e-Bülten Haberleri

migros 330Migros, geçtiğimiz yıl başlattığı “Poşetsiz Alışveriş Hareketi”ne yeni bir adım ekleyerek müşterilerini doğanın korunmasına destek olmaya davet ediyor.

Migros, öncelikle Migros Sanal Market, Migros Hemen ve Macroonline operasyonlarında uygulayacağı pilot projesi ile poşetsiz alışverişi tercih eden müşterilerinin siparişlerini özel olarak hazırlanan çantalarla teslim ediyor ve her teslimat sonrası çantalar geri alınıp dezenfekte edilerek tekrar kullanılıyor.

Herhangi bir ürün ve sayı sınırlaması bulunmayan bu uygulamada, müşteriler Migros uygulamasında kendi talebi ile poşetsiz alışveriş yapmak istediğini sipariş notuna ekliyor. Böylece 0,25 TL uygulanan plastik poşet veya 3,75 TL uygulanan bez çantanın bedelini ödememiş olurken, çevrenin korunmasına da katkıda bulunuyor.

Migros, e-ticaret siparişlerinde kullandığı çevreci çantaları teslimat sonrası geri alarak her defasında dezenfeksiyonunu yapıyor. Böylece çantalar defalarca kez teslimat süreçlerinde kullanılabiliyor ve ürünler en hijyenik ve doğa dostu şekilde müşterilere ulaştırılıyor.

Belirlenen lokasyonlarda pilot olarak devreye alınan poşetsiz alışveriş uygulaması, müşterilerin geri bildirimlerine göre Migros e-ticaret operasyonlarının geneline yaygınlaştırılacak.

loreal 20 330L’Oréal Türkiye “Bilim Kadınları İçin” programını UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle tam 20 yıldır; bilimde cinsiyet eşitliğini desteklemek, kadınların bilime olan katkısını teşvik etmek, genç ve yetenekli bilim kadınlarımızın başarılarını taçlandırarak daha fazla tanınmalarını sağlamak amacıyla hayata geçiriyor.

Programın 20. yılında; kapsamlı ve yenilikçi projeleriyle gelecek vadeden, ilham veren çalışmalarıyla bilimin gelişmesine katkı sağlayan genç ve yetenekli 4 bilim kadını ödüle layık görüldü ve her biri, bilimsel araştırmalarında kullanmak üzere 120.000 TL destek almaya hak kazandı.

Günümüzde dünya çok hızlı bir şekilde ve pek çok yönüyle değişiyor. İnsanlık, tahmin edilemeyecek ani gelişmelerle yüzleşmek durumunda kalırken, global olarak tüm dünya sosyo-ekonomik, çevresel ve toplumsal anlamda zorlu sınavlardan geçiyor. Bu olağanüstü koşullarda artık hepimiz çok iyi biliyoruz ki bilim insanlarına ve bilimsel araştırmalara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.loreal web 01

DNA’sında bilim olan ve kurulduğu günden bu yana bilimi iş yapış şeklinin merkezinde konumlandıran lider Tekno-Güzellik şirketi L’Oreal Grup; “Bilim Kadınları İçin” programı ile tüm dünyada, bilimde cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda farkındalık yaratmaya ve bilim alanında çalışan kadınların güçlendirilmesi adına somut adımlar atmaya devam ediyor.

PROGRAMIN 20. YILINDA, BİLİME YÖN VEREREK GELECEĞİ ŞEKİLLENDİREN 4 TÜRK BİLİM KADINI DAHA!

