e-Bülten Haberleri

3.emberEnerji konusunda faaliyet gösteren düşünce kuruluşu Ember tarafından yayımlanan analiz, Avrupa’da kömürden elektrik üretimi kaynaklı hava kirliliğinin en yüksek olduğu ülkeleri ortaya koyuyor. Yapılan basın açıklamasına göre, ülke ölçeğinde gerçekleştirilen sıralamada Türkiye ve Ukrayna, tüm kirletici türlerinde ilk üç sırada yer alıyor. Batı Balkanlarda yer alan ülkeler, görece küçük ölçeklerine rağmen Türkiye ve Ukrayna’yı takip ediyor. Almanya ve Polonya gibi Avrupa Birliği ülkeleri ise azot (NOx) kirliliği açısından üst sıralarda kendisine yer buluyor.

Elektrik üretimi amacıyla kullanılan kömür, havaya kirleticiler yayarak insan sağlığına tehdit oluşturuyor ve çok sayıda erken ölüme sebep oluyor. Bu kirleticilerin yayılımı binlerce kilometreyi bulabiliyor. Ember tarafından gerçekleştirilen analiz, Avrupa Birliği içerisindeki 27 ülkeyi, İngiltere’yi, Enerji Topluluğu’na üye ülkeleri ve Türkiye’yi kapsıyor. Hava kirliliği verilerinin değerlendirildiği analizde kömür santralleri, üç kirletici (SO2, PM10, NOx) göz önünde bulundurularak sıralanıyor.

• Kömürlü termik santrallerden kaynaklanan PM10 kirliliğinin büyük bölümü Ukrayna’daki santrallerden kaynaklanıyor. Ukrayna’da faaliyet gösteren sekiz santral, PM10 açısından en fazla kirlilik yayan on santral arasında yer alıyor.
• Avrupa’da kömürden elektrik üretimi kaynaklı SO2 (kükürt dioksit) kirliliğinde Ukrayna (%27), Türkiye (%24), Sırbistan (%15) ve Bosna Hersek (%11) başı çekiyor.
• En fazla kükürt dioksit yayan on kömür santrali, Avrupa’nın kömürden elektrik üretimi kaynaklı SO2 emisyonlarının yaklaşık yarısına (%44) denk geliyor. Bu santrallerin üçer tanesi Sırbistan ve Türkiye’de, ikisi Bosna’da, birer tanesi de Ukrayna ve Makedonya’da yer alıyor.
• Türkiye’de kömürden elektrik üretimi kaynaklı NOx (azot) kirliliği, Avrupa toplamının beşte birini oluşturuyor (%20). Türkiye’yi, Almanya (%16), Ukrayna (%16) ve Polonya (%14) takip ediyor.
• Batı Balkan ülkeleri 2019 yılında, Enerji Topluluğu üye ülkeleri için ulusal ölçekte belirlenmiş olan hava kirliliği emisyon limitlerine uyum sağlamadılar. Avrupa’daki en kirli santraller sıralamasında birçok santrale sahip olan Ukrayna ise, ilginç bir şekilde Ukrayna için belirlenen tavan limitlerin oldukça altında kaldı.
• Avrupa’daki en kirli 30 kömür santralin neredeyse tamamı 30 yıldan fazla süredir faaliyet gösteriyor iken bu duruma tek istisna Türkiye. Türkiye’de son on yılda inşa edilen bazı santraller de listenin üst sıralarında kendisine yer buluyor.
• Ukrayna, Türkiye ve Batı Balkan ülkeleri, kömür santrallerine doğrudan veya dolaylı şekilde teşvik sağlıyorlar. Ancak bu teşvikler, bahsi geçen ülkelerin kömürü ikame edebilecek kadar yüksek potansiyele sahip yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirilebilir.

