Türkiye’de sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin öncü savunucusu ÇEVKO Vakfı, 30. Yıl Söyleşileri ile tüm dikkatleri iklim krizine ve sürdürülebilirliğe çekiyor. ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle hazırladığı söyleşilerin bu seferki konuğu, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Levent Kurnaz oldu.
İklim Değişikliği ve Döngüsel Ekonomi konularında da düşünsel önderlik yapan kuruluşlar arasında yer alan ÇEVKO Vakfı’nın “30. Yıl Söyleşileri”, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) işbirliğinde gerçekleşiyor. EGD Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in de katılımıyla düzenlenen çevrim içi söyleşilerin ağustos ayındaki konuğu, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Levent Kurnaz oldu. Söyleşide, iklim değişikliği ile mücadelede dünyada ve ülkemizdeki durum ile sürdürülebilirlik çözümleri ele alındı.
Çevrim içi toplantının açılışını yapan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, iklim krizinin her geçen gün kendini tüm dünyada ve ülkemizde daha fazla hissettirdiğini; bu krize karşı bireylerin, sivil toplumun, sanayinin, ulusun temsilcilerinin ve özellikle kamu otoritelerinin planlı eylemlerinin artık hızlanması gerektiğini belirtti. ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun, Paris Anlaşması’nın BM’de imzalanmasının ardından 2016 yılında kurulduğunu, görevinin toplumda bu konuda farkındalık yaratmak ve eyleme geçmeyi hızlandırmak olduğunu kaydetti. EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle hazırlanan iklim krizi ve sürdürülebilirlik söyleşilerinin 2021 yılı boyunca süreceğini sözlerine ekledi.
Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak da, EGD Küresel Isınma Kurultayı Komitesi’nin bu konuda uzun yıllardır çalışmakta olduğu kaydetti. İklim değişikliği hakkında toplumda farkındalığın yaratılması için ÇEVKO Vakfı başta olmak üzere tüm ilgili kurumlarla işbirliği yaptıklarını belirtti.
Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, konuşmasında tarih boyunca dünya üzerinde yaşanan sıcaklık değişimleri ve insan nüfusu arasındaki ilişkiye vurgu yaparak, dünyadaki insan yaşamının sürdürülebilirliği açısından içinde bulunduğumuz ekosistemin dirençliliğinin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, 1900 yılından bu yana artış gösteren küresel ortalama sıcaklık değerlerinin, 2020 yılında en yüksek düzeye ulaştığını söyledi.
Sera gazı salımları ve bunların toplamda üçte birini oluşturan karbon dioksitin küresel ısınma üzerinde doğrudan etkisini bilimsel verilerle gösteren Levent Kurnaz, bu durumun son zamanlarda yaşanan doğal afetlerle ilişkisi üzerine de bilgiler vererek, iklim değişikliği ve bundan kaynaklanan olumsuzlukların, küresel toplumun tehditler gündeminde ilk sırada yer aldığını da ifade etti. 2020 yılında Dünya Ekonomik Forumu’nun öncelikli 5 gündem maddesinin, “hava durumundaki aşırılıklar”, “iklim değişikliği ile mücadele eylem yetersizliği”, “doğal afetler”, “biyolojik çeşitlilikte kayıplar”, “insan kaynaklı çevre felaketleri” olarak tamamen çevre konularından oluştuğunu belirtti.
İklim değişikliği tehdidinin büyüklüğüne ve yakınlığına dikkat çeken Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, bu tehdidi önlemede bireylere de önemli görev ve sorumluluk düştüğünü ifade ederek; giyim, kuşam, tüketim alışkanlıklarından seyahat tercihlerine, gıda maddesi tüketim ve saklama tercihlerine birçok alanda yapılabilecekleri ve yapılması gerekenleri anlattı.
İzlemek için tıklayınız.
Net Sıfır Atık vizyonuyla hareket eden PepsiCo Türkiye fabrikalarında kendi enerjisini ve kendi gübresini üreterek, döngüsel ekonomi tabanlı uygulamalarıyla PepsiCo dünyasında örnek ve öncü olmaya devam ediyor.
İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin dünya çapında hissedilmesiyle ve küresel gıda sisteminin önemli bir baskı altında olmasıyla birlikte hızlandırılmış eylemlere ihtiyaç duyan PepsiCo Türkiye, sürdürebilir bir gıda sisteminin oluşması için üretim aşamasındaki bütün operasyonlarını çevresel, sosyal ve ekonomik olarak pozitif etki yaratma misyonuyla yürütüyor.