L’Oréal Türkiye, “Bilim Kadınları İçin” programını tüm dünyada en çok destekleyen 5 ülke arasında yer alıyor. Program bu yıl 20. yıldönümünde, bir kez daha ülkemizin her yerinden bilim kadınlarının yoğun ilgisini gördü ve başvuru süreci, 100’e yakın adayın birbirinden başarılı projeleriyle tamamlandı. “Yaşam ve Çevre Bilimleri” ve “Fiziki Bilimler” olmak üzere iki kategoride yapılan başvuruların değerlendirmeye alındığı programda başvurular, bağımsız UNESCO jürisi tarafından değerlendirildi. Kapsamlı ve yenilikçi bilimsel araştırmalarıyla gelecek vadeden, ilham veren çalışmalarıyla bilimin gelişmesine katkı sağlayan genç ve yetenekli 4 bilim kadını ödüle layık görüldü ve her biri, bilimsel araştırmalarında kullanmak üzere 120.000 TL destek almaya hak kazandı.

L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, yazar ve oyuncu Gülse Birsel’in katıldığı lansmanda projelerini tanıtan bilim kadınları; akademik özgeçmişleri, araştırmalarının bilime sağladığı katkı, projenin uygulanabilirliği, sürdürülebilirliği ve bilimsel yeniliği gibi kriterler göz önüne alınarak seçildi. İnsanlık için önemli projeler üzerinde çalışan, her biri üniversitelerdeki araştırmalarını sürdüren 40 yaş altındaki 4 genç bilim kadını; çevre, tıp, teknoloji, enerji, sanayi vb. gibi pek çok alanda heyecan verici çalışmalar gerçekleştiriyor.

20. YILDA GENÇ VE YETENEKLİ 4 BİLİM KADINI

ÇIĞIR AÇAN 4 YENİ BİLİM PROJESİ!

burcubakir 330Dr. Burcu Bakır Güngör, dünyadaki en yaygın üçüncü kanser türü olan kolorektal kanserin daha hızlı teşhiş edilmesi ve kişiye özel tedavi geliştirilmesi için çalışıyor.

Dünya çapında üçüncü yaygın kanser türü olan kolorektal kanser (CRC); genetik mutasyonlar, çevresel koşullar ve bağırsak mikrobiyotasındaki anomalilerin etkisiyle oluşuyor. Bazı çalışmalar, CRC ile ilgili bağırsak mikrobiyomunun bileşimini ve fonksiyonel kapasitesini ortaya çıkarmaya çalışsa da CRC hastalarında bağırsak mikrobiyomunun kapsamlı bir resmi çizilemiyor. Dr. Güngör’ün projesi, CRC ile ilişkili farklı metagenomik veri setlerini çeşitli makine öğrenmesi ve yapay zeka yöntemleriyle analiz ederek CRC’nin hızlı teşhisine yardımcı olabilecek sağlam bir sınıflandırma modeli oluşturmayı, CRC ile ilişkili taksonomik biyo-belirteçleri, CRC ile ilişkili populasyona özgü mikro-organizmaları ve CRC hastalarının alt gruplarını keşfetmeyi hedefliyor. Projenin ayrıca CRC'nin mikrobiyom aracılı mekanizmalarını ortaya çıkarması bekleniyor. Dr. Güngör, geliştireceği model sayesinde CRC teşhisi için kullanılabilecek mikrobiyotayı en aza indirmeyi, dolayısıyla teşhis için gereken maliyeti ve zamanı azaltmayı amaçlıyor. “Kolorektal Kanserin Taksonomik Biyo-markörlerinin İnsan Bağırsak Mikrobiyotasından Keşfi” adıyla hayata geçirilen bu proje, yöntem tanıya ilave olarak kişiye özel CRC tedavisine yönelik biyo-belirteçleri belirlemeye de yardımcı olacak.

busecevatemre 330Dr. Buse Cevatemre prostat kanserinde kemoterapiye karşı gelişen direnci kırmak için çalışıyor.

