Değerli Paydaşlarımız,
Bilim insanı Carl Sagan’ın, unutulmaz hitabetinde dile getirdiği gibi hepimiz, tüm insanlık, bugüne dek ürettiği her şeyle, geçmişi ve en azından geleceği ile, bu gezegeni paylaştığımız canlı cansız her varlık ile, uzayın bir köşesinden bakıldığında soluk bir mavi nokta olarak gözüken bu dünyada yer alıyoruz. Burası bizim evimiz, biz burada varız.
İnsanlığın bu varlığını devam ettirmesi, çevre sürdürülebilirliğini sağlayabilmesine bağlı.
Sürdürülebilir bir çevre için ise, iş dünyası, kamu yönetimi, yerel yönetimler, tüketiciler ve medyanın katkı ve katılımları ile meydana gelen sürdürülebilir bir geri kazanım sistemi çok büyük önem taşıyor.
1 Kasım 1991 yılında ambalaj atıklarının geri kazanımıyla; çevrenin korunması, toplumsal gelişim ve ekonomiye katkı sağlamak amacıyla gönüllü olarak atılan adımlarla hayata geçen ÇEVKO Vakfı, işte bu sürdürülebilir geri kazanım sistemini Türkiye’de en doğru şekilde uygulamak için çalışmalarına devam ediyor.
2005 yılında kendi alanında Türkiye’nin ilk Yetkilendirilmiş Kuruluşu ilan edilen ve o günden bu yana 6 milyon tona yakın ambalaj atığının geri kazanımını sağlayan ÇEVKO Vakfı, kurulduğu 1991’den bugüne, çalışmalarına artan bir azim ve ivmeyle devam ediyor. Geri kazanım için attığımız adımlar, sürdürülebilir çevre için olumlu etkisinin yanı sıra, ülke ekonomimize her yıl milyarlarca lira katkı sağlıyor. Kurucusu olduğumuz sistem bugün, yeni yetkilendirilmiş kuruluşların eklenmesiyle bir sektör kimliğine kavuşuyor.
27 yıllık sürekli gelişim yolculuğumuzun bugün bizi getirdiği noktada, Türkiye’de en çok nüfusa sahip 162 ilçe belediyesi ile birlikte geri kazanım çalışmalarını yürütüyoruz; Türkiye’nin en büyük firmalarının aralarında bulunduğu 51 üyemiz ile, sanayide temsil ettiğimiz 1.900’e yakın firmanın geri dönüşüm yükümlülüklerini yerine getiriyoruz.
Sanayi kuruluşlarının yanı sıra, belediyeler, lisanslı ambalaj atığı toplama-ayırma, geri dönüşüm firmalarıyla iş birliği içerisinde, fosil yakıt, su ve enerji kullanımında tasarruf, doğal kaynak ve enerji tüketiminde düşüş sağlıyoruz. ‘Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’mizle Yeşil Nokta üyesi kuruluşların, yasal sorumluluklarının ötesinde gerçekleştirmekte oldukları örnek çalışmaları ödüllendiriyoruz; ‘Yeşil Nokta Basın Ödülleri’mizle, toplumu çevre ve geri dönüşüm konusunda bilinçlendirmeye, bilgilendirmeye yönelik haberlere öncelik veren basın-yayın kuruluşlarını teşvik ediyoruz.
Dünyada yeni bir kavram olan ve “Üret! - Kullan! - At!” anlayışı yerine “sürdürülebilir üretim”, “sürdürülebilir tüketim” ve “yukarı dönüşüm” süreçlerini bir “çember” halinde ele alan Döngüsel Ekonomi konusunda fikirsel öncülük üstleniyoruz. Bu alanda 2017 yılında düzenlediğimiz kongreyle başlattığımız ivmeyi, bu yıl da farklı sektörlere yönelik bir dizi çalıştayla sürdürüyoruz.
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Sıfır Atık” projesinin yaygınlaştırılması için başta vakıf üyelerimiz, tüm ilgili taraflarla birlikte çalışıyoruz.
