattığı Boşa Harcama projesi kapsamında GKTD’ye lojistik destekte bulunarak derneğin yardım ulaştırdığı kişi sayısını iki katı kadar artırarak 660 bin’e çıkarmasına destek olmuştu  

Tüm üretim süreçlerinde topluma ve çevreye katkı mottosuyla hareket eden Fairy, çevre ayak izini azaltmak için en son 30 yıllık bir çalışmayla içeriğinden fosfat çıkarılan ve 2016’dan beri piyasada olan bulaşık makinesi kapsülleri ile bulaşıkların sudan geçirilmeden yıkanmasını sağlamış ve bu şekilde yılda 21 milyar litre suyu kurtarmıştı. Üretim tesislerinde kullanılan su miktarını yüzde 27 azaltan marka, yıllık 20 bin ton su tasarrufu sağlıyor. Bu rakam 9 bin olimpik havuz dolu suya eşdeğer. 

Yeniden kullanımla 5 milyar litre su tasarrufu

Dünyada markaları aracılığıyla 5 milyar insana dokunan P&G, Türkiye’de ise 17 markasıyla her 10 evden 1’inde en az bir ürünüyle bulunuyor. Yeniden kullanımla en az 5 milyar litre su tasarrufunda bulunan şirket, dünya okyanuslarını, havzalardaki suyu ve ormanları korumayı ve iyileştirmeyi sağlayan dönüştürücü ortaklıklar kurmaya da devam ediyor. P&G en son Cincinatti Üniversitesi’nin Su Sistemleri Analizi Araştırma Grubu ile yaptığı iş birliği kapsamında globalde Türkiye de dahil farklı ülkelerde büyük ölçekli su havzalarının dayanıklılığını artırmak için hangi formüllerine uygulanması gerektiği ile ilgili çalışmalar yapacak. İş birliği kapsamında P&G ve Üniversite ekibi su kaynakları ve havzaların sürdürülebilirliği ile ilgili bilinç oluşturmak ve doğal çevrenin karşılaştığı sorunlara en doğru çözümleri bulmak için projeler geliştirecek.

1616396958 hasan suel 5703 5059Herkes için daha iyi bir gelecek hedefiyle faaliyet gösteren Vodafone, Yeşil Ofis Programı ile ofislerinde geçtiğimiz yıl 1.652 metreküp su tasarrufu sağladı. Şirket, çiftçiler için sunduğu Dijital Tarım İstasyonu çözümüyle de tarımsal sulamada %40’a varan oranda azalma sağlıyor. Dünya Su günü vesilesiyle açıklama yapan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, “Su kıtlığını hafifletmek ve suyla bağlantılı ekosistemleri korumak için hepimize önemli görevler düşüyor. Dijitalleşmenin gücünü kullanarak su tasarrufu konusunda değer katan çalışmalar yapmaya devam edeceğiz” dedi.

22 Mart 2021 “Amaç odaklı şirket” yaklaşımı doğrultusunda 2025 yılına kadar operasyonlarından kaynaklı çevresel etkisini yarıya indirmeyi hedefleyen Vodafone, tüm dünyada tatlısu kaynaklarının korunması için verilen mücadeleye destek olmaya devam ediyor. Vodafone Yeşil Ofis Programı ile ofislerinde su tüketimini azaltarak geçtiğimiz yıl 1.652 metreküp su tasarrufu sağlayan şirket, çiftçiler için sunduğu Dijital Tarım İstasyonu çözümüyle de tarımsal sulamada %40’a varan oranda azalma sağlıyor. Vodafone, tatlısu kaynaklarının sürdürülebilirliğini ve su tasarrufunu hedefleyen çalışmalarıyla Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan temiz su ve sanitasyona odaklanan SKA 6’yı ve sorumlu üretim ve tüketime odaklanan SKA 12’yi destekliyor.