Kemoterapi alan kanser hastalarının bir kısmı, zaman içerisinde kullanılan ilaca direnç geliştirebiliyor. Hastalarda gözlenen bu ilaç direnci gelişimi ise tedavi önünde büyük bir engel teşkil ediyor. Dr. Cevatemre  araştırmalarına “İlaç direncini nasıl kırarız, kanser hücrelerini nasıl yeniden ilaca duyarlı hale getirebiliriz?” sorusuyla başladı ve bu soruyu prostat kanseri özelinde sorarak belli bir hastalığa odaklandı. Araştırmanın öncelikle kanser hastalarında gözlenen ilaç direnci problemini laboratuvarda taklit etmesi, üzerinde çalışılabilecek bir model oluşturması gerekiyordu. Deneyler sonucunda, ilaç dirençli prostat kanseri hücrelerinde, aynı ilaca yeniden cevap vermelerini sağlayacak bir hedef keşfeden Dr. Buse Cevatemre ve ekibi, genetik ve farmakolojik yaklaşımlar ile bulgularını doğruladı. Dr. Buse Cevatemre “Kastrasyona Dirençli Prostat Kanserleri’nde BRPF Grubu Epigenetik Düzenleyicilerin Taksan Direncinin Kırılmasındaki Rolünün ve Moleküler Etki Mekanizmasının İncelenmesi” adını verdiği çalışmasıyla bu direncin üstesinden nasıl geldiklerini araştırıyor.

Doç. Dr. Damla Eroğlu Pala, çok daha yüksek enerjiye sahip ve daha uzun süre çalışabilen lityum-sülfür bataryalar geliştirmek için çalışıyor.DamlaEroğluPala 330

Geleneksel bataryalara kıyasla çok daha yüksek kapasiteli olan lityum-sülfür bataryalar, karbon emisyonlarını ve benzine olan bağımlılığı azaltacak.

Lityum-sülfür bataryaların, yüksek teorik enerjiye sahip olmaları ve doğada çok daha fazla bulunan malzemeler içermeleri sayesinde son yıllarda önemi artıyor. Ancak lityum-sülfür bataryaların ticarileşebilmesi için enerji yoğunluğunun ve döngü ömrünün yani kullanım süresinin arttırılması gerekiyor. Doç. Dr. Damla Eroğlu Pala, “Yüksek Enerji Yoğunluğuna Sahip Lityum-Sülfür Bataryalar için 3-Boyutlu Nikel-Sülfür Kompozit Katotların Elektrodepozisyon ile Geliştirilmesi” adlı projesiyle 3-boyutlu nikel-sülfür kompozitlerin elektrodepozisyonla üretilmesini ve elde edilen kompozit katotlarla yüksek enerji yoğunluğuna ve döngü ömrüne sahip, çok daha güçlü ve daha uzun süre çalışabilen lityum-sülfür bataryaların geliştirilmesini amaçlıyor. Lityum-sülfür bataryalarda katot tasarım parametrelerinin hücre ve sistem-düzeyi performansla bağlantılarının derinlemesine incelenmesi bu bataryaların istenen düzeye ulaşması için kritik önem taşıyor.

duyguaga 330Doç. Dr. Duygu Ağaoğulları projesiyle dünya bor rezervinin yaklaşık %75’ine sahip olan Türkiye’nin, ileri teknoloji bor ürünlerinin kullanım potansiyelini ortaya çıkartıyor.

Projeyle ülkemizin kendi kaynakları çok daha verimli ve kazançlı hale gelecek.