Geri kazanımın başlangıç noktası olan tüketici tarafında ise, geri dönüşüm kültürünün yaygınlaşması ve toplumun çoğunluğunun kaynağında ayrı toplama alışkanlığı edinmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüketicinin, ambalaj atığını bir çöp olarak değil, sürdürülebilir çevreye katkı sağlayabileceği bir güç olarak algılamasını sağlamak, bu farkındalığı geliştirmek ve yaymak istiyoruz. Bu amaçla, kamu spotları, reklam ve haber çalışmalarıyla milyonlarca kişiye sesleniyoruz. Kamu, yerel yönetim, toplum ve sanayi iş birliğiyle farklı çalışmalar gerçekleştiriyoruz. İlk öğretim öğretmenlerine yönelik eğitim çalışmaları ve çocuklara yönelik tiyatrolar düzenliyoruz. Yerel yönetimlerle birlikte, geri kazanım için atık toplama seviyesinin artmasına gayret ediyoruz. Farklı bölgelerde, farklı tasarımlı, hatta karikatür sanatçılarının çalışmaları ile dekore edilmiş atık kumbaralarının yer almasını sağlıyoruz.
Bu yaptıklarımızın hepsi, “soluk mavi noktanın”, üzerinde var olduğumuz dünyamızın ve onun üzerinde var olan bizlerin, varlığımızı sürdürebilmemiz için.
Uzun bir mesafe kat ettik, önümüzdeki mesafe çok daha uzun. Ancak bu her adımı heyecan verici bir yolculuk. Bu yolculukta her adımı birlikte attığımız tüm paydaşlarımıza, üyelerimize, yerel ve merkezi yönetimlere, sanayi ve iş dünyası liderlerine, öğrencilere ve öğretmenlere, geri kazanım farkındalığı giderek artan tüketicilere, teşekkürlerimi sunuyorum.
ÇEVKO Vakfı’nın 27. Yaşı kutlu olsun.
Saygılarımla,
Okyar Yayalar
Yönetim Kurulu Başkanı
Sürdürülebilir Gıda Konferansı, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası–TÜGİS, Sürdürülebilirlik Akademisi ve Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün iş birliğinde gerçekleştirildi.
ÇEVKO Vakfı’nın da bronz sponsor olarak desteklediği ve bu yıl dördüncüsü düzenlenen Sürdürülebilir Gıda Konferansı, gıda sektörünün tüm paydaşlarının sürdürülebilir gıda tedariki ve tüketimi konularını tartıştıkları bir platforma sahne oldu.
ÇEVKO Vakfı Kamu ve Dış İlişkiler Müdürü Alphan Eröztürk, konferansta “Sıfır Atık Hedefi ile Gıda Atıklarını Yönetmek” oturumuna konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasında gıda ve ambalaj ilişkisinin günümüzde sıkça sorgulanan konulardan biri olduğuna dikkat çeken Eröztürk, “Gıda israfının önlemesi için gıdanın nakliye ve saklanmasında kullanılan ambalaj çok önemli. Ancak unutulmaması gereken şey; çevrenin ve kaynakların korunması için kullanılan ambalajların kaynağında ayrı toplanması ve geri dönüştürülmesi gerektiğidir. Biz ÇEVKO Vakfı olarak tam da bu noktada çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.
Eröztürk ayrıca; “Türkiye’de atığa ve atık yönetimine bakış açısı değişiyor. Önleme ve ambalaj kullanımının azaltılması önemli. Ancak kullanılan ambalajların maksimum seviyeden geri dönüşüme sevk edilmesi gerekiyor. Türkiye’de sağlıklı ve sürdürülebilir bir geri dönüşüm sisteminin varlığı için tüketiciler de üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirerek ambalaj atıklarını ayrı toplamalılar.“dedi.
Moderatörlüğünü Meta Fonksiyonel Gıda Genel Müdürü Dr. İrfan Demirel’in gerçekleştirdiği oturumun diğer konuşmacısı ile Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) Kurucu Başkanı Serhan Süzer’di.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Çevre Etiketi Yönetmeliği, 19 Ekim 2018 tarihli Resmî Gazete'de yayımlandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çevreye karşı olumsuz etkileri azaltılmış ve bu etkilerin ürün veya hizmet grubuna göre belirlenmiş kriterlere uygunluğu kanıtlanmış ürün veya hizmetlere çevre etiketi verecek.
