ÇEVKO Vakfı üyesi Unilever, sürdürülebilirliği işinin ayrılmaz bir parçası yapmasının, büyümeyi destekleyen, maliyetleri düşüren ve geleceğe yönelik olarak organizasyona direnç katan bir itici güç olduğunu vurguluyor.

Unilever Türkiye 2014 yılında çift haneli büyürken, bu büyümenin yüzde 55'inin ‘sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalar'dan kaynaklandığını duyurdu.

Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında 4 yılda yol aldığı mesafeyi uzmanlar ve çeşitli paydaşlarla değerlendirmek üzere, ‘Etkiyi birlikte büyütüyoruz' sloganıyla İstanbul'da bir çalıştay düzenledi.

Çalıştayda Unilever'in sürdürülebilirlik yaklaşımının, özel sektöre bir rol model olduğunu ifade eden Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Koordinatörü Kamal Malhotra, "Birleşmiş Milletler, Sürdürülebilir Yaşam Planı'na gereken desteği vermeye hazır..." dedi.

Unilever Türkiye CEO'su Mehmet Altınok ise "Tüketiciler artık samimi bir amacı olan, özgün ve etik temellere dayanan ürünler istiyor. Giderek daha çok sayıda markamız sürdürülebilirliği yaşam döngüsünün bir parçası haline getiriyor ve bu tüketici eğilimini bir fırsat olarak değerlendiriyor" dedi.

Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı'nın büyüme, maliyetleri düşürme ve geleceğe yönelik dirençlilik açısından işi üzerinde giderek artan ve olumlu bir etkisi olduğunu vurguluyor. Unilever ‘sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalar' kavramına hem bir tanım hem de bir ölçüt getirirken, bu markaların şirketin büyümesinde lokomotif rol oynadığına dikkati çekiyor. OMO, Lipton, Knorr, Domestos, Signal gibi sürdürülebilir yaşama öncülük eden pek çok Unilever markası ortalamanın üstünde bir büyüme sergiliyor ve Unilever Türkiye'nin büyümesinin yüzde 55'i bu markalardan geliyor.

Malhotra: "BM, Sürdürülebilir Yaşam Planı'na destek için hazır..."
Çalıştaya katılarak görüşlerini paylaşan Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Koordinatörü Kamal Malhotra, dünyanın ekonomik anlamda çok kritik bir noktada olduğunu söyleyerek "Bir taraftan refahı giderek artan bir kesim var, diğer tarafta ise yoksulluk. Bugün gelişmekte olan ülkelerin %75'inden fazlasında gelir dağılımı adaletsiz. Dünyada 9,4 milyon kişinin gıda, enerji ve suya erişimi bulunmuyor. Su kaynaklarımız ise giderek tükeniyor. Su konusunda küresel talebin %40 oranında artacağı öngörülüyor. Özel sektör bugün dünyadaki büyümenin lokomotifi konumunda bulunuyor. Dolayısıyla özel sektör ve kamu işbirlikleri ekonomik kalkınma için büyük önem arz ediyor. Kurumlar ve liderler de bu durumun farkında. Türkiye ekonomisinin başarısı için bu dengeyi önemli görüyoruz. Türkiye'de 50 yıldan bu yana Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı yakın ilişkilerle sürüyor. Bu anlamda Birleşmiş Milletler olarak, Unilever'in sürdürülebilirlik yaklaşımını izliyoruz ve Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı'na gereken her türlü desteği vermeye hazırız" diye konuştu.

Sürdürülebilir markalar büyümenin lokomotifi oldu
Unilever Türkiye CEO'su Mehmet Altınok, Sürdürülebilir Yaşam Çalıştayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, "Büyümeye devam etmek istiyorsak tüm değer zincirimizde kökten değişim getirecek bir yaklaşımı benimsemeliyiz. Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı geride kalan dört yılda bize gösterdi ki, bir amacı olan markalar ve bu talebe yanıt veren ürünler, yani sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalar, daha güçlü ve daha hızlı bir büyüme gösteriyor. Bugün Unilever Türkiye portföyünün yarısı ‘sürdürülebilir yaşamı destekleyen marka' özelliği taşıyor ve bu markalar iki kat daha hızlı büyüyor. 2014 yılında şirketimizin büyümesinin yarısından fazlası, bu markalardan kaynaklandı" dedi.