PepsiCo Türkiye bu anlayışla, küresel sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda daha iyi yarınlara ulaşmak için tarladan fabrikaya kadar uzanan bir döngüsel ekonomi modeli uyguluyor. Hayata geçirdiği proje ve uygulamalarla PepsiCo dünyasındaki diğer ülkelere de örnek oluyor. Fabrikalarının tamamı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Sıfır Atık Belgesi ile sertifikalandırılmış durumda olan PepsiCo Türkiye, Net Sıfır Atık vizyonuyla ve döngüsel ekonomi uygulamalarıyla, fabrikalarında kendi enerjisini ve en önemli tarım girdilerinden patates üretiminde kullanılan gübreyi üretiyor.
Fabrikalarında %100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan PepsiCo Türkiye, elektrik ihtiyacının yaklaşık %50’sini atıktan elde ediyor
PepsiCo Türkiye’nin çevresel sürdürülebilirlik konusunda yaptığı çalışmaların en önemli kısımlarından birini ise yenilebilir, temiz ve döngüsel kaynaklardan enerji üretimi oluşturuyor. Şirket atıklardan enerji üretme konusunda da Türkiye’de ve dünyada örnek gösterilebilecek işlere imza atıyor. PepsiCo, 2007 yılından bu yana Suadiye ve Tarsus Fabrikalarında; biyobozunur Atık İşleme -Biyometanizasyon lisanslı Organik Atık İşleme Tesislerinde; fabrikalarının üretim faaliyetleri sonucu oluşan ıskarta ürün-hammaddeler ve arıtma çamurunu kullanarak biyogaz elde ediyor. Kojenerasyon sistemi ile elde edilen gaz, elektrik enerjisine dönüştürülüyor.
PepsiCo 2020 ve 2021 yılları itibariyle Organik Atık İşleme Tesislerinde elektrik üretim kapasitesini arttırarak, fabrikalarının elektrik ihtiyacının %50’si bu tesislerden karşılanmaya başlamış bulunuyor. Hem yiyecek hem de içecek fabrikalarında elektrik enerjisi üreten şirket, 2021 yılı itibariyle son kullanma tarihi geçmiş olan ürünlerinden de elektrik enerjisi üretmek için yeni bir projeye başlamış bulunuyor. Elektrik ihtiyacının geri kalan kısmını solar panellerden ve yenilenebilir elektrik tedariği sağlayan şirketlerden temin eden PepsiCo Türkiye, tüm dünyada %100 Yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden.
Naturalis projesi ile patates üretiminde kullanılan kimyasal miktarında %40 oranında azalma
PepsiCo Türkiye’nin sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşması adına geliştirdiği en önemli projelerinden birini “Naturalis” oluşturuyor. Naturalis projesi ile; elektrik üretimi sonrasında kalan, organik atık işleme tesisindeki anaerobik çürütücülerde oluşan ve fermente gübre özelliği taşıyan çamur, susuzlaştırıldıktan sonra anlaşmalı gübre üretim firmasına gönderiliyor. En önemli hammaddelerden olan patatesin yetiştirme süreçlerinde kullanılmak üzere gerekli mineral ilavelerinden sonra gübre özelliği kazandırılıyor. Gübre haline gelen ürün Naturalis markası ile PepsiCo’nun sözleşmeli tarım kapsamında çalıştığı çiftçilere ulaştırılarak sürdürülebilir bir üretim zinciri oluşturuyor. Naturalis markası ayrıca Türkiye’de organo-mineral gübre konusunda tescil alan öncü girişimlerden biri. PepsiCo Türkiye, Naturalis projesi ile birlikte patates üretiminde kimyasal miktarını %40 oranında ve karbon salınımında %11,5 oranında azalma kaydederek önemli bir başarıya da imza atmış bulunuyor. Tamamen Türk mühendisleri ile hayata geçirilen proje şu an birden fazla PepsiCo iş birimine de ihraç ediliyor.
Geri dönüşüm ; toplumumuz, Dünyamız ve işimizin geleceği için kritiktir. Yararları olarak doğal kaynak kullanımında önemli ölçüde tasarrufu ve çevresel etkilerin azaltılmasını sayabiliriz.
Ball Can Challenge, her yıl şirket bünyesinde düzenlediği “Can Challenge “ yarışması ile geri dönüşümün yararları hakkında farkındalık sağlayarak, geri dönüşüm oranlarının artmasını amaçlamaktadır.
