e-Bülten Haberleri

atıkAvrupa Komisyonu, AB içi atık ticaretinin izlenebilirliğini artırmak, tehlikeli atıkların üçüncü ülkelere ihracatını durdurmak ve döngüsel ekonominin hedeflerini yansıtmak için Atık Sevkiyat Yönetmeliği'nde (WSR) bir revizyon hazırlıyor. Bu son noktada, revizyon, geri dönüşüm veya yeniden kullanıma yönelik atıkların AB içi hareketlerini kolaylaştırmayı ve yüksek kaliteli atıklar için iyi işleyen bir AB pazarının oluşturulmasını desteklemeyi amaçlamaktadır. Komisyon, bu önlemlerin AB üyesi olmayan ülkelere yönelik daha sıkı ihracat kontrollerinin bir sonucu olarak geri dönüşüm tesislerinin arzını artıracağını, ikincil hammaddelerin rekabet gücünü artıracağını ve geri dönüşüm altyapılarına yatırımları teşvik edeceğini umuyor. Amaç, AB içinde geri dönüşümü artırmak ve değerli malzemelerin blokta tutulmasına yardımcı olmaktır. Komisyon ayrıca, OECD ülkelerine yapılan atık ihracatının izlenmesini hızlandırmak ve gerekirse "nihayetinde ihracatı askıya almayı" sağlamak istiyor. Blok içindeki atık sevkiyatlarına gelince, revizyon onları dijital olarak izlenmeye zorlayacak ve bu tür gönderiler için uyumlaştırılmış bir sınıflandırmanın yanı sıra yakma ve çöp sahasına giden atıklar için daha katı koşullar getirecektir.

Kaynak : EXPRA Bülteni

japonyaJapon hükümeti, ülkede enerji kaynaklarının karbonsuzlaştırılmasını teşvik etmek için 2040'a kadar hidrojen tedarikine 15 trilyon yen (yaklaşık 113 milyar dolar) yatırım yapmayı hedefliyor.

Japon hükümeti, başkent Tokyo'da ülkenin 2017'de ortaya koyulan "Temel Hidrojen Stratejisi"ni revize etmek için toplandı.

Toplantıda önerilen yeni strateji taslağına göre, 2 milyon ton olan hidrojen tedarikinin 2040'a kadar 12 milyon tona çıkarılması hedefleniyor. Bu kapsamda hükümet, hidrojen tedarikine yönelik 113 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor.

Toplantıda konuşan Başbakan Fumio Kişida, söz konusu stratejinin revizesini gelecek ayın sonuna kadar sonuçlandıracaklarını belirterek, ülkede enerji kaynaklarının karbonsuzlaştırılması çabalarını hızlandıracaklarını ifade etti.

Kişida, daha fazla hidrojen tedariki için Avustralya, Orta Doğu ve Asya ülkeleriyle işbirliği yaparak uluslararası tedarik zincirinin inşasına hız vermek istediklerini kaydetti.

Japonya'da elektrik üretimi fosil kaynak ağırlıklı

Japonya'nın elektrik üretiminde doğal gaz ve kömür başta olmak üzere fosil yakıtların payı yüzde 70'i geçiyor.

Ülkede 2021'de açıklanan 6. Ulusal Stratejik Enerji planı çerçevesinde 2030'da elektrik üretiminde, nükleer ve yenilenebilir enerjinin payının artırılması, fosil kaynaklarının payının ise azaltılması öngörülüyor.

Bu kapsamda 2030'da nükleerin elektrik üretimindeki payının yüzde 22, yenilenebilir enerjinin payının yüzde 38'e çıkarılması, LNG'nin (sıvılaştırılmış doğal gaz) payının yüzde 20, kömürün payının yüzde 19, petrolün payının ise yüzde 2'ye düşürülmesi amaçlanıyor.

Yenilenebilir enerjide ise güneşin payının yüzde 15, hidroelektriğin payının yüzde 11, rüzgarın payının yüzde 5, biyokütle atığın payının yüzde 5, jeotermal enerjinin payının ise yüzde 1 seviyesinde olması planlanıyor.