Bu yıl “Suyun Değeri” temasıyla düzenlenen Dünya Su Günü vesilesiyle açıklamada bulunan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, şunları söyledi: 

“Vodafone olarak, operasyonlarımızdan kaynaklı çevresel etkimizi yarıya indirme hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, tatlısu kaynaklarının korunmasına da büyük önem veriyoruz. İklim değişikliği, su kaynakları üzerindeki baskıyı her geçen gün artırıyor. 2050 yılına kadar, her 4 insandan en az birinin sık sık yaşanan su sıkıntısından etkileneceği tahmin ediliyor. Su kıtlığını hafifletmek, suyla bağlantılı ekosistemleri korumak ve eski haline getirmek için hepimize önemli görevler düşüyor. Vodafone olarak, Yeşil Ofis Programımız ile su tüketimimizi azaltmak için düşük kapasiteli rezervuar, susuz pisuvar, sensörlü musluk ve süre azaltımı ile geçtiğimiz yıl 1.652 metreküp su tasarrufu sağladık. Binalarımızın çevresinde sadece yağmur suyu ile büyüyebilen bitkiler, ofislerimizde ise suya hiç ihtiyaç duymayan bitkiler tercih ediyoruz. Diğer yandan, yaklaşık %70’lik oranla dünya genelinde en büyük su tüketicisi olan tarım alanında Dijital Tarım İstasyonu çözümümüzle %40’a varan oranda tasarruf sağlıyoruz. Vodafone olarak, herkes için daha iyi bir gelecek hedefiyle dijitalleşmenin gücünü kullanaraksürdürülebilirlik alanında ve su tasarrufu konusunda değer katan çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.”

Tarımsal sulamada %40 tasarruf

Vodafone’un sunduğu Dijital Tarım İstasyonu çözümü, doğru anda sulama önerisi sayesinde suyun gereğinden fazla kullanılmasının önüne geçerek su kaynaklarının korunmasını sağlıyor. Havanın ve toprağın nemini ölçen, ne zaman yağmur yağacağını veya kuvvetli rüzgâr çıkacağını önceden haber veren çözüm sayesinde, çiftçiler daha dengeli sulama yaparak kaynakları daha verimli kullanma imkânı buluyor. Bölge, coğrafi koşullar, yetiştirilen ürün ve kaynaklar göz önüne alındığında sulamada %20-40, gübrelemede %15-20, ilaçlamada %20-30, elektrikte ise %25-40 arasında tasarruf sağlayan Dijital Tarım İstasyonu, tarımsal ürünün çeşidine göre de verimlilikte %10-15 arası artış ve ürün kalitesinde ciddi iyileşmeler sağlıyor.

1616321501 NW Michel BeneventiNestlé Waters Türkiye Genel Müdürü Michel Beneventi, 22 Mart Dünya Su Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada suyun ve temiz bir dünyanın gelecek nesiller için en önemli miras olduğunun altını çizdi.

Beneventi, kolektif bir bilinç oluşturmak, yaşam kalitesini artırmak ve sağlıklı nesillere katkıda bulunmak misyonuyla Nestlé Waters bünyesinde 2018 yılında hayat geçirdikleri “Caring For Water – Suya Değer Vermek” inisiyatifi hakkında da bilgi verdi.

Birleşmiş Milletler, 2030 yılında küresel su arzının %40 üzerinde olacağını öngörüyor. Dünya genelinde 630 milyondan fazla kişinin temiz suya erişimi bulunmuyor. Ambalaj atıkları, bilinçsiz kullanım gibi türlü sebeplerden bugün 2,4 milyar kişi sağlıklarını riske atacak derecede kirli su kullanmak zorunda kalıyor. Hal böyleyken, Birleşmiş Milletler, her yıl 22 Mart Dünya Su Günü’nde, bu sorunlar konusunda farkındalık yaratacak, tedbirler almak için harekete geçirecek çalışmalar yürütüyor. Her yıl farklı bir tema çerçevesinde yürütülen çalışmaların bu yılki teması “Value for Water – Su Değeri” olarak belirlendi.

Birleşmiş Milletlerin bugüne özel, suyun korunmasının ve yönetiminin yanı sıra iklim değişikliğine sebep olan tüm nedenlerin de bertaraf edilmesi için dünya genelinde yürüttüğü çalışmalara destek veren Nestlé Waters’ın Türkiye Genel Müdürü Michel Beneventi, şirketin bu konudaki vizyonu ile yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.

“Gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmak hepimizin sorumluluğu”

Suyun ve temiz bir dünyanın gelecek nesiller için en önemli miras olduğunun bilinciyle hareket ettiklerinin altını çizen Beneventi, Nestlé Waters olarak bu mirasın korunmasında bütünsel bir bakış açısıyla önemli sorumluluklar üstlendiklerini belirtti. Beneventi sözlerine şöyle devam etti: ”Gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakmak hepimizin sorumluluğu. Nestlé Waters olarak Dünya Su Günü’nü, bu sorumluluk farkındalığını oluşturmak için bir vesile olarak görüyoruz. Şirketimizin ‘kaliteli ve sağlıklı nesiller’ vizyonundan aldığımız güçle, sadece suyu değil geleceği koruma anlayışıyla tüm faaliyetlerimizde çevresel etkilerimizi en aza indirmeye çalışıyoruz.”

