İstanbul Büyükşehir Belediyesi, “Döngüsel İşler Atölyesi”nde atık malzemeleri ham maddeye çevirerek doğal kaynakların kullanımını azaltmayı ve üreticilerin ekonomisine katkı sunmayı hedefliyor. Avrupa Birliği (AB) hibe programı Horizon 2020 tarafından fonlanan “Pop-Machina” projesinin detaylarını İbb Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Ayşen Erdinçler anlattı.
Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, sözlerine Pop Machina’nın bir araştırma ve inovasyon projesi olduğunu belirterek başladı. Şehirlerdeki üretici topluluklarının bir araya getirilmesiyle, burada yer alan kişilerin küçük ve orta ölçekli prototip yapmalarına imkan sağlanarak üretim alanlarının oluşacağını anlatan Erdinçler şöyle devam etti: “Odakta dezavantajlı grupların yer alacağı şekilde, vatandaşların kendi tasarladığı ürünleri hayata geçirmeleri amacıyla bu projeyi başlattık. Böylelikle onlara, doğrudan istihdam yoluyla değil, kendi tasarımlarıyla ticarileşmelerine fırsat yaratmak suretiyle, katkı sunmak istiyoruz. Döngüsel İşler Atölyesi, bu kapsamda oluşturulmuş bir çalışma alanı.”
İhtiyaç duyulan ekipman seçildi
Erdinçler, projenin aşamalarını anlatırken şunları söyledi: “Atölye hazırlanırken Barcelona Fab Lab ile birlikte yaptığımız çalışmada, vatandaşların prototip geliştirmek için ihtiyaç duyabilecekleri malzemeleri seçtik. Projenin her anlamda vatandaşların erişimine uygun hale getirilmesine büyük özen gösteriyoruz. Döngüsel İşler Atölyesi’nde ham maddemiz çoğunlukla kullanılmayan dekorlar, ahşap plakalar, plastik kapak gibi atık malzemelerden seçiliyor. Atölyede bu malzemeleri ham madde şeklinde kullanarak prototip üretmeleri konusunda vatandaşlara ilham olabilecek bazı eğitimler de vereceğiz. Sonrasında, vatandaşların kendi prototiplerini üretmelerine imkan sağlayacağız.”
Kurumsal atıklar, ham madde olarak kullanılıyor
Atık maddelerin ham maddeye dönüşüm sürecinden bahseden Erdinçler, “Döngüsel İşler Atölyesi’nde değerlendirilebilir kurumsal atıklarımızı ham madde olarak kullanıyoruz. Öncelikle kurum içerisinde oluşan atıklar, ‘plastik, ahşap ve metal’ olarak sınıflandırılıyor. Daha sonra vatandaşların üretmek istediği prototipin özelliğine göre işleniyor. Bu amaçla atölyeye küçük el aletlerinden, CNC tezgahına, ekstrüzyon ve enjeksiyon makinalarına kadar oldukça farklı ekipmanlar yerleştirdik. Vatandaşlar, proje kapsamında oluşturulacak dijital platform aracılığı ile ekipman ve malzeme stokunu da görebilecek ve randevu alarak Döngüsel İşler Atölyesi’nde uzman personelimiz eşliğinde atık malzemelerden prototiplerini oluşturabilecek” dedi.
Projede 23 ortak bulunuyor
Projenin, toplamda 23 ortakla birlikte yürütüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Erdinçler, “Pilot uygulamada 7 şehirde benzer atölyeler oluşturuluyor. Bu şehirler; Yunanistan’da Selanik ve Pire, Hollanda’da Venlo, Belçika’da Leuven, İspanya’da Santander, Litvanya’da Kaunas ve Türkiye’de İstanbul. Projede ortak bir amaç olmasına rağmen atölyelerin eğitim, odak grup ve ekipman donanımının hazırlanması gibi konularda her şehrin potansiyeline uygun uzun bir teorik aşama yürütüldü. Bu aşamayı İstanbul’da uygulamak için Türkiye konsorsiyumu olarak; İSTAÇ, Koç Üniversitesi ve Planet Turkey ile birlikte çalışmalar yürüttük” şeklinde konuştu.