Veteriner tıbbi ürünleri ile tıbbi cihaz ve malzemelere, yem ve gıda ürünlerine çevre etiketi verilmeyecek.
Yönetmeliği amacı; sürdürülebilir çevre hedefleri doğrultusunda, yaşam döngüsü boyunca çevresel etkileri azaltılmış ürün veya hizmetleri teşvik etmek, tüketicilere doğru ve bilimsel temeli olan bilgi akışını sağlamak için gönüllülük esaslı çevre etiketi sistemi oluşturmak ve bu konudaki idari ve teknik hususlar ile sistemin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi.
Yönetmelik ile oluşturulan çevre etiketi sistemi; ürün veya hizmetlerin doğal kaynak kullanımı ve hammadde aşamasından başlamak üzere üretim, kullanım, tüketim, geri dönüşüm gibi evrelerini de kapsayacak şekilde nihai bertaraf aşamasına kadar geçen yaşam döngüsünün bütün süreçlerinde, ekosistemlerin bozulmasını önlemeyi, doğal kaynakların tüketiminde çevre, insan, sağlık, iklim ve doğal yaşamın üzerindeki olumsuz etkileri azaltmayı amaçlayacak.
Çevre etiketi 4 yıl süre için verilecek. Süre bitiminden 180 gün önce talep edilmesi halinde Bakanlık tarafından teknik inceleme komisyonuna yaptırılan değerlendirme sonucunda süre uzatılabilecek.
Yönetmeliğin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Başarılı sürdürülebilir iş modellerini ödüllendirmek amacıyla bu yıl beşincisi düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri, Fairmont Quasar İstanbul Otel'de 17 Ekim akşamı düzenlenen ödül töreninde sahiplerini buldu. Organizasyonda bu yıl da sosyal, ekonomik ve çevresel konularda önemli etkiler yaratan başarılı projeler seçilerek ödüllendirildi.
ÇEVKO Vakfı üyelerinden L’Oreal Türkiye, Mey İçki ve Sütaş da 2018 Sürdürülebilir İş Ödüllerinde değer yarattıkları projeleri ve çalışmaları ile ödüllerini aldılar.
• İş birliği – B2B kategorisinde Güzellik Engel Tanımaz projesiyle L'Oréal Türkiye ödüle layık görüldü.
• Karbon ve Enerji Yönetimi kategorisinde Kayra Vintage Şarapları Ürün Karbon Ayakizi Hesaplama ve Azaltma Projesi ile Mey İçki ödüle layık bulundu.
• Atık Yönetimi kategorisinde Sütaş, ‘Çiftlikten Sofralara’ Değer Zinciri Atık Yönetim Modeli ile ödüle layık bulundu.
Ellen MacArthur Vakfı, Çin’de Kentsel ve Endüstriyel İnovasyon için Döngüsel Ekonomi Fırsatları’nı ortaya koymak üzere çeşitli vakıf ve kurumların desteği ve Çin'deki kamu kurumları, akademisyenler ve iş çevrelerinden gelen geri bildirimlerle bir rapor hazırladı.
Hazırlanan rapor Eylül 2018'de, Çin'in Tianjin şehrinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun Yeni Şampiyonlar Yıllık Toplantısı'nda katılımcılar ile paylaşıldı.
Rapor, özellikle Çin’in büyük kentlerinde döngüsel ekonomi ilkelerinin uygulanmasının, mal ve hizmetleri vatandaşlar için daha ekonomik hale getirirken aynı zamanda şehirleri daha yaşanabilir kılabileceğinin altını çiziyor. Döngüsel ekonomi ile 2040 yılına kadar, ince parçacıklı madde emisyonlarının %50, sera gazı emisyonlarını % 23 ve trafik sıkışıklığının % 47 azaltılması mümkün.