“Su kaynaklarının sürdürülebilirliği için ortak hareket etmek önemli”

Lider ambalajlı su markalarını en sağlıklı, doğal ve güvenilir şekilde tüketicilere ulaştırmanın büyük bir sorumluluk olduğunu ifade eden Beneventi, bu sorumluluğun en önemli kısmının ise su kaynaklarının yönetimi olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye su kaynakları açısından, dünya geneline kıyasla çok şanslı bir ülke. Ancak mevcut zenginliği korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak çok önemli. Nestlé Waters olarak işimizi yürütürken en büyük hedefimiz sürdürülebilir bir iş modelini uygulamak ve uzun yıllar bunu koruyabilmek. 2025 yılına kadar bütün dolum tesislerimizin Su Koruyuculuğu Sertifikası (Alliance for Water Stewardship-AWS) ile sertifikalandırılarak, tüm dünyada su kaynaklarının korunmasında lider bir rol üstlenmek ve iyi bir su yönetiminin mümkün olabileceğini göstermek için çalışıyoruz. Su ve çevreyle ilgili konuların çözüme ulaşmasında, çok paydaşlı yaklaşımla sonuca gitmeyi kendimize hedef olarak seçtik. Son 10 yılda paydaşlarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz farklı projelerle yaklaşık 500 milyon litre suyun doğada kalmasına katkıda bulunduk.”

 

ypaSürdürülebilirlik Akademisi tarafından düzenlenen ‘Uluslararası 1. Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’ndan iş dünyasına çağrı:

Döngüsel ekonomiyi birlikte kuralım, geleceğimizi tehdit altında olmaktan kurtaralım!

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından düzenlenen ‘Uluslararası 1. Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’na katılan özel sektör, kamu, akademi ve sivil toplum temsilcileri, iş dünyasına ‘döngüsel ekonomiyi zaman geçirmeden oluşturma’ çağrısında bulundu.

Sürdürülebilirlik Akademisi, döngüsel ekonomiyi derinlemesine ele alarak, ‘plastik kirliliğinin yaşanmadığı bir dünyanın mümkün olup olmadığına değil, bunu gerçekleştirmek için birlikte neler yapılabileceğine’ odaklanan uluslararası bir konferans düzenledi. Özel sektörden kamuya, akademiden sivil toplum kuruluşlarına kadar değişimde kilit rol oynayan tüm paydaşlar, bu konudaki görüşlerini açıklamak için ‘çevrimiçi’ düzenlenen Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’nda buluştu. 

30.yılında ÇEVKO Vakfı’nın da konuşmacı olarak katıldığı konferansta vakfın üyeleri de yer aldı.

Unilever ezberleri bozuyor

Unilever NAMETRUB Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Şenel Erim de ‘Döngüsel ekonomide markaların rolü’ başlıklı oturumda, her yıl yaklaşık 11 milyon ton plastiğin okyanusa karıştığını ve eğer bugün harekete geçilmezse bu oranın 2040 yılında neredeyse 3 katına çıkacağını vurguladı. “Geleceğimiz için harekete geçmek zorundayız” diyen Erim, sözlerine şöyle devam etti: “Plastiği döngüsel ekonomide tutabilirsek önümüzdeki 20 yıl içinde okyanuslara karışan plastik oranını yüzde 80 azaltabiliriz. Unilever’de 2019 yılında açıkladığımız taahhütler ile 2025 yılına kadar plastik ambalajlarımızın yüzde 100'ünün tamamen yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir veya kompostlanabilir olmasını sağlamayı taahhüt ettik. Bu hedefe ulaşmak için ‘Daha az plastik, daha iyi plastik, plastiksiz çözümler’den oluşan üçlü bir düşünme şekli geliştirdik. Küresel CEO’muz Alan Jope’tan başlayarak plastiğin bizim sorumluluğumuz olduğunu söylüyor ve bu heyecan verici görevin geri dönüştürülmüş plastiğe olan talebin küresel çapta artmasını sağlayacağına inanıyoruz. Bu konuda liderlik etmeye, ezberleri bozmaya hazırız. Bu konuda tüketici bilinci, altyapının oluşturulması ve kamu-özel sektör diyaloğunun çok önemli olduğuna inanıyor ve iş dünyasını bu çerçevede harekete geçmeye çağırıyoruz.”