Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından Akbank'ın ana sponsorluğu ve Deloitte Türkiye'nin derecelendirme ve raporlama desteği ile yürütülen CDP Türkiye 2015 İklim Değişikliği Programı Raporu açıklandı. Rapor, 19 Kasım 2015, Perşembe günü, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi the Seed'de yapılan etkinlik ile kamuoyuna duyuruldu.

Şirketlerin iklim değişikliğine yönelik stratejilerini uluslararası kurumsal yatırımcıların bilgisine sunabileceği bir platform sağlayan CDP, dünyanın en prestijli ve yaygın çevre girişimi olarak kabul ediliyor. CDP Türkiye 2015 İklim Değişikliği Raporu, CDP'ye Türkiye'den dahil olan 46 şirketin verdikleri yanıtların analizini içeriyor.

Bu projeye 2010 itibaren yanıt veren şirketlerin sayısında %250 oranında bir artış yaşandı. Bu şirketlerin %95'i iklim değişikliğini üst düzey ve yönetim kurulu seviyesinde ele aldığını, %89'u da iklim değişikliğini iş stratejilerine entegre ettiğini açıkladı.

CDP Türkiye İklim Liderleri'nin de ödüllendirildiği etkinlikte, yerel olarak belirlenen "CDP İklim Saydamlık Liderlik Endeksi" (CDLI) listesinde yer alan T. Sınai Kalkınma Bankası, Brisa, Garanti Bankası, Turkcell İletişim Hizmetleri ve Arçelik CDP Türkiye İklim Saydamlık Lideri ödüllerini aldılar. Küresel olarak belirlenen "CDP İklim Performans Liderlik Endeksi"ne (CPLI) girerek A bandında yer almaya hak kazanan tek Türk şirketi ve CDP Türkiye İklim Performans Lideri ödülünün sahibi Garanti Bankası oldu.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, Akbank'ın ana sponsorluğu ve Deloitte Türkiye'nin derecelendirme ve rapor desteği ile yürütülen CDP İklim Değişikliği Programı'nın Türkiye raporu, kamuoyu ile paylaşıldı. Rapor, 19 Kasım 2015, Perşembe günü Sakıp Sabancı Müzesi the Seed salonunda düzenlenen etkinlik ile açıklandı.

CDP Türkiye 2015 İklim Değişikliği Raporu Bulguları
2010-2015 Karşılaştırması
CDP Türkiye İklim Değişikliği Programı kapsamında bu yıl, CDP Küresel İklim değişikliği Raporu'na paralel olarak 2010-2015 yıllarını kapsayan beş yıllık bir analiz yapıldı. Buna göre, 2010'dan bu yana CDP İklim Değişikliği Programı kapsamında yanıt veren şirket sayısı rakamlarında en fazla artışın kaydedildiği ülke yüzde 250 oranında bir artışla Türkiye oldu. Türkiye'de, aynı zamanda emisyon azaltım çalışmaları açısından da 2010 yılından bu yanayüzde 300 oranında bir artış kaydedildi.

Türk şirketleri hem saydamlık hem de performans kategorilerinde küresel ortalamanın üzerinde sonuçlar elde ettiler. Buna rağmen, emisyon azaltım hedefi belirleme ve emisyon verilerinin doğrulanması konularında küresel ortalamanın gerisinde kaldıkları görülüyor. Ayrıca Türk şirketleri, iklim değişikliğinin belirgin fırsatlar sunduğunu da belirttiler.

Son beş yılı içeren analizde, Türk şirketlerinin iklim değişikliği nedeniyle meydana gelen fiziksel risklere karşı daha duyarlı olduğunu gözlemlendi. Fiziksel iklim riskleri raporlama oranı 2010'a göre yüzde 79 arttı ve bu oran küresel ortalamanın yüzde 59 üzerinde bulunuyor.
Türkiye'den yanıt veren şirketlerin analizine göre son beş yıl içinde doğrudan (Kapsam 1) emisyonlarda yüzde 39 artış yaşanırken, dolaylı (Kapsam 2) emisyonlarda yüzde 30 oranında düşüş gözlendi.