Doç. Dr. Ağaoğulları, ülkemizin dünya bor rezervinin %75’ine sahip olmasından hareketle uç bor ürünleri olan taneli/partikül halindeki metal borürlerin sentezlenmesini, elde edilen borürlerin hibritleştirilmesini, sinterleme teknikleri ile ileri seramik malzemelere dönüştürülmesini ve grafen gibi iki boyutlu bir malzeme ile yüzeyinin kaplanarak geliştirilmesini hedefliyor. Proje sayesinde; toz malzeme, seramik malzeme, iki boyutlu grafen gibi farklı grupları birleştiren çok değerli yeni nesil bir malzeme grubu, ülkemizin kendi kaynakları ile üretilmiş olacak. Bu malzeme grubunun dünya genelinde endüstriyel bir kullanımı bulunmamakla birlikte, yapılan araştırmalar; sertliği, aşınma direnci, kimyasal kararlılığı çok yüksek olan ve elektronik sanayi, uzay/uçak sanayi, savunma sanayi, kaplama teknolojileri gibi sektörler içinde çok yüksek kullanım potansiyeli bulunan bir malzeme grubu olduğunu doğruluyor. “Yerli Bor Kaynaklarının İleri Borür Partikül&Seramik Malzemelerine Dönüştürülmesi ve Yüzey Özelliklerinin Grafen Enkapsülasyon ile Geliştirilmesi” adıyla hayata geçirilen bu araştırma ile dünya bor rezervinin yaklaşık %75’ine sahip olan Türkiye’de, yurt içindeki teknolojik ve sanayi faaliyetlerinde ileri teknoloji bor ürünlerinin kullanım potansiyelinin ortaya konması sağlanacak ve böylece ülkemizin kendi kaynakları çok daha verimli ve kazançlı hale gelecek.

boyner 01Hayata geçirdiği yenilikçi projelerle perakende sektörünün öncü markalarından Boyner ve ÇEVKO Vakfı işbirliği ile “Çevre Dostu 24 Okul” projesi kapsamında ilkokul çağındaki çocukların “çevre dostu birey” olmayı benimsemeleri hedefi ile çalışmalarımıza başladık.boyner 02

Gelecek nesillerin atıksız bir yaşamı alışkanlık haline getirmeleri adına adım atan Boyner ve ÇEVKO Vakfı iş birliğiyle hayata geçirilen “Çevre Dostu 24 Okul” projesi kapsamında İstanbul’da Kartal Belediyesi ile birlikte belirlenen okullara geri dönüşüm konteynerleri kazandırıldı. Proje kapsamında 24 okula; 24 adet dış mekân olmak üzere toplamda 744 adet geri kazanım konteyneri temin edilerek Kartal Belediyesi işbirliği ile okullara teslim edildi.

Plastik, metal, cam, kâğıt, ahşap, kompozit ve tekstil geri dönüşüm konteynerlerini okullara kazandıran proje ile aynı zamanda bu okullarda çocuklara farkındalık ve deneyim kazandırmak amacıyla ileri dönüşüm atölyeleri düzenlenecek, okullarda atıkların ayrı biriktirilmesi ve geri kazanım bilincinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülecek.

gca 330Cam ambalaj sanayi ve sofra camı alanında 25 yıldan bu yana faaliyet gösteren Gürok; Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen “İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni”nde sofra camı ve cam ambalaj sektörlerinde 4 ödüle layık görüldü.

Gürok, 2021 yılı ihracatçılarının değerlendirildiği törende “İhracatını En Fazla Artıran Firma” kategorisinde hem cam ev eşyası hem de cam ambalaj sektöründe 2 adet birincilik ödülü, “En Fazla İhracat Gerçekleştiren Firma” kategorisinde de yine cam ev eşyası ve cam ambalaj sektörlerinde 2 adet ikincilik ödülüne layık görüldü. İhracatçı Birliklerine üye firmaların 2021 yılı ihracatları esas alınarak verilen ödüller Türkiye’nin ihracatçılarını takdir ve teşvik etmek amacıyla düzenleniyor.

kon 01 aÇEVKO Vakfı’nın 31inci kuruluş yıldönümü olan 1 Kasım 2022’de düzenlenen uluslararası konferansta döngüsel ekonomide genişletilmiş üretici sorumluluğu konusu, Kamu, STK ve İş Dünyası’ndan ulusal ve uluslararası konuşmacıların katılımıyla kapsamlı bir şekilde ele alındı. Konferans kapsamında, 2022 Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri ve Yeşil Nokta Basın Ödülleri de sahiplerini buldu.