Yarışma faaliyet gösteren her işletmede 3 farklı dalda yapılmaktadır.
1. Kutu toplama : Ball çalışanları işyerleri, okullar, toplumsal alanlar vb. gibi yerler lokal imkanlarla toplanamayan kutuların toplanmasını sağlamayı hedeflemektedirler.. Ayrıca kumsal, göl kenarları gibi alanlarda yerel temizlik etkinlikleri düzenlenmektedir. Bunun yanı sıra çevredeki hastane, lokanta gibi işyerleri ile iş birliği sağlanarak geri dönüşüme teşvik edilmiş ve katılımları sağlanmıştır.
2. Topluma Erişim : Ball ,geri dönüşümün faydaları hakkında farkındalık sağlamak bilgilendirme çalışmaları yapmakta,okullarda sunumlar gerçekleştirmektedir. için çevremizde bulunan bütün kişileri , okulları veya fabrika çalışanlarımızı kutu hakkında bilgilendirmekteyiz.
3. Reklam : Sosyal medyadaki paylaşımlar, okullardaki etkinlikler ve kampanyanın duyurulması için harcanan her ekstra çaba için ek puan verilecektir.
Yarışma sonucunda neler kazanabilir ve kazandırabiliriz?
Toplanan her 10 adet kutu için köy okullarına 1 tane kitap bağışlanacaktır.
Coca-Cola İçecek, 2020 yılında “Birlikte Güçlüyüz” mottosuyla sürdürdüğü faaliyetlerini ilk kez yayınladığı “2020 Entegre Faaliyet Raporu” ile paylaştı. Böylece Türkiye hızlı tüketim malları sektöründe ilk defa bir şirket entegre faaliyet raporu yayınlamış oldu. Raporda Coca-Cola İçecek’in finansal ve finansal olmayan performansı ile geleceğe dönük stratejileri bütünsel bir değerlendirme ile ele alındı. İlk entegre faaliyet raporunu yayınlamanın gururu içinde olduklarını belirten Coca-Cola İçecek CEO’su Burak Başarır, “Pandeminin etkili olduğu 2020 yılında ekosistemimiz, paydaşlarımız, çalışanlarımız ve tüketicilerimiz ile birlikte hareket ettik. “Birlikte Güçlüyüz” dedik. Zorlu geçen 2020 yılını başarıyla tamamladık. 2021 yılında da değer yaratmaya ve büyümeye devam edeceğiz” dedi.
Pandeminin tüm dünyayı derinden etkilediği 2020 yılında, hem çalışanları hem paydaşları hem de içinde bulunduğu toplumlar için değer yaratan uygulamalarını “Birlikte Güçlüyüz” mottosuyla hayata geçiren Coca-Cola İçecek (CCI), 2020 dönemine ait finansal ve finansal olmayan performansını bu yıl ilk kez yayınladığı entegre faaliyet raporu ile paylaştı. Rapor aynı zamanda Türkiye’de hızlı tüketim malları sektöründe yayınlanan ilk entegre faaliyet raporu oldu. Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative – GRI) Standartları “Temel” seçeneği ve Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi’nin (International Integrated Reporting Council - IIRC) Entegre Raporlama kriterlerine uyumlu olarak hazırlanan raporda, CCI’ın 2020 yılına ait tüm faaliyetleri ile geleceğe dönük stratejileri bütünsel bir değerlendirme ile ele alındı. Bugüne kadar yayınladığı sürdürülebilirlik ve faaliyet raporları ile faaliyetlerinin güncel çıktılarını, geleceğe dair plan ve hedeflerini sürdürülebilirliğe dair yaklaşımı çerçevesinde ele alan CCI, entegre faaliyet raporu ile entegre düşünce yaklaşımını iş yapış şekillerine de adapte etmeye başladı.
CCI’ın ilk entegre raporunda konsolide finansal durum, konsolide finansal tablolara göre değerlendirildi. Raporda ayrıca, finansal, üretilmiş, fikri, beşerî, sosyal ve doğal olmak üzere altı sermaye öğesi etrafında, tüm paydaşlar nezdinde yaratılan değer de ele alındı. Altı bölümden oluşan raporda; 2020 yılında öne çıkan gelişmeler, paydaşlarla etkileşim ve entegre yönetişim yaklaşımının yanı sıra stratejik öncelikler, değer yaratmaya yönelik program ve çalışmalar ile operasyonel ve finansal performansa dair ayrıntılar paylaşıldı. Aynı zamanda, CCI’ın Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi İlerleme Bildirimi (COP) ve Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensiplerine (WEPs) dair ilerleme bildirimlerini de yansıtan raporun içerik geliştirme sürecine AA1000 Güvence Standardının önem, kapsayıcılık ve duyarlılık ilkeleri; finansal bildirimlerde ise Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) ve SPK Kurumsal Yönetim Tebliği değişikliği ile yayımlanan "Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi" ilke seti kılavuzluk etti.
