e-Bülten Haberleri

Mete İmerBirleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde 30 Kasım -13 Aralık 2023 tarihleri arasında gerçekleşen BM 28. Taraflar Konferansı’nın ana gündemi Paris İklim Sözleşmesi’nde ortaya konulan hedeflerin neresinde olduğumuzu belirlemek ve bu kapsamda dünyamız için bir durum değerlendirmesi yapmaktı. Gözlemciler fosil yakıtlardan çıkılıp çıkılmayacağının konferansta yapılan toplantılar sırasında görüş ayrılıklarına neden olduğunu belirtirken konferans bu konuda bir uzlaşı ile son buldu ve fosil yakıtlardan çıkış için bir söz verilmese de ‘fosil yakıt döneminin sonunun başlangıcı’ olarak nitelendirilebilecek bir yorum yapıldı. Enerji sistemlerinde kullanılan fosil yakıtların, gelişmiş ülkelerin liderliğinde, “adil, düzenli ve eşitlikçi” bir şekilde kullanımının azaltılması metne girmiş oldu.

İlk kez yapılan küresel durum değerlendirmesi aslında olumsuz bir sonucu da gözler önüne serdi; ne yazık ki, Paris İklim Sözleşmesi’nde sözü edilen taahhütleri yerine getirme yolunda istenilen hızla ilerlenmediği görülüyor. 2030’a kadar sera gazı salımlarının 2019 düzeylerine göre %43 azaltılması gerekiyor ki Paris İklim Sözleşmesi’nde belirlenen 1,5 C derece artış sınırı tutturulabilsin. Ek olarak belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitelerinin 3 kat, enerji verimliliği iyileştirmelerinin 2 kat artması gerekiyor! Daha kısa vadede, Taraflar, 1,5 C sınırını dikkate alan, tüm sera gazı salımlarını, sektörleri ve kategorileri kapsayan ve tüm ekonomiye yaygınlaşmış, “ulusal katkı payları” olarak bilinen iklim eylem planlarını 2025 yılına kadar daha iddialı hale getirmeye davet edildiler.

Ülkelerin iklim değişikliğinin etkilerine karşı dirençlerinin arttırılması, yani “iklim değişikliğine uyum” çabaları kapsamında iklim krizi nedeniyle ortaya çıkan hasarların karşılanması için oluşturulan Kayıp ve Zarar Fonu’nun yürürlüğe girmesi ise sevindirici bir gelişme oldu. Taraflar, ayrıca, ‘Küresel Uyum Amacı’ adı altında ülkelerin dayanıklılık ve uyumunun artırılması için mali, teknolojik ve kapasite geliştirme çabalarının destekleneceği çerçeve ve hedeflerin belirlenmesinde mutabık kaldılar.

İklim kriziyle başa çıkmada iklim finansmanının hedeflenen yeterli miktara ulaşmamış olması en büyük sorun olarak karşımızda duruyor. Yapılan küresel durum değerlendirmesi, gelişmiş ülkelerin finansal taahhütlerinin, gelişmekte olan ülkelerin temiz enerjiye geçiş, ulusal iklim planlarının ve uyum çabalarının uygulanabilmesi için hesaplanan trilyonlarca dolarlık gereksinimin çok altında kaldığını ortaya koydu. Değerlendirme, bu miktarda bir fonlamanın sağlanabilmesi için çok taraflı finans mimarisinde reform yapılmasına, sürmekte olan yeni ve yaratıcı finans kaynakları oluşturulması eyleminin ise hızlanmasına gerek olduğunun altını çizdi. Konferansta ‘iklim finansmanında yeni, toplu, somut hedef’ 2024’ten başlamak üzere, yılda en az 100 milyar dolar olarak belirlendi.

