7112024kapakDeğerli Okuyucular,

İklim krizi etkilerini dünyada ve ülkemizde arttırarak sürdürüyor. Toplumda bu konudaki farkındalığı arttırmayı görev bildiğimiz için ÇEVKO Dönüşüm’ün bu sayısında da İklim Krizi hakkındaki gelişmelere yer verdik.

Kasım 2024’te Birleşmiş Milletler’in Bakü’de yapılacak 29. Taraflar Konferansı öncesinde sivil toplum kuruluşları ile yaptığımız değerlendirmede konferansın bu yılki ana gündeminin “finansman” olacağı hakkında görüş birliğine vardık. Bilindiği gibi Paris İklim Anlaşması’nın 2. maddesinde belirlenmiş olan üç önemli amaçtan birisi “Düşük sera gazı salımlarının sağlanması ve iklim değişikliğine karşı direnç kazanılması yönünde mali katkı akışı yoluyla iklim değişikliği tehdidine karşı küresel tepkiyi güçlendirmektir.”

Anlaşmanın mali konularla ilgili 9. maddesinde yer alan “Taraflar Konferansı, gelişmiş ülkelerin, 2025 sonuna kadar, anlamlı ve saydam Azaltım eylemlerinin uygulanması için toplu fonların harekete geçirilmesi ile ilgili mevcut hedeflerini korumak niyetinde olduklarına hükmetmiştir; 2025’ten önce, gelişmekte olan ülkelerin gereksinim ve önceliklerini dikkate alarak, gelişmiş ülkelerin sağlayacağı yılda 100 milyar Amerikan Doları’ndan az olmayacak yeni bir toplu nicel hedef belirleyecektir” hükmüne göre bu hedefin belirlenmesi bu yılki konferansın ana gündemini oluşturacak. Ancak, ne yazık ki, bugüne kadar toplanan ve harekete geçirilen mali kaynağın bu hedefin çok altında kaldığı bilindiğine göre bu konuda zorlu bir sürecin dünyayı beklediği söylenebilir.

Türkiye’nin iklim krizi ile savaşımı açısından ise Vakfımızın 2022 sonunda yayımladığı 10 öneri, 2024’ün sonuna yaklaştığımız bu günlerde de geçerliliğini ve güncelliğini korumaktadır. Bu öneriler şunlardır:

  • 2053 karbon nötr hedefine ulaşabilmek için, bu hedefle uyumlu olacak şekilde ulusal katkı beyanımızı mutlak azaltım hedefi olarak belirlemek yönünde çalışılması.
  • İklim yasasının ve gerekli yasal düzenlemelerin çıkartılması ve uygulamaya geçilmesi.
  • Sera gazı salımlarının sınırlanması için Emisyon Ticaret Sistemi veya benzeri yöntemler yolu ile karbon salımına sınır ve bedel konulması.
  • Enerji üretiminde kömürün kullanımına kademeli olarak azaltılmak suretiyle son verilmesine ilişkin plan yapılıp uygulanması.
  • Ormanların ve diğer karbon yutaklarının çoğaltılması için plan yapılıp uygulanması.
  • Binalarda, sanayide ve ulaşımda enerji verimliliğinin arttırılması, yenilebilir enerjiye geçişin daha iddialı hale getirilmesi.
  • Enerji sektörü ve sanayiden kaynaklanan salımların yanında ulaşımdan, binalardan, tarımdan ve atıklardan çıkan salımların da azaltılması.
  • İklim değişikliğine uyum konusunda bölgesel ölçekli plan ve çalışmaların yapılarak yürürlüğe konulması.
  • Bütün bunların gerçekleştirilebilmesi için teşvikler de dahil çok ciddi finansal kaynak yaratılması; bu kaynağın kamu, özel sektör, ulusal ve uluslararası fonlardan sağlanması.
  • Toplumda iklim krizine karşı farkındalığın oluşturulması, alışkanlıkların değişimi için ulusal kampanya başlatılması ve sürdürülmesi.

Pek çok STK tarafından da paylaşılan, hatta detaylandırılan bu önerilerin bazıları hakkında kamu otoritesinin, zaman zaman ilgili kesimlerin görüşlerini de alarak çalışma yürüttüğünü gözlemliyoruz. Çalışmaların kısa sürede eyleme dönüşmesini, Türkiye’nin 2053 hedefine ulaşabilmesi için bilime dayanan ara hedeflerin belirlenmesini ve yürürlüğe konulmasını ilgililerden bekliyoruz.

Dünyamızın bugünü ve geleceği için en büyük tehdit olan iklim krizine karşı yapılan mücadele içinde yer almayı; düşünce ve önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmayı sürdüreceğiz.

ÇEVKO DÖNÜŞÜM’ü sizlere sunarken, hazırlanmasında emeği geçenlere gönülden teşekkür ediyorum.

Mete İmer

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri

ÇEVKO Dönüşüm Dergisinin 31. sayısını okumak için tıklayınız.