Mamur çevre (built environment), ulaşım, gıda, tekstil ve elektronik olarak 5 odak alanında gerçekleştirilen ve bu alanlardaki döngüsel ekonomi fırsatlarını belirleyen rapora göre; döngüsel ekonomi ilkelerinden yararlanılarak hazırlanacak planlar ile işletmeler ve hane halkları 2040 yılına kadar yaklaşık 70 trilyon CNY (Çin’in tahmin edilen GSYİH'sının %16'sı) tasarruf elde edilebileceği öngörülüyor.
Çin’de döngüsel ekonomi ilkelerini uygulayan şehir modellerini yaratmada bir yol haritası niteliğinde olan raporda, ülke yönetimi tarafından desteklenen döngüsel ekonomi politikaları, hızla devam eden şehirleşme, dijital teknolojilerdeki hızlı gelişim, paylaşım platformlarının yüksek etkisi ile Çin'deki şehirlerin döngüsel ekonomiye geçişte örnek uygulamalar haline gelmesinin mümkün olacağı belirtiliyor.
Rapora ulaşmak için tıklayınız.
Fox Group Networks çatısı altında faaliyet gösteren medya çalışanları 27 Eylül'de, ÇEVKO Vakfı ve Kartal Belediyesi işbirliği ile Aydos Ormanı'nda çevre temizliği gerçekleştirdiler.
Fox'un tüm dünyada eş zamanlı olarak hayata geçirdiği ve çalışanlarının çevre ile ilgili konularda farkındalık uyandırmaya çalıştıkları #21CFImpactWeek etkinlikleri kapsamında hafta boyunca Fox TV çalışanlarına ÇEVKO tarafından geri dönüşüm eğitimleri verildi. Eğitimlerin ardından düzenlenen Aydos Ormanı temizliğine yaklaşık 100 Fox TV çalışanı katıldı ve bir tonun üzerinde ambalaj atığı toplanarak geri dönüşüme yönlendirildi.
Geri kazanımı sağlanan ambalaj atıklarının çevresel yararları ise şöyle;
• 140 kg kâğıt, karton ve kompozit ambalaj atığının geri dönüşümüyle 2 ağaç kesilmekten kurtuldu.
• 350 kg plastik ambalaj atığının geri dönüşümü ile yaklaşık 263 litre benzin tasarrufu sağlandı. Bu yaklaşık 6 aracın deposunu doldurmaya yetecek bir miktar.
• Geri kazanımı sağlanan kâğıt-karton/kompozit ambalaj atıkları ile 4 m3 su tasarrufu sağlandı.
• Geri kazanımı sağlanan ambalaj atıklarıyla 3.740 kW.saat elektrik tasarrufu sağlandı. Bu rakam; 4 kişilik bir ailenin yıllık elektrik tüketiminden daha fazla.
• Ambalaj atıklarının depolama sahalarına gömülmek yerine geri dönüştürülmesi ile 6 m3 depolama alanından tasarruf edildi.
Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)”Küresel Isınma 1,5 Derece Özel Raporu” başlıklı çalışmasını yayınladı. 41 ülkeden 90 uzmanın üç yıldan fazla süren çalışması ile hazırlanan raporda küresel sıcaklık artışının, sanayileşme öncesine göre 1 derece arttığı ve artış eğiliminin tehlikeli boyutta devam ettiğinin altı çiziliyor.
Yesilekonomi.com’un haberine göre Çalışmaya göre artış düzeyi mevcut eğilim ile 2030 yılında 1,5 dereceye ulaşacak. Ülke yönetimlerinin 2015 yılında kabul edilen Paris İklim Anlaşması’ndaki taahhütlerinin tamamını yerine getirse bile 2 derecelik artışa da ulaşabilecek.
Rapora göre bu olumsuz duruma rağmen bu kötüye gidiş teknik olarak halen sınırlanabilir. Fakat bunun için toplumların tüm kesimlerinin dahil olduğu, çok hızlı ve geniş kapsamlı adımlar atılması lazım. Politik olarak liderlik de bu hedefin şartlarından.