İki hafta süren konferansta 154 devlet ve hükümet başkanı; sivil toplum, iş dünyası, yerel halk, gençler, yardımsever kuruluşlar ve uluslararası örgütlerden yaklaşık 85.000 katılımcı yer aldı. Konferans, ayrıca, devletler ve taraflar arasında çeşitli yeni girişim, kulüp ve ortaklıkların oluşmasına; mevcut girişim, kulüp ve ortaklıkların yeni katılımcılarla genişlemesine sahne oldu.    

2024 yılındaki 29. BM Taraflar Konferansı’nın Azerbaycan’da, 2025 yılındaki 30. Taraflar Konferansı’nın ise Brezilya’da yapılmasına karar verildi. COP 29’da hükümetlerin iklim krizinin boyut ve aciliyetinin gerektirdiği yeni bir finansal hedef belirlemeleri gerekiyor. COP 30’da ise 1,5 C sınırını dikkate alan, daha iddialı, yeni ulusal katkıların ana gündemi oluşturması hedefleniyor.

Uluslararası toplumun gözü önünde gerçekleşen Birleşmiş Milletler Taraflar Konferansları ve diğer benzer toplantılar iklim krizine karşı yapılanları ve yapılamayanları ortaya koyarak sürprize yer bırakmıyor. İnsanlık olarak bu savaşı kazanmak için hala zamanımız olsa da bu süre çok azaldı. Bu bakımdan her birimize düşen sorumluluk da o denli artmış durumda.

Mete İmer

Kaynak: UNFCCC

tat logo yeni“Herkesi iyi ve sağlıklı gıdaya ulaştıracak dönüşüme öncülük etmek için varız” misyonuyla sürdürülebilirliği tüm iş modellerinin odağında yer alan Tat Gıda, ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı.

Tat Gıda, kurumsal kültürünün temellerini oluşturan “Kökümüz Değerler, Toprağımız Dünya, Emeğimiz İnsan ve Paylaştığımız Toplum” dört ana başlıktaki sürdürülebilirlik faaliyetlerini ve hedeflerini paylaştığı Sürdürülebilirlik Raporu’nda 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefini ortaya koydu.

Tat Gıda, “Herkesi iyi ve sağlıklı gıdaya ulaştıracak dönüşüme öncülük etmek için varız” misyonuyla sürdürülebilirliği, stratejisinin, değerlerinin ve iş modellerinin merkezine yerleştirerek çevre, toplum ve ekonomi için değer yaratmayı hedefliyor.

Sürdürülebilirlik yaklaşımını anlatan, “Kökümüz Değerler, Toprağımız Dünya, Emeğimiz İnsan ve Paylaştığımız Toplum” olmak üzere dört ana başlıktaki faaliyetlerini ve hedeflerini paylaştığı ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınlayan Tat Gıda, kaynakların korunması, sağlıklı gıdaya erişim ve gelecek kuşaklara karşı sorumluluk bilinciyle çalışmalarına yön veriyor. Raporda 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefini ortaya koyan Tat Gıda, toprağın, çiftçinin ve toplumumuzun refahına hizmet edecek şekilde, sorumlu üretim ve yönetim anlayışını çalışmalarının her alanına yaygınlaştırdığının altını çiziyor.