Ülkemizden ve yurt dışından konuşmacıların yer aldığı “Döngüsel Ekonomiye Geçişte Avrupa Birliği'nde Son Durum, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu ve Atık Yönetiminde Dijital Çözüm Önerileri” konulu konferans, yoğun bir katılımcı ilgisi çekti. Konferans salonunda fiziksel katılım ve internet üzerinden Türkçe / İngilizce canlı takip alternatifleriyle hibrit yapıda düzenlenen konferansta, Yeşil Nokta Sanayi ve Basın Ödülleri de sahiplerini buldu. Çevre TV üzerinden naklen yayınlanan konferansın moderasyonunu da Çevre TV adına Haber Koordinatörü Orkun Yazgan ile Program Koordinatörü Deniz Şafak üstlendi.

ÇEVKO Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Okyar Yayalar, konferansın açılış konuşmasında kon 04 oyşunları söyledi: “ÇEVKO Vakfı, 31 yıl önce Türkiye’de Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nu (GÜS) benimseyen şirketlerce kuruldu. Bu süre içerisinde, toplumda geri dönüşüm kültürünün oluşması için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, kamu otoritesiyle yasal alt yapı için işbirliği, belediyeler ve lisanslı toplama ayrıma tesisleriyle birlikte ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanarak geri dönüşümü için çalışmalar gerçekleştirdik. Son yıllarda “İklim krizi ile savaşım” ve “döngüsel ekonomiye geçiş” konularında fikirsel önderliğe odaklanıyoruz. Türkiye’de yerleştirmeye çalıştığımız geri dönüşüm kavramının önemi, bugün daha çok artmış bulunuyor. Son 5 yıl içerisinde Avrupa genelinde döngüsel ekonomiye geçiş paralelinde Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun yaygınlaşmasına karşın, ülkemizde bu konunun terk edildiğine tanık olmaktayız. Bu konuyu derinlemesine incelemek ve ülkemiz açısından faydalı öneriler ortaya çıkarmak için düzenlendiğimiz konferansımızın verimli geçmesini diliyorum.”

kon 03 miKonuşmasında konferans içeriği hakkında genel bilgiler de aktaran ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “ÇEVKO Vakfı’nın bugüne dek olan yolculuğunda Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun (GÜS) simgesi olan Yeşil Nokta’yı benimsemesi, bu simgeyi kullanan örgütlerin oluşturduğu PRO Europe’a üyeliği ve ardından EXPRA kurucuları arasında yer alması ve son olarak da Global Compact üyesi olması, dünyadaki gelişmeleri yakından izleyip paydaşlarımızla paylaşma misyonumuzdan kaynaklanmıştır. 2017 yılında düzenlediğimiz, Türkiye’nin belki de ilk döngüsel ekonomi kongresinde, ülkemizin döngüsel ekonomiye geçişi için bir plan hazırlanması çağrısında bulunuldu. Paris İklim Anlaşması’nın kabulü sonrasında, bu anlaşmanın parlamentomuzdan geçirilmesi yönündeki çağrılarımız, AB Yeşil Mutabakatı’nın yayımlanmasıyla hız kazandı. Bugün memnuniyetle görüyoruz ki Türkiye, Paris İklim Anlaşması’na taraf olarak 2053 yılında karbon nötr hedefi belirlemiş, iklim yasası ve düzenlemeleri üzerinde çalışmaktadır. 31 yıllık yolculuğumuza çıkarken ortaya koyduğumuz, ülkemizde geri dönüşüm kültürü ve tüketim sonrası atıkları kaynağında ayrı toplama alışkanlığı oluşturma vizyonu ve bu vizyonu GÜS modeliyle geliştirme yönetimi, döngüsel ekonomiye geçişle birlikte bütün dünyada önem kazanmıştır.”