Çalışmaya göre 1,5 derecelik bir artış dahi dünyadaki biyoçeşitliliğin azalmasına, deniz seviyelerinin yükselmesine, sıcak dalgalarının daha sık ve yoğun yaşanmasına, aşırı iklim olaylarına sebebiyet verecek. 2 derecelik bir artış ise, dünyanın eko sistemi üzerinden daha yıkıcı etkiler görülmesine ve yüz milyonlarca insanın bu etkilerden daha şiddetli etkilenmesine ve fakirleşmesine yol açacak.
Cumartesi günü Kore Cumhuriyeti’nin İncheon kentinde IPCC tarafından onaylanan Rapor, Aralık ayında Polonya’da hükümetlerin Paris Anlaşması’nı değerlendirmek üzere bir araya gelecekleri Katowice İklim Değişliği Konferansı için temel bir bilimsel veri niteliğini taşıyacak.
Rapora göre küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak için 2030 yılı sera gazı emisyonlarının 2010 seviyesine göre %45 düzeyinde indirilmesi, 2050 yılında ise sıfıra çekilmesi gerekiyor.
2 derecelik sınır için ise 2030’a kadar indirilmesi gereken yıllık emisyon miktarı yüzde 20 iken, sıfır emisyon için son tarih 2075.
1,5 derece sınır hedefi için 2030 yılına kadar her yıl küresel gayri safi hasılanın %2,5’unun karbon azaltım amacı ile kullanılması gerekiyor.
Ayrıca 2050 yılı küresel elektrik üretiminin %85 oranında yenilenebilir kaynaklardan sağlanmalı, elektrik üretiminde kömür kullanımı da aynı tarihte sıfıra inmeli.
Dünya gündeminde önemli yer tutan ve Avrupa genelinde tasarruf geliriyle 600 milyar Avro’ya kadar net kazanç sağlama potansiyeline sahip olduğu öngörülen döngüsel ekonomi modelinin, ülkemiz gündeminde daha yaygın yer tutması için yapılan çalışmalara önderlik eden ÇEVKO Vakfı, döngüsel ekonomiye geçiş için mali mekanizmalar çalıştayında konunun uzmanlarını bir araya getirdi.
Ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş ilk kuruluş olan ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı, öncüsü olduğu sürdürülebilir ve sistematik geri kazanım için çalışmalarına 27 yıldır artan bir ivmeyle devam ediyor. ÇEVKO Vakfı, bu alanda ortak akıl – ortak eylem odaklı çalışmalarda da öncülüğü üstleniyor.
ÇEVKO Vakfı, küresel toplumun çevreye uyumlu sürdürülebilir gelişimi açısından dünya gündeminde önemli yer tutan döngüsel ekonomi modelinin, ülkemiz gündeminde daha yaygın yer tutması için yapılan çalışmalara önderlik ediyor. Geçtiğimiz yıl Döngüsel Ekonomi konusunda Türkiye’de uluslararası bir kongre düzenleyen ÇEVKO Vakfı, kongrenin ardından, düzenlediği bir dizi çalıştayla fikir ve eylem odağında devamlılığı hedefliyor.
ÇEVKO Vakfı çalıştaylarının üçüncüsü, “Döngüsel Ekonomi İçin Mali Mekanizmalar” başlığı altında gerçekleşti. Çalıştaya, sürdürülebilir çevre ve kalkınma konusunda uzman finans ve danışmanlık kurumlarının yanı sıra, İstanbul Sanayi Odası yetkilileri, ÇEVKO Vakfı üye kuruluşlarının temsilcileri, çeşitli kuruluş, birlik ve derneklerin yöneticileri katıldı.
Çalıştayın ilk bölümünde, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in yanı sıra, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Enerji Verimliliği ve İklim Değişikliği Analisti Bengi Su Kılıç, Andoka Danışmanlık Kurucusu Hande Sezer, Şekerbank Sürdürülebilir Kalkınma Bankacılığı Yöneticisi Elif Neslihan Sezgin, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Mühendislik ve Teknik Danışmanlık Yöneticisi Çağla Eker Altınkulp birer sunum gerçekleştirdiler. Döngüsel Ekonomi İçin Mali Mekanizmalar konusu, çalıştayın ikinci bölümünde İkinci bölümde katılımcıların soru ve katkılar ile derinlemesine ele alındı.