Türkiye’nin geleceği, kaynakların korunması ve sağlıklı gıdaya erişim kapsamında iş yapış biçimlerini değiştirmenin, şirketlerin faaliyetlerinin odağına sürdürülebilirliği koymalarının önemine dikkat çeken Tat Gıda CEO’su Evren Albaş, tarımda sürdürülebilirlik ve gıda arzının devamlılığı için akıllı tarım uygulamaları ve üretimde dijitalleşmeye büyük önem verdiklerini söyledi. Albaş, “Yarım asrı aşkın süredir Türkiye’de her eve, her restorana, her mutfağa girmeyi başarmış, adı güven ve kaliteyle birlikte anılan ürünlere sahibiz. Gıda güvenliğini ve tarımın geleceğini destekliyoruz. Tarım ve gıda alanında uzmanlığımızla toprağın, çiftçinin ve toplumumuzun refahına hizmet ediyor, tarımda sürdürülebilir gelecek adına Mustafakemalpaşa, Karacabey ve Torbalı’daki tesislerimizde öncü çalışmalara imza atıyoruz. Sosyal etkisi yüksek bir şirketiz; tüm paydaşlarımızı sürdürülebilirlik yolculuğumuzun bir parçası olarak konumluyoruz. Hayata geçirdiğimiz ilk stratejik sürdürülebilirlik yol haritamızla dokunduğumuz her alanda Türkiye’ye iyi bakan bir marka olduğumuzun altını çizmek istiyoruz. Daha yaşanabilir bir dünya için çevresel, sosyal ve yönetişimsel çerçevede etki alanımızı genişletmek için çalışıyoruz” dedi.

Faaliyette bulundukları tüm bölgelerde, ziraat ve gıda üretiminin geleceğe hazır olmasını sağlayacak köklü projeler yürüttüklerini söyleyen Albaş, “Türkiye’nin küresel gıda şirketi olma hedefiyle, teknolojiyi insan ve çevreye fayda sağlayacak biçimde odağımıza alarak, geleceği bugünden tasarlayan iş modelleri geliştiriyoruz. Tat Gıda olarak, su, gübre ve kimyasal kullanımını azaltırken karbon ayak izini azaltma ve sürdürülebilirlik konularında da sektörümüze liderlik etmeye kararlıyız” dedi.

Hedef, 2050’ye kadar karbon nötr olmak

1993 yılından bu yana BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan Tat Gıda, tarımda verimlilik projelerinin yanı sıra, dijitalleşmeye ve akıllı teknolojilere yatırım yapıyor. BM Kadının Güçlenmesi İlkelerinin imzacısı olarak iş hayatında çeşitliliğe ve çoksesliliğe önem veriyor. Faaliyetlerini, imzacısı olduğu Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UNGC) insan hakları, çalışma yaşamı, toplumsal cinsiyet eşitliği, çevreye duyarlı sürdürülebilir üretim, yolsuzlukla mücadele gibi başlıkları kapsayan ve “ekosistem ekonomisi” metrikleri ile uyumlu şekilde yürütüyor"

Son yıllarda sürdürülebilirlik performansını ivmeli bir şekilde artıran Tat Gıda, 2016’dan beri Borsa İstanbul’un Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alıyor. 2022 yılında tüm ESG performans alanlarında gerçekleştirdiği çalışmalarla, Refinitiv değerleme sistemi üzerinden ESG notunu 100 üzerinden 71 puana yükseltti. Şirket, 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefini ortaya koyan Koç Holding’in başlattığı Karbon Dönüşüm Programı’nda yer alıyor.

“Ürünlerimizin tarladan tabağa kadar yolculuğunu izlenebilir hale getirdik”

Üretimde izlenebilirlik, otomasyon ve yapay zekâ uygulamaları gibi birçok alanda transformasyon projelerini devreye aldıklarını belirten Albaş, şu bilgileri verdi:

“Üretim tesislerimizin dijital dönüşümü için global ölçekte en etkili dijital olgunluk değerlendirme programlarından biri olan SIRI (Smart Industry Readiness Index) değerlendirmesinden geçtik. Yapay-zekâ destekli akıllı su kaynakları yönetim sistemimiz ile üretimdeki elektrik tüketimimizi %15 oranında azalttık. Blockchain altyapısına sahip izlenebilirlik platformu TTRACE aracılığıyla, ürünlerimizin tarladan sofraya gerçekleşen yolculuğunun tamamını izlenebilir hale getirmek için ilk adımı attık. Karacabey fabrikamızda domateslerimizin tarladan tesise takip sürecini başlattık.”