Coca-Cola İçecek CEO’su Burak Başarır, faaliyet gösterilen ülkelerin 1 Ocak – 31 Aralık 2020 tarihleri arasındaki döneme ait yatırımları, hedefleri, uygulamaları ve performans sonuçlarının yer aldığı 2020 entegre faaliyet raporunun kapsamının CCI’ın toplam üretim hacminin %100’üne ulaştığını belirterek şunları söyledi: “Yıllardır çevre, toplum ve kurumsal yönetişim alanlarında paydaşlarımız için yarattığımız değer sayesinde dünyada ve ülkemizde önde gelen kuruluşlar tarafından tanınıyor ve takdir ediliyoruz. Bu kapsamda, 2009’dan bu yana taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UNGC) 10 ilkesini uygulama ve destekleme taahhüdümüzü ödün vermeden devam ettirirken, 2013’ten beri UNGC 100 Endeksinde yer alan tek Türk şirketi olarak yerimizi koruyoruz. Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi, Morgan Stanley Capital International (MSCI) Global Sürdürülebilirlik Endeksi, Global SRI, FTSE4Good Emerging Endeksi ve ECPI Endeksi’nde yer alıyoruz. Sürdürülebilirlik raporlaması performansımızla bugüne kadar elde ettiğimiz başarılara 2020 yılında bir yenisini ekledik. CCI'ın 12. Sürdürülebilirlik Raporu, Amerikan İletişim Profesyonelleri Ligi (LACP) tarafından düzenlenen 2020 Spotlight Ödülleri’nde dört ödüle layık görülerek 1. sırada yer aldı. Bu başarılarımızın üzerine 2020 yılında entegre rapora geçişimizle CCI’ın sosyal, çevresel, ekonomik ve yönetişimle ilgili performansını, değerlendirmelerini, hedef, strateji ve fırsatlarını bütüncül bir yaklaşımla şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde sunmayı amaçlıyoruz.”
“Birlikte hareket etmenin yarattığı gücün değerine vurgu yaptık”
Burak Başarır, raporla ilgili değerlendirmesinde, “İlk entegre faaliyet raporumuzu yayınlamanın heyecanı ve gururu içindeyiz. 10 ülkede faaliyet gösteren çok uluslu bir içecek şirketi olarak, her adımda sürdürülebilir değer yaratmak için çalışıyoruz. Strateji odaklı ve geleceğe dönük planlamalarımıza ışık tutan entegre raporumuz ile finansal ve finansal olmayan performansımızı bütünsel bir şekilde ele aldık. Kullandığımız kaynaklar ve iş modelimizle birlikte yarattığımız değeri ilişkilendirdik ve şeffaflıkla ortaya koyduk. Pandeminin etkili olduğu 2020 yılında ekosistemimiz, paydaşlarımız, çalışanlarımız ve tüketicilerimiz ile birlikte hareket ettik. “Birlikte Güçlüyüz” dedik. Zorlu geçen 2020 yılını başarıyla tamamladık” dedi ve şöyle devam etti: “Toplumumuza destek olduk, çalışanımızı önemsedik, müşteri ve tüketicimizin her zaman yanında dururken sürdürülebilirlik hedeflerimizden vazgeçmedik. Türkiye ile birlikte 10 ülkede 400 milyondan fazla tüketiciye hizmet veren bir şirket olarak, faaliyet gösterdiğimiz coğrafyaya kesintisiz hizmet ve çalışanlarımızın refahı için gerekli önlemleri almaya ve gelişmelere göre ileriye taşımaya devam ediyoruz.”
TSKB, küresel iklim kriziyle mücadele yönündeki somut adımlarını artırmaya devam ediyor. Sürdürülebilir ve inovatif çevre teknolojileri geliştiren sosyal bir girişim olan ecording ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında kredi kullandırımı yaptığı firmalar adına, Orman Genel Müdürlüğü’nün belirlediği sahalarda bir yıl içerisinde ecoDrone ile toplam 150 bin adet tohum topu atışı gerçekleştirilmesini hedefliyor. TSKB, bu sayede Türkiye’nin sürdürülebilir ve düşük karbonlu ekonomisine katkı sağlarken sosyal girişimcilere olan desteğini de artıracak.