Sarıyer Belediyesi’nin Kilyos’ta düzenlediği Türkiye ve dünyadan birçok çevrecinin, sanatçının ve STK’nin katıldığı Sarıyer Çevre ve Sanat Günleri’nin ikincisi 7-8 Eylülde düzenlendi.
İstanbul’un dört bir yanından yüzlerce katılımcı ile ikincisi gerçekleşen Sarıyer Çevre ve Sanat Günleri’nin ikincisi dün (10 Eylül) sona erdi. 8-9 Eylül tarihlerinde gerçekleşen festivale aralarında ÇEVKO Vakfı’nın da bulunduğu, Türkiye ve dünyanın birçok yerinden etkili çevreci sivil toplum kuruluşları katıldı. Sarıyer Kilyos’ta düzenlenen festivalde çevre aktivistleri, ressamlar, heykeltraşlar, öğrenciler, sanatseverler, çevreci dernekler, sivil toplum kuruluşları, platform ve inisiyatifler doğa için bir araya geldi. Festivalde vegan kek yapımından Kumdan Sanat’a, Kum Zambakları’ndan “doğa için pedal”a, kıyı temizliğinden konser ve atölyelere kadar tüm çevreci etkinlikler yer aldı.
Festivalde stant açarak bilgilendirme çalışması yapan ÇEVKO Vakfı aynı zamanda ileri dönüşüm atölyelerine Zeliha Sunal’ın Atıksız Yaşam Platformu çerçevesinde gerçekleştirdiği çalışması ile destek oldu. Sunal, geri dönüşümün önemini anlatarak pet şişe, cam şişe, kavanozlar, gazoz kapakları, içecek kutuları gibi atıkların nasıl değerlendirilebileceğini uygulamalı olarak anlattı.
Roche, Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi (DJSI) “İlaç, Biyoteknoloji ve Yaşam Bilimleri” endüstrisi alanında arka arkaya onuncu kez en sürdürülebilir şirket seçildi. Şirketlerin ekonomik, sosyal ve çevre ile ilgili performansının derinlemesine analizine dayanan endeks, portföylerinde sürdürülebilirliği de faktör olarak dikkate alan yatırımcılar için bir kıstas teşkil ediyor.
Roche, şirket çalışmaları ve kültürü ile tamamen entegre hale gelen mükemmel sürdürülebilirlik stratejisi yoluyla, endeksin özellikle Pazarlama Uygulamaları, Çevre ve Sosyal Raporlama ve Sağlık Sonlanımı Katkısı kategorilerinde üstün başarı sergiliyor.
Sürdürülebilirlik alanındaki çabalarının 10. kez liderlik getirmesinin gururunu yaşadıklarını belirten Roche CEO’su Severin Schwan, “Roche olarak topluma sağladığımız en önemli katkı, insanların yaşamlarını önemli ölçüde iyileştiren ilaçlar ve tanı araçları geliştirmemiz. Diğer şirketler, üniversiteler, hekimler ve hastalar ile kurduğumuz açık ve yapıcı diyalog, sağlık sektörü paydaşlarımızın ihtiyaçlarını anlamamızda temel rol oynuyor ve bize, daha hedef odaklı tıbbi çözümleri daha hızlı bir biçimde sunabilmek için birlikte çalışabilme yeteneği kazandırıyor,” dedi.
Roche ve Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilirlik, 120 yılı aşkın bir süredir Roche’nin faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası konumunda bulunuyor. Sürdürülebilirliğin yönetilmesinde bütünsel bir yaklaşım izleyen Roche’nin şirket stratejisi, sağlık hizmetlerine erişimi artırmanın yanında sosyal sorumluluk, çevrenin korunması, tedarik zincirinin sürdürülebilirliği, yeni yetenekleri çekme ve elde tutma gibi alanlarda sürekli iyileşme sağlanmasına da odaklanıyor. Roche, böylelikle toplum için değer üretmekle kalmayıp kendisi için sürdürülebilir ekonomik büyümeyi de güvence altına alıyor.