Konferans açılışında konuşan Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Servet Yıldırım, “Global Compact, sorumlu şirketlerle birlikte sürdürülebilir kalkınma yolunda somut ve ölçülebilir etki oluşturmayı amaçlamakta ve bunu, iş dünyasının dönüştürücü etkisinin en yüksek olduğu alanlarda şirketleri harekete geçirip, ilerlemeyi ölçerek yapmaktadır. UN Global Compact’in (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi) yeni stratejisi, tüm alanlarda kolektifi mümkün kılma hedefini taşıyor. Yerel ihtiyaçları ve kapasiteleri de göz önünde bulundurarak çeşitli araçlar, platformlar ve kaynaklar sunmaktayız” dedi.

EXPRA- Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Oscar Martin, “200 milyon toplam nüfusa sahip 28 ülkedkon 09 dideme, yılda 18 milyon ton ambalaj atığının geri dönüşümünü sağlıyoruz. Avrupa Birliği’nin iklim ve döngüsellik hedeflerine katkıda bulunuyoruz” dedi.

T.C. Ticaret Bakanlığı AB Tek Pazar ve Yeşil Mutabakatı Dairesi Başkanlığı Ticaret Uzmanı Didem Artunç Ünaltekin, şunları dile getirdi: “Hem iklim değişikliği hem de sanayimizin döngüselliği ve sürdürülebilirliği açısından çok elzem bir konu olan döngüsel ekonomi, günümüzde çok konuşuluyor ve ÇEVKO Vakfı, değerli üyelerinin de katkılarıyla bu konuda üzerine düşeni tam 31 yıldır yerine getiriyor. Yakın bir zamanda, sanayimizin birçok ürününde minimum miktarlarda geri dönüştürülmüş ürün kullanımı gerekecek. Dolayısıyla, bu yeni kullanım biçiminin ve bilincin tüketicilerde tabana yayılması çok önemli. ÇEVKO Vakfı’nın bu anlamda yaptığı, kamu spotları, çocuklara yönelik bilgisayar oyunları ve dergiler gibi çalışmaları çok önemsiyorum ve devam etmesini temenni ediyorum.”

Konferans programında yer alan panellerin ilki, “Döngüsel Ekonomiye Geçişte Avrupa Birliği'nde Son Durum ve Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” başlığı ile düzenlendi. Panelin konuşmacıları, EXPRA- Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği Genel Müdürü Joachim Quoden, EXPRA Kamu ve Kurumsal İletişim Müdürü Monika Romenska, EKO-KOM (Çek Cumhuriyeti) Operasyonlar Direktörü Petr Şikyr ve ÖKO-Pannon (Macaristan) Genel Müdürü Beata Gönci oldu.

kon 08 joachimJoachim Quoden sunumunda Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun tanımı üzerinde durdu; EXPRA’nın Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu ile ilgili 10 altın kural belirlediğini belirtti. Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun atıkların geri kazanımı ile ilgili bir vergi sistemi olmadığının altını çizdi. Sanayi kuruluşlarının bedelini ödeyip sonucunu izleyemediği bir vergi sistemi yerine, kendilerinin kurup kâr amacı gütmeyen organizasyonlar vasıtasıyla bütün süreci yönettikleri ve finanse ettikleri bir modeli tercih ettiklerini; bu modelin başarılı ve verimli sonuçlarına Avrupa ve dünyadaki pek çok ülkede tanık olduklarını bildirdi. Avrupa’da Hırvatistan, Macaristan ve maalesef şimdi de Türkiye’nin Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nu terk ederek vergi sistemine geçtiğini oysa Avrupa Birliği mevzuatına göre Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun zorunlu olduğunu sözlerine ekledi.