Dünyada 800 bin küçük ölçekli çiftçiye destek ve eğitim verildi
Unilever'in, 2010 yılında hayata geçirilen Sürdürülebilir Yaşam Planı'nın çoğu hedefine ulaşma yolunda dünyada önemli ilerleme kaydettiğini dile getiren Altınok, küresel fabrika ağının ‘sıfır atık' hedefini tutturduğunu, üretimde enerji ve sudan doğan CO2 seviyelerinde 2008 yılına oranla üretim tonu başına sırasıyla %37 ve %32 azalma yaşandığını kaydetti. 2020'ye kadar 1 milyardan fazla insanın sağlık ve esenliğini geliştirmelerine yardımcı olma hedefi kapsamında bugüne kadar tüm dünyada 397 milyon kişiye ulaşıldı. 2010 yılından bu yana 800.000 küçük ölçekli çiftçiye destek ve eğitim sunuldu, 238.000 kadına eğitim ve beceri kazanma desteği sağlandı.

 

Türkiye'den Sürdürülebilir Yaşam Planı hedeflerine anlamlı katkı
Türkiye'de de Sürdürülebilir Yaşam Planı hedeflerine gönülden bağlı olduklarını ifade eden Altınok, bu hedefleri gerçekleştirmek için kararlılıkla çalıştıklarını ve pek çok alanda da hedeflerin önünde gittiklerini söyledi. Altınok, Plan kapsamında Türkiye'de elde edilen başarıları şöyle aktardı:

"Markalarımızın Türkiye'de gerçekleştirdiği projelerle 27 bin küçük ölçekli çiftçiye destek sağladık. Tarımsal hammaddelerimizin %98'ini, kullandığımız domatesin ise yüzde 100'ünü sürdürülebilir olarak tedarik ediyoruz. Bugüne kadar 1.000 kadına becerilerini geliştirme imkanı, eğitim ve iş fırsatları yarattık. Satış ve dağıtım noktalarının ekolojik ayak izini azaltmayı hedeflediğimiz projeyle 52 ‘Yeşil Satış Noktası'na ulaştık, bu yolla Türkiye'de 200 bin tüketiciye ulaştık. Sağlık ve esenliği artırmak hedefimiz kapsamında tüketicilerimizle 27 milyon, iyi yıkama alışkanlıkları kazandırmak içinse 96 milyon görüşme gerçekleştirdik. Türkiye'deki 8 üretim tesisimiz ‘sıfır atık' hedefine 2013 yılında ulaştı. 2010'dan bu yana tedarik zincirimizde yaptığımız sürdürülebilirlik çalışmalarıyla 50 milyon TL tasarruf ettik."

Türkiye'de her 3 kişiden ikisi çevre dostu...
Sürdürülebilirliğin, şirketleri değer yaratmaya ve farklı inovasyonlara da teşvik ettiğini ifade eden Unilever Türkiye CEO'su Altınok, Gfk tarafından 23 ülkede gerçekleştirilen Çevresel Değerler Araştırması'ndan şu sonuçları paylaştı: "Tüketiciler artık samimi bir amacı olan, özgün ve etik temellere dayanan ürünler istiyor. Bugün, yaklaşık 3 kişiden 2'si, çevre dostu olmayan bir şey yaptığında kendini suçlu hissediyor. Türkiye'de şirket ve markaların çevreye saygılı olması gerektiğine katılanların oranı ise yüzde 83'le dünya ortalamasının üzerinde."

Etkiyi daha da büyütmek için 170 ülke, şirket ve STK güçlerini birleştirdi
Tarihte bir dönüm noktasında olunduğuna ve bu noktada, insanlığın gelişmeye devam etmesi için hep birlikte birtakım değişiklikler yapılması gereğine işaret eden Altınok, "Merkezinde sürdürülebilirliğin bulunduğu yeni iş modeli, tüm dünyada yaşam kalitesinin artırılması için temel bir rol oynayacak. Bu gerçeği anlayan işletmeler ayakta kalacak. Sadece sürdürülebilir şekilde büyüyenler başaracak. Sürdürülebilirlik biliyoruz ki, uzun ve zorlu bir yolculuk... Bu yolculukta dileğimiz, tüm iş ortaklarımızı, tedarikçilerimizi, çalışanlarımızı, tüketicilerimizi özetle tüm paydaşlarımızı yanımızda görmek... Bu amaçla Unilever, tüm dünyada 170 ülke, şirket ve Sivil Toplum Kuruluşu ile etkiyi daha büyütmek gücünü birleştirdi. Kendi çabalarımızı, kamu politikalarına dair dışarıdan alacağımız destekler ve diğer organizasyonlarla yapacağımız işbirlikleriyle pekiştirerek, kitlelere ulaşmak istiyoruz" şeklinde konuştu.