Tarımda dijitalleşmeye, akıllı teknolojilere yatırım yaptıklarını ifade eden Albaş, “Kendi sahamızda elde ettiğimiz başarılı uygulamalarımızla, çiftçinin daha verimli, daha kazançlı bir üretim modeliyle üretim yapabilmesi için rol model oluyoruz. 55 yıldır kesintisiz devam eden “Sözleşmeli Tarım” uygulamamız kapsamında 500’e yakını sözleşmeli olmak üzere 1000’in üzerinde çiftçiyle çalışıyoruz. Halen 2 bin 600 dekarlık alanda yürüttüğümüz dijital tarım uygulamaları ile dekar başına 10-11 ton seviyelerinde domates verimi elde ettik. Bu uygulamaları çiftçilerle paylaşarak, verimi arttırmalarını sağladık. Akıllı Sulama Teknolojilerimizle yaklaşık %30 su tasarrufuna ulaştık. Uydu ile takip sayesinde yüzde 10’a varan verim artışı sağladık. Tarımsal İklim İstasyonları aracılığıyla hava durumu yerel bazda tahmin edilebiliyor ve ürünü etkileyecek hastalıkların risk analizi yapılabiliyor. Bu istasyonlardan alınan veriler ve analizler sonucunda, hastalık riskleri çiftçilere “Tat Lider Çiftçi” mobil uygulaması üzerinden gönderiliyor. “Tarım Değer Zinciri” projesiyle 476 çiftçinin, limit çalışmasına gerek duymadan ve piyasa şartlarına göre uygun koşullarda tarımsal finansman imkanından yararlanmasını sağlıyoruz” dedi.

Tat Gıda’nın üretim, ihracat ve sürdürülebilirlik alanlarında güçlü performansla 2024’e giriş yaptığını söyleyen Albaş, ihracatın, şirketin sürdürülebilir ve kârlı büyüme hedefleri içerisinde önemine işaret etti. Albaş, “Ülkemizin bayrağını dış pazarlarda başarıyla dalgalandırmaya devam ediyoruz. Başarımızın temelinde ürünlerimizin sahip olduğu küresel çapta gıda güvenliği sertifikaları ve yüksek kalitenin yanı sıra bulunduğumuz ülkelerin damak tadına, yerel reçetelerine uygun ürünler çıkartabilme kabiliyetimiz yer alıyor. Bu başarının bir diğer nedeni ise, sürdürülebilirlik konusunda net pozitif etkiyi esas alan çalışmalarımızdır” dedi.

Rapora aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.

https://tatgida.azureedge.net/wp-prod/wp-content/uploads/2023/11/Tat-Gida-2022-Su%CC%88rdu%CC%88ru%CC%88lebilirlik-Raporu.pdf

Kaynak : Haberler.com

pepsico yatırım 1PepsiCo'nun Manisa'daki fabrikasında, organik atıktan enerji üretmek üzere kurulan "biyometanizasyon tesisi" hizmete girdi.

Tesisin açılış törenine Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç, Manisa Vali Yardımcısı Erhan Günay, Yunusemre Kaymakamı Atilla Kantay, Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Metin Memiş de katıldı.

Açılışta konuşan PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, "PepsiCo ekosisteminde" bir ilke imza attıklarını söyledi.

Diğer fabrikalarındaki kojenerasyon tesislerinde, organik atıklardan elektrik ürettiklerini dile getiren Şen, şöyle devam etti:

"Bu projemizde ise Manisa fabrikamızda elektrik değil, doğal gaza emsal biyometan üretecek ileri teknoloji ve mühendislik içeren bir sistemi ilk kez uyguladık. Böylece organik atıklarımızdan yüzde 99 saflıkta biyometan gazı ürettik. Bu işlem sayesinde ürettiğimiz biyometanı üretim hatlarımızda doğal gazın yerine yakıt olarak kullanılabiliyoruz. Türkiye'de ve PepsiCo ekosisteminde bir ilk olan projenin ülkemizde ve dünyada diğer şirketlere de ilham vereceğine inanıyoruz. PepsiCo Türkiye olarak, Cumhuriyetimizin 100. yılında 250 milyon lirası güneş enerji panelleri, 100 milyon lirası ise biyometanizasyon tesisi olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına, 350 milyon liranın üzerinde yatırım gerçekleştirmiş olmaktan gurur duyuyoruz."