EXPRA’dan Monika Romenska AB’de döngüsel ekonomi paketleriyle birlikte atık mevzuatında ortaya çıkan yeni düzenlemeleri ayrıntılarıyla açıkladı. EKO-KOM’dan Petr Şikyr Çekya’nın Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu modelini uygulayan bir ülke olarak ulaştığı başarılı sonuçları ve önerilerini anlattı. ÖKO-Pannon’dan Beata Gönci ise Macaristan’ın on bir yıl önce Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) modelini terk ederek vergi sistemine geçtiğini, bu süre zarfında kaynakta ayrı toplamanın desteklenmediğini ve geri dönüşüm oranlarının düştüğünü, bunun sonucunda devletin geri dönüşüm bedellerini kendisinin belirlemeye devam etmekle birlikte bütün atık yönetimini 35 yıllığına tek şirkete ihale ettiğini belirtti. Bu durumun 35 yıl boyunca GÜS uygulamalarına geçilmesini imkânsız kılacağından, atık pazarında rekabeti ortadan kaldıracağından, atık sektöründe malların serbest kon 07 turkiyedolaşımını engelleyeceğinden, GÜS ücretlerinin belirlenmesinde şeffaflık ve katılımcılığı yok edeceğinden endişe edildiğini sözlerine ekledi.

“Döngüsel Ekonomiye Geçişte Türkiye'deki Son Durum ve Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” başlıklı oturumda ise Türkiye’deki gelişmeler, kamu otoritesinin bakışı ve koordine etmekte olduğu çalışmalar, ÇEVKO Vakfı’nın yaptıkları ve bundan sonrası için önerileri, ekonomik işletmelerin GÜS hakkındaki değerlendirmeleri ele alındı. T.C. Ticaret Bakanlığı’ndan Didem Artunç Ünaltekin AB Yeşil Mutabakatı, yeni düzenlemeleri, finansman imkanları ve Türkiye’de döngüsel ekonomiye geçiş çalışmaları hakkında bilgi verdi. İlgili paydaşların katılımına açık İhtisas Çalışma Grupları oluşturulduğunu ve bunların içinde Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nu ilgilendiren gruplar da bulunduğunu bildirdi.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, Türkiye’de Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu modelinin 15 yıl uygulanmasının ardından GEKAP alınmaya başlanmasıyla terk edildiğini belirtti. Dünyada döngüsel ekonomiye geçişle birlikte Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun daha büyük önem kazandığını örnekler vererek açıklayarak, ÇEVKO Vakfı üyeleri arasında Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Çalışma Grubu kurdukları bilgisini, bu grubun misyonunu ve birlikte geliştirmekte oldukları somut önerileri paylaştı. İmer, sanayinin hammaddesi haline gelmiş olan, tüketim sonrası atıkların yönetimine sanayinin sahip çıkarak sürecin içinde yer alması ve sürece öncülük etmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Unilever Yönetim Kurulu Üyesi ve Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Şenel Erim ÇEVKO Vakfı Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Çalışma Grubu içinde yer aldıklarını; tüketim sonrası plastik kon 06 sanayiatıklarının toplanarak geri dönüştürülmesi ve raporlanması konusunda ÇEVKO Vakfı ile gönüllü ve pilot ölçekte projeye başladıklarını ilan etti.

CarrefourSA İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Bahar Tura ambalajların beyanı, GEKAP, içecek ambalajlarda depozitoya geçiş süreci, Sıfır Atık uygulamaları ve satış poşetlerinin bedeli nedeniyle yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi. Oturumun son konuşmacısı olan GCA Genel Müdürü Dr. Abdullah Gayret ise, son yıllarda hem GEKAP hem de lojistik sorunlar nedeniyle cam ambalaj atıklarının toplanmasının gerilediğini, döngüsel ekonomiye geçişle birlikte cam geri dönüşüm kapasitesinin geliştirilmesinin ve atıkların ülke içinden toplanmasının önemini işaret etti. İçecek ambalajlarında zorunlu depozitoya geçiş konusunda tereddütleri olduğunu ancak geliştirdikleri Ekomat projesi ile bu konuda farkındalık yaratmaya çalıştıklarını bildirdi.