SukruUnluturk bioTürkiye’de sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin kurucusu kimliği taşıyan ÇEVKO Vakfı, 30. Yıl Söyleşileri projesiyle Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) iş birliğinde iklim değişikliği konusunu tüm yönleriyle masaya yatırıyor. ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı söyleşilerin ilkinde, AB Yeşil Mutabakatı’nın Türkiye ve Türk iş dünyası açısından anlamı ele alındı.

ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme) Vakfı, öncülüğünü yaptığı sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin gelişimi ve ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamanın artırılması hedefiyle yaptığı çalışmaları 30 yıldır artan bir ivmeyle sürdürüyor. Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO Vakfı, sahip olduğu bilgi birikimi, yurt içi ve yurt dışı ilişkileri, deneyimli insan kaynağı, özel sektör - kamu ve yerel yönetimler - akademik kurumlar ve toplumsal iş birliklerinin sinerjisiyle, İklim Değişikliği ve Döngüsel Ekonomi konularında da düşünsel önderlik yapan kuruluşlar arasında yer alıyor.

ÇEVKO Vakfı, 30. Yıl Söyleşileri projesiyle Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) iş birliğinde iklim değişikliği konusunu tüm yönleriyle masaya yatırıyor. Sürdürülebilirlik konusunda öncü çalışmalar gerçekleştiren 12 sanayi kuruluşunu bir ayara getiren ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun, EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı ve dijital ortamda gerçekleştirilen söyleşiler, 2021 yılı boyunca sürecek. Son dönemde üzerinde en çok konuşulan gündem maddeleri arasında yer alan AB Yeşil Mutabakatı’nın Türkiye ve Türk iş dünyası açısından anlamı ele alındı.

Yeşil Mutabakat, AB’nin 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması, ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi ve kimsenin, hiçbir bölgenin geride bırakılmaması temel hedeflerini içeren yeni bir büyüme stratejisi olarak tanımlanıyor. Bu büyüme stratejisinde ana politikalar; temiz enerji, sürdürülebilir sanayi, inşaat ve renovasyon, tarladan sofraya, kirliliğin ortadan kaldırılması, sürdürülebilir hareketlilik ve biyoçeşitlilik olarak kurgulanmış durumda. Yeşil Mutabakat, Türk şirketlerinin ihracat bağlantıları ve küresel iş ayak izi açısından hayati önem arz ediyor.

 

EC logoAvrupa İklim Yasası konusunda eş-yasa koyucular arasında yapılan geçici anlaşma memnuniyetle karşılandı. Avrupa Yeşil Anlaşmasının temel unsurlarından biri olan Avrupa İklim Yasası, AB’nin 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne ulaşma taahhüdünü ve 1990 seviyelerine kıyasla 2030 yılına kadar net sera gazı emisyonlarını en az %55 azaltma ara hedefini vurgulamaktadır. Avrupa İklim Yasası ile ilgili bu anlaşma, Temmuz 2019’da Başkan’ın Siyasi Yönergelerinde açıklanan taahhütlerden birini yerine getiren von der Leyen Komisyonu için önemli bir kilometre taşıdır.

Başkan Ursula von der Leyen: “Avrupa Yeşil Anlaşmasının bu temel unsuru üzerinde bir anlaşmaya vardığımız için çok mutluyum. 2050 yılına kadar ilk iklim nötr kıta olma yönündeki siyasi taahhüdümüz artık yasal bir taahhüt. İklim Yasası, AB’yi yeni nesil için yeşil bir yola koyuyor. Bu, çocuklarımıza ve torunlarımıza bağlayıcı taahhüdümüzdür.” dedi.