Ülke ayrıca yükselen enerji fiyatlarının da etkisiyle atıl durumdaki nükleerin reaktörleri yeniden devreye alınması yönünde çabalarını artırıyor. Japon hükümeti şubat ayında mevcut reaktörlerin ömürlerinin 60 yıl ve ötesine uzatılması ve yeni reaktörlerin inşa edilmesine yönünde karar almıştı.

Japonya, 2022'de yaklaşık 72 milyon ton LNG ithalatıyla dünyada en fazla LNG ithalatı yapan ülke olmuştu.

Kaynak : Anadolu Ajansı 

 

sınırdakarbonSınırda Karbon Düzenlemesi 1 Ekim 2023’te Devreye Giriyor

“Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKD) kapsamındaki raporlama yükümlülüğü 1 Ekim’de başlıyor. Avrupa Komisyonu’nun yayımladığı dokümanda 1 Ekim’den itibaren AB’nin yapacağı ithalatta, SKD kapsamındaki ürünlerin emisyonlarının raporlanması gerekeceği hatırlatıldı. Yılın son çeyreğinde gerçekleşecek ithalata ilişkin bildirimlerin Ocak sonuna kadar yapılması gerekiyor. Raporlama yükümlülüğünün ilk yılında, ithalatı gerçekleştiren firmalar (i) AB metoduna uygun tam raporlama, (ii) ithalatın gerçekleştiği ülkenin ulusal sistemine uygun raporlama, (iii) referans değerlere bağlı raporlama yapabilecekler. 1 Ocak 2025’ten itibaren ise sadece AB metodu kabul edilecek.”

AB, Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKDM) kapsamının genişletilmesi ve AB üyesi olmayan ülkelerde uygulanacak tarife üzerinde anlaşmaya vardı.

Avrupa Birliği’nin vardığı anlaşma doğrultusunda demir, çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen gibi ürünlerin yanı sıra vidalar ile cıvatalar gibi bazı alt ürünler de Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (Carbon Border Adjustment Mechanism, CBAM – SKDM) kapsamına alındı. AB emisyon ticareti sistemi (Emission Trading System, ETS) kapsamında sera gazı salımına yönelik ücretsiz izin alan bu sektörlerdeki şirketlerin izinlerinin de aşamalı biçimde kaldırılmasına karar verildi.

Yeni düzenlemeyle, AB’ye ithalat yapan şirketlere, üretim yaptıkları ülkede ödenen karbon fiyatı ile AB’deki karbon fiyatı arasındaki farkın karşılanması için SKDM sertifikaları satın alma zorunluluğu getirildi. Sadece AB ile aynı iklim hedefine sahip ülkeler, SKDM sertifikaları almadan AB’ye ihracat yapabilecek. Böylelikle üretimin AB üyesi olmayan ülkelere kaymasının da önüne geçilecek. Bu düzenlemeyle birlikte AB, SKDM ile karbon fiyatlandırma sistemine sahip olmayan ülkelerde üretilen yüksek karbon ayak izi olan ürünlerin ithalatını da azaltmayı hedefliyor.

Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organisation, WTO) kurallarına tam uyumlu olacak şekilde tasarlanan yeni yasa, 1 Ekim 2023’ten itibaren geçerli olacak. Komisyonun SKDM düzenlemesini memnuniyetle karşıladığını belirten Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “SKDM, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en önemli parçasını oluşturuyor. Bu düzenleme ile iklim hedeflerimizi bir üst seviyeye taşıyoruz.” dedi.

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ise, “Anlaşma, bizi bu on yılın sonuna kadar emisyonları en az yüzde 55 oranında azaltmaya yönelik önlem paketimizi tamamlamaya bir adım daha yaklaştırıyor. Attığımız her adımda, ekonomimizi ve toplumumuzu iklim açısından nötr bir geleceğe doğru emin adımlarla yönlendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kaynak : Geri Dönüşüm Ekonomisi

expra

ÇEVKO Vakfı’nın kurucu üyesi olduğu, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği (EXPRA - Extended Producer Responsibility Alliance), 10. yıl dönümünü 26 Nisan'da, Brüksel’de gerçekleşen, EXPRA'nın yaptığı çalışmaları, ambalaj atığı yönetiminde son on yılda yaşanan gelişmeleri ve döngüsel ekonomi içinde genişletilmiş üretici sorumluluğunun şimdiki ve gelecekteki rolünü ele alan bir konferansla kutladı.  