2015 yılı sonuçları
• Bu sene toplamda 46 şirket CDP'ye yanıt verdi: Yanıt veren şirketlerin 29'u, 70 ve üzeri saydamlık notu aldı. Performans değerlendirmesinde 11 şirket A ve B bandında yer aldı.
• İklim Değişikliği konularında şeffaflık arttı raporlama kalitesi yükseldi: CDP'nin ilk defa Türkiye'den yanıt veren şirketleri derecelendirdiği 2011 yılından bu yana CDP saydamlık derecelendirme notu ortalamasında yükselen bir grafik gözlemleniyor. 2015 yılında 100 üstünden 80 puan ve üstü saydamlık puanı alan şirketlerin oranı yüzde 70, bu oran geçen sene sadece yüzde 49'du.
• Performans kalitesi artıyor ama özellikle emisyon yoğun şirketlerde bu artış halen yavaş: Bu sene tüm dünyada performans açısından başarı gösteren 113 tane A bandı şirketinden biri de Garanti Bankası oldu. Geçen sene Türkiye'de olduğu gibi daha emisyon yoğun sektörlerden bu listeye giren olmasa da gelişmekte olan diğer ülkelerden birçoğunun A listesi'ne girememiş olduğu görülüyor.
• 2010 yılından bu yana yanıt veren şirketlerin sayısı yüzde 250 artış göstererek, bugüne kadarki en yüksek yanıt verme sayısına ulaşıldı.
• İklim yönetimini iş stratejilerine entegre eden şirket sayısı arttı: Şirketlerin yüzde 89'u iklim değişikliğini iş stratejilerine entegre etti. Şirketlerin yüzde 68'i ise emisyonlarını düşürmek üzere hedef belirledi.
• Gelişmiş emisyon raporlaması: 2015 yılında, yanıt veren şirketlerin yüzde 89'u doğrudan (Kapsam 1) ve dolaylı (Kapsam 2) emisyon verilerini açıkladı. Şirketlerin yüzde 58'inde ise geçen seneye oranla emisyon verilerinde artış kaydedildi.
• Doğrulatma yetersizliği: Verilerini üçüncü taraflarca doğrulatan şirketler tüm yanıt verenler içinde ancak %39'a ulaştı. Bu oran geçen yıllara nispeten yükselse bile gelecek yıllarda şirket paydaşları ve yatırımcıların doğrulama taleplerinin artması ve de hükümetin İzleme, Raporlama ve Doğrulama (MRV) sistemi kapsamında oluşturduğu düzenlemelerin şirketler üzerinde teşvik edici olması bekleniyor.
• İklim değişikliği ile alakalı konuların şirketlerin üst yönetimlerde ele alınması oranında artış yaşandı. Şirketlerin yüzde 95'i iklim değişikliği konusunu üst düzey ve yönetim kurulu seviyesinde ele aldıklarını belirtti.
• Şirketlerin risk olarak gördükleri konular; enerji / petrol fiyatları ve diğer düzenlemeler (yüzde 95), itibar (yüzde 61), sağanak yağışlar ve kuraklık, değişen sıcaklık dereceleri ve değişen tüketici davranışları (yüzde 55) olarak belirtildi.
• Şirketler iklim değişikliğini fırsata dönüştürebileceklerine inanıyorlar: fırsat olarak gördükleri konular ise; düzenlemeler (yüzde 92), itibar (yüzde 53), değişen tüketici davranışları (yüzde 50), ticaret sistemi ve sıcaklıktaki sıra dışı değişiklikler.
• Emisyon azaltım faaliyetleri ve enerji verimliliği konularında girişimler artıyor: 2015 yılında raporlanan girişimlerin neredeyse yarısı (163 adet) emisyon azaltım faaliyetleri ve enerji verimliliği konularında.
• Raporlama yapan şirketlerin yüzde 32'si emisyon azaltım hedefi belirtmemiş