Konferans programındaki bir sonraki oturum ise “Türkiye'de Atıkların Kaynağında Ayrı Toplanmasında Sanayi Sorumluluğu” başlığı ve yetkilendirilmiş kuruluş olan ilgili STK’ların katılımı ile düzenlendi. Panelin konuşmacıları, AGİD - Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Fahir GÖK, PETDER – Petrol Sanayi Derneği Genel Sekreter Yardımcısı Serkan Bereket, TAP – Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği Proje Sorumlusu Hatice Yıldız ve ÇEVKO Vakfı Kamu, Uluslararası İlişkiler ve Projeler Müdürü Alphan Eröztürk oldular.

Konuşmacılar kendi sektörleri açısından GEKAP öncesinde ve sonrasında atıkların toplanması durumunu paylaştılar. Madeni yağ ve taşınabilir pil atıklarının GEKAP sonrasında toplanan miktarlarında azalma olduğunu dile getiren yetkililer bu sonuçta kaynaklarının azalmasından dolayı toplamayı yeteri kadar destekleyememelerinin de rolü olduğunu belirttiler. ÇEVKO’dan Alphan Eröztürk ise Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun 2006 yılından beri Çevre Yasası’nda yer aldığını, atıkların toplanmasıyla diğer yükümlülüklerin de ilgili düzenlenmelerde bulunduğunu, ancak uygulamada, verilerin elde edilmesinde ve yayımlanmasında sıkıntılar olduğunu dile getirerek verilerin dijital sistemle elde edilmesinin kontrol ve denetimi hem kolaylaştıracağını hem de şeffaflaştıracağını söyledi.kon 07 dijital

Konferansın son oturumun başlığı ise “Döngüsel Ekonomi ve Sıfır Atıkla Uyumlu Dijital Çözüm Önerileri” oldu. Oturumda ÇEVKO Vakfı Proje Uzmanı Fatih Arslan’ın yanı sıra, Bucak Belediye Başkan kon 10 figanYardımcısı Doç. Dr. Oğuzhan Erdoğan, Migros Kalite ve Çevre Yönetimi Direktörü Dr. Hülya Günay ve Atkasan Fabrika Müdürü Lütfü Kıpkıp konuşmacı olarak yer aldılar. ÇEVKO tarafından geliştirilen ve sahada uygulanmaya başlanan dijital çözümlerin ele alındığı bu oturumda Bucak Belediyesi’nin, Migros’un ve lisanslı toplama-ayırma tesisi Atkasan’ın ÇEVKO dijital çözümlerini kullanarak elde ettikleri şeffaflık, verimlilik artışı, maliyet azalması, raporlama kolaylığı hakkında ayrıntılı bilgiler paylaşıldı.

Konferansın kapanış konuşmasını, ÇEVKO Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Figan Soykut yaptı. Sanayinin işleyiş dinamiklerini temelden değiştirendöngüsel ekonomide Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu konusunun konferans genelinde kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğini söyleyen Soykut, “Bu yeni yaklaşım, birçok açıdan büyük fırsatlar ifade ediyor. Avrupa’dan verilen örnekler, bu yaklaşımın öncelikle ulusal bir politika olarak benimsenmesi gerektiğini ve bir ekonomik model olarak yararlarını bize gösterdi. Genişletilmiş üretici sorumluluğunun kazandığı önem ve özellikle Avrupa Birliği’nde bu modeli uygulayan ülkelerin elde ettiği başarılar, bizi bu modeli ülkemizde yeniden değerlendirerek uygulamaya almamız için yüreklendirdi. Öte yandan, atık yönetiminde geliştirilen dijital çözümler ile sanayinin hammaddesi olan atıkların toplanıp değerlendirilmesi artık daha verimli ve daha şeffaf hale geldiğini de görmüş olduk. ÇEVKO Vakfı olarak, “döngüsel ekonomide Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” yaklaşımının birçok açıdan ülkemiz için yararlı yenilikler getireceği inancındayız. Bu inançla, önümüzdeki dönemde de bu konudaki çalışmalarımıza devam edeceğiz.” dedi.

Konferansın video kaydını, aşağıdaki link üzerinden izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=nLu6KfhD_ow