Avrupa Yeşil Anlaşmasından sorumlu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans: “Bu, AB için dönüm noktası niteliğinde bir an. Önümüzdeki 30 yıl için politikalarımıza rehber olarak, iklim tarafsızlık hedefimizi bağlayıcı mevzuata yazmak için iddialı bir anlaşmaya vardık. İklim Yasası, AB’nin yeşil toparlanmasını şekillendirecek ve sosyal açıdan adil bir yeşil geçişi sağlayacaktır. Bugünkü anlaşma, iklim kriziyle mücadelede lider olarak küresel konumumuzu da güçlendiriyor. Dünya liderleri Dünya Günü’nde bir araya geldiğinde, uluslararası ortaklarımıza ilham vermesini umduğumuz bu olumlu haberle AB masaya gelecek. Bu, halkımız ve gezegenimiz için güzel bir gün.” dedi. European Commission

TBDTürkiye Bilişim Derneği (TBD)’nin 50inci, ÇEVKO Vakfı’nın 30’uncu kuruluş yılı kapsamında düzenlenen “Dijitalleşen Dünyada Çevre ve Doğal Kaynaklar: Belediye, Tüketici ve Sanayi Perspektifinden Sıfır Atık Yönetimi” çalıştayı, yerel yönetim, özel sektör ve STK yetkililerini bir araya getirdi. Online ortamda gerçekleşen çalıştayın açılış konuşmasını yapan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Bilgi teknolojileri insanlığın çevreye verdiği zararların önlenmesinde ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasında anahtar rol oynamaktadır” dedi.

ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme) Vakfı, öncülüğünü yaptığı sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin gelişimi ve ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamanın artırılması hedefiyle yaptığı çalışmaları 30 yıldır artan bir ivmeyle sürdürüyor. Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO Vakfı, sahip olduğu bilgi birikimi, yurt içi ve yurt dışı ilişkileri, deneyimli insan kaynağı, özel sektör - kamu ve yerel yönetimler - akademik kurumlar ve toplumsal iş birliklerinin sinerjisiyle, İklim Değişikliği ve Döngüsel Ekonomi konularında da düşünsel önderlik yapan kuruluşlar arasında yer alıyor.

ÇEVKO Vakfı’nın 30’uncu, Türkiye Bilişim Derneği (TBD)’nin 50’inci yılı kapsamında düzenlenen “Dijitalleşen Dünyada Çevre ve Doğal Kaynaklar: Belediye, Tüketici ve Sanayi Perspektifinden Sıfır Atık Yönetimi” çalıştayı, yerel yönetim, özel sektör ve STK yetkililerini bir araya getirdi.

50euroAvrupa Birliği’nde gösterge karbon tarifeleri artan yatırımcı talebiyle ilk kez ton başına 50 Euro’yu aştı

Avrupa Birliği’nde hava kirliliğinin maliyeti ilk kez ton başına 50 Euro’yu aşarak bölgedeki enerji dönüşümünü teyit etti. Vadeli karbon tarifelerinde yaşanan artış, hava kirliliğini pahalı hale getirirken sektörleri de daha temiz enerji arayışına yöneltiyor.

Londralı hedge fon Northlander Commodity Advisors CIO’su Ulf Ek rallinin devam edebileceğini, vadeli kontratların yıl sonuna kadar 75 euroya kadar çıkabileceğini öngördü. Uzman, e-mail yoluyla yaptığı değerlendirmede “karbon emisyonlarında 100 Euro’nun üzerine ne zaman çıkacağımızı saptamak zor ancak ne kadar kısa sürede olursa çevre için de o kadar iyi olur. Fiyatların bundan daha yükseğe çıkabileceğini düşünüyoruz. Ancak 100 Euro’nun üzerine yönelirse sert siyasi tartışmalar da başlayabilir” ifadesini kullandı.

ICE Futures Europe’ta karbon vadelileri bugün yüzde 1.3 kadar yükselerek 50.05 Euro oldu.

Geçen sene Mart ayında pandeminin endüstriyel aktiviteyi sınırlamasıyla fiyatlar 15 Euro’nun altına gerilemişti.

Brüksel’de liderler yeşil ekonomik toparlanma için adımlar atarken karbon piyasasında yaşanan sıkıntıların geçici olacağı görülmüştü. Temmuz ayında AB’nin ‘Yeşil Anlaşması’ndan birkaç gün önce vadeli kontratlar 10 yıldan fazla süre sonra ilk kez 30 Euro’nun üzerine yükselmişti.