Özetle, iklim değişikliği ile ilgili konular Türkiye'de şirketlerin üst yönetimleri tarafından izleniyor, Türkiye'deki şirketler iklim değişikliği nedeniyle meydana gelen fiziksel değişikliklere karşı duyarlılar, iklim değişikliğinin beraberinde getireceği fırsatlar konusunda bilinçliler, emisyonlarını düşürmek üzere hedefler belirliyorlar ancak emisyonların doğrulanması noktasında geride kalıyorlar.

CDP 2015 Küresel İklim Değişikliği Raporu Bulguları
CDP bu yıl ilk defa beş yıllık bir analiz yaparak tüm dünyadan CDP'ye yanıt veren şirketlerin 2010-2015 yılları arasındaki değişimini değerlendirdi. Son beş yılın karşılaştırmasının yapıldığı rapor sonuçlarına göre:
• Şirketlerin iklim değişikliğine karşı çalışmaları son beş yılda hız kazanması, kurumların düşük karbon ekonomisine verdiği desteği gösteriyor. Son beş yılda emisyon azaltma faaliyeti olan şirketlerin oranı neredeyse ikiye katlanarak, yüzde 89 oranına yükseldi. Şirketlerin neredeyse tamamında yönetim kurulu ve üst yönetimin iklim değişikliği sorumlulukları olduğu gözlendi.
• CDP'nin derecelendirme metodolojisine göre yapılan değerlendirmelerde üstün başarı göstererek A Listesi'ne giren şirketler iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalarda öncü rol oynamaya devam ediyor. Listede bulunan borsa değeri bakımından en büyük üç şirket Apple, Microsoft ve Google. A Listesi'nin büyük bölümünü finans, sanayi ve bilişim sektörlerindeki şirketler oluşturuyor.
• Yatırımcıların giderek artan talepleri, bilimsel gerçekler ve bu alanda güçlenen siyasi iradenin ışığında iklim değişikliğine karşı yürütülen mücadelede bir dönüm noktasına gelindi. Şirketlerin CDP aracılığı ile iklim değişikliği ile ilgili stratejilerini ve bilgilerini açıklamasını isteyen yatırımcıların sayısı, CDP'nin kuruluşundan beri 20 kattan fazla bir artış gösterdi. Yatırımcılar karbon emisyonundaki düşüş ile mali performans arasındaki bağlantıyı anlamak için, CDP'nin çevreye etkileri ile şirket bilançolarını doğrudan ilişkilendiren sektör araştırması gibi yeni yatırımcı ürünlerinden yararlanıyor.
• Ekonomik devrimin gerçekleşmesi için çalışmaların sürdürülmesi, daha fazla şirketin iklim konusunda hesap verilebilirlik ve şeffaflığı benimsemesi, küresel bir sözleşme imzalanması gerekiyor. COP21'de iklim değişikliğine karşı mücadele için yeni bir küresel sözleşme imzalanması için özel sektörde hem istek hem eylem görülüyor, hükümetlerin de irade ve kararlılığını harekete geçirme yönünde tutumları öne çıkıyor.
• Dünyada dengesizlik hakim: Doğu Avrupa ve Çin'de CDP'ye yanıt verme oranları ortalamanın çok altında bulunuyor. Güneydoğu Asya ve Latin Amerika şirketlerinin çalışmalarında önemli ilerlemeler kaydedildi. Öte yandan Kore, Birleşik Krallık ve İskandinavya'da yerleşik şirketler, iklim konusunda hesap verebilirliğin önemini kavramış durumdalar ve açıklama oranları yüksek.


http://cdpturkey.sabanciuniv.edu 
www.cdp.net