"Başkasının atığı bizim hammaddemiz olacak"

Kendi organik atıklarının yanı sıra başka kaynaklardan da organik atık almayı hedeflediklerini belirten Şen, şu bilgileri verdi:

"Dışarıdan atık almak için bakanlığa başvurduk. Fizibilite yapılıyor. Çevresel izinleri bekliyoruz. Manisa fabrikamızın yakınındaki diğer fabrikalarla görüşmeye başladık. Endüstriyel işbirlikleri geliştireceğiz. Başkasının atığı bizim ham maddemiz olacak. Dolayısıyla projenin hem çevremize hem de döngüsel ekonomiye katkı sağlamasını bekliyoruz. Planımız, gerekli izinler çıktıktan sonra 2024'te endüstriyel simbiyoz (ortak yaşam) ile biometan üretmeye başlamak. Böylece tükettiğimiz doğal gazın yüzde 40'ını aşan kısmını bu yolla karşılayabileceğiz."

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç da Türkiye'nin son 20 yılda büyük bir atılım yaptığını ifade etti.

Her başarılı yatırım hikayesinin yeni yatırımların önünü açtığını kaydeden Kılınç, "(Türkiye'ye yatırım yapın) mesajımızı sıklıkla duyurduğumuz bugünlerde ülkemizin yatırım ortamına güvenerek yatırım yapan PepsiCo ailesini tekrardan tebrik etmek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla Türkiye Yüzyılı'nı 'yatırım yüzyılı' yapma gayemize ortak oldukları için kendilerine bir kez daha buradan teşekkürleri bir borç biliyorum." ifadelerini kullandı.

Protokol üyeleri kurdele keserek tesisin açılışını gerçekleştirdi.

Tesis projesi

Verilen bilgiye göre, biyometanizasyon tesisinin kurulumunda 50 kişilik alanında uzman PepsiCo Türkiye ekibiyle Almanya ve Portekiz'den gelen uzmanlar çalıştı.

Endüstri 4.0'a uygun olarak çalışan PepsiCo Manisa Fabrikası'nda, Biyometanizasyon Tesisi de buna uyumlu olacak şekilde tasarlandı. Tesiste dünyanın en ileri teknolojileri kullanıldı.

Tesiste patates, cips, nişasta, yağ, arıtma çamurları ve benzeri parçalanabilir organik atıklar, 25-30 günlük süre içinde oksijensiz ortamda fermente edilerek biyogaza, biyogaz da bir dizi saflaştırma işlemine tabi tutularak yüzde 99 saflıkta biyometana dönüştürülüyor.

Tesisle yılda yaklaşık 10 bin ton organik atıktan yaklaşık 1,2 milyon metreküp biyometan gazı üretilmesi, PepsiCo Manisa Fabrikası'nın yıllık doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 30'unun karşılanması ve yılda ortalama 1237 ton sera gazı emisyonu azaltımı hedefleniyor.

Kaynak : AA

emekyağEmek Yağ 2022 Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı

Emek Yağ’ın kuruluşundan bu yana benimsediği etik, hesap verebilir ve sorumlu yönetim anlayışıyla hazırladığı ilk sürdürülebilirlik raporu yayımlandı.

Bu rapor ile, şirketin sürdürülebilirlik yaklaşımı, hayata geçirdiği çalışmaları ve ESG performansı GRI (Global Reporting Initiative) standartları çerçevesinde kamuoyu ile ilk kez paylaşıldı.