Türkiye’nin sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma bankası Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), küresel iklim krizine karşı sürdürülebilir ve inovatif çevre teknolojileri geliştiren sosyal bir girişim olan ecording ile anlamlı bir iş birliğine imza attı. Bu kapsamda, TSKB’nin kredi kullandırımı yaptığı firmalar adına bir yıl içinde toplam 150 bin adet tohum topu atışı gerçekleştirilmesi planlanıyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) uyumlu her 1 Milyon USD kredi kullanımı için 100 tohum atışı gerçeklemesini hedefleyen TSKB, ecording iş birliğiyle sosyal girişimcilere desteğini de artırmış olacak.
Bu iş birliği ile finans sektöründe yatırım kredilerine endeksli tohum atışı uygulamasını başlatan ilk banka olan TSKB, Orman Genel Müdürlüğü’nün belirlediği sahalarda ağaçlandırmaya ve doğal ekosistemin geliştirilmesine destek verecek.
“Çevresel ve sosyal alanda yenilikçi projelerle iklim krizine karşı çözümün aktif bir parçası olmaya çalışıyoruz”
ecording’in ecoDrone isimli insansız hava araçları ile havadan tohum topu atışı yaparak doğayı koruma önceliğiyle ağaçlandırmaya ve sürdürülebilir çevreye önemli katkılar sağladığını belirten TSKB Genel Müdürü Ece Börü, “İklim krizi tüm dünyada ekstrem hava olaylarının ve doğal afetlerin artmasına sebep oldu. Ormansızlaşma da bu afetlerden biri olarak dünyamızın geleceğini tehdit ediyor. Çevresel ve sosyal alanda yenilikçi projelerle iklim krizine karşı çözümün aktif bir parçası olmaya çalışıyoruz. Üretimin sürdürülebilir dönüşümüne destek olmak kadar doğal kaynaklarımızı korumaya da eşit önem veriyoruz. Son dönemde aynı amaca yönelik inovatif projeler geliştiren sosyal girişimcilerin artmasını da memnuniyetle izliyoruz. Ulaşılması zor arazilerde ecoDrone’lar aracılığıyla tohum topuatışı yapan ecording ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği ile genç girişimcilere destek vermeyi de projemizin diğer önemli unsuru olarak görüyoruz.”
2008 yılından bu yana karbon-nötr bankacılık yapan TSKB, sürdürülebilirlik yatırımlara sağladığı destekler sayesinde Türkiye’nin yıllık karbon emisyonunun azaltılmasına 14.4 milyon ton seviyesinde katkıda bulunuyor. TSKB, 2025 yılına kadar Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) bağlantılı kredilerin toplam portföy içindeki ağırlığını yüzde 90 seviyesine ulaştırmayı hedefliyor. Uzun soluklu sosyal sorumluluk projeleriyle çevresel bilinci artırmayı hedefleyen TSKB, 2007 yılından bu yana www.cevreciyiz.com dijital platformunu desteklerken, 2012 yılından beri de üniversitelerde sürdürülebilirlik atölyeleri düzenliyor. TSKB geçen yıl kurduğu Yeşil Kuğu Platformu kapsamında ise iklim krizine dikkat çekerek bu yönde bilinçlendirme çalışmaları ve etkin iş birlikleri hedefliyor.
Sürdürülebilir uygulamalar önemini artırıyor
Son yıllarda dünyada meydana gelen doğal afetler ve pandemi gibi olağanüstü gelişmelerin sürdürülebilirlik uygulamalarının önemini artırdığına dikkat çeken Börü, “Bu süreçte başta devletler ve düzenleyici kuruluşlar olmak üzere, şirketlerden finans kurumlarına, hatta bireylere kadar hepimize farklı sorumluluklar düşüyor. İş, ekonomi ve üretim dünyasında ise yol haritalarının doğru belirlenmesi, aksiyon planlarının hızla oluşturulması büyük önem taşıyor. Sürdürülebilirlik ve iklim alanına özel konsantrasyon geliştirmiş bir kalkınma bankası olarak, finansmanın dönüştürücü gücüne bizzat şahit oluyoruz. İklim değişikliği ile mücadele için çözüm üreten ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi destekleyen bankacılık vizyonumuzla ecording ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği kapsamında, yeşil toparlanma yönünde değerli bir adım daha attığımıza inanıyoruz” diye konuştu