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete Imer’in de katıldığı etkinlik, EXPRA üyeleri, Avrupa Birliği yetkilileri, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü temsilcileri, STK’lar ve sanayiden temsilciler de dahil olmak üzere 30'dan fazla ülkeden 130'un üzerinde katılımcıyı bir araya getirdi.  

Etkinlikte GÜS (Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu) örgütlerinin ve EXPRA gibi kuruluşların bütünsel bir yaklaşımı dikkate alarak, verimli bir döngüsel ekonomi sağlamak için nasıl bir uyum sağlamaları gerektiğini tartıştılar. Yapılan konferans ve oturumlar sonunda; sanayinin atık yönetimini iyileştirmek için iklim etkisini de göz önünde bulundurarak etkili bir GÜS yöntemi uygulaması, gelecek kuşaklar için sürdürülebilir bir gelecek yaratma konusunda işbirliği yapılması ve bu süreçlerde tüm paydaşlarla birlikte çalışılması gerektiği sonucuna varıldı. 

EXPRA hakkında: Sanayi yükümlülüğünde olan ambalaj ve ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda çatı kuruluş olan EXPRA (EXTENDED PRODUCER RESPONSIBILITY ALLIANCE - Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği) 2013 yılında kurulmuş, kar amacı gütmeyen bir organizasyondur. EXPRA, ekonomik işletmeler tarafından kurulan, yönetilen ve kar amacı gütmeyen tüm üyeleri adına onların çıkarlarını temsil eden yetkili ses ve ortak politika platformu olarak hareket etmeyi amaçlamaktadır.

“Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” modeli Avrupa Birliği’nde ve birçok ülkede ulusal politika araçlarından biridir. Tüm dünyada 30'dan fazla ülke, genişletilmiş üretici sorumluluğunu evsel atıkların toplanması ve geri kazanımını sağlamak için ekonomik bir araç olarak kullanmaktadır. EXPRA'da Belçika, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Güney Kıbrıs, Hollanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Kanada, Kolombiya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Malta, Norveç, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Şili, Türkiye, Yeni Zelanda ve Yunanistan’dan üyeler bulunmaktadır.

Expra 10. Yıl Kutlaması Hakkında: https://lnkd.in/davvX3d5

fransayesilFransız Mahkemesi, “Yeşil Nokta” Sembolü İle İlgili Alınan Kararı Durdurdu!

Fransa, 1 Ocak 2021 tarihinde yayınladığı Kararname ile “Yeşil Nokta/Le Point Vert” sembolünü aşamalı olarak kaldıracağını duyurmuştu.

Satış ambalajlarının geri kazanılması, sınıflandırılması ve geri dönüştürülmesi için bir kuruluş tarafından finansmanı ifade eden Yeşil Nokta sembolünün Fransa’da kullanım dışı bırakılması kararı, sembolün geri dönüştürülebilirliği göstermediği, bunun yerine şirketlerin mali yükümlülüklerini yerine getirdiğini ifade ettiği için tüketiciler açısından kafa karıştırıcı olduğu iddiasının ardından alınmıştı.

Markanın ana sahibi kuruluş Der Grüne Punkt GmbH ve PRO Europe bu kararnameyi protesto etmiş ve 2021’in başlarında Mahkeme’nin olağanüstü hal kararıyla bu uygulamayı başarılı bir şekilde durdurmuştu. 

30 Haziran 2023 tarihinde, iki yıllık incelemenin ardından, Fransız Yüksek İdari Mahkemesi (Conseil d’État) Fransa’da “Yeşil Nokta” sembolünün kullanımının kısıtlanması ve cezalandırılmasına ilişkin kararnameleri iptal etme kararını açıkladı. https://www.conseil-etat.fr/fr/arianeweb/CE/decision/2023-06-30/449872

Yeşil Nokta sembolünün kullanımı bu nedenle Fransa’da isteğe bağlı olarak kullanılmaya devam edecek ve herhangi bir cezaya tabi olmayacaktır.