Rapora aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.

odulÇEVKO Vakfı geleneksel Yeşil Nokta Ödülleri kapsamında düzenlenen 2. Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri ve 12. Yeşil Nokta Basın Ödülleri, 19 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu.

ÇEVKO Vakfı tarafından bu yıl 12. kez verilen Yeşil Nokta Basın Ödülleri ve 2. kez verilen Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri, 19 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu.

Yeşil Nokta Basın Ödülleri, 2023 yılı boyunca çevre haberlerine öncelik veren ve geri dönüşüm konusunda kamuoyunu bilgilendiren basın-yayın kuruluşlarına, habercilere veriliyor. Bu yıl GCA’nın ana sponsorluğu, Coca-Cola İçecek ve Uludağ İçecek’in bronz sponsorluk desteğiyle düzenlenen Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri ile ise, üniversite öğrencilerinin ambalaj tasarımı, atık yönetimi ve sosyal sorumluluk alanında özgün çevre dostu ürün, uygulama ve proje geliştirmelerinin teşvik edilmesi, üniversite-sanayi iş birliğinin sağlanması hedefleniyor.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, ödül töreninde yaptığı konuşmada, “Yeşil Nokta”nın genişletilmiş üretici sorumluluğunun bir göstergesi olduğunu, ekonomik işletmelerin; piyasaya sürdükleri ürünlerin ambalajlarının geri kazanımı ile ilgili sisteme mali bir katkı sağladığı anlamına geldiğini ve markanın Türkiye’deki tek yetkilisinin ÇEVKO Vakfı olduğunu paylaştı. Yeşil Nokta’nın 540 milyonu aşkın tüketiciyi kapsadığını ve her yıl Yeşil Nokta markasıyla işaretlenen ambalaj adedinin 400 milyarı aştığını belirten İmer Türkiye’de ÇEVKO Vakfı’ndan Yeşil Nokta lisansı almış şirket sayısının da 2023 yılı itibarıyla bin 335’e ulaştığını açıkladı. İmer, “Yeşil Nokta ile ilgili yapılan tüketici araştırmaları, her 10 kişiden 7’sinin Yeşil Nokta işaretini tanıdığını, Yeşil Nokta’yı tanıyan her 3 kişiden 1’inin satın aldığı ürünün Yeşil Noktalı olmasına dikkat ettiğini ortaya koyuyor. Sanayi, Basın ve Öğrenci ana başlıklarında verdiğimiz ve gelenekselleşen Yeşil Nokta Ödüllerimizle, çevre dostu sorumlu üretim ve tüketim alanında örnek çalışmaları ödüllendirmeyi ve teşvik etmeyi amaçlıyoruz” dedi.

İmer sözlerini “Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri, özveriyle ve titizlikle çalışan, değerli jüri üyelerimizin katkılarıyla belirlendi. Jüri üyelerimiz Doç. Dr. Füsun Servin Tut Haklıdır, Prof. Dr. Gülçin Büyüközkan Feyzioğlu, Prof. Dr. Gürbüz Güneş, Dr. Hakan Ertem, Hülya Ataman, Dr. İrem Daloğlu Çetinkaya ve Dr. Öykü Özden Gül’e değerli çalışmaları için teşekkürlerimi sunar Yeşil Nokta Öğrenci ve Yeşil Nokta Basın ödülü alan tüm öğrenci ve basın kuruluşlarımızı kutlarım” şeklinde tamamladı.ogrenci toplu

ÇEVKO Vakfı Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri ana sponsoru GCA Genel Müdürü Dr. Abdullah Gayret de konuşmasında şunları dile getirdi: “Gürok Grubu ve GCA olarak, topluma, çevreye ve gelecek nesillere duyduğumuz sorumluluk ile sadece iş dünyasında değil, toplumda da sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’de geri dönüşüm kültürünün oluşmasında ve sürdürülebilir çevre için çok daha fazla değer üretilmesinde büyük bir emeği olan ve bizim de GCA olarak yönetim kurulunda yer aldığımız ÇEVKO Vakfı, hem dönüşüme hem de ekonomiye katkıları açısından önemli değerlere imza atmaya devam ediyor. Yeşil Nokta Öğrenci Ödüllerinde ödül alan tüm öğrencilerimizi kutluyoruz.”

Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri

ÇEVKO Vakfı Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri töreninde, 17 farklı üniversiteden 12 proje, 3 farklı kategoride Yeşil Nokta Öğrenci Ödülüne layık görüldü.

Ambalaj Eko-tasarımı Kategorisi’nde birincilik ödülünü “E-turn” projesiyle On Dokuz Mayıs Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencisi Hacer Karateke, ikincilik ödülünü “Tudi” projesiyle Eskişehir Teknik Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Yüksek Lisans öğrencisi Ekin Yüksel, üçüncülük ödülünü “Lutri” projesiyle İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Endüstriyel Tasarım bölümü öğrencisi Fatma Akkan ve teşvik ödülünü İstanbul Aydın Üniversitesi, Tekstil ve Moda Tasarımı öğrencileri Elif Elvan Atagün ile Hatice Kübra Büyükbaş “Yap-Boz-As” projesiyle aldı.

Atık Yönetim Sistemi ve Uygulamaları Kategorisi’nde birincilik ödülünü “Attık” projesi ile Erciyes Üniversitesi Eczacılık öğrencileri Kaan Kalaycı, Beyza Nur Özdamar ve Ege Üniversitesi öğrencisi Anıl Aladağ kazandı. İki tane ikincilik ödülü verilen kategoride, “E-dönüşüm” projesi ile Mersin Üniversitesi Mimarlık öğrencileri Rabia Akgül ve Bilal Erin ve “Phytocycle” projesi ile Altınbaş Üniversitesi Eczacılık öğrencileri Çağrı Budak, Serdar Karaca ve Nisa Merve Demircan, bu dereceyi paylaştı. “Bito” projesi ile Eskişehir Teknik Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Yüksek Lisans öğrencisi Ekin Yüksel üçüncülük ödülünü alırken, teşvik ödülünü “Tekstil Atıklarının Geri Kazanımı Projesi” ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Çevre Mühendisliği öğrencileri Mehmetali Andaç Beylikçi ve Nargül Kübra Taşyıldız aldı.

Çevre Konulu Sosyal Sorumluluk Uygulamaları Kategorisinde ise “Acugençlik Sosyal Sorumluluk Projesi” ile Acıbadem Üniversitesi Eczacılık öğrencileri Ezgi Sevim, İdil Işıkay, Şevval Günbay ve Zülal Özmaden birincilik, “Suyun Gözyaşları” projesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği öğrencileri Özlem Çolapkulu, Zeliha Sude Doğan, Osman Dündar, Sıla Karabulut ve Buğra Bayır ikincilik, “Her Çocuk Bir Tohumdur” projesi ile Yaşar Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencileri İrem Özçelik, Begüm Görücü ve Duru Selin Yılmaz üçüncülük ödülünü kazandı.

Yeşil Nokta Basın Ödülleri

Yeşil Nokta Basın Ödülleri, 2023 yılı boyunca çevre haberlerine öncelik veren ve geri dönüşüm konusunda kamuoyunu bilgilendiren basın-yayın kuruluşlarına, habercilere ve toplumun takdirini kazanmış kişilere veriliyor.

2023 yılında Gazete dalında “Nasıl Bir Ekonomi”, Televizyon dalında “NTV”, İnternet Haber Sitesi Dalında “Haberler.com”, Haber Ajansı dalında “İhlas Haber Ajansı”, Dergi dalında “Para” Dergisi, Radyo dalında “ST Endüstri Radyo”, ödül kazandı.
basın toplu