Ekonomiye ve çevreye büyük katkı
Atık maddelerin ham maddeye dönüştürülmesinin katkılarını da anlatan Erdinçler şu bilgileri de aktardı: “İstanbul, dünyanın en büyük mega şehirleri arasında yer alıyor. Dolayısıyla bertaraf edilmesi gereken atık miktarı birçok ülkeden oldukça fazla. Atığın, değerlendirilebilir ham madde olarak yaşam döngüsüne katılmasının sağlanması, ekonomiye ve çevreye ciddi katkı anlamına geliyor. Aynı zamanda yerel yönetim aracılığıyla vatandaşa sunulan bu ortak üretim alanları, şehirdeki üretici ekosistemiyle bir araya gelerek değer üretmeyi de mümkün kılıyor. Avrupa Birliği (AB), Ocak 2016’da sürdürülebilir kalkınma amacı doğrultusunda 17 hedef belirledi. Bu hedefler, büyükşehirlerin stratejik amaçlarına eklendi ve eylem planlarına entegre edildi.
Atık miktarının azaltılması, ikincil ham madde kullanımının artmasıyla birlikte, dünya nüfusunun yüzde 70’inin şehirlerde yaşadığını düşünürsek özellikle şehirlerin alacağı aksiyonlar, iklim değişikliği, kaynaklarda döngüsellik gibi konularda büyük etki oluşturacak. Bu bağlamda da 16 milyon nüfuslu İstanbul, büyük bir potansiyel taşıyor. Biz bu proje ile vatandaşlarda; yeniden kullanım, onarma ve tamir gibi kavramlar üzerinden ürünlerin ömrünü uzatmaları konusunda bir bilinç oluşturmayı düşünüyoruz ve bunu bir zincirin parçası olarak görüyoruz.”
Üreticilere online eğitim
Geçtiğimiz bir yıl içerisinde proje kapsamında her şehirden üretici potansiyeli olan kişilerin Barcelona Fab Lab (Dijital Prodüksiyon Laboratuvarı) ve IAAC (Katalonya Mimarlık Enstitüsü) tarafından oluşturulan programda online eğitim aldığını açıklayan Erdinçler, “Bu eğitimler, vatandaşlara verilecek eğitimlerin içeriklerini oluşturmak, üretici ekosistemi konusunda daha fazla bilgi sahibi olmak gibi temel konuları kapsıyor. Üretici şampiyonlarımızın katkısıyla etkinlik takvimi oluşturup projeyi hizmete alma konusunda çalışıyoruz. Biz, Döngüsel İşler Atölyesi olarak, ikincil ham madde kullanımı konusunda, ileri dönüşüm alanında uzman kişiler ve STK’lar aracılığı ile de etkinlikler düzenlemek istiyoruz. Burada amaç, kendini üretici diye tanımlayan vatandaşların üretici ekosisteme dahil olmasını sağlamak” ifadelerini kullandı.
Hedefimiz kendi kendine yeten şehirler oluşturmak
Ayşen Erdinçler geleceğe dair planlarını da ekleyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Şehrin ve vatandaşların birçok fayda sağlayabileceği alanlar mevcut. Bunlardan en çarpıcı olanları, kullanılabilir atıkların kaynağında değerlendirilebilmesini sağlamaktır. En önemli hedefimiz burada yapılan çalışmalarla kendi kendine yeten şehirler oluşturmak. Proje kapsamında yapılan bu çalışmaları, Döngüsel İşler Atölyesi’ni mikro üretim alanları olarak görebiliriz. Öncelikle ‘Pop Machina’ projesi kapsamında biz, mümkün olduğu kadar fazla vatandaşa ulaşmak ve İstanbullunun bu alanda hayata geçirdiği girişimlerinin yerel yönetimler aracılığıyla büyümesine tanıklık etmek istiyoruz. Döngüsel İşler Atölyesi’yle birçok projeye katılmayı, farklı çalışmalar yaparak etkisini büyütmeyi istiyoruz. Bu hedeflerle oluşturulan, başvuru aşamasında 2 projemiz mevcut. Birçok farklı disiplin ve uzmanlığın bir araya gelerek oluşturduğu projelerle vatandaşımıza ve şehrimize değer yaratacak hizmetler üreteceğiz.”
Kaynak: İBB İstanbul Dergisi