Böylece Türkiye’yi de yakından ilgilendiren Sınırda Karbon Düzenlemesi’yle (SKD) ilgili detaylar netleşmiş oldu.
Düzenlemeler için test aşaması olarak görülen raporlama yükümlülüğü 1 Ekim 2023 tarihinden itibaren hayata geçecek. Türk ihracatçı şirketler de 1 Ekim 2023’te raporlamaya, 2026 yılı itibarıyla da mali yükümlülüklerle karşılaşmaya başlayacaklar. ETS kapsamındaki sektörler 2005 yılına göre emisyonlarını 2030 yılı itibarıyla %62 azaltmak zorunda kalacaklar. Reformdan önce bu rakam %43 seviyesindeydi.
Binalar ve karayolu ulaşımındaki yakıtlara yönelik ikinci bir ETS kuruldu (ETS2). Deniz ulaşımı da bu kapsama dahil edildi. 2027’de uygulamaya geçecek ETS2’nin hane halkında yaratacağı mali yükü telafi etmek için Sosyal İklim Fonu kuruldu. 86,7 milyar euro tutarındaki fon kapsamında hem en kırılgan Avrupalılar desteklenecek hem de enerji verimliliği, karbonsuzlaşma ve sürdürülebilir ulaştırmaya yatırım yapılacak.
Yapılan anlaşmada yeni yeşil teknolojilere yatırım için İnovasyon Fonu, düşük gelirli Birlik üyelerini desteklemek için de Modernizasyon Fonu oluşturuldu. İkisinin toplam büyüklüğünün yaklaşık 50 milyar euro olacağı ifade ediliyor. Bu fonların gelirleri hem mevcut emisyon izin sertifikalarının satışından hem de yeni izinlerin ihraç edilmesinden sağlanacak.
AB ülkeleri 2024 yılı itibarıyla şehir atıklarıyla oluşan emisyonların da kaydını tutacak, 2028 ya da en geç 2030 itibarıyla atık sektörü de ETS sistemine dahil edilecek.
ETS sisteminde sunulan ücretsiz tahsislerin azaltımı 2026’da başlayacak, 2030 yılı itibarıyla %48,5 oranında azalacak ve 2034’te sıfırlanacak. Bu durum sistem çerçevesinde mali yükümlülüklerin kademeli olarak artacağı ve SKD’nin tam olarak 2034 yılında uygulanacağı anlamına geliyor.